p Ka bi böyle büsbütün soğumazdım.. - Karibinize gitmesin. Irak lokomotifleri. simlerden çok farklıdır. ——— — — ızsiı!-" İstanbuldan Tâhrar—ıa (Baştarafı 8 inci sayfada) nin düdükleri vapur düdüğü gibi ka - Kt üniformalı bir delikanlı yanımıza|lın seslidir. Hattâ canavar düdüğünü gaklaştı ve arapça şivesini kaybetmi -| bile işitebilirsiniz), yen ingilizcesile: Bağdada doğru yo| alıyoruz. Tekrar — Five o9'elock Tea, Sir. dedi. bizim dayı yadigârı kronometreye bak- Yokluğun ortasında bile, âdetini, | tim. 21,30... Kompartıman birdenbire an'anesini terketmi nerede bulu -| SOğudu. Akşamın © sıcaklığı kalmamış. gursa bulunsun en chemmiyetsiz kon- Üç battaniye blie az geliyor, Evet tah- forunu ariyan bu mantaliteye hayran | Min ettiğiniz gibi burıluda_ kalorife - olarak vagon restörana seğirttim. rin esamisi okunmaz.. İstemiye istemi- Alangle yemeğimizi yedik. Gene on-| Yt Paltomu başıma çektim... Ka larş uyalım diye, kimimiz piposunu, ; " : kimimiz pirosunu (bunlardan birisi| İran reportajlarının resimleri 'benim) tüttürdü. Vagonlar birbirine| Arkadaşımız İbrahim Hoyinin İran- geçme olmadığı için, bir istasyona ge -| dan göndermeye başladığı mektupların lince, alelâcele hususi kompartiman -| birincisinde çıkan resimlerin eski bir dan indik. Kendi vagonumuza geçtik,| mecmuadan kesilerek tarafımızdan bu ve geceler hayrolsun temennileri ara-| rada ilâve edildiğini kaydetmek iste- sında yataklarımıza çekildik.. riz. Yeni resimler geldikçe mektupla- Beş mumluk ölgün ışıklı bir lâmba-| rile birlikte konulacak, eski resimler- nin altında eİsfihatlı Hacıbabanın ser-| den istifade etmek zatureti hâsıl olur güzeştlerini> okumıya çalışırken dal -|sa eski oldukları kaydı eklenecektir., Mışım.. Ufak bir sarsınlı.. Vapur dü -| Filhakika yeni ıslahattan sonra İranın #üğünü andıran bir düdük sesi (evet'arzettiği manzara, eskiden alınmış re- —— Mütercim Alınacaktır Askeri Fabrikalar Umum Müdürlüğünden : Almancadan Türkçeye Türkçeden Almancaya tercümeye muktedir bir mütercim alınacaktır. İsteklilerin istidalarile Mart 937 sonuna kadar Umum Müdürlüğe müracaatları. — “1010,, Emlâk ve Eytam Bankası İdare Meclisinden: Esas nizamnamemizin 79- uncu maddesine göre hissedarlar Umumi Hey'eti alelâde olarak 29/ Mart /1937 Pazartesi günü saat onbirde Ankara'da Bankamız Merkezinde toplanacağından hissedarlarımızın mezkür tarihte toplantıda bulunmalarını dileriz. Yine nizamnamemiz hükümlerine göre kendi namlarına ve yahut başkalarına vekâleten en az yirmi hissesi olan hissedarlarımızın bu toplantıya iştirakleri ve vekâleten bulunacak olanların kendilerinin de hissedar bulunmaları gerektir. Buna hakkı olanların toplantı gününden en az beş gün önce hisse ıfnetluini Merkez veya Şubelerimize makbuz karşılığında vererek giriş kartı almaları ve başkalarına vekâlet vermek istiyen hissedar- larımızın da birer örneklerini Bankamızdan alacakları vekâletnameyi doldurarak yine beş gün önce giriş kartı ile birlikte Merkezimize vermiş bulunmaları lâzımdır. M Müzakere olunacak işler ı 1. — İdare Meclisi raporu 2. — Murakipler raporu $, — Bilânço ve kâr ve zarar hesabının Meclisinin ibrası. * — =ip|uiı intihabı ' &e iplerin ücretlerinin ta: 6. — Müddeti biten “B,, .....Ğ"o,.ı.ı. yerine iki &âzanın intihabı. (463) a tasdiki ve İdare “Son Fosta,, nın Edebi Tefrikası: 61 Yazanı Peride Celâl Na bileyim ben, âdeta onun sırrınalen mertçe yaptığı iş dillere düştüğünü Denizyolları İŞLETMESİ Trabzon Postaları Pazar, Salı 12 de, Perşembe 16 da, izmir sür'at postası Cumartesi 15 de Mersin Postaları Salı, Perşembe 10 da kalkarlar. Diğer postalar Bartın. — — Cumartesi, çar - şamba 18 de — Pazar, salı, per: şembe — 9,30 da Mudanva — Pazar, Salı, Per- şembe, — Cuma 8,30 da Bandırma — Pazartesi, — Sah, Çarşamba, Per- şembe, Cumar- tesi 20 de Karabiga — Salı, Cuma 19 da Ayvalık — Salı, Cuma 19 da İmroz Pazar 9 da Trabzon ve Mersin postalarına kalkış günleri yük alınmaz. (1071) İzmit İngilterenin Silâhlanması İtalyayı kuşkulandırıyor (Baştarafı 3 üncü sayfada) liyor. Milletler Meclisinin, müstakil| bir Habeş hükümetinin mevcut olup ol madığı hakkında tekrar bir karar ver- mek üzere bulunduğu şu sırada bu mü nakaşa ve İngiliz Kralının taç giyme merasimine Habeş hükümetinin res- men mümessi) göndermeye davet edil Minare altında define (Baş tarafı 1 inci sayfada) ni bildirmişler ye: — Bu defirteyi bu işde çalışan Sa- imle Mahmut kimseye haber verme- den aralarında pay ettiler demişlerdir. Bunun üzerine zabıta derhal hare- kete geçmiş, Saim ile Mahmut polise celbedilmiş, sorguya çekilmiş ve ihba- rın hakikaten doğru olduğu anlaşıl- mığtır, Ancak bulunan define pek o kadar gengin değildir, Saltn kalfa , ile Mebe mudun eline geçen paranın yekünu topü topt 200 kadar've penz denilen Jaltınla 300 kadar bakır Yüz çaralıklağk ibazettir. Bu paraların tariht pek yüksek değildir. Hepai 1223 ve 1255 tarihlerine aittir. Paralar müsa- |dere edilmiş, Saim kalfa ile Mahmut |hakkında da buldukları defineyi alâ- kadarlara haber vermedikleri için ta- kibata başlanmıştır. İL Mütekaidin altısında başlanacağı ilân olunur. ESAS No.sı - MEVKİİ 15 203, 203 mükerrer altında dükkânı havi kıymetleri de Büyükderede Büyükdere caddesinde caki Tüyter ürpertici Bir ceza (Baştarafı 1 inci sayfada) deceği yolda iki metreye ya- yerde bulunduğu için plak bir vaziyette dı şarı çıkı başlamış merhamet rik de na kadar donmuş, cek viziyete gel - İştir Bu sırada jandarmalar re vazifeye giden Tastlamışlar, fe- caati görerek kaldırmışlar, en yakın köye götürüp todavi altına almışlar - dır. Fakat kadının iki ayağı da kan - lgrm olmuştur. Aliko hakkında takibat yapılmaktadır. l Emlâk ve Eytam Bankası ilânları I ÂN eytam we eramil maaşatının iskontosuna — Martıa (464) Takeitle Satıll ” Kinlük ve NEV'İ yeni 192 -194 No, lt ©V. 450 L Kadıköyünde Hasanpaşa maballesinde eski Kayışdağı yeni Abdi Bey .oı.vsıdı eski 1 yeni 19 mükerrer No.lı ev. (Üzerindeki Taj No.m 35) 320 L Tafsilâtı yukarıda yazılı emlâk bedellerinin birinci taksiti peşin, geri kalan üç taksiti » 0.1/2 faize tabi olmak üzere üç senevi ve mü- savi kısımda ve şu suretle tamamı dört müsavi taksitte ödenmek gşar- mesi, ahvalin yatışmış görünmekten U-| tle açık arttırmağa konulmuştur. İhale 1 Mart 1937 tarihine müsadif Pazartesi günü saat 10da Şubemizde yapılacaktır. zak olduğunu haber veren bi relerdir. — Selim Ragıp er emâ- Orman kanununun tatbikı için nizamname Ankara, 26 (Hususi) kanun ve ni- li hakkında lâzımgelen zamnamelerin hazırlığına başlamıştır. İstanbu) İkinci İflâs Memurluğun - dan: Müflis Zelliç Biraderler Şirketi masasına müracaat eden hazinenin is- tediği 2133 lir, 64 kucuş şirketin bor- cu olmadığı beyan kılındığından reddi ne iflâs idaresimce karar verilmiş ol-| itibaren 15 gün zarfında bir itiraz yapılı duğu ilân olunuür. den, ne de öbüründen bahsetme, Za- ten çok garip hisler içinde bunalıyo- (30843) rum, Etrafimda ve içimde sanki derin |durarak başını çevirdi: bir boşluk, derin bir boşluk var.. İsteklilerin Şubemize gelmeleri. (460) Istanbul Belediyesi İlânları Vekâleti orman kanununun tatbik şek-| FK Hcana Paşa b Dön Ziraat| Mahallesi Sokağı K. N. — İradı Sahibi — Tahrir No. Lira İbrahim 47 1500 Hatice Elmas İhbarnamenin T. No. Cinsi 14/8/934 28/47 Kâgir ardiye Yukarda mevkii ve sairesi yazılı 28/47 numaralı ihbarmame sa- hibi İbrahim ve Hatice Elmasa yıglın bulunamamıştır. Talimatnamenin 1 idari ve polis tahkikatında ıncı maddesi mucihince ilândan acak olursa Üsküdar bina ve arazi şube memurluğuna müracaatı ilân olunur. “B,, “1080, e iken birdenbire Feride ç:km;k üz! — Akşam sana söylemeyi unuttum.: bahçesini kuşatan siyah çitten itibaren başlayan çayırlar yemyeşil uzanıyor, siyah tahta kapının önünden - tepeyi kıvrıla kıvrıla inerek düzlüğe kavuşan Feride yavaşça minderden kâlkarak |Şefik yarın gelecek. Öğle üzeri sen u-|ince beyaz bir patika gözleri okşuyor- elini başından geçirdi. Fakat sonra bir| yurken İzmitten haber geldi. şey hatırlamış gibi gözleri parladı: — Peki, peki bahsetmiyelim dedi. Aşıktım sanki.. fakat belki şu malüm | babanın bu vaziyetten duyduğu ıztırabı | Fakat son bir sual bu vak'alardan sonra hatıra defterini okumasaydım, ondan| görünce hiç istamediği bir izdivaca | Selim Naciden hiç bir haber çıkmadı razı olup sana elini uzatması olmuş -| mı? Seza, cevab vermemişti. Feride bi -| tur. Niçin bunları düşünerek onu affe-| — Seza halsiz halsiz cevap verdi: ” raz dürüp, tereddüd eder gibi düşündü. |dip onun yanında kalmadın? Sonra yavaşca devam etti: — Carib bir şey söyliyeyim mi? Ba-|reketle elini uzattı: Ha öyle geliyor ki sen kocanı Selim Na- ci kadar bile sevmedin.. Seza hayretle gözlerini açtı. İtiraz et-| hiç bir zaman affedemezdim. Her şey — Bir kaç mektup aldım. Beni te - Seza birdenbire silkinir gibi bir ha-İselli ediyor. Fakat son mektubu epey garipti. Sırri Nihadın kazı ile Anadolu. — Devam etme dedi. O, bir alçaktı.. | ya gittiğini orada bir hastane açacağı- o kadınla hastanede geçirdiği geceyi|nı yazıyor, son satırlarda: — « Ne olur müsaade et yanına ge- — mek, bir şey söylemek ister gibi bir va-/'neyse fakat onu aslâ, o da bunu çok|leyim, seni ancak ben teselli edebili - ziyet aldı. Fakat Feride gene konuşme-|iyi anladı.. Selim Naciyi de iyi bir in-İrim.» diye, gelmek için yalvarıyordu. ya başlamıştı: Jsan diye, beğeniyorum. Hâlâ da beğe-|Belli ki benim kocamdan ayrılarak — Düşün ama, yavrum. Onun her niyorum, belki o gece sarhoş olduğu | müthiş azaplara düştüğümü sanıyor. - yaptığı şeyi affedebiliyordun. Her ba-| için bana lüzumsuz şeyler açtı ve son- teketine iyi bir mana vererek onu suç-|radan bunları yazmaya mecbur oldu, lu gbrmüyardun. Kocanın esrarını aç -| fakat o kadar iyi insandı ki daha çok masına bile ?mecbuıdun dedin. Niçin |şeyler söyliyebilecek bir vaziyette iken iş kocana gelince onu affedecek baha -| hayatımı büsbütün karıştırmamak için neleri bulmakta o kadar güçlük çeki -|buna lüzum görmedi. Çok seven bir yordun? Onun da yaptığı güzel hare -|insan için bu epey büyük bir fedakâr- ketler yok muydu? lıktır zannederim. Cevab ister gibi biraz durdu. Genç kadının başını çevirerek sustuğunu gö- rünce, başını sallıyarak kendi sualine gene kendi cevab verdi: — Onun da yüksek hareketlerini in-| tı: (dar yorgun ve hastayım. Sonra; kâr edemezsin ya.. Bir kere en güzel,| — Ne olür artik bana ne Selim Naci-| Feride: — Peki, ne cevap verdin dedi. Sezada yeşinden kalkmıştı. — Mektuplarına cevap vermiyo « rum ki., Bir müddet ikisi karşılıklı durdular. Sonra Feride kapıya doğru yürüdü. — Ben yatmaya Gülenin yanına Derin Eıiı- nefes alarak devam etti: | gidiyorum. dedi. Sana Zehra Hanımı — Yeni bir hastalıktan kalkmış, ka-| yollayayım da yatağını hazırlasın. — Hayır, ben yaparım, ateşi de sön- Feridenin yüzüne yalvarır gibi bak-| dürürüm. Sen ona söyle buraya uğra- masın, yatmaya gitsin,. Seza gülümsedi: du. Karşıda sıra sıra mor dağlar, ve ge- niş bir şemsiye gibi açılarak rüzgâra — Eh hoş geldi, sefa geldi. Fakat | göğsünü vermiş yemyeşil çam ağaçları sana da güle güle demek düşüyor, Fe-| görünüyordu. Seza geceliğini vücu - ride, Kocan çok yalnız kaldı. Yarın ge- düne yapıştıran bahar — rüzgürm bir lince onu seninle beraher evinize ko -| müddet derin derin içine çekti, sonra vacağım. Genç kadın isteksiz bir hareketle itiraz etmek istemişti. Seza başını salladi: — Yarın onunla beraber muhakkak düneceksin ne olursa olsun bir genç kadın kocasını bu kadar yalnız bırak- mamalıdır.. doğru değil.. haydi şimdi Allah rahatlık versin, güzel uykular, Feride gülümseyerek odadan çıktı| ve Seza elini parlak siyah saçlarına geçirerek gözlerini yavaşça kapadı: vücudünün ürperdiğini hissederek gene koşup yatağına girdi, uzun uzun geri- merek gözlerini kapadı, yavaş yavaş gene kendinden geçerek daldı. Yarım saat geçmemişti ki uykusu « nün örüsındü garip bir gütülü duyarak puyandı ve odanın ortasına az fasılalarla ;küçük küçük taşların düşmekte oldu- 'ğunu gördü. Hemen yatağından' fırla: yarak pencereye koştu. Bahçenin orta- sında Feride'dürüyor ve avuçlarına doldurduğu taşları gene yukarı atma- — Ne kadar yalnızım yarabbim ne| ya hazırlanıyordu. kadarl Gözlerini açtığı zaman uzun siyah kirpiklerinin ucunda billür tanesi gibi yuvarlak yaşlar pırıl pıril parlıyordu. ... Ertesi gün Seza yatağında uyandığı zaman, yüzünü buruşturarak elini ba- şina götürdü, hafif hafif şakakları ağ- rıyordu. Gece Feride ile çok konuş - muşlar, geç yatmışlardı. Yavaşça ya- taktan atladı, pencereleri açarak bir le ise Allah rahatlık versin..|müddet dişarlaını seyretti. — Çifdiğin Sezayı pencerede görünce gülümse- yerek taşları avuçlarından yere boşalt- tı. Altın saçları güneşte pıril piril ya- nıyordu. uzun boyuna pek yakışan be- yaz, spar bir elbise giymişti. Ve göz « leri neş'e ile parlıyordu. Sezanın ken- disine hayretle baktığını görünce, el- lerini boru gibi ağzının iki yanına geti- rerek bağırdı: — Haydi Seza aşağı in. Şefik geldi. Ne zamandanberi seni bekliyoruz.. (Arkası var) —- -: c DA G Ç 2 9 9 e S D G S c AO B te .- Pae " yi Pai zt e Va ar reeli d e. P W e' di Y B F P