EALai İK BİR SAN'ATKAR KAYBETTİK İNevres öldü Ps ği Bir Amerikalı mahkümun ifşa l « * ölümünden bir kaç gün Hrkon Posta , muharriri ile ©€n söylediği son sözler: Dünyanın en müthiş işkencesi - || nin ne olduğunu Amrnerikadaki sabı - | Z « kallara sorarsanız, * üç ay daha yaşasaydım!,, ymeeeeen e ğ maruz - kaldığı iş - t kence şekline na - p .—'Sıldı.ı.,buılm“rh;ıiıımd.ııı'd- dîmmiîwıçhkol- N& hastahanesinde konuşmuş, ve din- a I, töbem Permişti. Nevresin ölümünden birkaç gün ev- der bir başkası: Üat , dığımız ba mülâkatı koyuyoruz. Ne hazindir — Açlık ve uyku- Rüne , * masiki üstadının rahmete kavuştuğu ve suzluk benim ma - ysatlıyor. Ba mülâkata, Naci Sadallahın, Nevresin Ka İ '“ra yazdığı yazıyı da ilâve ediyoruz... dar tepeme damla |j Nevres damla su akıttılar ya-|Ve ben bu halde kıvranır durürken, o| zaltmak ist. ğ ölüyordum. n Ti eyen asabiye — hocaları mı e Şir, | karşama geçmiş: türettiler bilmem ki? bi B:“’: i '*“.îlb':f" — i memi M K a şka bir $ nAmın__ e :Yw çok nun k:ıı; Kuvvetli bir öksürüğe mağlüp olup L Bemmncğfunım saçlarını bir san- lum. Bugün benzine eni kunu , Fan İyastığa devrilen üstad, hastalığından | #metre mürs Tüdlür taidler, © ” gelmiş. Dudakların kiraz — kesilmiş. İşikâyet ediyor. vüntkz Yalele çlbbu l bir Bişen y Gözlerin de İki Yi tmekle, kö-| Gözlerin piril piril maşallah... İki Gkagek bir olur z |üç güne kılmaz, turp kesilirsin inçah Bi a€ Dişer, fakat ha İlah! İ ?:ğ,n * îonra bu müı Ben, bu kabil basma kalıp sözlerle ) %:hu'“;ğ?ğm bğu avutulacak kadar budala mıyım? Der- İMAL tle çe Az evvel dinlediğim hikâyeyi ha- tırlıyorum, kovulmak korkusile teselli niyetine açılan ağzımı kapıryorum. Vakıâ serde gazetecilik var; yani kovulmaktan ürkmemem lâzım. Fakat ben kovulmaktan ziyade, hassas beste- kâra bir dostu kovmaya mecbur kal- manın azabını bir defa —daha duyur- maktan korkuyorum. Ve susuyorum. O anlatıyor: — Ne olurdu?. Üç ay daha ömrüm olsaydı? Çok değil sade üç ay... İsmim Harold Lincolndur. 42 yaşın- — dayım, 1935 yılımın kânunusanisinde Hastane civarındaki evlerden bi-| — Yakacığa gider, iki hafta kalır-| Şikago mahkemesi beni hırsızlıktan rinden radyo sesi duyuluyor. Birden İdım... Bentlere de doyum olmaz... He-| dolayı uzun seneler hapse mahküm üşümüş bir insan gibi ürperen üstad|le Çamlıca mehtabı... Onu bir daha| “tti. san'atkâr, zile basıp çağırdığı hemşi-| göremeden öleceğime ö Hüküm tamamile âdilâne bir suret- ijreye: î;' Myla DKS yicag nn te verilmişti, eğer işlediğim bütün suç- — Rica ederim! diyor... Şu balkoe-| — .. lar meydana çıkmış olsaydı daha bü- kuç bit ve bir kaç tahtakurusunu bir yüksüğün içine hapsederek o tıraş 0 muş yerde gezdirdiler, Az daha ölüyor dum der. Amerika, her şeyde olduğu gibi iş - Kkence vasıtalarını bulup çıkarmakta da Ön safta gelmektedir. Bu hafta gelen ingilizce mecmuala- rm birinde Amerikadaki kürek mah - Hem ben zaten ölümden korkmu- yorum. Çünkü şâirin — dediği gibi: «Ben varsam ölüm yoktur. Ve ölüm geldiği zaman da ben yoğum demek- tir.b duk. Yazıyı aynen okuyucularımıza bildiriyoruz. ş Bi öksürüklerle Ü ona g ! Söyletmek kümlarının bir tanesinin ifşaatını oku-|, | gardiyanlardır. Sayfa 7 Dünyanın en korkunç işkencesi Amerikada hapse mahküm olmak mı? * * * atı: “ Amerikada ikl adalet kademesi vardır. Birisi mahkemelerdir. Diğeri de gardiyan- lar. Mahkemenin hapsine karar verdiği insanı gardiyanlar K pekâlâ ölüme mahküm edebilirler , Sing Sing hapishanesinin hücreleri rayı verdiler ve ertesi günden itibaren de 40 kişilik bir amele grupu ile bu- lunduğumuz yerden 4 mil ötede yere sevkedildik. — Yolda mitr: amuhafızların nezaretinde elle ve ayaklarımız zincirli olarak sür'atle yü- rütülüyorduk. Muhafızlar atın üzerin- de gittikleri için onlara yetişmek hayli müşkül oluyordu. Yürü er kırbaç yiyor, yol - Jara yıkılanlar sürükleniyordu. Gardiyanlar ölüme mahküm ediyor- Jar: Amerikada iki adalet kademesi var - dır. Birisi mahkemelerdir, diğeri de Mahkemenin — hapse gnahküm ettiği bir insanı gardiyanlar pekâlâ ölüme mahküm edebilirler. 1643 numaralı Con işte böyle örfi bir hüküm ile öldürüldü. Adamcağız to - |puğundan sakatlanmış yürüyemiyor - |du. Gardiyan: a — Numara mı yapıyorsun?.. Musi nun kapısını kapatın! yük bir ceza yiyeceğim muhakkaktı. O Ve bana dönüp, sinirli sinirli ilâve ediyor: — Bundan zevklencülere - şaşıyo- rum. Radyoyu ben tıpkı, içine milyar- larca arı konulmuş bir kovana benze- tiyorum. Asri bir arı kovamı!.. İnsan daların kışına bayılırım! Onun tavana dikilen gözleri yaşlı. Ti Kü N O söylüyor, ben susuyorum. Vakıâ | cemiyetin ğiruduş_m;ım kesildim. Size - L . Yani İşu kadar söyliyeyim... Ka aei e L N reianeniz d a ada onun müthiş vızıltısını dinlemek için | yilen ümitsiz bir hastanın, tıpkı bir gün diyeceğiniz bir insan oldum. para veremez fakat dllnkm#hcn kur-İsonraki hayatının programını anlatan g tulmak için olanca servetini gözden|bir insan sükünile ölümünden bahset-| , (. £nra, sözde bize mükâlat ol - mesi karşısında ıuıınnk—.." mak üzere açık havada çalıştırılmağa Fakat buna rağmen © söylüyor, ben gönderildür, mahkümlar için ayrılmış susuyorum : tarlalarda ziraatle meşgul alacaktık, 'ehenneme gidiyorur: Umumi bapishanede bir müddet kahk Yanlış anlamayın ha... Orada oku- .. |yanlardan, çalanlardan çoğunu — dinle- mekten doyumsuz bir zevk duyarım.| — Çok değd... Üç ay daha yaşasay-| Şu aralik müsaade ederseniz - şunu Fakat radyoda dinlemeye tahammül e-|dıa! Ga söyleyivereyim. ::”E GN t ğ ut Cemili ..S. İpanlar ekseriyetle ikinci, üçüncü sını demiyorum, Yalnız Mes'ut Cemilin se- N. S " “';uwn yaptıkları işlerden do. si hoşuma gidiyor. Oğlan babası kadar tanbur çalamıyor amma, babasından yi çene çalıyor! Bu kadar konuşmanın yorgunlu- ğunu, üç beş dakika süren bir dinleniş- le gideren Nevres, sözüne ayni mevzu- da devam ediyor: B layı bazan başlarına iş te açılır, fakat Udt, bestekâr, şâir, bir kelime ile| onlar bildiklerinden şaşmazlar, siz u- san'atkâr N“m:oç şakların efendi oldug_unn:fı;îı;ğnı ,:: — Çok değil.. Üç ay daha yaşasay-| siniz? Uşıiıdık'lın yetişen ler, ha- dım! diyecek kadar hayata yürekten | kiki dendı!ddl:u îlıımdıh; m ,;1 bağlı bulunduğu andan üç gün sonra, lurlar, maruz n evvelki gece saat üç buçukta öldü... hacil vaziyetleri — faizile muhatap- ai larından çıkarmak isterler, işte gardi - Evet... Nevres de öldü. Hastanede| Y LN GAi münhasıran o söylüyordu, ben susuyordum. Şimdi | " Ykamlara geçtiği için onları elle - © susuyor, Ve Üği 'k&“""“'f— < , İrinden geldiği kadar ezmeğe çalışır - ğer biçare san'atkâr, ogünkü sü-| yar. Meğer kütuma müukabil bana, ne uzun bir ko-| — Neyse evet uslu mahkümlar olduğu- nuşma sırası » muz için zirai hapishanelerde çalışmak Cerrahpaşa hastanesinden telefan | üzere naklediliyorduk, ben otomnbile, bindim, otomobil altına tekerlek kon- muş bir hapishane höcresi gibi idi. Bir- denbire sert bir ses duyduk. — Başınızı — uzalımız . . Biraz ram. Bu sunli evvelâ, telefonun öbür HabEi bi MRelEeĞer Ge ucunda konuşan memurun gafletine | , ndi, eilerim arkadan kelepçelendi, a- veriyorum. Ben #wali evvelâ, soranın | Çaklarım mengenelerin içine kondur Nevresi tantmayışıma hükmederek a-| Bu vaziyette zararsız bir mahlük ol - vunuyorum. Ve reseptörü yerine bıra-| mam temin edilmişti. kırken: * Orlada bir gardiyan oturuyordu. 9 - — Yarın, diyorum, ortada birakıla- tomatik mitralyözün içine kurşunu sür- cağını sandığı cenazenin peşindeki ka- dü ve: parDea rdığı — Bumu siz dastlarım için kullana fabalığı gör h— »oti Gülaybe cağım. dedi, içinizde bir kıpırdıyan ©- hursa beynini yakarım. Vardığımız yerde bana 1846 numa - Halbuki şimdi musiki, bir meyhane si-| mezesi haline geldi. İnsan, bir nağmeye bin falso sığdı- rabilen musiki esnaflarını -dinledikçe, » |buhranlar geçiriyor, eline geçeni, önü- aö L K bet herif dedi, ve fil sinirinden mamul — Adalar ne güzeldir şimdi... Her-| zamanlar ıslahı hal etmeğe karar ver-) kamçısım adamcağızın yüzünde şak - kes oraya yazın taşınır... Fakat ben A-| miştim, cemiyete karşı iyi fikirlerle/lattı. Bu da yetişmiyormuş gibi şid - mütehassis idim, fakat bugün maruz | u |detli bir kroşe ile adamcağızı nakavut kaldığım işkencelerden sonra, artık bu | etti. Canı yanan Con, yere yıkılırken diş- lerinin arasından bir küfür savurmuş- tu, gardiyanbaşı, yerde cansız gibi ya- tan adama bir tekme vurdu: — Biz ne yapalım, dedi, kendi idam hükmünü kendi imzaladı. Cona amerikalı gardiyanların sık sık tertip ettikleri işkence yapıldı, topuğu bir kat daha şişmişti, duvarın yanına bir kahve iskemlesi koydular, ve Conu Oonun üzerine çıkardılar, Bir saat... İki Baat... Üç saat... Dört saat... Sekiz saat orada kamçı tehdidi altında tuttular. Con inliyor. — Ayakta duramıyorum, bana iş - kencelerin en müthişini yapıyorsunuz, beni öldürün diyordu. Nihayet dayanamadı, ve yere yıkıl- Ür. Çekeceği çile henüz dolmamiştı, yüzüne biraz su serptiler, fil sinirin - den mamul kamçı tabanlarında şakla- dı, tekrar iskemlenin üzerine çıkardı - jar... Bu manzaralara nefretle bakıyor - dum, bir gün tarlada çalışırken, gardi- yanıri biri durup dururken sırtıma bir kamçı vurdu, ben fena halde asabileş- raiştim. Hakarete tahammül edeme - dim. — Bir hırsızlıktan buraya — geldim. Pakat bu türlü muamelede devam e - derseniz korkarım ki şu Ellerimle bir gün sizin canınızı da çalacağım dedim. 'Tabii çok büyük bir cinayet işlemiş- Em, derhal beni aldılar ve sol elimi ymengsenenin içine soktular, işte görü - yorsunuz, sol elim tamamile sakat kal di Bir gün kolayını buldum. Ve o di - yardan firar ettim. Ben nemli hörre - Jerin içinde yasamağı, Amerikan gar - diyanlarının vahşi sa!'tanatlarına ter - cih ederim. Bu uşaktan efendileşen za- Timlere şimdi fena halde düsmanım. Allah kimseyi Amerikan hapishane- lerine düşürmesin.