SON: POSTA: İttihad ve Terakkide on sene —— On ikinci kısım No. 19 CİHAN HARBİNİN SON PERDES Yazan: Eski Tanin Başmuharriri Muhittin Birgen Alman sosyalist matbuatı da aleyhimize dönmüştü! Berlınde vaziyetin fecaati Bu kadar çok düşman karşı - Anda, dört senedir, bu Yük zaferler görmüş ve yumruğunu Berede kaldırdıysa orada karşısma çı- an kim olursa olsun herkesi ezmi *lan Almanyanin, bir anda çözülüve- Teceğini tasavvur etmek, henüz o da kikada, bir Alman zabiti için İnkânsızdı. Fakat, ben Berline gelıp bir kaç gün adetâ ldıktan sonra gördüm ki iş böyle de-| y ildir ve Almanya çözülmek üzeredir, Almanyanın bu son satvet günleri hi Iyi tasvir etmeliyim: Berline geldiğim zaman Tanin'in tlin muhabiri ve talebe müfettişi - Arif Cemil, bana bir hayli rnalü - at vermişti. O henüz - tabif bir nik- | inlik temayülü ile - her şeyin kaybe- Glmiş olduğuna kani bulunmamakla taber bedbin idi. «Almanyanın Hin- *nbuıı hatlarına çekilerek müdafa: Ya geçeceğinden bahsedildiğini» söy- lüyordu. Siyasi vaziyete gelince, ka- Tşıktı. Sosyalistler ve demokratlar ga- İtyan halinde idiler. Bir sene evvel is- Mi yeni meydana çıkan Erçberger gü- Tün adamı olmuştu. Resmi ve kat'i öt muhalefete değil, fakat, hükümet rşısında hak istiyen tenkitci bir kuv- Vet halinde teşekkül etmiş olan de - Mokrat - sosyalist koalisyon'a riyaset tden bu zat, hükümete karşı — tedrici #ürette yapılan ve hükümeti zayıfla - fan aiyasi bir taarruzun kumandanlı- &inı yapıyordu. Alman matbuatının Türkiye aleyhindeki neşriyatı Arif Cemil, Bana son zamanlarda tosyalist ve demokrat matbuatının a- 'yhimizde yapılan neşriyatından bah- tediyordu. Halbuki biz İstanbulda bu hevi neşriyattan hiç haberdar değildik. Neşriyatın en mühim kısmı Ermeni Meselesine ait olanıydı. İtilâf memle- tleri matbuatında bu hususa — dair Yazılan propaganda yazıları Alman Temokratları ve bilhassa sosyahstleri| Üzerinde düşmanlarca matlüp olan te- *ti yapmış, bu gazeteler de şimdi bi- Zim aleyhimize dönmüşlerdi. Sosyal - mokratların resmi gazeteleri Arverts gazetesinde benim, Berline Belmemden bir iki gün evvel bir maka- * heşredilmiş, bunda Türkiyenin âddeten ve manen Almanya tarafın- taşınması müşkül bir yük olduğu Füzılmıştı. Ancak, Arif Cemil bu gaze-| Yi kaybetmiş olduğu için bana ma- üleyi gösteremiyor, yalnız hafızasın- ' kalmış olan muhteviyatını hikâye Yordu. olan Bir iki gün Berlin içinde dolaşmak, ühtelif hikâyeler dinlemek, hayatın ühtelif manzaralarını seyretmek, Al- Nöbetci EFczaneler Bu gece nöbetçi olan eczaneler şanlardır: İstanbul cihetindekiler : Aksarayda: (Pertev), Beyazıtta: kısi, Fenerde: (Vitali), Şehremininde d, Karasümrükte: (Kemal), Sa- Matyada: — (Teofllos), - Şehzadebaşında: (Asaf), Eyüpte: (Arif Beşir), Eminönü f;: (Hüseyin Hüsnü), Küçükp lecati Ahmet), Alemdarda: (1 İirköyünde: (Merkez) Beyoğlu cihetindekiler: İstiklâl caddesinde: (Della be (Kinyol), Karaköyde , İstiklâl caddesinde K . Pangaltıda: (Nargileciy taşta; (Nail Halit), Bağariçi ve Adalarda: Üı'-.mmı (ttihad), Sarıye: ,Bi dada: (Halk), Haybi (Bel- kadar bü-| aşikârken bizim sefarethande nikbinlik havası esiyordu [man)amn manen ne kadar bozulmus hasıl etti gı fikirler içinde yaşıyor de - öldağüsu: görmak s5in TAH idi. Bir se' | mekti: ne evvelki Berlin ortadan kaybolmuş-| Sefa.'uhane kitabetinden aldığım bu tu. Maişet daha daralmış, fakirlik ve |intibadan sonra Rıfat Paşa ile konuş- ihtiyaç artmış, fakat, bir yandan dall kendisine, bir iki gün içinde gör- , sefahat yül n şeyleri anlatarak harbin artık ih- kaybedilmiş olduğu fikrinde bulundu- aü söyledin: harp zenginleri mdı...n i | O, benim sözlerimi mek, tereyağı, et ve aaire vcsikmlnıımwdınll—dıklon sonra, öyle tahmin ediyo- tedarik etmek için müşkülât çekilmi-İrum ki, içinden benim için «ukalâln ize her.şeyin imkân bükmünü v: larını açmıya Tiyatrolar, barlar, lok gibi, belki de-bünların yüksek k.,m.Wbııuıuı. Almanyanın henüz kullanabi- eskisinden daha canlı va daha işlek, |leceği bir çök kuvvetleri mevcut oldu- İfakat, hayatta o eski ahenk ve intizam, | gunu söyledi. Eğer Rıfat Paşa, demok- Alman ruhundaki o eski nizam ve in-İratlar ve sosyalistler arasında mevcut zibat bozulmuştu. Bir sene evvel yek-|olan cereyanları bilseydi, sol. cenah pare bir kitle halinde birbirine yapış -|matbuatını ve bu matbuatın ekseriya miş düran mühtelif içtimai tabakalar |beyaz çıkan sütunlarını görmüş olsay- ve sınıflar şimdi birbirinden ayrılmış- |dı. bana söylediği sözlerin daha ziyade |lardı. Almanya tahallül, inhilâl halin-|diplomatik bir nikbinlikten — mülhem de idi. Sokaklarda arada bir nümayiş-|olduğuna hükmedebilirdim. Fakat, bu, ler oluyor, atlı polis teskilâtları ile nü-|öyle değildi. Bizim sefarethanenin Al- mayişçiler arasında mücadeleler ve|manyayı, yalnız günlük resmi muame- hattâ ağır çarpışmalar vukua geliyor-|leler içinden gördüğü ve bundan dola- du. yı da onun hakiki vaziyetini görmek- Ben Eden ötelinde oturuyordum, |ten uzak bulunduğu bence muhakkak- Uşaki zade Halit Ziya da, ayni otelde|ti. Bunun için sefir ile mülâkatım, içim ve benim odamın yanıbaşında, kom -|deki acıyı şiddetlendirmekten şum idi, O da Tanin'e mektuplar bir netice vermedi. mak üzere Almanyada yaptiğı ” geniş bir cevelândan sonra Berline gelmişti. Onunla da bir hayli konuştuk, gördük-| / lerinden, - işittiklerinden: bahsettik. Bir iki gün içinde yaptığım temaslardan | aldığım intiba pek fena idi. Alman) da, günden güne kuvveti artan ve ka- barmakta olan demokrasi, İngiliz - Amerikan başka Z- (Arkası var) a. Fransız « demokrasilerinin | yaptıkları tahrikâta kapılmış, fikren o tarafa meyletmiş, imparatora ve impa- ratorluğa karşı vaziyet almıştı. Ka re söven, Habsburglara küfreden ço- ğgalmıştı, Bu ahvali böylece gördükten sonra, ben işlerin gonu gelmekte olduğuna ve harbip kaybedilmiş bulunduğuna hük- metmekte gecikmedim. Berline müva- saletimin üçüncü veya dördüncü günü | idi. Sefarethaneye gidip hem şu Far - verts gazetesinin makalesini aramak, |hem de o zaman sefir olan Rıfat Paşa ile konuşmak istedim. Sefarethanede Farverts gazetesi yoktu, Sosyalistlere ait olduğu için o gazeteyi sefarethane takibe lüzum görmezmiş! Halbuki bü- tün harp esnasında, sosyalistlerin Ra- yihştagtaki kuvvetleri Il() meb'us ile temsil edilen kaskoca b Tehlikeyi Büyümeden Önleyiniz ! Bn,uk küçük birçok hastalık- lar soğuk — algıhlığı" ile baş- Jar. Mikroplar üşüyen vücude hü- cum ederler. Nezle ve Kırıtlık baş- güsterir, Hararet yükselir. Artık en korkulacak hastılıklar için bile zemin hazırlanmış dümektir, Kendinizi üşüttüğ.nüzü hisseder etmez Cerhal bir kaşe GRıPıN kuvvet idi. Bu kuvvetin siyasi rolü D17 ye ka-! dar ihmal edilse bile bit seneden beri sosyalistlerle demokratlar — arasındaki koalisyondan ve bunların imparator -| kağa karşı almiş bulundukları vâziyet. | ihmal edilmemesi | ten sona bu kuvvetin lâzımdı. Bu, bana bi nİ- | zin ne kadar derin bir gaflet içinde bu- lunduğunu göstermeğe k. i. Sefaretin gafieli O sıralarda bizim Bab: masi urganları hakkında pek g » bü hâdise benim içi elim olan bir müşahede im sefarethanı GRİFİN sizi gripe — karşı ka- yur. GRİPİN en şiddetli baş va diş ağrılacrımı geçirir, GRİPİN üşütmekler mütevelli bel ve sinir ağrılarımı, bitün sızı ve sancılırı dindirir. GRiPiN icabinda — günde & kaşe alınabilir. fikir ver kla maruf diplomatı idi. Bu diplomat, rak bulunduğu Alma emmiyet | mecbur olduğunu hissetmi-| leket ar: etmeğe azami bir atfetmeğ yor, iki m münase- betleri, ya çen evrak iç Bütün eczanelerde ı:ıılr. mız resmi devlet adamlarile temastan Kraliçe Atali Yazan : Kadircan Kaflı Bağ bozumu zamanıydı. Filistind, yılın en büyük bayramı vardı: Göğüsleri henüz kabarmış olan beyaz gömlekli genç kızlar bığlırda dans ediy rdı. Dudaklarının üstleri henüz iyen beyaz gömlekli deli * kanlılar da bağlara dul.muşlırd Kü - tüklerden sarkan ilk olgun salkımları koparıyorlar, danseden genç kızların etrafında dansederek onlara sunuyor- lardı. Herkes kendi sevdiğine sunuyordu. Sunulan salkımlar ince ve beyaz el- Jerden kızıl dudaklara uzalılıyor; yüz- |ierde ve gözlerde aşk parıltıları görü - lüyordu. Delikanlıların bu — ikramları NŞ akılamazdı, Genç kızlar da onlara kel sunuyorlardı. Bellerini kuvvet rin dolanışına hir değil, şarâp içiya: Bu onların en Ve 'sında yapılırdı. Buraya tek gelenler şehre ve köylere çifi dönerlerdi. Samrideki eski yahudiler bu bay - ra hasret çekiyorlardı. Çünkü üstünden yüz yıl sonra Omrinin oğlu Ahab, (Zihem - taraflarına çeki n kızı dinini elbet k ibadetle s) in şim ye Finike Smın tahtında (Meşa) olu - ruxu'du Onun yaptığı akınlı i hudilerin Tanrıla saygısızlık di a Kkarşı £ yana korku — salmış? En sonri hudi) ve (İsrail) hüküm - darları birleşmişler, büyük bir ordu İile Meşa üzerine yürümüşlerdi. ( Yüksek mazgallara dayatılar mer - | divenler yıkılıyordu. Yirmi- otuz kulaç uüzunluğundak (kuçbaşı) larla kale kapılarına ya saldırışlar yarım kalıyordu. Mancınıkların attıkları taşlar kal, nün kalm duvarlarına çarparak hen çor; tepeden atıl kaleyi kuşatan kadar bnx âk Üümi ıler e ladıkları halde (Meşa) nın hiç yılma, rüyorlardı. e en büyük kor - (Atali) idi. O güzelliğinin ve kadınlığı en olgun - halinde bulunuyordu. | ne geçerse bir inek gibi bo- ğına şüphesi yoktu. Bumün alenin kuşatıldığı gündenbe n diyor; ve duman yaşlarında, şman el ğ n arındafi utarak kaldırır Kurtuluşun bir çatesi var... kolla- m yemiş | | her - yil bu nııvsımde baği ar ara- | zından duman ve alev " |sendeledi; Ça-| resiz değildir bu.. Kraliçe he)ec.mlı sordu: — Nedir? — Henüz bilmiyorum. Tanrı bu ka- darını söyledi. Bugünlerde bana Gaha açık bir haber vereceğini umarnı — Ahl..O gün çok uzak olmasa!. — Umarım, KrabBçe artık beklenen (açık ha - ber) i her gün soruyordu. Üçüncü gün başpapaz anun önünde baş eğdi: — Tanrı o tek çareyi sa_v'edı Lâkin bu o kadar güç ki... — Kral bu uğurda hiç bir şey esir - gemez. — Bu yalnı b::ima sizin yapabilece- — Bilseniz ne kadar — mes'udum!.. Söyleyiniz! Hemen yaparım... Çekiniyorum... Çü şeydir. a kalmak şartile müm- Kraliçe çıldıracâk gibiydi: — Ne olursa olsun!. Elbet kacam ve m—lumuı uğruna hiç bir şey © kraliçe Atalinin kı aştı. Yavaş bir sesle ve ke- sik şunları :.oylcdı — Tanrı dedi ki, Atali ben Ben Yozoenin kalıbına girec nu saracağım, Her gün bu İbadet de - vam etsin, çok geçmeden Samri kur - erdi, sonra a çıkan keline baktı. Gözlerini ri Yoözoenin kollarına bıraktı * Atali önce ürj Günler, haftalar geçiyor, fakat Ya * zoenin söylediği 0 muyordu. Kra nin kalbine bir şüphe giri O güh- lerde kaleye yapılan bir hücum sıya - rdan biri kırıldı. (Meş şında olduğu halde kendi Vüşe:ı cesur oğluna emiyr — Saraya keş ve annenin bulun!. Yoad hemen saraya koştu. Annesı - yanında .|nin mabedde olduğunu öğrenince ora- enmedik - bir hal e kalbinden vurulm sonra düşündü ki bur kral tarafından duyulması, hele h ve ordu arasına yayılması büyük bı felâket olur. Annesini aldı ve saraya döndü Bu sırada kırılan kapı taşlarla örül- İmüş ve düşmen püskürtülmüşiü O gece sabaha karşı ba krala haber yo wııı Timm n ıı. âr- zusunu öğ Tanrı, den alev kaldı.. Ör vardır. O da seni ve en çök azsan felâket vardır. dan olan ve en sevdiği kendi Yi e ya- Yod — gözünün düne gel (Lütfen sayfayı çeviriniz) msan kışıklı ©|