27 Şubat 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

2 Sayfa — - ——— Hergün Nakil masraflarının Pahalılığına çare Bulmak lâzımdır. İrema Yazan: Muhittin Birgen I ni olan şeylerden biri de nakil va- sıtalarının — pahalılığıdır. — İhracat meşguül olduğum döküz sene içinde yakından tanıdığım bu vaziyet son sene - lerde demiryollarının yaptığı tenzilât sa - yesinde bir hayli hafiflemiş olmakla be- raber gene, gerek ihracat ve ithalâtımızın ve gerek dahili eşya hareketlerimizin ma- liyet Hatları üzerine gayet ağır basan â - millerden biridir. Yapılan bütün tenzilâ - ta rağmen hâlâ demiryollarımızda navlun- lar pahalıdır. Deniz yollarımızdaki nav - lun tarifeleri -yüksektir. Limanlarımızın it- hal ve ihraç ücret tarifeleri Şüksektir. Bil- hassa, hamal, araba, kamyon vasıtasile şe- Sözün Kısası Bir gün buluşalım yahu! Yazan: E. Talu Y er yüzünde, kurnazlar tasnif edi lecek olsa, şu tarif edeceğim ve mutlaka sizin de âşina çıkacağınız tip birinciliği alır. Kurnazlık - malümu âliniz - tüclü türlüdür. Çoğu maddi menfaat gözetir, gayesi biçimine getirip vurgun vurmak tır. Bizimki o biçim kurnazlardan değile dir. Merakı kendine, zahmetsizce ve masrafsızca, bazı meziyetler, faziletler izafe ettirmektir. O, bu süretle, beda« vadan edindiği şöhret sayesinde yaşa* dığı muhitte hürmet ve sevgi kazanıre Mevki edinir, En birinci ve umumi prensibi, her ürkiyenin iktisadi inkişafına mâ- işlerile pek İnsanlar karakter itibarile yekdi- gerinden çok farklı yaratılmışlardır. Bazıları uysal, bazıları inatçı, bazı - ları hadidülmizaçtırlar. —— (söz Yeni bir dost, arkadaş, yahut ta- nıdık edindiniz mi herşeyden önce karşınızdakinin karakterini tayin et meye çalışınız. ARAS Muhatabının karakterini anlaya - rak kendisine o şekilde muamele et- mesini bilen adam düşmanlarını bile doğru yola getirebilir. INDA ) hir içindeki nakil ücretleri ve iskelelerde- ŞT oe T . - kese - kayıtsız, farksız - siyanen müls ki tarifeler yüksektir. Türkiyeye — giren, Fl'ânsanln en küçük HERGÜN B.H FIKHA Dünyânln te$i duvrankallır - - Türkiyeden Çtkı.nı. Türğiyıe içîrıdenl'"’*'“k"l Kurtarıcısı I En uzun Boylu ]BÖiİBC_!_?.— t']“fkarâ jumumiye nazarında eden eşyanın maliyet fiatlarını arttıran ve aü 'i s«alçak gönüllü» dür., bu süretle dahilde pahalılık hariçte de bi- Mâdâlye aldı Rütbeı şahadet çocugu Ondan sonra ikinci vasfı gelir: Mük« zim mallarımıza rekabet müşkülâtı doğu - ran bu pahalılığı ortadan kaldırmak mil- K iktisadiyatımızın inkişafı bakımından gayet mühim bir mesele olarak telâkki e - dilmeğa çok lâyıktır. Demiryollarımızın rim.. Eli açık.. Misafirperverdir. Evine hiç kimsenin gittiği, ikram gördüğü, ağırlandığı vâki olmamakla beraber, bizim kurnaz bu sıfatı kazanmış, bu şöhreti edinmşitir. : Sadrâzam timarhaneyi gezmeye gitmişti. Deliler arasında birine rast geldi. Doğru dürüst konuşuyor, de Hilik alâmetleri göstermiyordu. Sad son senelerde yapmış olduğu muhtelif ten- râzam onun deli olmadığına hük- Nasıl mı diyeceksiniz? zilât, bir dereceye kadar bu derde deva metti: < Tn ASRYE, Hâfızanızı yoklayın: Hatırlayacaksıs olmamış değildir. Cesurane ve âkilâne bir — Bu zavallıyı sahverin, gitsin.. nız. O, kaç defa yolda size de rastgel- siyasetle yapılan bu tenzilât ta olmasaydı Dedi, A — miş, herkese tevcih eylediği hitabı size Türkiyede eşyaya hareket imkânı kalmaz- — O delidir. Salıvermek doğru de tekrarlamıştır: T e yüğ TdEÜARAPLE ei ÜF savteli — ae Ğ B a 'e v L M külerden en az bir misili fazla vasati Hat dı. Bareket versin ki bu tenzilât yapılmış ve yük hayli hafiflemiştir. Demiryolları - mızın vaziyetlerine göre — yapabilecekleri tenzilât, şimdilik, bu yapılmış olandan fazla olamaz; fakat, diğerleri, deniz yolla- yımızdaki navlunlar, liman — tarifelerimiz, bazı yerlerde hamal we araba ücretleri mutlaka ıslaha, tadile, ucuzlatılmıya sauh- taçtır. * Muhtelif zamanlarda yapmiş olduğuıîn tetkikler arasında gördüğüm şeylerden bir olmaz. Dedilerse de kulak asmadı. Ertesi gün Sadrâzam Babhıâlide idi. Bir gün evvel timarhaneden bı- raktırdığı adam karşısın dikildi : — Size teşekküre geldim, dedi, si ze verebileceğim en büyük hediye ne olabilir? diye düşündüm. Niha- yet buldum. Cebinden bir ustura çıkardı ve ilâ ve etti: — Hediye olarak size rütbei şa- hadeti takdim edeceğim ! — Bir gün buluşalım, yahu!. Şöyle, birlikte bir çorba içelim.. Yahut ti iki tek atalım da gönüllerimiz ferâhlasın! Siz de, gillügişli bir adam olmadığı-. nız için, kalben memnun, bu mükım zata teşekkür ederek ayrılmışsınızdır. Lâkin, şuna dikkat etmemişsinizdir |ki, bu davet daima müphemdir. Ne gü- nü bellidir, ne de saati. Ve kazara : — — Maalmemnuniye ! bir ğgün iayin edin de geleyim... Diyecek olmuşsanız: ae selarl Ekredenizn bin- ahemmiyeti * ğ — Bugünlerde biraz meşgulüm.. Haf TERLEE dd Göa Tçkrparı Tİzmirde ma: - a a z ta içerisinde haber gönderirim., ğazadan İstanbuldaki mağazaya kadar bir| Resmini gördüğünüz yedi yaşında- Zaruri zhtıyaç_n;addeleri İngiloredir Vareri deD v ti Cevabını almışsınızdır. kilo incir için kiloda iki kuruştan fazla bir|ki Gilbert Resiel Karneci müessesesi- nelerdir : € Z zi : 8 Memlekette bir âfet, mahallede bir nakil masrafı vardır. Kısmen — doğrudan doğruya masraf, kısmen de nakil komis - yonu olarak ödenen bu masraf çok faz - ladır. Çünkü, çok senedenberi incirin mü- him bir kısmınin kilosu 6-10 arasında sa- tılmıştır. Hattâ satış kıymetini vasati ola- rak ön kuruş ta hesap etmiş bulunsak, ge- ne meselâ, Edremit ve Ayvalıktan İstan- bula, mağazadan mağazaya bir kilo zey- tinyağının nakil masrafı dört kuruşa — ve hattâ bazı müstacel sevkiyatta beş kuru - şa kadar yükselir. Öyle zamanlar olmuş- tur ki Kaliforniyadan gelip te Avrupa pi- yasalarında satılan bir kilo inciri satış Satları, bizim memleketin incirini Avrupa piyasalarına sevketmek için yalnız İzmirde mağazadan Avrupa İimanlarına kadar sevketmek için ödenilen masraflara yakın bir miktar olduğunu gördük İzmir ile İstanbul arasındaki 180 millik mesafenin vapur navlununun iki buçuk misli ile bi - .zim mahsuüllerimiz beş bin mil mesafe kale- derek Amerikaya kadar gider, Tiryestede bütün ihraç, mağazaya kadar nakil ve ya- hut transit masrafı, hep birden, bizim |i - manlarımızda yalnız ihraç için alınan - ve ihraç için olduğundan dolayı gayet mute- dil bulunan - ücretin üçte biri ile yapılır. Bu misalleri daha çoğaltabilirim. Fakat, maksat yalnız bir vaziyet hakkında umu- mi bir fikir vermekten ibaret bulunduğu için bu kadarını kâfi görüyorum. Hangi malı, hangi misali almış olsanız, asağı yu- karı bu nisbetlerin muhafaza — edildiğini görürsünüz. * Bu şartlar içinde ihracat 928 senesine kadar o kadar güç olmazdı. 928 senesine kadar Türkiyenin ihracat malları bugün- nin bronz madalyesini almış ve şerefi- ne büyük bir ziyafet verilmiştir. Gilbert Resiet boğulmakta olan 8 Yyağındaki bir arkadaşını, nehre atılmak suretile kurtarmıştır. Gilbert Fransanın en küçük kurtarı- cısı olmak şerefini kazanmıştır. Müusikişinasların en oburu Fazla hassas insanlar az yemek yer- ler, bestekârlarda bunlar meyanında- dır. Bununla beraber musiki âleminde kazandığı şöhret kadar şikemperverlik âleminde de şöhret kazanan meşhur bir musikişinas vardır. Bu meşhur mu- sikişinas Avusturyalı Haydendir. Hayden lokantada daima beş kişilik yemek ismarlar ve yemek yerken gaşolur, musiki bestelerini ekseriya o zamanlarda yaparmış. Ön sekizinci as- rın en velât müusiki üstadlarından olan Hayden 104 senfoni 24 opera ve sayı- sIZ üvertür mübdeidir. ları biraz daha azaltmıştır.Fakat, — bugün de, yarın da bu nakil masrafları çoktur, çok olacaktır ve memleket iktisadiyatının bundan müteessit olmaması imkânsızdır. Henüz düşpya, tabii olmiyan bir iktisat şartları içinde bulunuyor. Türkiyenin da- hili piyasası da, harici piyasası da tabii ol- miyan bir yükseklik içindedir. Eğer bu pi- yasanın gittikçe tabil bir vaziyet alması ve Türkiye fatları ile dünya fiatları arasında bir nisbet ve müvazene tecasiis etmesi iktı- za eyliyecek olursa o zaman bu masraf -« ların ağırlığı kendisini bütün kuvvetile his- settirecektir. Binaenaleyh, bu ahvali şim- diden düşünmek ve masrafları azaltmak için icap eden çareleri aramak İâzımdır. İstanbul Ticaret odası hayat paha- hlaşıp ucuzladığını göstermek üzere minde bir mektep talebesi vardır. Bu- nun boyu tam bir metre seksen sekiz her ay neşrettiği endekse yiyecek maddelerinden on beş, on altı tanesinin fiatını koyar. Halbuki Fransızların id- dialarına bakılacak olursa hayat sevi- yesile alâkadar olan maddelerin sayısı ileri memleketlerde (11), biraz geri memleketlerde de (13) tür. Sayalım: Ekmek, et, sucuk, tereyağı, yumur- ta, süt, peynir, patates, fasulya, şeker, zeytinyağı, bunların sayısı (11) dir. Geri memleketler hesabına ilâve edilen iki maddenin biri petrol, diğeri de al- koldür. Alkol ile petrolün geri memle- ketlerde kullanılışının — sebebi de_ bu memleketlerin henüz elektriğe kavuş- mamış olmalarıdır. İddialı bir satranç oOyunu Öksfort üniversitesinde Amerikalı ile İngiliz talebe arasında iddialı bir şatranç müsabakası yapılmıştır, Bu mü- sabakaya her iki taraftan sekiz kişi İş- tirak etmiş ve sekiz kişi müşavere ile aralarında verdikleri karar mucibince oynamışlardır. Altı oyun oynanmış ve bunun dört tanesini İngilizler iki tane- sini de Amerikalılar kazanmışlardır. men hemen İ;arpten evvelki teşkilât Bün! yesi içinde duruyor. Demiryollarının dey - lete geçmesi ve Türk limanları arasındaki kabotaj hakkının Türk bayrağına hasre - dilmesi ve limanların da devlet eline geç- mesi gibi büyük inkilâplar arasında ucuz- lama unsurunu yalnız devlet demiryolla - rının yaptığı hamlelerde gördük. Diğerleri ve bilhassa, henüz devlet elinde bulunmı- yan diğer nakil şekilleri hep eski ruh için- santimdir. Ve yaşı da 12 dir. Sınıf arkadaşları iki kişi bir sırada oturdukları halde bunun için hususi bir yer yaptırılmıştır. Bravning bütün muallimlerinden boyludur ve boyu da gittikçe büyümektedir. Genç boyu uzun olduğu için polis- liğe heves etmektedir. Dünyanın en büyük pastası İngiltere krallarının, taç giyme me- rasimlerinde, an'aneler meyanına dahil olmuş olan bir âdet vardır. Londra şekercileri müştereken bü- yük bir pasta imal ederler ve krala tak- dim ederlermiş, Şimdi bu tarihi pasta- yı hazırlamak üzere pastacılar işe gi- rişmiş bulunuyorlarmış. Deyli Telgraf gazetesinin — verdiği habere göre kral Sekizinci Edvard şe- kercilere bu pasta için sarfedecekleri parayı fakirlere tevzi etmelerini söyle- miş imiş. Bu tarihi pastanın ağırlığı 250 kilo, kutru iki metre yetmiş santim olurmuş Pastanın imali için 700 yumurta, 100 kilo muhtelif kuru yemiş, 200 kilo yağ şeker ve un sarfedilmekte imiş, Pasta- nin harici şekli sekiz köşeli olurmuş bir köşeye kralın resmi diğer köşeye de büyük Britanya devletinin arması takdis edilir. Fakat, her nedense, o def- | terde onun adını bulamazsınız, dır; mükrimdir; alçak gönüllüdür; mis safirperverdir. şeriyetin saflığını istismar eyledikleri cihetle ötekilerden pek te üstün değik lerdir. kaza mı olmuş? Muavenete mühtaç in sanlar mı var? Bizim kurnaz, herkes« ten önce paçaları sıvar: — Vah, vah! Bir defter açsak ta, bir az iane toplasak! Defter açılır.. Müteşebbisi takdir ve Ama, halkın nazarında o: iyi adam« Bana kalırsa, bu kabil kurnazlar, be« Biliyor musunuz ? olan şehrinin ismile anılan cumhuriyet hangisidir? şerek ölen Belçika kralı birinci Albe « rin karısı kimdir, bugün kaç yaşında« dir?. Bu şehirde hangi tarihte Türkler va * Macarlar arasında çarpışma olmuş, bu çarpışmalarda kimler galip gelmiştiri | — Amerikada merkezi hükümeti 2 — İki üç yıl evvel kayalardan dü« 3 — Petervaradin şehri nerededir? (Cevapları Yarın) * Dünkü Suallerin Cevapları: | — İrlânda bayrağı mavi renkte * dir. Bayrağın mavi zemini üstünde sa“ rı bir örg ve orgun kenarında da ka * hatlı bir melek vardır. 2 — İki türlü kertenkele vardır. Bi- ri yeşil kertenkele, diğeri de gri ker * tenkele.. - Kertenkelenin — hususiyeti dimdik duvarlarda gezmesidir. 3 — Oğlunun başındaki elmayı vu * rarak hem kendisinin, hem de oğlu * nun hayatını kurtaran İsviçreli Giyo * ||m Tel Yakkında Sehiller 1804 de bir bulmakta olduğundan bu fiat içinde mas- Türkiyenin münakale iktisadiyatı he - rafın çokluğu o kadar kendisini hissettir - mez ve dahili hareketlerde, ayni suretle, || bu. vaziyetten o kadar müteessir bulun - B mazdı. Ö zamanlar dahilde de Fiatlar yük- k sekti. Elinde para bulunan bir müstahsile v bu fiatlarla arzedildiz! zaman müşterisiz kalmazdı. Fakat 928 den sonra işler büs- bütün değişmiş, Fatlar çok düşmüş olduğu için masraflar fazla gelmeğe dedir, Muhittin Birgen — 'vazed ilirmiş. İSTER İNAN İSTER İNANMA! Bir arkadaşımızın anlattığına bakılırsa baharın yak- saltılabileceği neticesine varılmıştır. Adalarda oturan- lar için sevinç verici bir haber... Yalnız yeni vapur a- hnmadığına, ve mevcut v I ea b p ha kısa bir zamanda yapılıp yapılamıyacağı tetkik e a apurların sür atıni arttırma- yapılıp yap yacağı te “ hın da mümkün olmayacağına göre kendi hesabımıza | dilmiş ve nihayet sefer müddetinin 25 - 30 dakika kı- — biz bu habere pek inanmadık, fakat ey okuyucu sen: : bu masraflar daha da yüksekti. Buhran « trajedi, Hippolyte Bis ve Jouy bir-0 * dan sonra yapılan bazı küçük tğnığlit bun- STE R INA N ıs T EıR IN AN M A ! i pera yazmıştır. Bu operanın musikisi * : | İ : — )ni Rossini bestelemiştir. laşması münasebetile Ada vapurlarında seferlerin da- : başlamıştır. n ğ Şunu da söyliyeyim ki 929 senesine kadar

Bu sayıdan diğer sayfalar: