NW’ Atlas Okya- karıştırarak, MM Piril yanarak ve "Ne ve şetaret c""lı hylyordu K % Sünden beridir, rotası- g m"""'â bulunuyor - Ü'—*ıılnk. berraktı. Havadi Biden bir. serin! İlkbaj 'dıytn"k Ğ—:ML 'dü, Gururd Srürane yoluna de 5,);""1. Emsati “rürdan âdeta kabma Mlli & NC arasında en büyü fayfası aa idk. İşinin ehli lardar “Wmm b ’ls ;,'; burjuvalardan ve Mürekkep te ta - Yasınm, üzun müd- lı, lîyıh zafer bay Murvıama . m"p bir kumnpanı “:'“İ Müvaffakıyet - Ulaştığını görecek - hy“ nişanesi, ha- 1 Mmilyonlarca be başlıyordu. kilesai Günlerden İne Papaslarından Yaklaşarak cemaat- ı teklif etti. Ve|” dar, İskoçyalı bir a Çaldığı ve cema- k]:"“ Okyanusun .,,,”em izde ATINa yayıldı. Son İ 'mhü ı'::hk“ie olanlar bip'lin Altıda h b"xîrı)m b vuk— biri uzunluğunda ve ğ “vetinde olan bir ge kumar oy- ıüWıue,'m" Meyhanesinde ide okumak ve ki- d"ğlldı l'"bk gemi ile hükmeden sa- ta odasında bu H% ı:;t% a"*'ıuı h" h:"le Mğm bir tehlike ile '“llı Anala, ların, '::' Korkudan dde m unn mvle—. l» Titanik nasıl atıştı? SON 'ı-osuk Titanik yarım dakika kadar suda dikildi, kaldı, sonra... şündü. Telsi: «kaj miya bu emre itaat etti. , Hiç, hiç birşey yoktu. Yuxasında tünemiş olan varı bulunan dümenciden maada, rak ve heyecan kaynağı oldu. Eşlere, |, /dostlarına vira telgraf yağdırdllu Bu sırada, «Kaliforniya» gemisi gü- Cape Racer istasyonu-|İzı kumandalar- verildi. gu Japat'ıxı için, Titanik'in mürsilesi, |, . Muazzam tekne, » diye emir verdi ve Kalifor-|den ancak beşyüz yarda kadar uzakla- "| Gece, döndürücü idi. Mehtap gö: Mmüyordu. Deniz zifiri karanlıktı. Ge -| atle ilerliyen 52,310 tonluk geminin hı- minin yalnız kıçında, katettiği yölün | zını kesmeğe uğraşıyorlardı. Makine - jzlerini gösteren soluk ve hafif parlak|ler homurdanıyor, ve gi bır iz vardı. Ne dalga, ne köpük, ne de| cüz'i olarak rotasını değiştirebiliyordu. Vardiyadan bir. ses yükseldi: «Önümüzde buz var!» Bir el telgrafa yapıştı: Stopl.. Ve ba- 4 bu müheykel k)lle şabilerek: yolunu dı.-ı,ı.ştırdı Pervane - - |ler dönüyor, dönüyor, saatte 22 miksür ü ancak pek Lâkin 500 yardalık bir mesafe yarım iya nö-|, dakikada kapatılabilirdi, Titanik ne za- betçisi, Kaptan kop'ı sünde uyuyan za | manında mevkiini değiştirebildi, ne de bitle elleri mütemadi hareket halinde | furabildi. Ve buz dağı geminin boylu | gemide boyunca yanını sıyırdı. Titaniğin dış bulunan herkes uykuya dâalınca, yalnız| kaplamaları bir pus kalınlığında idi. daha önce zafere ulaştırmak makinelerin sesi pdici köpü yordu. Zarfında biri sa & “!l:ü". Beri 142 9 htlç;:;:; 7, 30 ile 9,40 ta Zati IŞtı. ""ngoı nn“hunlı bera - Ha 800 kademlik bir du. bir ses; ihtizaz eden, kaynâyan, küt küt; bir kadem kal ğten ve gemiyi, rakiplerinden bir saat|ne işe yaramıyacaktı. duyulmaya - başladı. 'Titanik başını Nevyork istikametine ve Garbe doğru çevirdi. Sakin ve don | biteni anlamamıştı. Makineler, ihtizaz durucu hava buzdan ileri gelmiyordu. |lar, hepsi, hepsi durmuştu. |Bu gibi 45 derece 46 derece şimal ve 50 | «Hayret!.. derece 14 de garp tul dairelerinde, ha-| Yoksa pervanelerden biri mi kırıldı?.. raret daima böyle oyunlar oynardı. ü gizleyen, ve hiç bir ihtar yol yapmıyan dağ gibi bir buz kitlesi, şimalden kop.ınk sakin | den başka meraklı mı yok.. gdenizde, ağır ağır yüzerek, hiç bir ârı- | ğuk almak niyetinde değil im! diye söy Za ile karşılaşmaksızın kayıyor, kayı -| lendi. Bu buz kitlesi, denizin üstünde küçü le, öbürü sa-|pük görünmesine rağmen, suyun altın| halde birşey yök canım.. lığında bile olsaydı ge isteyen | - Aysberg geminin karnına çarpmış ve delmişti. Titanikteki yolculardan hiç biri olup Yolcular: diyorlardı. Ne oldu acaba?.. Kırılsa bile, herhalde seyahatimize d€ yama bir- mâni teşkil etmez, tabii..> Erkeklerden biri: — Sıcak yataktan kim kalkacak, ben «Hiç te s0 Bir diğeri — Bu 1455[ Zi k tuhaf değil mi?.. Her * Ufak bir ârı- derinlik arzediyor | za muhakkak... diye fikir yürüttü. Fakat sessizlik gittikçe bastırdı. Ya- Aysberglere iştial kuvveti yüksek 0- | kınlaşan ölüm gibi, korkunç ve muaz- kopar ve siyah bir hat, ışıl ışı| yanan| ver Belki o gece| aysbergi eriyinceye kadar kuşatır. Lâkin, o gece bu kayan buz kitlesi ışıl| cağı en biliyordu. |(Jan barutlar koyar ve ateşlerler. Neti-| zam buz dağı garip garip ışıklar ya * karış gezmiş|cede ne olur bilir misiniz, denizin üs-| ratmaya başladı... zamanlarda | tündeki buz kitlesinden bazı parçalar Gene herhangi bir. kazaya ihtimal iyenlerden biri: 'arın güvertede kartopu oynaya- diye sevindi. Bir hizmetci idarehan jD Içeriye, alabild serbest iki Yazan: Boğes * soluk solüğa - geri döndü. Madamla ermenice konuştular. Madam da bana izahat verdi: — Biraz' daha - bekliyeceksiniz. Hiç İbirini evde bulamamış. Haber bırak- mış, Nerdeyse - birer -birer gelirler. Hem Örmer Bey de-daha görünmedi. Bir kahve emreder misiniz? — Eh içelim birer kahve. Boğos bize üç kahve söyleseniz. Ben şekeri orta içerim. — Hay hay paşam. Boğosun çıktığı kapıdan, genç, gü - zel bir delikanlı girdi. Pajtosuz sırtın- da eski bir simokin, ceketinin yakala- rını kaldırmış. Pantolanunun her ta - rafı. yaka atlasından daha çok parlı- yor. Ayaklarındaki rogan pabuçlar yer, yer çatlamış. İçinde göğsünün iki yanı akmış beyaz bir gömlek, boynunda si- yah papyon kravat var. gömleğin kol- ları ve yakası simsiyah, kir içinde, Ce- ket ve pantolon lekeli. Delikanlı güzel amma traşı bir baftalık. Madam: di yarabbi? diyerek yan odaya geçti. Defteri açtı. Delikanlı avuçlarını çini sobaya dayamış ısınıyor. rından karlar eriyerek şakaklarına doğ- ru akıyor. İçi titreyor zavallının!.. İçerden Madamın sesi duyuldu : istemişler. maz. Madam söylenerek geri döndü: — Dünyada ne âlçak herifler — var. Hiç el "alemin ekmeğile oynanılır mı? İşsizlik bugün buna ise yarın sana.. Delikanlı & de bir ay şurda, bir ay burda, çalış tım. Allah bizim işe düşmanımı di Idarehanenin sahibesi beni bir odaya aldı. «— Kızların ikisi de iyidir ler, öyle hırsızlıkları, edepsizlikleri yoktur. Bugün nişanlıma, yarın anneme gidiyorum diye sık sık sokağa çıkmazlar, bir yemek pişirir- ler, parmaklarınızı yersiniz.» dedi. — Sen misin Yani, iyi ki geldin. Dur bakalım, biri bir garson istemişti. Kim- Briyantinli gibi duran yağlı saçla - — İşte (...) otelinden bir garson — Söyledim ya madamcığım. Ora- nın şefgarsonile kavgalıyız. Beni al - iymiş, bir de küçük çu- cuğu varmış. Üç büçüuk aydır işsizmiş? Üç buçuk ay lâf, diyor, ondan evvel Sayfa & esinde neler gı)rdum 2 .v. iğine kadın gırdı * * Tahir İdarehane direktörü takdim etti: — Matmazel Kalyopi ile madmaze! Ester. Sonra madmazellere: — İşte bu bey, dedi, bekârmış. Evin: de .ınla)xanh.ıl üaı varmış. Bir evin bir hanımı Yü unuz ya, eve gelen giden de — haftada bir gün tabil izninla var.. Yemek, içmek te evden, Spor mantolusu: — İşime gelir! dedi. teki de bir aksisada gibi- - İşime gelir diye atıldı. Ne kadar aylık verece; Madamın yüzüne baktılar. p Madam çok usta; onlara Rumca bir şeyler söyledi. Beni sı lıyarak çık- tılar, Onlar çıkınca bana — Şöyle buyurun! di İçerdeki odaya gird dı, Hemen söze başlı < — Kızların ikisi de iyidirler. Öyle harsızlıkları, edepsizlikleri — yoktur. Buğün . nişanlıma gidiyorum, yarın, amteme bakacağım diye sık sık soka- ğa çıkmazlar, Tokgözlüdürler. de işe yatkındır. Bir yemek parmaklarınızı. yersiniz. Sonra.. Durdu, yüzüme bakıp çapkm çap « kın güldü. — Uuıldırhr da, diye devyam etti, T vesselâm Ömer Bey di ya... Ayda yirmi lira verirseniz) kabu! eculv Beş lira da bizim ıç.ıı N vereceksiniz! — Ömer B. bizimki bir gelsin, sonu kolay. Aylığı da o zaman düşünürüz. j — Canım para meselesinde elbet u yuşuruz. Ha az daha ı.nuluwrdnm ve- »a “K.ıpı_vı kapa-i nizdir. Beş lira da hizmetçi verecek.' Bunu da siz peşin ödersiniz, sonra ay, %—' © seyretmek mü | damı: yor, karanlıktaki aysberg, yıldız-| — Lâkin sı.—esızhk arttıkça arttı. Ve teh ? Yölcula, Jarın ışıklarını bile .ıksem—m.wr, de- | Jikeli bir şekil almaya başladı. Hava da Ta yeni bir me nizin koyu rengine bürünerek ılerlıvor ;oğumuşlu başında aylığını verirken kesersiniz. — — Ona da peki, Eğer madmazeller kabul ederlerse ben veririm. — Elbette kabul ederler, Usulü umuı i mesin. Çalıştığın dükkân iyi işler, müş- teri kalabalığında hesap almadan sa - vuşan savuşana gider. Dükkân işlemez olur, patron yevmiyey! takar. Biktım artık. Şimdi büyük evlerden birinde sofracılık falan griyorum. ÂAz kazanaca- fım amma hiç olmazsa rahat edeceğim. Bizim iş zordur beyim, günde 18 saat ayak Üstü. Herkesin ağız kokusu, haka reti de caba. Kapı çalındı. Ben kendi kendime: — Galiba bizim hizmetçiler sökün ediyorlar dedim, Yanılmamı İçeriye alabildiğine | sın. serbest, alabil ine alışık iki,genç ka- gdın girdi. Birisinin sırtında sarı kalın 1<ıc © zaman işin mahiyeti ve ciddiye| kumaştan bir spor manto, ötekinin sı ti anlaşıldı. Derken karanlık içinde bu| tında yarım kürklü £ ana baba gününde çığlıklar koptu: Bana baktılar. Gi T «Kemer nerede,-yeleğim nerede kal-| nundi ki eşarpı ,_evşeııı Arkadı Buna rağmen gemide bir fevkalâde- lik ,—ozukıru—ofdu Çarpışma, duyulma mış, hattâ hissedilmemişti. Bununla be ;yaber, tekneye SU zom*n başlamıştı. M&u du. Line (Be-| Gemi Amerikaya doğru yol alıyor - yanın du. Aysberg ağır, ağır etrafa dehşet sala sala; kayıyordu. mişti. İşsiz garsöon, kalku gilti, Derken;gecenin sessizliği içinde, san " Bu sırada telefon çaldı. Madam ko' ki binlerce lokamotif islim çıkarıyor « muş, sanki şikârlarmı arayan binlerce arslan gükreyormuş - gibi hı;lnun bir saha uzadı. Kazanlardaki istimler ka- çıyordu. Bu gürültü, patırdı arasında bir ku- manda aksetti: — Bütün yolcular, cankurtaranlarını takarak güverteye toplansınlar!... Ben.. Siz kimsiniz? Ay-.'. ten sen mi: erde kaldın sür « — tük? $ dıi?..> sen sini çıkardı. Bi sallıyarak Z T 'Tayfalar, sür'atli adımlarla şuzaya | sarı kıvıncik saçlarını L BAA k 'wnra rezaleti çıktı — Bül Mal olan tit anik 2201 yolcu ve tayfasile- Avrupa- | buraya kosuşuıoıl:ımı Madamla mırıl —miril - konuştular. | işin. Menedildi. Öyle ya kadınlar da su — 2 inci sayfada) - İSonra bana döndüler, K gitmek üze re ilk selerine çıkarkep (Devamı 12 inci sayfada)