Üi | SA SON POSTA İttihad ve Terakkide oöon sene HARBİN M büt e Onuncu kısım No, 16 İKTISADİ VAZİYETİ Yazan: Eski Tanin Başmuharriri Muhittin Birgen ddiseleri aydınlatan bir mektup Ün şekerleri kendi elinde toplamak istemişti. Bu şekerleri ötekine ân ed_eceğine kani olduğumuz için hiç olmazsa halka dağılmasını istedik, *rülâcezeye, diğer kısmını da belediye hastanelerile memurlara verdik,, devri v ihtiraslar Ühtel r, tün fenalıklardı "; Gaşeciler» gibi tında ifade ettiği Ücüm €tmi; b“xflılıkh_ aİştir, Van hey- idâre Katıraların- tafından ŞN Sit « * Za ._::M:'::] "heyeti hesabiye» a aklığı “#miş bulunan bir aç ” bir mektubu da lamak & ; ek üzere buraya a ile okudum. Na girmiş olan tihin olsun ithar elerine yarıya - Net altı Nn taj n dolayı size Ka nla 'bcmbı'r. âdiıel: Y:._n_ı. zikret- 8 şeyi T sizin attılar- _qıi_dcrden ibaret o - xi R kı ':lı"id'.a nice böy- l_ııl.ı ile siz bun- Ben de Miha muttali oldum. | gkaları bilirler. _""'-vuull olan İttihat 9n İevazım reisi İN idaresinden ":- ._e"_" Böstermeğe ya- Yi de size ben yaz- Desi bir şeker işi- '.917 de Alman - z'y.dtnilen müca- Parak iki bin * Bunları İstanbula A satmak istiyor- için levazım i-| v lâzimdı. Biz Sün, yarın!p di- iyan İevazı Sekindiği vagon- d"'"lyozdu_ Pi - İt takım mu- - “Bu Yen ekte, Yerij Uğr; e lü alamadık, i kestiğimi,; "'ınvn.x.,' ve hall ğimiz mem- Ti kın işine Üzde | bi klığ Deş bir a ı“.':na göre, gali - İ ayaaftma dlm-.m..cğc ; h eli b Tei âte değer tar etler kantariye » o bun- ki d'm » Yani kiloda B yi İ).)de'hı,ı Ve İaşe va - *7_, eai YU ittihaz et- iytan & halkı, ; bunları-as « Ve g N ihtivnc N $ SOnra Yacı ara - t Bvzi ea A doğrudan da y a ç Htir. 'w.h Verrm, d tdan E€ başladı ve &cek yerde bir Ti S &l Üy gtt 'Btan l,"ak Piyasaya * Biz iile satma Na karşı itiraz Vet ettik. Mi sorduğu i Yap, bu işin Sikarmak ve Snumi fiatını dü- Umumi harp sıralarında görülen sahnelerden: Kocası, oğlu, torunu harpte bulunan ihtiyarlara çorba tevziatı şürmek maksadile yapıldığından ibaret kâldı. Halbuki şekerler piyasaya çık - tıkça kayboluyor, depolara çekiliyor ve oradan yavaş yavaş meydana çıka- rılarak gittikçe artan fiatlarla satılıp duruyordu. Bu suretle, şeker fiatı, id din edildiği veçhile düşecek yerde -- ki memleketin o zamanki ihtiyacına gö- re, düşmesi ihtimali zaten yoktu - pa- halanmakta devam edip gitmiştir. Çün- kü bu şekerleri, bir hamlede getirmek kabil olma: man bollanıp işba haline gelmiyordu. İşte bu sıralarda Bayramzade bir hayli para kazanmıştır. Fakat, bu ticarete lavassut edenlerin ekserisi musevi idi. Mukavelesi levazıma devredilmiş olan iki bin vagondan beş yüz küsuru gel- di ve biz de bunların hesaplarını gör-| dük. Mütebakisinin ne olduğunu bil-| miyorum. Büunları getirmeğe — galiba vakit kalmamıştı. «Gene şeker bahsinde size başka bir hikâye anlatayım: «Bir aralık levazım idaresi memle ketteki bütün şekeri kendi eline al - miya karar vermişti. Bunun için ga- zetelerle bir ilân neşrederek hangi ti- carethanenin elinde şeker varsa bir be- yanname ile bildirmeğe davet ediyor- du. İstanbul heyeti merkeziyesi leva- zımın bu şekerleri elinde toplayıp son- ra ötekine berikine ihsan edeceğine çin piyasa hiç bir zâ - ACICIAIAC: -ZMrr-4oPrU Öksürük, Nezle, Boğaz ve Göğüs has- talıklariyle sesi — kısılanlara - şifai te- girleri çoktur. 30 Kuruş. Hasan deposu: İstanbul, Ankara, Beyoğlu, Beşiktaş; Eskişehir, kani olduğumuz için hiç olmazsa hal- ka dağılmasını istedik. Fakat, verilen mühlete göre doğrudan doğruya hale ka dağıtmıya imkân olmadığından bir kısmını Darülâcezeye, bir kısmını be - lediye hastanelerine ve bir kısmını da memurlara alelâcele dağıtıp hepsini elden çıkarmıştık. «Ekmek meselesine gelince, şunları bildirmek istedim: «Ekmeğin ,heyeti hesabiye denilen heyet vasıtasile idaresi, bidayette, İs- tanbul heyeti merkeziyesinin arzu ve talebi üzerine ele alınmış değikdi. Bu işi bidayette belediye yapacaktı. Fa - kat, belediye, buğday tedariki işini size yapamıyacağına ve levazım ile mü -|? cadele edemiyeceğine kani olarak bu | işe İstanbul heyeti merkeziyesi teşki-| İâtının yardımını rica etmişti. Heyeti merkeziye bilâhare ısrar şeklini almış olan bu rica üzerine işe başlamıştır. Sizin yazdıklarınızda bu noktanın ek- sik olduğunu gördüğüm için tamam - lamak istedim. KLavazimin bu işlerde bize ne gibi ilât çıkarmış olduğunu anlatmak için bir çok hikâyeler anlatmak lâzım- (Arkası var) I 22 İkincikânun 1937 İSTANBUL Öğle neşriyatı 1230: Plâkla Türk Müsikisi. 12.50: Hava- dis. 1305: Plâkla hafif müsik. 1326: Muh - telif plâk neşriyatı. Akşam meşriyatı: 18.30; Plâkla dans musikisi, 19.90: Spor musahabeleri: Eştef Şefik. 20: Vedia Rıza ve arkadaşları tarafından Türk muzikisi ve halk şarkıları. 2030: Bay Ömer Rıza tarafin- dan Arabca havadis. 2045: 'Cemal Kümil ve arkadaşları tarafından Türk musikisi ve halk gşarkıları. 21.15: Baat âyarı. Örkestra 22: A- jans ve borsa haberleri. 22.30: Plâkla sölolar. BUKKEŞ 16: Orkestra; 1836: Ruvayyal operadan nakâl, 2145: Haberler. BUCAPEŞTR 17.80: Konser. 19.15: Plâk neşriyatı, Mâ- car musikisi. 2140: Balon orkestrası. 23.5: Çigan orkestrası. PRAG 1t? Kuartet " (Şehubert'den — parçalar), 1910: PlâK noşriyatı. 19.30: Brno'dan nakil. 2045: Opera, 2225: Plâk neşriyatı. 2246 Brno'dan nakil WİYANA 19:80: Alman halk şarkıları. 20.15: Opera- dün nakil, 21:$0: Dans plâkları. g YARŞOVA Y1.15: Serenatlar. 19.20: Şarkılar. 19.45: O ile, genç ar. Mü - turan bir R doktor çağır zerine vurmak, düşünün t Doktor; Matmazel Machay muştu. Onu baba yerde kendisini gı ve üç ay sonra evlendi Yeni evliler Viyana sosy er. Karı koca, gayet en - çift teşkil ediyordu. Do achâyı hem karısı, hem hastası , Oona hem tapınıyor, hem içük roman ince ruh : ına pek dokunakl: Doktorun ka dar sür'atle gidiyor ve — Kalb hastalığı olduğu halde mi? — Evet, genç kadın o kadar iyileş miş gibi görünüyordu ki kocası, dok « tor olarak, onun balolarda bir - kere vals etmesine müsaade ediyordu. Fa - kat kıskanç bir adam bun! menedebilirdi. Zira Blazewitz de bir yüzbaşı her zaman Ma' yi dansa kaldırır ve kadımın narin vücu- dunu göğsünde tatlı tatlı sikardı. «Günün birinde doktorun eline bir paket mektup geçti... Bunlar -adama, lu Alman karısı tarafından aldatılmış — oldu- ğunu — ifşa etti - ler, Doktor her zaman gizli ka « lan bir cürüm iş- liyerek öç aldı. — Peki o hal- de etraftan bunu nasıl duydular? - Doktorün sırrı içini dayanamadı, anlattı. «İntikam şekli müthişti, fakat bunu ancak bir doktor yapabilirdi. Macha tamamile iyileşmemişti, — mütehassıs biliyordu. Genç kadına iki ihtimam ve muhahbetle bakmıştı. Şimdi zavallı hastanın bur - yakıyordu, nundan getirmeğe karar verdi. Kızgın-| lığını yenerek, karısının yanında, en- şüphe eden bir koca halini ta- kınmakla iktifa etti ve bu suretle, iha- net eden kadının içinde korku ve 1z - |tırap uyandırdı. Karısile dostunun ne büyük bir ihtiras içinde yaşadıklarını eline geçen mektuplardan - biliyordu. Binaensleyh, tehlike olsa bile, birbir - lerini görmeğe çalışacaklarından emin- di. O zamandanberi iki âşık arasına es- rarengiz engeller sokuyor, fakat on - Jarı birbirlerinden tamamile ayırmı - yordu. Randevularına mâni oluyor, muhabere etmelerinin önüne geçiyor, aşklarını rahat bırakmıyor ve zehirli - yordu, Bu ateşin ve ıztırap verici he - yecan içinde Machanın sıhhati gene fe- ha halde bozuldu. Doktor karısını bir zamanlar nasıl itimat ile iyileştirmişse şimdi de onu Ğ idürüyordu. Kanın de « veranına öldürücü bir sür'at veren çıl- gin bir korkudan sonra, kalbi dondu- ran ve kanı orada pıhtılaştıran uzun keder günleri geliyordu, Bazan bir - eee tesinin pek | d denbire artık hiç mamış gibi bina ağlıy var, za' Benimle misiniz Hastalığı vinçle - sey hasta, istediği de bu idi. Fakat? termesin, dedi, bir kadına el kaldırmak ha, Allah saklasın. Suç orlağınız her ikinl kabahalini ö« dedi. Biraz evvel Mösyö Blazewitz ile düetlo ederek onu öld im!». Bunun üzerine Macha kaskatı kesilerek yere yıkıldı. Doktor yalan söylemişti, Viya«s nanın en İyi atıcısı Sa) J kalbine dokunmağa cesaret edemezdi. Halının üstüne uzanan karısına eğ rek elini avucuna aldı. Nabzı hâ! yordu, demek kadın daha ölmemi; Cellât GA e« Yarınki nushamızda : BABA.. Çeviren: Faik Bercmen balo el - giyecek «Şimdi bisenizi Fransız se« davet « gideceğiz. Yüzba « şıyla gdüello edişime bir o « yun meselesini bahane ettim. Fakat sizin de isminiz geçti. Bunun için. sizi bu akşam baloda berkes kolumda gör meli. Yoksa sizin için düello ettiğimi zannederler ve şerefim beş paralık 9 « lur.. Haydi, giyininiz, diyorum sizel..» Zavallı kadın giyinmez de ne yapar« dı? Namus ve şerefile bu kadar gad - darcasına oyna: bilir miydi? Giyindi ve koca: gitti. Bir kenara oturmaktan ziyade yı- kıldı. Şık bir uşak kapıya kadâr ilerli. yor ve gelenlerin ismini yüksek sesle bildiriyordu. Doktor, karısının sandal« yesinin arkasında ayakta duruyordu. Kapıya bir göz attıktan sonra birden « bire genç kadının kulağına «Sefil, dedi, keder demek seni medi?» Zazallı: «Daha değil,» diye ce« vap verdi. Doktor kapıyı göstererek! «— O halde bak, diye ilâve etti, ve gevinçten geber!», Bu sırada uşak ha « ber verdi: «Yüzbaşı Blazewitzi» «Güzel delikanlı gülümsiyerek sa « lona girdi. Ve her zaman yaptığı gibi gözlerile evvelâ metresini aradı. Genç kadını zor tanıyabildi. Mal finden Kalkmıştı, yüzünde ğ renksi i vardı. Sevgilisine donuk bir bakıştan sonra cansız olarak yere düş« tü. Kederin yapamadığı işi sevinç ba « şarmıştı.» MIDENİZE dikkat ve İYİ HAZIM ediniz. Çabuk, iyi çiğnemeden yemek yiyenler, fazin baharatlı ve biber li yiyenler, bilhassa içki içenler midelerini tahriş ederler. Ve EK- ŞİLİK, HAZIMSIZLIK, ağırlık ve baş dönmeleri hissederler. MAZON MEYVA TUZU HAZIMSIZLIĞI, MİDE EKŞİLİK ve YANMALARINI GİDERİR. İNKIBAZI defeder. Bugünden bir şişe MAZON alınız. Hiçbir mü- masil müstahzarla kıyas kabul etmez. farethanesindeki — baloya liyiz, — oraya MAZON isim, HORO S markasına dikkat. — — pera- musikisi. 20.15: Bânfoni örkestrs> 22.20: İ Akşam neşriyatı: Kısa temsiller, 2245: Dans plâkları. Yarınki program İSTANBUL £3 İkincikânan 937 Öğle neşriyatı: 12.30: Plâkla Türk musikisi. 1250 Hava- dis. 13.05: Plâkla hâfif müzik, 13.25: Muh - gtelif plâk neşriyatı. 3 18.30: Plâkla dans musikisi, 19: Şehir ti« yatrosu komedi kısım tarafından bir tems sil 20: 'Nürk musiki hey'eti. 2030: Bay Ömet Rıza tarafından Arapça havadis. 2045: Müs nür Nurettin ve arkadaşları - tarafından Türk müsikisi ve halk şaurkıları. 21.15: Saat Ayarı, orkestra. 22: Ajans ve borsa haberleri. 22.30: Plâkla sololar. / ç