Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
. ela'E SON POSTA Sporumuzun bu günkü vaziyeti: 2 (*|J Türkiyede spor yok, fakat spor kurumu var x Talebelerimize vücut tarbıynı için haftada bir saat tahsis ederken Avrupada hastahanelerde nekahat devresinde bulunan hastalar 7 . saat jimnastik yapiyorlar * Yazan: İrfan Şahinbaş ( Türkiye gülle atma rekortmeni ve «Son Postas nın Londra muhabiri | Bir * sporcunun senede bir, bir araya getirilerek çalıştırılması memleket sporunu yükseltmez Yapılan her iş, sarfedilen her gay - ret evvelce tayin edilmiş bir hedefe varma vasıtasıdır. Her çalışmanın fay- dalı bir netice verebilmesi için hangi hedefe vasıta oldufğumu tasrih etmek hızımdır Hedefsiz, plânsız bir iş fay - da getirmez. Sporun amacı nedir? Spor gençliğin bünyesinin sağlam - laşması, ve dayanma kabiliyetinin art- ması içindir. Sporda nihai hedef bu - dur. Karakterin yükselmesi, boş vakit- leri sıhhi bir eğlence ile geçirmek, mü- sabaka kazanmak... Bunlar sporun ga- yesi değil, teferrüatıdır. Bu kabul ettiğim amacı gözönünde tutarak, Türkiyede sporun! vaziyetini tetkik edelim Türk gençliğinin bünyesini sağlam- laştırmak için ne gibi tertibat alınmış- tır? Evvelâ mekteplere gsidelim. Geçenlerde gazetemizde İsveç jim - nastiği aleyhinde bir çok yazılar çıktı Kıymetli sporcularımızın fikirleri ya- zıldı. Bunların içinde vaziyeti en iyi gören, ismini maalesef unuttuğum bir doktor oldu. «Haftada yarım saat, kol sallamadan ne çıkar?» diyordu. Hakikaten, en ileri giden mekteple- rimizde bile, talebenin vücut terbiye - sine ancak haftada bir saat verilmiş - vvi gi ÂAvrupada hastanelerde, — nekahat devresinde bulunanlar haftada 7 saat jimnastik yapıyorlar!!! İsveç jimmastiği gençlere, hareket disiplini vermek için, çok faydalı ola- bilir; fakat sporcu bir millet yetiştir - mek için temel olamaz. Bazı mekteplerimizde basketbol ve voleybol teşkilâtı var. Fakat üç yüz, dört yüz kişilik bir cemiyette yalnız o- tuz kişi böyle oyunlarla meşgül oldu- ğundan «mekteplerimizde basketbol vardır» diyemeyiz. Futbola gelince, bu da, daha ziyade olmuş vücutların işidir. Zayıf bir vü -|- cut topa ayak vurmakla sağlamlaşmaz. Esasen futbol da, mekteplerimizde u- fak bir minorite ve ekseriya basketbol, völeybol oynıyanlar tarafından oyna - nan bir oyundur. Mekteplerimizde gençliğin bünye - sinin sağlamlaşması için hiç bir ted - bir alınmamıştır. Türkiyede spor namına ne varsa, klüplerin çalışması ile vücuda gelmiş- tir. Futbolda biraz başarı gösterebili - yorsak Fener, Galatasaray, Beşiktaş gibi klüplere, atletizmde — bir şeyler yapabiliyorsak Galatasaraya borçlu - yuz. (| İlk yazı 6 İkincikânun tarihli nushamızdadır. Hattâ Galatasaray lisesinde sporun diğer mekteplere nazaran daha yük - sek bir seviyede olmasına da sebep, Galatasaray klübünfin mevcudiyeti - (dir. Bizim klüplere, yalnız sporu çok se- “venler, ve bu sevgilerinden dolayı, her ttürlü güçlüğe tahammül edebilenler ,girmiştir. Halbuki, bir spor klübü, da- ha ziyade, mekteplerini bitirmiş, ve mekteplerinin spor yapma vasıtaların- dan istifade edemiyecek olanlar için - dir. Bir spor Rlübüne giren bir âza - nın evvelce spor yapmış, ve spor ter - biyesi görmüş olması lâzımdır. Mektelerde spor teşkilâtı yok; klüp- jler kendi sahalarında ellerinden gel - diği kadar çalıştığı halde, eleman yok- luğu yüzünden, çalışmaları nısbetin - de faydalı iş göremiyorlar. Bu vaziyet karşısında ortada genel bir spor kültürü olmadığı için Türki - «| yede spor var diyemeyiz.. Fakat Türkiyede bir spor kurumu var. Bunun işi nedir? Anlıyabildiğime göre, spor kurumu- nun vazifesi eldeki sporcularla meş - gul olmaktan başka bir şey değildir. Zannedersem kendisine verilen salâ - hiyet te bu kadardır. Tabif bu spor ku- rumunda spordan hakkile anlıyanlar var. Salâhiyetleri ve iktidarları dahi - linde Türkiyede sporu yaşatmağa ça - lışıyorlar. Takip ettikleri metodu iki kısma ayı- rabiliriz: | — Sporcuya sporu sevdirmek! ası yapmak, Sporcuya sporu sevdirmek.. Biraz paradoksal bir ifade.. Anlatmak iste - diğim nokta, sporcunun, spora daha fazla bağlanması, daha fazla çalışması, daha fazla fedakârlık yapmasıdır. Bu hususta kurumun yapmadığı ye- gâne şey büyük bir köy kurarak bü - tün sporcuları aileleri ile beraber ora- ya toplamak ve hayatlarını temin et - mektir. Türk spor kurumunun Türk sporcu- suna ettiği yardım dünyanın hiç bir yerinde görülmez. Atlete iş, teskilât bulur: parasız at- lete para teskilât verir; atlet hasta o - lur, teşkilât doktor bulur... Velhasıl at- letin bütün ihtiyatlarını teşkilât temi- ne çalışır. Ve tabii bütün bu fedakâr- lığa karşı atletin kendisine verilen va- zifeyi yapmasını ister. Halbuki... Spor terbiyesi - daha doğ- rusu genel terbiyesi - zayıf olan at - let - ki, spor hayatımızda böylelerine çok tesadüf edilir - kendine ehemmi - yet vermeğe başlar.. Kuruma karsı o- toriter bir vaziyet takınır... Kurumun (Devamı 11 ir-i sayfada) Şapka modelleri tır. Ufak bir viziyeri vardır. Üstteki: Lâcivert ve kırmızı renkli fötrden yapılmıştır. Tül icabında kal- kık olarak kullanılır. En üstteki: Siyah fötrden yapılmış - Sağdaki: Yumuşak kumaştandır. Yanında bir fiyangosu vardiır. YEMEK BAHİSLERI Sığır etinden güzel bir yemek Bu yemek için en iyi et hayvanin kürek kemiği tarafıdır. İnsan başına 250 gram et kâfidir. Her 250 gram et için de 2,5 kepçe su koymak lâzım- dır. İçine defne, nane, iki büyük s0- ğan, tuz, biber, iki baş sarmısak ilâve edersiniz. Eğer renkli bir et suyu al- mak isterseniz iki domatesi dörde bü- lerek bunlara katınız. Saydığımız şeylerle bertaber eti tencereye koyup üzerine soğuk suyu dökersiniz. Kaynayınca mevsimin seb- zelerinden iki üçünü ayıklayıp içine koyarsınız. Dört beş saat orta bir a- teşte pişirdi-ten sonra içine bir yu- murta ile terbiye yaparsınız. Güzel bir yemek olur. Bir odanın tam manasile güzel ola -| bilmesi için mobilyenin iyiliği yetmez. Eşya arasındaki renk ahengı de bu gü- — Odalarımızı süslemesini bilelim zelliği tamamlıyamaz. Yastık, örtü, si- gara kabı ve saire gibi ufak tefek eşya- nin bu güzellikte mühim bir rolü var - dır. Odanıza hususi bir güzellik ve size mahsus bir hal vermek için işte bu kü- çük eşya arasında muayyen bir desen | ve renk birliği gözetmelisiniz. Meselâ: Bir yemek odasında yıldızlı bir çay takımı, ayni cinsten tabaklar, |ayni şekilde muşamba çok hoş görü - nür. Başka bir odada sedir üzerinde yıldız işlemeli bir yastık, masa üstün- de bu şekilde bir örtü ile yıldızlı bir sigaralık odaya umulmıyan bir güzel- lik verir. Duvarları, tavanı açık şeftali ren - ginde boyalı, halısı koyu mavi, perde- leri beyaz bir oda.tasavvur ediniz. Bu perdelerin siyah yıldızlı bir kumaştan yapıldığını, beyaz, şeftali rengi, ve ko- yu mavi renklerinde ufak tefek bazı eşyanın üzerinde de ayni siyah yıldız- ların bulundufunu düşününüz. Böyle bir oda göze ne kadar güzel görünebi- Hr. Yıldız yerine çizgiler, kareler veya başka bir desen ve renk te olabilir ta- bii. Yeter ki bu ufak şeylerde bile şah- si zevkinizi gösteren muayyen bir gü- zellik görünsün. Saçınıza dışarıclal'ü.ııiî de sürmeyiniz. Çünkü: Bunun y yoktur. Pratik te d Ü daha kolay ve daba ğ size hiç bir yağlı ') yeceği faydayı temin * Fırçalama. Fırça saçlara kendl yar. Onları besler vE W kat gelişi güzel bif türlüsü boşuna bif da vermez, İlkin fırçanızın cmsi!’ı_ Zamam niz. Fazla sert bir ! '*en çı tahriş eder. Çok Yuîd vermez. En iyisi tuğ# bilir ve uçları küt © K N birden fırçalamak I'İJ küçük kısımlara â)? aşağıdan yukarıyâı * doğrü ayrı ayrı İfirÇe defalar. Her tutam saçı H fırçayı temiz bir hâV” öflkm lidir. Yoksa fırçanın çl’” i toz ve kir yenıden ' çalamanın manasl k İşte bu soyledlklerung cak bir fırçalama 545" toz ve daha başka YÜ :f den korur, deri bir y? Olk tarır. Dipteki tabif yt Ş | rafına yayarak beslef 0 Fırçalamanın tek hlr nılır: Ondüleleri boZ yanlıştır. Fırça, bilâk duğu gibi saklar. Fazl lara tabii 'bir parlalf Sinema yıldızlarlnd F saçlarını günde üÇ kilde fırçalar. Ondüle" lak ve güzeldir. Slz cik, yalnız yatal'k Âz zamanda Sâçları'w;ıp hlı kendiniz de şaşar5 ' ;“derîi Bu senenip? B _ Fİİ İster garnitür, is b l olsun tıpkı kuma$ 4 dır. Koyduğumuz '.x çizgilerini görme ' uzun bir tayyörde ları şişkin kollar, ut? ka. Beraber giyilen "' gelen kısmında Şapkiı çaciP kmarkası gorulmek