2 Şubat 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

2 Şubat 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

M ei e n u 6 Sayfa Ziraat bahisleri: ipekçiliğimizi tebdit eden bir hastalık: Diaspis Pentagona * ** * Köylümüzün “ kurutan ,, dediği hastalık bir “ böcü ,, den ileri gelir, onun sardığı ağaçlara bakınca, genç dalların tahtakurusu gibi bir takım haşerelerle sıvanmış olduğu görülür. İstanbuldan - Yalova yolile - Bursa- ya gidenlerin ilk uğradıkları kasaba Orhangazidir. Orhangazi az ileride gö- rülen «İznik gölü» nün iki yakasını bir ay gibi saran 23 parça köyle birlikte Bursaya bağlı bir kaza oluyor. Bir çok- lafının küçüksediği bu kaza ziraat ba - kımından geniş imkânlara malik ve ka labalık bir nüfusun barındığı bir va - tan parçasıdır. Diğer işleri arasında böcekçilik te ehemmiyetli bir mevki tutar. Yüz binlerce dut ağacı vardır ve her yıl 3000 kutudan fazla böcek tu - tulmaktadır. Köylüyü hber yıl az emekle, az va- kitte bir çok paraya kavuşturan ko - zacılık, Orhangazi ve çevresinde, son yıllar zarfında hissedilir derecede ge- rilemeğe başlamıştır. Buna da sebep kozacılığın temeli olan dut ağaçlarının bit hastalıkla kurumıya başlarmasıdır. Karşı gelinmeyince pek çabuk yayı - lan bu hastalık az zamanda düutlukları sararak köylünün ancak 8 senede mey- dana getürebildiği bahçesini kemirir, bitirir. Köylümüzün «kurutan» — dedikleri hastalık bir böcüden ileri geliyor. O- nun sardığı ağaçlara bakılınca genç dalların boydan boya sarımtırak bir beyazlıkla ve tahtakurusu gibi bir ta - kım haşerelerle sıvanmış olduğu görü- lür. Bunlar hareketsiz bir takim bitler halinde ağaca yapışmışlardır. Ve bir taraftan ağacın suyunu emerken, bir taraftan da çoğalırlar. Ekseriya iki se- nelik bir zaman yapıştıkları veri küu - rutmağa elverir. Bu böcüye fen dilinde Diyaspis Pen- tagona adi verilmektedir. Dişileri yil - da iki defa döl verirler ve her seferin- de-bir tek böcü 150-200 yumurta ya - par. Bu yumurtalardan çevik kurtlar fışkırarak ağacın diğer verlerine yer - leşmek üzere dağılırlar. Ve onlar da bi- rer yere yapışıp tekrar faaliyetlerine devam ederler. Diyaspis böcüsüne karşı ona daha önce tutulan memleketlerde şimdiye kadar tatbik edilmiş bir çok mücadele usuülleri vardır. Bunların en tanınmışı kükürtlü kireç bulamacı ile ağaçları badana etmekti. (Reçetesi - on kilo su, lanması hususi şartlara , tâbidir). Bu bulamacın hazırlanması kadar kulla - nılması da fazla ihtimam istediğinden çoktanberi daha pratik bir mücadele u- sulü aranıyordu. Nihayet karbolineüm adındaki bir maden kömürü artığının bu işe elve - rişli olduğu anlaşıldı. Şimdi Orhangazide mücadele memu- runun nezaret ve direktifile yapılmak- ta olan mücadelede dahi bu ilâç kulla- nılmaktadır. Yüz kısım suya on kısım karıştırılarak hazırlanan ilâçla ağaç- lar iyice badana edilmekte, bu ilâç yüksek dallara da serpilmektedir. Te - min olunduğuna göre bu ilâç 96 70 ha- şereyi yok etmektedir. Diyaspise karşı ilk defa İtalyada ve bir aralık bizde de tatbik edilen ikinci bir mücadele tarzı da bu böcüleri gene başka bir böcüye yok ettirmek usulü - dür.Diyaspisler nasıl dut ağacı üzerin- de (tufeyli — ehti) olarak yaşıyor ve onu öldürüyorlarsa Prospatella, Persili ismindeki bir parazit te diyaspislerin ü- zerinde yaşamakta ve onları telef et - mektedir. Yalnız kış gelip te bu fay - dalı böcülere yiyecek kalmayınca en - lar da telef oluyorlar. OÖnuün için bu tarzın fayda vermesi lâboratuvarlarda daimi surette bu böcünün üretilmesine bağlıdır. Ne mutlu.. Düne kadar tabiate bo - yun veren köylü, yıllar geçtikçe ona hâkim olmaktadır. Çiftçi Bay Muzaffer Önhon: «Yonca» adlı eserinizden lütfen aşa- Bıdaki adrese bir tane gönderiniz: (Bürsa - Atatürk caddesi No, 111) Nevşehir cezaevinde kavga Nevşehir (Hususi) — Nevşehir ce - zaevinde mevkuf ve mahkümlar ara - sında bir kavga çıkmış, nöbetçi jan - darmanın- silâhla müdahalesi üzerine bastırılr aştır. Kavgade dört kişi hafif ve bir kişi de ağır suürette yaralanmıştır. Kavganın müsebbipleri yakalanmışlar, hakların- da .«2zâl takibata bâşlânmiştir.'Büunlar diğer mahkümlardan. tecrit edilmişler- dir. İstanbulun yeni bütçesi İstanbul Vilâyeti Hususi idaresile Belediyenin 937 yılı mali bütçesi dün belediye meclisine verilmiştir. Bütçe 11,041,921 liradır. Geçen seneki büt- çeden biraz eksiktir. Hususi idare bütçesinden bu sene 15,000 lira Darüşşefakaya, 5000 lira fakir talebenin iaşesine, 10,000 lira, e- kalliyetler, hayır müesseselerine, 45, bin lira Halkevine verilecektir. Düşkünler evinin yeni sene bütçe- si 167,506, Konservatuvarın da 84261 lira olarak tesbit edilmiştir. — _ ÖL AT F L Z ——— 00 e B da GÖNÜL İŞLERİ Muhakemesinde İnsicam olmıyan Bir genç khız Tanıdığınız kızlardan Ünver im - zası ile bir mektup aldım, düşündüm, taşındım, bir türlü hatırlayamadım, bir yanlışlık olacak dedim. Tanıyayım, veya - tanımıyayım, ehemmiyeti yok, bu genç kız hülâsa- ten diyor ki: — Ben orta halli bir ailenin kızı- yım, güzel sayılmam, nihayet ken - dimi sevimli bulabilirim. Böyle oldu- ğum halde tıbbiyenin üçüncü sınıtın- da bulunan genç, güzel, fazla olarak da zengin bir delikanlı beni aile mu- hitinde tanıdı, sevdi ve bir gün bana aşkını ilân etti. - Fakat ben daha evvel muhitte bir diğer gençle sevişmiye başlamıştım. 'Bu genç lisenin son sınıfındaydı, aş- kımız ailesince duyulunca tahsilin- den geri kalmasın diye bir başka memlekete gönderilmişti. Aklım ge- ne onda, tıbbryeliye beni mazur gör- mesini söyledim, cesareti kırılmadı, fırsat buldukça tekrar edip duruyor, ve beni ailemden istiyeceğini söylü- yör, nişanlanırız, üç yıl bekleriz, di- yor, ben hiç bu fikirde değilim, ni- | şanlananların heveslerini alır almaz - ayrıldıklarını görüp duruyorum, ka- | rarsızım, siz ne dersiniz teyzeciğim? kimdir, bazan değildir. Yalnız uzun müddet nişanlı durmanın fena bir ne- tice vereceğini müdriktir, fakat bu- na rağmer: diğer taraftan bir lise ta- lebes? 'e muaşakaya girişmekten çe- kinmsem ştir, kızım, iki mektep ço - cugunun elinde yıpranmak, tanıdık- larımın da diline düşmek istemiyor- san bu maceraların ikisinden de vaz geçmelisin. cağini anlamak için bir genç kızdan istimzaçta bulunabilir, fakat bu is - timzacı müteakip doğrudan doğruya aile ile temasa gelmedi mi bilmelisin ki maksadı eğlenmektir, bir çokları- nın yaptıkları gibi. * Benim diyeceğim şu: - Bu genç muhakemesine bazan hâ- Bir erkek, muvafakat edip etmiye- SON POSTA U ; —— — Bütün dünyayı alâkadar eden bir cinayet Katil kim? Yirm beş yaşında sarışın bir Rus gencinden şüphe ediliyor, Fakat acaba katil bu bir türlü bulunamıyan genç mi ? Dört beş gün ev- vel «Son Posta» nın küçük haberleri ara sında sıkışmış olan bir telgrafın anlattı ği facia döne dolaşa Fransada günün me | selesi haline geldi. | — Sonra sadece Fran- |— sızları alâkadar et - | mekle kalmadı, bü- tün dünyada netice si merakla bekle - nen bir vak'a halini | aldı. Mösyö Navachim # adını taşıyan bir $ Rus âliminin ölü « münden bahsetmek istiyoruz. Fakat het * şeyden evvel vak'a: yı anlatalım : İkincikânunun 26 © ıncı günü sabahı Pa * riste Bolonya orma nının — methaâlinden geçen bir zat, yüz ö metre kadar ileride iki kişinin dövüş: mekte — ölduklarını görmüştü. Yumruk * yümruğa mükem - mel bir boks müsabakası yapıyor gibiy diler. Bu ne kadar sürdü, gören pek iyi kestiremiyor, belki bir iki dakika, bel- ki daha az... Derken kavga edenlerden biri boylu boyuna yere serildi, öteki de ormanın-içine doğru koşmaya başladı. Hâdiseye şahit olan zat Löföf isminde biri idi. Merakla düşen adamın yanına koştu. Öldüren yara Adam yüz üstü hareketsiz yatıyordu. Lövöf bu zatın bayılmış olabileceğine hükmetti. Yardım Mmaksadiyle sırt üstü çevirdi. Ve ö zaman gördü ki adamın yüzü ve yeleği kan içindedir, kalbi de durmuştur. * Lövöf imdat çağırmaya koyuldu, te- sadüfen bir orman bekçisi geçiyordu. Koşup geldi ve cesede bakınca: Hemen her sabah buralarda dolaştığı- mem. Hizmetçi kızın şahadeti Ölünün kim olduğunu birkaç dakika sonra yetişen zabıta Memurları da bil- miyorlardı. Cesedin cebinde bir mendil ile bir gözlükten başka birşey yoktu. Bir saniye için öldüren tarafından so- yulmuş olabileceği düşünüldü, fakat hatırlandı ki katil kavgayı müteakıp hemen kaçmıştı. Ceset yüz üstü yatı- yordu. Soyulmuş olamazdı. Tam bu sırada bir hizmetçi kız kala- balığı yarıp geldi, cesedi görünce: — Efendim! diye haykırmaya başla- dı. — Efendin kimdir? — DimSci Navachin isminde bir Rus âlimi! * Dimitri Navachin'in O gün öğle ye- meğinde bir misafiri vardı. Buna rağ- halde evine dönmekte gecikmişti. Hiz- metçi kız da efendisinin her sabah or- manda dolaştığını bildiği için esasen orman kenarında olan evden çıkmış, &- ramaya kovulmuştu. İlk deliller Polis memurları hâdise yerini araş- tırmaya başladılar, Cesedin yanı ba - — Fakat ben bunu tanıyorum. dedi. nı görürüm, Ama kim olduğunu bil -| men randevularında gayet titiz olduğu şında üç tane küçük rüvelver fişek ko- Parisin Bolonya ormanındi öldürülen Sovyet âlimi Navachin - zete vardı, adam küçük çapta bir rüvel ver kurşunu ile öldürülmüştü. Fakat kimin tarafından? Hâdiseyi uzaktan gören gene şahit Lövöüf : — 25 - 30 yaşlarında genç bir adam- dı. diyordu. Az çok katiyetle eşkâlini de tarif ediyordu. Polis memurları araştırmaya koyul- dular ve anladılar ki: — On, on beş gün önce Rus olduğu tahmin edilen 25 - 30 yaşlarında bir genç, mahallede Navachin'in adresini sormuş, bir aralık kendisini de görmüş tür. İki adam ne konuşmuşlardır? Kat- iyetle bilinemez, fakat polis memurları hükmettiler ki, gencin Navachin'i ara- maktan maksadı tanışmaktı, iyice bel- lemekti. Nasıl olsa müteveffanın her sabah ormanda bir gezinti yaptığını bi liyordu. Yüzünü tamamen belleyince yanılmadan öldürebilirdi, netekim öyle de yaptı. Polis memurları tarafından ileriye sürülen bu muhakeme doğru mudur? Şimdilik kestirilemez, fakat ne olursa olsun bugün bütün Fransız zabıtası mü teveffayı araştırmış olan genci aramak la meşguldür. Alelhusus bu gencin eş- kâli kavgayı uzaktan görmüş olan şa- hidin anlattığına göre katilin eşkâline de benzemektedir. Beklenmiyen bir mütalea Yalnız bu arada polis memurları bir sürpriz karşısında kaldılar: Navachin- in kurşunla öldürüldüğü — sanılıyordu, fakat otopsi de hiç bir kurşun yarası bulunmadığını gösterdi- Navachin bir bıiçak darbesi ile öldürülmüştü. Cinayetin sebehbi.. Paris zabıtası bu dakikaya kadar ka- tili tutamadığı gibi, tinayetin sebebini de anlayamamıştır. Navachin herhan- gi bir düşmanlığa mı, herhangi bir soy | gunculuğa mı, yahut siyasi bir suikas- de mi kurban oldu, belli değildir. Ailesinin söylediğine göre Navachin- in şahsi düşmanı voktu. Cebinde para gezdirmesi de mutadı değildi. Şu halde ilk iki ihtimal mevzuu bahsolamaz. Üçimcü ihtimale selince; Fransada az çok tanınmıs bir Rus ne zaman öl- dürülse, elde delil bulunsun bulunma- sın hâdisenin siyasi olduğunu iddia et- mek âdet haline gelmiştir. Bunun için- Fransız zabıtasının polis müfettişleri vak'a mahallinde tetkikat yaparlarken “ “Sebep ne? FTOTISIZ zabıtasınm ü verdiği gibi siyasi Yoksa hırsızlık veya © bir kinden doğan şü düşmanlık mı? — H dir ki hele $? düşmanlari Ü fa da derhal Beğ te geçmekte &7 memişlerdir. 1 edilen sebep M? chin'in vaktile ” yet hizmetinde ' ' lunmuş, bilâhar' Fransada iken "E leketine çağ J ğ doğmuş, Üniv&| Kopenhapa yoll? mış, Rusyada * reneki iktidar T kiine geçince of la iş birliği yapfı bilâhara Lenin / idareyi tesis edi kaçmaya muvaffak olarak evvelâ holme geçmiş, oradan da Parise müştür. Aradan birkaç yıl geçince ' vachin affedilmiş, memleketine müş, orada From adını taşıyan baf'| nın başına geçirilmiş, üç yıl bu hit te bulunduktan sonra Sovyetler İf fından Pariste kurulmuş olan Tic Bankasının idaresine memur edil tt Navachin Pariste epeyce kalmış: lâhara Rusyada başka bir memuri tayin olununca gitmekten istinkâf miştir. Navachin'in siyasi bir suikasde dığı iddiasında bulunanlar evvelâ # yaya dönmeyişini buna sebep ol görmekte, sonra son günlerde Rüusy* idama mahküm edilmiş olanlardan zıları ile iyi arkadaşlığını ileri süri? tedirler. Edirne hattında tamirat Edirne (Hususi) — Avrupa hattif şark demiryollarının tesellüm esnâ sında tesbit edilen şekilde - tamir j takviyesi için devlet demiryolları “ mum müdürlüğünce alâkadarlara 147 gelen emirlerin verildiği haber altf mıştır. Ameliyata yakında baş!anılâ caktır. Bozuk olan traverslerle ray' değiştirilecek, ayni. zamanda Karaf gaç - Edirne «Şehir» istasyonu arasll daki dört kilometreye yakın kısım Ü zerinde yeniden tadilât yapılacak ve' baskınlarında bozulan bu hat yüks€ tilerek her sene vuku bulan inhidatl | önüne geçilecektir. ikmal edildikten sonra bugünkü Hâ reket tarifesi değiştirilecektir. — | Edirne orta mektep şuhesi Talebelerinin fazlalığından dol Edirne ortamektebi için bir şube 25 masına karar verilmişti. | Edirnenin Kaleiçi mahaliuinden»iı bina bu iş için müsaid görülmüş ld eden tâmiri bittiğinden muvakkat Halkevinde bulunan ortamekteb $? besinin yeni binaya nakline ba.ş!anl!" tır. U vanı, bir kırık gözlük. hir de eski ga- $ LA Ki 4 : Vi K .%)' LA (M ” h : : ai — Tulşi d * Pi w he - K e© — ve M F z a ü— B ee Ha ai A 4 | pöme A URAN e bi h DÜĞL İ AA

Bu sayıdan diğer sayfalar: