“rüsü Te& * v KU K LA 3 AAT LA 13 Man O Matbuat - hatıraları —| SON POSTA “Erkekler, sakın “Penbe Konak,, sahibinin zengin bir kadın kurduğu mecmua * * * Biı-nı Filorinalı Nazımı aramıza karışmış bulduk. — Akşamları haneden çıkarken benim koluma girerek söze başlardı. Öteki ar kadaşlar arkadan gelirlerdi. Biraz sonra ben arkaya içaret edendim ve arkadaşlardan biri benim yerimi alırdı. Ba hal iki üç defa tekerrür eder, . n a Nazım farkına bile varmazdı. Osman Cemal buna (Tabut değiştirme' derdi birile evli olan şoför niha- kümetin —maaş eshabına — aylar - Ca para vermediği devirlerde ©, Tuntazaman rehin ve cüzdan mukabi- | delicesine tevziat yapıyor, binlerce İralarla oynuyondu. Bakırcılar köşe - leki «Pembe konak» bir arı kova -| fundan farksızdı. En ağır başlı muhar- Tütler bile sütunlarında Ondan bahsetmekten kendilerin: ala - Tn İı—muı Faik işe zannederim, evvelâ bir ayakkabı boyası ima! etmek!e baş- Sonra ticari ve içtimal kaba saba 'ğımı_ıaıu. neşvetti. Daha sonra bunu 1 görmiyerek «<Şebap> isminde ede- bi haftalık bir risale neşrine başladı. Bununla da iktifa etmiyerek «Yeni Sah- he» diye bir sahne tesis ııısehııı Tisalesinin idarehanesi İstan- &ılı Vilâyet konağı karşısında Alâed - matbaasının #tisalindeki küçük Aradan hayli zaman geçtiği cihetle :"lll Faikle nasıl ve kimin vasıtasile iştığımı şimdi lâyıkile hatırlıyamı - a Esasen benim le kuru- ha ve içinde bir çok yazılarım bulu - ..: ve oldukça uzun bir ömre maz - y olan bu risalenin kolleksiyonu şöy- b“:mun_ bugün elde bir tek nüsbası Mevcut değitdir. O, bu rizalenin mündericat ve tahzir ini tamamile benim elime bırak- :h O vakit devir, mütareke devri * Mensup olduğum âyan meclisi, ta- devresinde idi. Meclis, senede dört M'u.ım edip sekiz ay talil devresi on"üığs dihetle günlerim bemboştu. n için onun teklifini müsait şekil. kabul ettim ve çalışmağa başladım. salenin daimi muharrirleri Os : Cemal, Ekrem Vecdet ve daha —e_ri - aradan uzun zaman geçliği lâyıkile hatırlıyamadığım - bir çok çlerdi. Hattâ bir gün Ahmet Haşim khp inden en güzellerinden birini bi. 'del bu risaleye vermişti. Mecmua- du, Satışı iyi idi, muntazaman çıktyor Asil işin tatlı tarafı, bu mecmuanm :’*ğh hayatı idi. Her gün öğleden son- ..'üküçük yazıhanede - toplanırdık. hir Orası o derece kalabalik bir mu- Olurdu. ki, sandalye yetişemez de *I'Jklan ayakta kalırlardı. Orada s- 8:: Reşeli bir hava hüküm sürerdi N zamanlarda bir gün Filerinah Tz da - bugünkü şiir krakı - ara - Pa iduk. “l on bulı h Tinalı geldikten sonra bu muhi- Sn'“'ln birden değişmişti. '“h: Zamanlarda bu kafileye Salt Bajç ıî! merhum da Htihak etmişti. "'ıu.,.,'k“"'“ harikulâde zekâya malik, nl"împ. deryadilz. bir arkadaş - tinge daklarından kahkaha ve gözle - Bunş / Setaret bir an eksik olmazdı. M,_“' Tağımen sefaletin, açlığın d “Yebilirim azami haddin? yaşıyor Hiç - '; ifutmam bir ak: h'“ı h'ş—'!pxsı. oraya hağı | ızla giren ve © Piyı kapıyan bir çekadlşın tok- Uzumundan fazla sıkması yü - ile evlenmeyiniz!,, Amerikanın en zengin ve en güzel kadınlarından yet evinden kaçtı «Kadınlar kocanızı elinizde tutmak türlü | isterseniz, evvelâ istibdat yapmayımız, açılamamış ve he - pimiz orada mah - O| den biri veriyor, ve misal olarak ta şu sur kalmıştık zaman mecburen kapıyı brakıp ya- zıhanenin — pence : resinden - hamdol sun ki vitrinin yan| mış, ve adamcağı sonra da kıskanç olmayınız'..» Bu nasihati Amerikan gazetelerin - hâdiseyi anlaryor: eMadam Muriel Wanderbilâ fev - kalâde güzel ve fevkalüde zengin ol - masına rağmen fakir kocasını tulama - nihayet başını ala- tarafında küçük bür| rak evden kaçıp gitmiştir. Ekrem Vecdet der- sebepler - şimdiye kadar fevkalâde çok sevdiği altı kocayı kaçırmıştır. Bu .| milyoner karının kucası olmak felâke- “|tümi tadan son adam başına gelenleri se aramızda neşeli bir hatıra o'dı. Filorinalh MNazım, müthiş konuşan bir adamdı. Bir beyan talâkat: k kunuza girdiği zaman eğer söz dinle - meğe tahammülünüz ve ayaklarınızda da onunla yürümek kabiliyeti varsa yirmi dört saat yürür ve yırmi dört saat onun devamlı ve İnkitasız sözle - rini işitebilirsiniz. İşte bundan dolayı idi ki, Filorinalının gelmesile değişen muhitimizde susmağa ve sadece onu dinlemeğe mecbur olurduk. Çünkü Fr lorinalr aman zaman dinlemez, kendi- sinden başka kimseye kanuşmak hak - kı vermezdi. Bu yazıhaneden akşamı çıkışları en güzel hatıralarımızdan biri idi. Filo - rinalınm garip bir tabiati de kola gir- mekti. Ekser akşamlar benim koluma girerek yazıhaneden çıkar, sekız on ki- şi teşkil eden bir kafile halinde Babrâ- H yokuşundan aşağı güle eğlene iner. dik. Tam «Orhanbey ham» sıralarına geldiğim zaman ben elimle arkaya ret eder ve yavaşça Filorinalının ko - hundan sıyrılırdım. Benim, onun ko - kundan sıyrılmamla, işaretimle arka - dan gelen arkadaşlar, orum koluna gir- mesi bir olurdu. İkbal kütüphanesinin köşesinde ikincisi ayni minva' ba reket eder ve biraz s ncüsü or nu takip eder, Bahçekapıda dördü arkadaş. Ve nihayet Eminönü meyda- nında dördüncü arkadaşı beşine ar kadaş istihlâf eylerdi. Hamdolsun, a - ramızda onun gibi Boğaziçinde otu - ranlar olmadığı cihetle onu din!emek faslı burada kesilirdi. Nazım, söz söylemenin vect ve iş . tiğrakı içinde idi. Yanında kimin oldu. ğunun farkında değildi. Elverir ki o, söylesin ve süylediği sözler dinlensin. Amma, açtığı bahsin baştarafını Sa -| Hihaddin Enis, sonraki kısmın: Osman Cemat, mabadimi Ekrem Vecdet ve en sonunu Sait Hikmet dinlemiş, 0 . nan içie benün biç bir farkı yoktu.| Madem ki yanında kendisin! dinliyen bir kulak vardı. Şahıs ve isim tebed- dülünün bunda ne besi vardı. Cemat, buna «tabut değiştir. mek» de; Nasıl cenazelerde tabutua kolları şitına girenleri, üç beş adım sonra arkadakiler istihlâf ederlerse biz de Füorinalıya karşı ayni vazfeyi ifa etmekte idik. Devamı var Alman elç'si Bir kaç gündenberi şehrimizde bu- hkaman Alman büyük elçisi B. Fon Kel ler, dün, Ankaraya dönmüştür. Büyük elçinin Berline gideceği söy- lenmişse de, bu haber asılsız çıkmış- ar. İstanbulda ağaç dikme faaliyeti beşlıyor İstanbulda ağaçlanmakta olan saha genişletilecektir. Yeni sene - bütçesine 21,000 lira tahsisat konmuştur. Eski - den ağaçlanan yerlerde ağaçlara mu - sallât olan hastalıklarla mücadele için 2,500 lira tahsisat verilecektir, *(kuyr şöyle anlatmıştır: «İsmim Biltip, eskiden, fakir bir şo fördüm. Madam Muriel, kendisini bir gün otomobilimle gezdirirken beni 0 “|sevmiş, evlendik. Şoförler, hürriyet - 'leı_'ı'nı: sahip insanlardır, ben ne kadar hürriyetimi seversem, bu izdivaçtan vi Va sömniebli WÂZ İğisDEs y gi Mşis elti SADA t sonra da o kâdar esir oldum. Memur - leri her gün akşanı altıda biter, Cumartesi, pazar günleri serbesttirler. Halbuki karısına refakat etmeğe me- mur olan bizim gibi kılıbıkların, biç -| tatil günleri yoktur. | | Onun elâleme karşı yapmak isledi- |i bütün sahte rollere uymak mecbu - riyeti vardır. Hele arasıra uydurduğu <lu yalarıları mütekip? Ö ğit mi Bİl? diye bir saruşu vardır ki hayret eder ve gene hayret yede ede, onun yalan sörlerini tasdik &- dersiniz. Erkekler eğer akıllı İseter, kat'iyyen zengin karı ile evlenmemelidirler. Be nim eski karım, zen; h yor, ben onun altıne: koc altımız da fakir kimselerm V Bik kocası profesyenel. bir. futbolcu olan Kamer Çaittir. Bütün dünyanm futbolcularile boy şen bu adam ni- hayet dayanamamış, bDir gece bir mey- haneye kaçmış, orada da <ks. gihi kav- ga çıkarmış ve bıçak yemiz, | Bu vak'ayı kemdisine hakare: telâk- |ki eden kadım, kocasının hatır . İracağına bir tayyareye binerek derha' Reno şehrine gilmiş ve kocasının gı - yabında bir boşanma kararı almış, fut- |bolcu bu vaziyetler © kadar memnun olmusş ki sabık karısına bir teşekkür mektubu bile yazmış. Milyoner kadının sondan bir evvet: ki kocası bir yüzücüdür. Kadın, kocasının çıplak vücutia ken: disini yüzme havuzlarında teşhir e - derek kadımlar tarafından beğenilme- sini istemiyor, bu bale bir türlü daya - namıyormuş. Nihayet bir gün kocası söz dinlemeyince, onu öpmek isşter gi- bi yapmış ve: — Hart diye yüzünden bir parça et ıp çıkarmış. Bu vak'a üzerine ta . üi boşanmışlar. Ben başıma bir felâket — gelmeden kaçtım. Bir gece direksiyon kullanmı- yayım diye kolumu kırmağa - kalktı. Şimdi gene fakirleştim, fakat rahatım. 1 imişim, Hiç değilse hayatım tehlikede değil..» «Son Posta ,, nın (Gönül İşleri) sütununu idare eden (Teyze) bir Ânket açıyor -Beğendiğiniz kadın fipi n Çehresi, tabiati edir? bilgi derecesi - Beğendiğiniz erke tipi n edir? Çehresi, tabiati, meslek ve san'ati Anketi (Teyze) yi Gün geçmiyor ki kadın veya erkek okuyucularımdan şu me- ülde mektuplar almıyayım: “Bekârim, evlenmek istiyorum, Fakat kendime 'e canlandırdığımı gibi bir eş bul- mıyorum, . Bu, muhayyelede canlandaılan €ş tasldır? Delikanlılar hayat. darın; birleştirecekleri genç kızın, Son Posta, (Teyze) ni açan dinleyelim geç kazlar birlikte yuva kura- cakları erkeğin aasil — olmasını istiyorlar? Öyle Git ediyorum ki sordeğum suallere — alacağım ce- vapların meticesi bize gençlerin €ş veçmekteki düşüncelerini an- ktacağı gibi — izdiraç yolunda yanlış istikamet tetanlara da fay- dalı olacaklar. suallerine verilecek cevapların hepsini yazacağı gibi Neşredeceği her cevap sahibina bir de Hediye verecek veya bu hediyeyi adresine yollayacaktır. Buüdan başka neticeda cevalır en çok beğenilenlerden: Birinciye : İkinciye : Üçüncüye: 50 lira 25 ilra K Hira Mükâfat ver .cektir. Cevaplar 80 kelimeyi geçimiyecek, y eçerse bu miktara indirilecektir. Gönderilecek zarfların Üzerine ( Gönül İşteri - Anket ) kelimelerini Okuyucularımıza Cevaplarımız Okuyucularımızdan A. Y. G. rem- zile mektup gönderen zata: Eğer sı- rih bir adres vermiş olsaydımız, sör- duğunuz tamamen tıbbi ve tama - men ilmi olan suallerin cevaplarını size yollıyacak idik. Fakat «Astig. ma» hakkında sorduğunuz «!9» sual gündelik bir gazetede yer bulabile- €ek umumi mahiyette bir mevzu de- ğildir. Bu sebeple hususi şdresinizi ve posta pulu ile beraber adresinizi bildirdiğiniz taktirde sorgularınızın cevaplarını size bildirebiliriz. * Okuyucularımızdan Ali İhsan İr- maklı'ya: «Hinterland» kelimesi mürekkep bir almcaca kelimedir. Hinter — gt. ka, Land »« arazidir. Arka arazi de- mektir. Larus, bu kelimeyi şöyle ta- rif eder: Umumiyetle sahilde işgal edilmiş olan bir müstemlekenin arka tara - fını teşkil eden toprak parçaları ma- nasına gelir, Bir zamanlar, sahilde bir arazi parçası ele geçiren bir dev- let, bu arazinin iç kısımlarını işgal etmeyi de, kendisi için bir hak sa - yardı. Fakat şimali Afrikadaki müs- temiekeleri için aralarında anlaş - mafar yapan Avrupa devletlerinin bu anlaşmalarından sonra, bu tar - zı hareketin ameli bir kıymeti kal- mamıştır. Fransızlar, bu kelimeyi Enterland diye telâffuz ederler, * Ankarada İ. Kartal'a: İşinizden niçin çıkarıldığınızı yaz: mMiyorsunuz. Maamafih gene sze sü. kün ve xtidal tavsiye ederiz. Anka - rada değil, Anadoluda meselâ Ka - rabükle, Kayseride açılan fabrika - larda iş aramağa çalışınız. Her hal. de şimdiye kadar iş bulamayışınızın sebebi bize izah etmedi; bir mesele olacaktır.