ydüe — IKINCI KISIM — A R. —“Grandük Nikola Hazretlerinin hususi yaveri gözlerini yıldırım süratile etrafına gezdirmiş, ancak Cemilin işideceği derecede hafif bir sesle: “ Prenses Emma tarafından geliyorum ,, sözlerini ilâve etmişti. Genç yaver, derhal topuklarını vur-|ederim ki; yaver efendi, bu kadar câ - muş, sert bir hareketle başını eğmişti. İzib ve azametli manzara, pek az yerde Cemil de, başında kalpağı olduğu > | görülebilir. Şin, askerce bir selâmla, yaverin bu| — Demişti. hürmetine mukabele etmişti. Yaver, derhal cevab vermişti: -— Türk zabitlerinden.. binbaşı Ce-| — Muhterem kumandan!.. Ben, şa- mil. ir değilim. Öyle, güzel manzaralardan — Teodor Aleksiyef.. fahametme -| filân da pek © kadar anlamam. Fakat, âb; Grandük Nikola hazretlerinin, hu-|bana merak verdiniz.., Eğer yorulmuş vusi yaveri, olmazsanız, yemekten sonra şöylece Fransızca olarak söylenen bu sözle-|civarda bir gezinti yapsak, ri, bir kaç saniye süren bir süküt tâkib| — Büyük bir memnuniyetle, yaver etmişti. Ve sonra; genç yaver, zeki ve|efendi... Kâhya efendiden de rica ede» cevval gözlerini yıldırım sür'atile et -|riz, Bize iki at hazırlatırlar. rafta gezdirmiş.. ancak Cemilin işitebi-| Şato kâhyası, yerlere kadar eğildi. leceği derecede hafif bir sesle: — Mühterem misafirlerimizin emir- — Prenses Emma tarafından geliyo-|lerini yerine getirmeyi, büyük bir şeref ram. telâkki ederim, Sözlerini ilâve etmişti. Dedi. Cemilin gözlerinin önünden sanki * kalın bir perde kalkıvermişti. Gençi| — Cemil ile yaverin bu suretle gezinti- yaverin elini daha kuvvetle sıkarak he- | ye çıkmaları, hiç kimsenin nazarı dik- yecanla gülümsemiş; mukabele etmiş-|katini celbetmemişti. Yalnız, Maşa; #: kalbinde hissettiği müphem endişeyi, . SON POSTA « Son Posta » nn Tarihi Tefrikası : 7 SÜMER YILDIZI TUNECSY / Yazan : Celâl Cengiz Tanzer Gudea ile karşılaştı ve ona yalvardı “Nabo senden öç almak için gözlerimi oydu, beni affet,, dedi Kral Gudea güneş mâbudunun önünde diz çöktü, arkasında Tanzer vardı, ikisi de Naboya karşı açacakları muharebede Tanrıden zafer dilediler, Tanzer ayrıca Tunçayın Suzdan kurtularak biran evvel anayurda dönmesini istedi Ve penceredeki çığlık bir anda kesil-|ya tutulduk. (deti geçmişse, umarım ki beni affeder. mişti.. Tanzer içini çekerek, başına gelen-| — Bugünlerde kızı da biraz iyice * | 'Tunçayı başka bir odaya götürüyor-İleri anlattı: dir... — Kral Nabo sevgilimi elimden aldı| — Fena değil. Bu haber de beni se* * ve gözlerimi söndürdü.. Suz kralı Su-| vindirdi. Çünkü onun kızının iyileş - | Bir kaç sîl(::'umâu kralı Nabo .m'eılilem ıııeydnîı uknyu;. Taner! Bu|mesi, bütün Sumerlilerin neş'elenmesi mmuhafızına : işi amcama nasıl açmalı demektir. «Alam topraklarında Sumerlilerden| - Tanerin yüzü balmumu gibi sarar- * kimi görürseniz esir almız! Kervanla-| dı; Gudea “gn” e um rını yakalayıp getiriniz!» — Tunçay şimdi Suz sarayında de- Önlüi YA Di Ka e Gökel Nabo ,bu hâdiseden bir kaç gün son-İmek..? ae eR eee di gö ra Tanzeri bir deyeciye teslim ederek| — — Hem de bir daha hayata dönme - y e u bugün de kazf Sumer sınırına gönderdi. mek üzere oraya kapandı. Ah, ben ne| — DN Sagla'0” A Dkbe, Sukedü dörüymek İğn İbehtarz bir İşim ÜG Nöteye min sırtını isittin.. onu bımı dfhı camr : gittümce hrş'—mia ei çkü. Ten landırdın.. gözlerine nur, dizlerine kuv* 5 gel ” vi Bu sabah gözü gözümt çoktanberi vesile arıyordu. ilişti.. gülümsedi. Onu bu halile ne k” Birincikânun 24 , — Yaaa.. Prensesten geliyorsunuz, daha hâlâ yenememişti. mühim bir müsunuz?.. niz?. . ei e -i u Teodor, bir kahkaha attıktan sonra PUt kasabasına götürmüşlerdi. zım da başkalarının kızları gibi serbest- ş cevab vermişti: Tanzeri götüren deveci yükünü Ni-İce gezer, bizimle birlikte yaşardı. Ne Cemil ,evvelâ kapıya doğru giderek, duvardaki ipek kordonu çekmişti. Dı- şarda şıngırdiyan zil sesi üzerine, içeri giren oda hizmetcisine emir vermişti: — Grandük hbazratlerinin bazı emir- lerini getirmiş alan yaver efendiye ça — Ben mi?.. Bütün hayatımda, bir |P sokaklarında bırakarak geri dön -|olur, o çirkin bir kız olsaydı da, yanım- di defa bile Grandükün yüzünü görme -|ü dim. masaydı. İkisi de susmuşlardı. v " —A- nasıl>.. - Onun yaveri değil| Tanzerin gözleri oyulduktan misiniz?.. ida kalsaydı.; gözümün önünden ayrık l_ın oğluna gelmişti. — İşte Gudeanın yeğeninin göz -|çayı bana çok gördüler.. lerini söndürdüm. Bakalım Gudea ben-| — Taner başımı sallıyarak söylendi: d imli buldı Ti | Sen birf| Sötüdülü vizaklarinı den bunun öcünü almağa kalkışacak| — Vaktile htiyarlarımızdan biri: | g' Sevimli buldum, Tanrım! MK ö nin Ti ee e L |a? Eğer buna da görmemin ee Gay v (Küdinlerii'dn büyük duşgüni, hazdıj D YEiN ada el DN C — Parola?. lar; sık ağaçlar arasında kıvrıla kıvrila | YS gibi davranacak — olursa, artık | güzellikleridir!) demiş. Ne doğru bir açi? uzayıp giden yolda ilerlemeye başla « benimle harbetmekten çekindiğine İsöz. Tunçayımın başma gelen bütün — Niçin geldiniz?. mışlardı. Ni hükmederek, Sumer topraklarından di. | felâketlerin sebebi, onun çok güzel ol- CU Gi taramda, Cemil, sormuştu: lediğim yerleri kolayca alabileçeğim. |masıdır. Eğer o göz kamaştıran bir gü- sütla görüşeteğim. — Mösyö Teodor Aleksiyeff.. Ne Dıyıııdu ğ zollîi.! sahib olmasaydı, mâbud Enhil — Bu zâtın kim olduğunu - biliyor| Zamandanberi Grandükün yaverisi -| — Tanzeri Alam ve Sumer sınırları a-İonu istemezdi.. Gudea onun kanını müun çocuğu olmuyor.. bunun için sir na yıllarca yalvardım. Ona bir çocuk vermedin! Kızımın iyileşmesini beklr yorum, Tanrım!.. O iyileşince hemef | evlendirmek niyetindeyim. Sen bi olmazsa ona bir erkek oğul ver.. soyt') tasında küçük bir konak yeri olan Ni-|mâbuda nezretmezdi. Zavallı kızcağı-| MUZ tönmesin.. ocağımız kapanmın Gudea (Güneş Mâbudu) önündef kalktı.. geriye çekildi. Dua sırası Fakat, bu esnadi iki çocuğun çekerek çetirdiği bir köf kralın gözüne ilişti.. başını eğdi.. di di 'Tanzer başını duvara dayadı.. 88 - katle baktı.. buk bir çay getiriniz... Kendileri iki gün kadar şatoda misafir kalacaklarını 'söylüyorlar. O yolda hazırlık yapılma- tını da kühya elendiye söyleyiniz. Çay, derhal gelmişti. garb cephesinde askerdim. Son aylar- da, mühim bir hastalık geçirdiğim için — Ne münasebet azizim).. Asıl SERİE nük gözlerinden damla damla yaş a -| Ve haykırdı: san'atim, Moskovada Prenses Emma-| Tenzer (Nipur) da çok duramadı..|kıyor ve ara sıra hiçkiriyordu. — Tanzer... —— nn abone olduğu bir kitabcı dükkânın- | Pir kaç gün sonra hareket eden bir yol-| Taner sordu: Tanzer etrafını görmüyordu da çıraklıktır. Bir buçuk senedenberi, | © kafilesine karışarak Ur'a döndü. — Kızımı bir daha göremiyecek mi-| Çocuklara: Delikanlının gözleri görmüyordu.. | yim? fakat, sevgilisinin hayali onu tâkib &- (Arkası var) — Tanrı bilir onu. Ben ne bileyim! diyordu. Tanzer, sevgilisi her dakika yanında imiş gibi, mütemadiyen onun- la, onun hayalile konuşuyordu: — Zavallı yavrucuğum, şimdi o çir- kin ve duygusuz adamın kolları ara - sında yatıyor demek! tebdilihava alarak Moskovaya gelmiş- tim, İşte şirdi de, bizzat Prenses Em - manın tertib ettiği plân mucibince bu- Cemil ile yaver, karşılıklı birer ka- papeye oturmuşlar; çaylarını içince - ye kadar, yüksek sesle umumi şeyler. den bahsetmişlerdi. Taya geldim. — Tunçay.. beni unutmıyacaksın,| — Evet. Hem de ölünceye kadar ya- * — Demek ki, Prensesle daim? temaş | değil mi? tacak. Eğer gözlerimi dymasaydılar, Bir erakk Cömilin gözlme Maça iliş- halindesiniz?.. Tanzer Ür şehrine gelir gelmez sev-|onu Suz sarayından ne yapıp yapar, — Affınızı rica ederim, Cemil bey. | &ilisinin babası Taner'i buldu. Küçük|kurtarırdım. Fakat.. Bu hususta size fazla malümat vermek |bir çocuk onu kolundan sürüyerek Ta-| — — Şimdi ne yapmak fikrindesin? salâhiyetini hâiz değilim. ner'in evine götürmüştü. — Senden beni anamın yanına gö- — Pekâlâ dostum. O halde, istedi -| Taner, delikanlı ile karşılaşınca şa-|türmeni istiyeceğim.. giniz kadar süküt ediniz. Esasen, Alek- | Htrdı: — Bana kalırsa bir kaç gün burada si babanın kulübesine de yaklaştık...| —— Nerden çıktın sen, Tanzer? kal, Ben bir kere saraya gideyim.. se- Bakalım, bu garib ihtiyarla masıl anla -| Diyerek delikanlının kollarına sarı-inin gözlerine Nabo'nun mil çektiğini şacağız?... di. duyduğumu bildireyim, Gudea seni af- —. Taner işin farkında değildi. Tanzeri|federse, o zaman alıp götürürüm ora- 'codor Aleksiyef, bu suzle de süküt |Börüyor sanarak ona yer gösterdi: — İya, yenlcakini almişler.. Beredakk vükiye ile mukabele ek:m":tî. — Kızım nerede, T.._.f”.'. z —î:ek.’ıll. İ Beni düşündüğün Sç.in timden memnun olup olmadığımı öğ -| — Beş on dakika sonra, o küçük mey- _HTM“ ve gözü dünyayı gö-|teşekkür ederim sana. Amcamın hid- getmek jstemiş.. bi tarala: hdt bir|danlığa gelmişlerdi. Ortada, gene biç '“Dî_:f_“““"’_'““' yaşıyor. vazife ifası için gelen yavere, beni de| kimse görünmüyordu. Kulübenin ba- h başam _ü_f eömişti. görmesini emretmiş... Terbiyeli, cana | castından hafif bir duman tütüyor; bah- Birden duimld_u " yüzünü Tunça. yakın bir çocuk... Hattâ, yemekten| çede, küçük bir köpek dolaşıyordu. — |9" babasına çevirdi: bti < Cangdaz. Haai kalağlarda birert iş bahanesile dolaşmakta, ve en- dişeli nazarlarla vaziyeti tarassud et - 'mekte idi. CN Giklarküai e gözkeği 't kin etmek için derhal yanına gitmiş: Ka — Müsterih ol, Maşa.. bu yaverin ziyaretinde benim için hiç bir tehlike yok. Hattâ, biraz da iyilik var... » lâm ya?., Grandük Nikola beni hima- Nöbetci Eczaneler Bu gece nübetci olan cczaneler şunlar - sonra beraberce bir gezintiye de çıka-| Köpek, iki atlıyı görür görmez, hav- e cağız. Nafile yere buralarda dolaşma. | lamıya başlamıştı. İstanbal cihetindekiler: Git; rahat rahat yemeğini ye. Bir iki saniye sonra, kulübenin kapı- Aksarayda : (Sarim), Alemdarda : CA Rıra). Bakırköyünde : (Merkez), Baya - mdda : (Cemil). Eminönünde : (Hüsmü Haydar). Fenerde : (Vital). Karagüm- rükte : (M. Fuad), Küçükpazarda : (Yor- ED.Samatya Kocamustafapaşıda : (Rid- van), Şehremininde : (Nâzım). Şehzade- Demişti. Memleketin iç yüzünü bildiği için her şeyden ve herkesten şüpheli olan| iki Maşa; bu sözlerder. endişesini yeneme- mekle beraber, Cemilin arzusuna ita- at etmiş, avdet eylemişti. — Ah.. neler görüyorum, Tanrım... Ve titrek bir sesle bağırdı: — Gözlerine mil mi çektiler senin, Tanzer? — Evet. Bir haftadanberi görmüyo- rum, Fakat, onu hâlâ seviyorum, Ta- ner! Onu ölünciye kadar unutmıya - cağım, ginini bir dala bağlamıştı. Teodor da öyle yapmıştı. Cemil, kulübenin yabani otlar bürü- müş avlusunu çeviren çite doğru iler - lemiş: —- Gorgol.. Beni tanıdın m:? Yemekte, * Grandük hazretlerinin yaverlerine yapılan itinalı servise, biz- zat şato kâhyası nezaret etmekte idi. but), Kasımpaşada : (Vasıf). Merkez Na- hiyode :. (Kanzuk, Baronakyan, İtimad). Yemek esnastında, muhtelif şeyler -| Demişti. DN N < ç İİ Sistide : (Neodot), Taksimde : (Taksim). — den bahseden Cemil; sözü döndürüp c,.,g:f'guı..&ı._m eğmekle iktifa| — Kimin eli uzandı senin gözlerine? || Üsküdar - Kadıköy ve Ağalardakiler: —& dolaştırıp şato civarındaki lâtif man -| etmşiti . — Kral Nabo' nun eli.. Rüyükadada: (Şinasi). Heybellde: (Ta- Zaralara intikal ettirmiş: — Aleksi babayı göreceğiz. Taner şaşaladı: naş). Kadlıköy eski İskele uaueı:u:en ; — Heke, şu tarafta bir şellâleler var| Gorgo, elile kapıyı göstermiş: — Suz şehrine mi kaçtınızdı siz..) || Sotrak) Kadiköy Yeldeğirmeninde: (Üç- Giden görülceek ei Sözisenal CAY S PY lalani var) | — Evet Rürgürden kaçtik, kasrg L Bir Doktorun Günlük Notlarından Gene şeker Hastalığı BSoön senelerde bu hastalık bilhasın yaşından sonra bir çoklarında oldı gik görülmeğe başladı. Şeker hastatığının en büyük | Şeker hastalığına tutulanlarda başlıca ” Jâmetlerden biri de Hhhybuül*ı. Sebebsiz zayıflıyanlar derhal Jdrarlafi ce de bilvesile söylediğimiz beblerle hâsıl olduğu gibi midesine çok düşkün ve çok yemdl eli yenlerde karaciğerin yavaş yavaş ması neticesi olatak meydana dir. Kırk beş. elli yaşından sonra senödü Kkal iki defa idrar tahlili x SI