çe N a a gn ** Pa P v Eski zabit “ Almanyadan bana Orada sevdiğim bir kadın olduğu da doğru bunların casuslukla alâkası yok... Fakat ne ile alükaları " olduğunu da şimdilik söyleyemem! , diyor Son Posta'nın 1983 ikincikâinun nüs- İngilterede halâ aydınlatılamıyan bir tasusluk hâdisesi Casus diye hapse atılan ıngiliz zabiti tahliye edil ge Y SON POSTA Denizcilik tarihimizin En acıklı Hâdiselerinden biri (Baştarafı 9 uncu sayfada) #| Bu dillere destan olan facianın ma- dl hiyetini hemen hiç bilmediğim için, hikâyenin nihayetini merak derecesini bulan bir alâkayla bekliyorum. Bu me rakı biraz daha arttırırsam, kendımi Yokamodan demir alan © kırk yamalı fırkateyne binmiş sanacağım. İhtiyar gemici, sönen piposünu, 0 - cak yakan bir ev kadını jitinasiyle ateş ?h— sonra, bıraktığı yerden başla- Kendir istihsalâtımı seneden seneye artıyor Fakat istihsal mikdarı sanayiimize kâfi gelmediğinden ticaret müvazenemiz aleyhine idhalât yapılıyor nwmummwu.wı-_—und para geldiği doğru... hasında İngiliz Teğimeni Stevard'ın ca- Buslük ile ilham edilerek tevkif edil- diğinl yarmıştık. ' * 'Teğmen 20 mart 1033 de divanıhar- bin huzuruna çıkarıldı. 13 nisanda mil- N müdafaayı alâxkadar eden vesikaları €enebi bir devlete satmış olmak suçu İ- le $ yıl hapse mahküm edildi. * 'Tağmen 10 şubat 1987 de tahitye e- Gilccekti, fakat oğlunun müerimiyeti- De aslâ kall almıyan babası bir kaç gün Önce ölmüştü. Onun cenaze —merasi- minde bulunması için bir hafta evvel tahliye edildi Aşağıki satırlarda sabık Teğmenin bapishaneden çıkar çıkmaz söyledik- lerini okuyacaksınız. 1933 yıh ikincikâmtımunun 20 inci Bünü saat dörtte, fasılasız dört buçuk Baat süren sıkı bir sorgudan sonra tev- kif edilmiştim. 23 yaşındaydım, Hizhlanders alay - rından birinde zabittim, zabit Zabit kardeşiydim, mesleğimi seviyor - dum. Dört gün evvel bana: — Yarım saatlik bir iş, demişlerdi ü nereye götüreceklerini hiç kim | 8e tayin etmek istemiyordu. — Bir oto-| Mobile bindirdiler. Londraya götürdü- | ler, Başıma geleni ancak Londra kale- Sine vardığım zaman anlam: aşla- dim. Bununla beraber “Paz sonra beni Londra a kapattıklarını sorduğum — zaman Bizli teşkilâ si- Sü pâ::ı!ı teşkilâlına mensup bir si - *Şahkıi emniyet ve ma tina için alaydaki 'arkadaşlarımın avasında | rakılmaklığımda mahzur Gevabını verdi. Alıklaştına Beni tavana yakın bir mazgaldan 1- Şiık alan karanlık bir odaya götürdü - * Kapının önünde sırtına ayı derisin ceket giymiş, süngülü bir neler Nöbet bekliyordu. Başıma geleri tamamen anlamış de- | Bildim. Hakikat şu ki, mânevi sarsıntı © kadar şiddetli oldu, o kadar şiddetli | Oldu ki birkaç gün aptala döndüm. vukat getirtmekliğime müsaade Vermişlerdi. Ona: — Uzun müddet burada kalmaktan korkuyorum, dedim. — Korkarım ki öyle olacak, cevabını Verdi. Henüz arkamda zabit üniforması var di Fakat beni hususl bir da! eye gö düler, Orada sarhoşlar ve hırsızlar ara- tinda, duş yapmak için sıramın gelmesi hi bekledim. Duştan sonra bana onlar- birlikte mahpus elbisesi verdiler. şğrndî bile hatırlıyorum: Duş dairesi - hin hizmetlerine bakan, iki karılı oldu için hapse düşmüş bir mahkümdür. | 'ç hafta sonra kendime daha benzer fotoğraf çıkartmaklığım için arka- Ma zabit üniformamı giydirmek istedi ler. Hapishane müdürünün kat'i bir em Tt olmadıkça reddettim. Bu emir geldi. lince de baş eğdim. «Serbestsinir..» Aleyhime açılan davayı, verilen mah kümiyet kararımı bilirsinzi. Cezamın | Müddeti şubatın onuncu günü bitecek- görüldüğür | l | dır.. ' — Pevkalâde dedim. MA — O halde öğleden sonra gıkabilirsi EELYR. l & Şimdi size gizli zabıtanın bile henüz , | bilmediği hakikati söylüöyeyim Ben Almanyaya ve Holandaya zizli vesika satmak için gitmiş değildim. Giz 1 zabıta bana birçok defalar tuzak kur du, fakat hiç bir detil bıı':mıd'ı.' Vâkıa bana tenebi memleketk bazı paralar geldi ve geldiği mahke de de söylendi. Ben bu paraların ner den geldiğ iyorum. Fakat... He- öyliyemem.. Esrarengiz kadım.. den Bana: Hiç olmazsa mahkemede adı ge- | çe leyi Ca m müddet zarfında edindiği ğu metres midir, yahut ta parula olarak | Ki lan bir isim midir? Ve bu isim bir erkek casus teşkilâlı reisini mi gös- terir? Sonra bu Mari Lopis benim ha- pishanede bulunduğum müddet zarfın da birkaç defa söylenildiği gibi idam edilmiş midir? Ben bütün bu suallere cevap verebi- sı değil, Zira 48 lime elân Almanyada bulunmakta olan dostlarımdan birinin hayatını alâkadar eder. Bugün memnuniyetle Mari Louis'i keme esnasında Mari Lowis'in hüviye- tini sakladım. Söylemek benim için na namuslu insanlar da meselede alâkadar Bir diğerini seviyorum — Yokamo ile Kubi arasında Kaşi- ıoııhıdııdıhırıdıvıı-dıraımö— Ti memleketimiz ziraatinde ve el sanaylinde ehemmiyetli yer almış tptidal maddelerden biridir. Vaktile yelkerli gemllerin en mühim ı—nmwwîmmmm.mnmm, memle- larmma varıncaya kadar hiç bir madı. Fakat orada, o denizlerin müthiş tay | dumuna yakalandık. Birden bire kudu- Yan denizin korkunç şamarları eski ge minin etti. Dümeni kırılan, ve kazanı bozuk bir 'hlp gibi çalışan çürük çarık gemi az- gın dalgalara râm olup gitti. , Çok geçmeden kazan da delindi. Ve E patlamaya bile mecali olmıyan biçare- mıntakalarında yetişir imin yarasından, kapağı kaldırılan bir semaver ağzından süzülen duman gibi bembeyaz bir tutam duman çıktı. Ve © sumanla beraber, bizim son ümitleri- Mniz de savruldu... © sırada müthiş bir sarsıntı oldu. Ve -| temi en büyük felâkete uğradı: Düme- himiz, kazanımız olmadığı için, göre gö ye üstüne sürüklendiğimiz korkunç ka yalığa çarptık. Dalgalar bizi oradan kaldırıp kayalara bir daha atınca, ge- Mi yere vurulmuş iri bir karpuz gibi i- kiye bölündü. Kurtulmak için direklere tırmanan- la, direklerle beraber yıkıldılar. Flika- lara binebilenler, dalgaların söktüğü N küpeştelerle beraber dalgalara yutuldu dar. İhtiyar denizci, müthiş macerasının hikâyesine yeniden fasıla verince ka - fam, cevabı bulummaz bir sualle kur- calandı: — O şerait içinde bir insan nasıl sağ kalabilir? Ve sabırsızlıkla sordum: - Ya siz? Siz ne âlemdeydiniz o a- zada? — Ben geminin kasarasına çıklım! Telâştan cehlimi gizleyemedim: — Neresi 0? — Geminin kıçı yani! Orada mizana ya sarıldım! Sormasam çatlayacağım: —Odane? — Geminin en arkasındaki direk... Fakat henüz stra-| Vâkıa o da yıkılmış. Fakat bir ucu is kele gibi denize uzanmış. Bir ucu tel balatlarla hâlâ gemiye merbut... Ban direğin üzerinde sürüne sürüne kurcetaya geldim. Siz benim yerimde olun da, suali bas bulmaya giderdim. Fakat tekrar şüphe | tırmayın bakalım: altına girmekten korkuyorum. Muha -|. — Kurceta emin bir yer mi demek? Hayır... Kurceta diye, çanaklığın altındaki demire denir. Niyetim canak mussuzluk olacaktı. Alelhusus hiı-v,k'!ığı sığınmaktı. Fakat bir de ne gam—ı yim? Çanaklığın içi, rıhtim gibi insan dolu. Ben de araya sokulacağım ama, hangi birine: Mari Louis'in asla üşiğı almadım. Al- manyada başka bir kadınla tanıştım. 'Tevkif edildiğimi zaman onu seviyor « dum. Elân da seviyorum.» Sabık teğmenin yukarıya naklettiği- miz sözlerinden de anlaşılıyor ki, İn- giliz esrarını satlığı iddia edilen, namı na ecnebi memleketlerden muntaza - man para geldiği, esrarlı bir Alman ka gını ile münasebeti görüldüğü için cür- mü sabit görülen bu zatın meselesi el- an tomamen anlaşılmış değildir. Muz- mafih kendi sözleri de üzerindeki dam- gayı nekten çok uzaktır. Ve tahmin edilebilir ki uzak veya yakın bir istik- ti. O sıralarda bapishanenin hastahane bulunuyordum. Günleri sayıyor lürn. cektir. — Sen çekil! diyebilirim? (Arkası yarın) —————— Damadını seven ve bu yüzden cnu yaralıyan kaynana (Baştarafı 8 ıncı sayfada) mın altında sakladığı resim, benim res- mim değil mi?.. O zaman mesele ka- famâ dank dedi ve ancak o zaman bu kadının içyüzü bana açıldı. Hâdiseye tekaddüm eden günlerde karımla ara- mız çok iyi idi. Bunun da ifritliği son haddini bulmuştu. Ağır sözleri izzeti halde bu meseleden tekrar bahsedile- nefsimi kırıyor. ber gün hakaret edi-| yordu. Nihayet o gün sokağa çıkarken kısa bir ağız dalaşından sonra baltayı ketin yetiştirdiği kendir elyafından yaptlır- dı. 'Tutulan kayıtlara göre bundan yüz yıl evvel, yani 1833 (1249) tarihlerinde İstanbul- Gaki tarsanenla senelik ihtiyacı olan 150 bin okka kendir Karadeniz havalisile Eye min- takasından temin olunurdu. Kendir istihsal eden mıntaklar Yurdumuzda kendir başlıca — Kastamonu vilâyetile, Karadeniz, * Ege, Tire ve Ödemiş Kendir sanayiimiz, seneden seneye arttı- ği cihetle, kendir istihsalâtiımız da takişaf etmektedir. 925 yılı içinde kendir istihealâtı- muz 5.900 tonu bulmuştur. Kendir elyafının mühim bir kısmı dahfi- de € sanaylinde ve İstanbuldaki urçan ve sicim fabrikasında sarfedilmekte ve geri ka- lanı da diş memleketlere İhiraç olunmarta- dir. Urgan ve sicim imalâthanelerimiz Kendirin en fazla istihsal edildiği mınta- ka Kastamonu vilâyeti olduğu için urgancı- hk san'ati Kastamonu merkezinde seneler- denberi oldukça ileri gilmiş bir vasiyetle- dir. Alta yüze yakın ci tezgühile çalışan bü- yük bir halk kitlesi bu yürden geçinmekte- dir. Eğe mımtakasında 409, Ödemişte T0, Boz- Haa BAA A ı Ticaret ve zahire borsası 2 Şubat 937 İTHALÂT Buğday 240, arpa 80, yapağ 35 1/2, çav- dar 15, Üfük 9 1/2, kepek 15, pamuk 4, un B8, küşyemi 3, iç fındık 2, iç cevin 8/4, inmik 2, ton, beyaz peynir 220 kilo. İHRACAT 'Tiftik 40 3/4, afyon 3 lom. '7 kuraş 10 paraya kadar, azpa — kilosü 4 ku- yaş 27 1/2 paradan 5 kuruşa kadar, çavdar kilosu $ kuruş 97 1/2 paradan 6 Karuşa ka- dar, Keten tohumu kilesu 9 kuruştan, mütir Barı kilosu & kuruş 10 paradan, susanı kilosu 18 kuruş 30 paradan, eceviziçi kilosu 97 kuruşz (10 paradan 42 — kuruşa — kadar, — yapa- Bi — Anadol — kirkim — kilosu — 62 kü- ruştan — & — kurüşa — kadar, kedi — çil- ti 190 kuruştan, çakal çifti 220 kuruştan 250 Dış borsalarda Mahsullerimizin Fiatları 2-2- 937 cine Miktar — Flat Yamurta Tanesi” 10 Yülek —— Yüz kilo 116 Zeytinyotı —» Zeytinyağı Balla Küşyemi Kebuldu | fandık zeyün yağı $0 3/4, fasülye 10 1/2, anünur ıoııI kuruşa kadar, kundazs çifti 700 kuruştan 1000 | kuruşa kadar, porsuk çifti 625 kuruştan 630 | <x.90 kuruşa kadar, sansar — çIfti 2015 kuraştan 4000 kuruşa kadar, Ulki çifti 470 Kkuruştan geee —e yettedir. y Kendir ihtiyacımız ! Memleket dahilinde mevcut el terihlmri ve İstanbuldaki fubrikada senesi — takribet * milyon kilo kendir elyutı Mstihllikile kenditi maamulâtı elde edilmesine rafraoeca memlekes timize her yı) hariçten küllyetli miktarlt kendir mamulâtı ve «Kabalü merakkat SK retile giren çavallar haziç olmak üzere» YUf mamulâtı tâhal edilmektedir. Kendir ve jüt mamalâtı ldhalüti ile kemm dir etyafı ihracatamız mukayose edilirve artı daki farkın tcamet müvnzenemirin zleybüri olduğu görülmektedir. Pakat hariçten tdha ettiğimiz kendir mamulâtmın kucn azamik zun memleketimizde istihsalinin mümkün © Tacağı anlaşılmaktadır. İplik idhalâtı Uyuşturucu maddeler inhizar İdaresi 1p Hk siparişinin mühim bir kısmım İtalyadan yapmmıştır. Yakında buradan külliyeti! mik, tarda iplik gilmektedir. Bu İş için İktisa Vekületi Tüzım gelen müsandeyi vermiş'ir. Yalnız, İtalya, birim İstediimiz dahilde kullanarak harice göndermen ekte dir Keyfiyet İtsiya konseyyolifinden burayı bildirilmiştir. Buna göre inhisar idareri müş kâl vasiyete girmiş, bu yüzüen tplikçilerin & kıntıdarı bir kat daha artınıştır. Bu vaziye Piplik ınin bir müddet daha devam 6 İdeceği fikrini vermektedir. | * Son Posta © İstanbul Gelir ve Para | BORSASI Ze2 » 1937 Türk Devlet Barçları Lira Ura © T5T.B. T 72.90 | 96 8 Haziae B. 45,0) * 15T.B M 2L6) & 157T.B IN 2145 Devlet Demiryolları Borçları | Türa düra $7.50 | Anadolu İveli 39.60 İetvas Bezurum 2500 | Anadola M 4210 Dabill istikrat ;5,00 İğis B. Mü: .» HE — ço |f * » Name i40) Merkez B.D. 1940 Krş. Y1,0525 | Liret NAKİT Krş. 20 V. Frangi 217,00|| 1 Mark 1:6,00 ? 20 Drahmi €20,00 (20 Leva l!ıuı*lı.q Borsa Dışında KK LK Mübadil Ben. >),00 VS 100 kuruşa kadar, Varşak çilti 1400 Kurup tan, Zerdeva çifli 4200 kuruştan 4600 kuruşa kadar, tavşan adedi 23 kuruştan. j TELGRAFLAR 1 Lonâra, Masir (Laplata) şubat — tahnilli korteri 22 Şi 7 1/2 P. E KI. 9 Kr. 21 santim. Hapishane papası yanıma geldi: ö îğ;!wn. sana acı bir baber verece Bim, tattı. Babamın âni surette öldüğümü bil *i istedim. Dün, haftada bir hakkım olan banyo Nü yapıyordum. Gardiyan pencereden iğını uzatarak direktörün beni gör - Mek istediğini söyledi. Giyinince gittim. Direktör bana: — BStevart, bugün hapishaneden çık- | Avairin! Hak mza gider mi? diye sordu, cektir. Sovyetlerin Ankara büyük K Karahan, bir ay mezumiyetle Mosko- Ve bana annemden gelen telgrafı u- vaya gitmiştir. Karahanın mezuniyeti esnasında el- firiyordu. Derhal tahliye edilmekliği -| çilik müsteşarı kendisine vekâlet ede- Kara sularımızda — balık avlayanlar Çanakkale civarmıda kara eularınızda ba- hk avlarken yakalanan Yunan — bandıralı batı birer ay bapso mahküm olmuşlur. Snvyıl sefiri Ml İLondra Keten tohumu (Laplata) şubat tah- Çartli — tonu li Ster. 12 ŞL 6 Pe. Ki T Kr. 07 santtm. Anvers Azpa (Lehistan) şabat mart tahmili 100 kilosu 121 B. frank KI 5$ Kr. M sanlim, Liverpul Buğday mart tahmnı 100 kaptığı gibi başıma İndirdi. Ben derhal | yere yuvarlandım. Bu sırada evde ı.oıl förü göstererek» birden bu adam pey- | da oldu. Ve müteakip baltanın inme- sinin önüne geçti. B*ı'. V-!ilı:tk k-r.: a| acele acel :::;ı i: :::-gm b T ;:p_ ’.lkıı;u buğday (Hartvinler) mayıt tatmin P e a darumaaka! ıu;ewı::.ı.a;r KA 5 Kr. 80 santin- Vizl- Mahkemeyi bir çığlık kapladı. Baş- | dım oturduğu mazaum — sandalyesinde e a sa, Ka g n ea e yabmlll Düşell lar geri döndü. Samiin arasında bir ka- daha çökmüş bir halde.. Samün ara- /0 e dık Giresin de:hıl :nmu: o dının bayıldığı görüldü.-Bu, kafası bal-|sında ince ince fısıltılar, fiskoslar... — V 5g . Mark Ki T9 Kr. 09 santim l:, “::: 5 ta ile yarılan damadın karısı ve maz-| — Mahkame yevmi ahare talih edildi. iç fındık Levaü derha) tahmii 100 Küüsü 168 | |mun kadının kızı idi. Şimdi ihtiyar kar ah *Sa — |R. Mark Kü 79 Kır. 08 santim. — HŞ elçisi mahküm edildiler, 4 balıkçı motörü kaptanı ve müretle- Çi