14 Sayfa —— “Scı Pns!a ” nın tefrikası : 61 A, R. Cenil Maşa ile konuşuyordu : “ Maşal. dedi ben hay dımda i. zan aşkından hasıl olan şarabın binlerce çeşıı.ni tattır.., fakat millet ve memleket aşkının lezze- tini | unların : ç birinde bulamadım... Ne dersin bunal.,, nlnuklı bet.ıbı-.ı değiştireceksin. O zaman gele dursun; Fakat böyle pek cok insanlar, bu — uğurda|şimdi sana ben, küçük bir fikir vere - kurban — gitmeyi — kendilerine — biriyim... Maşa!.. Vatan, evlâdlarını çok zevk edinmişlerdir. Çünkü.. onun şe -|seven bır anadır. Onun, bütün evlâd - np hiç bir hâz ve meserretinde bulun-|dır. Lâkiilin; o ananın, evlâdlarına kar- mıyan bir lezzet hissetmişlerdir. şı bu şefkatini siyanen gösterebilmesi Maşa, derin derin Kollarını, masaya cayamış; başını, ö-|dır... nüne eğmişti. mi?... Cemil, parmaklarının ucu ile yavaş| — Dur. Sana bunu bir misalle an - yavaş kadehini çevirerek devam etti: |İlatayım... Meselâ; o ana, sensin. Fa- — Maşal.. Ben, hayatımda insan|kat, ben şimdi senin ellerini sırnsıkı aşkından hâsıl olan şarabın, binlerce İbağlıyorum; ondan stonra da, «hadi ba- çeşidini tattım. Fakat, millet ve mem-na bir bardak şarab ver.» diyorum. Ve- leket aşkının lezzetini, bunların hiç bi- rinde bulamadım... Ne dersin, buna?.. — .mndın lâkırdı, Jâzım ya?. Ce- lelim ,sana... İnsan aşkına karşı olan hissiyatını, lunamı'e biliyorum. Bu - nu bana şöylemiştin... Ya, bu aşk hakkır fikrin nedir .. Maşa, başını biraz daha eğdi. Hafıf ve uu yen bir sesle cevap verdi: — Babam, vaktile çok vatanperver- di. Âdeta, bütün ihtilâkcilere presteş e- derdi. Bana da, az çok bir fikir ver - mişti. Fakat... — Evet.. fakat... —- Bir gün geldi ki.. beni aç bıra -| kan vatan kahrolsun! diye feryat et - ti. Ve bu sözlerde.. | —E. ıı"ıyluene. devam — etsene, Maşa... | halde, senin söylemek iste diklerini, ben ikmal edeyim.. ve o söz- ler, senin kalbindeki vatanperverlik hislerini de bir anda silip süpürüverdi; | Veğil mi, Maşa?: — Maşal.. Bu düşüncenden dolmyi, seni ayıplıyacak değilim. Henüz çak genç ve muhakemesi tekemmül etme - müş bir kız olduğun için; hattâ seni mâ- Zür göreceğim... Tabildir ki; bir za - man gelecek ,sen de hayatta bir çok şeyler öğrenecek, bir çok — tecrübeler görecek; hislerini ve düşüncelerini de Bir Doktorun | Günlük geee Notlarından — €) _Ç_abulı İhtiyarlamanın Sebepleri İnsanları çabuk ihtiyarlatan ruhi beye- canlar, sıkıntılar ve asabiyetlerdir. İn - sanlar görürsünüz ki henüz daha kırk |! beş, elli yaşlarında iken kambara çıkmış ' yetmizlir hale gelmiştir, Banra altmış ya- gında sapsatlam ve sıhhattedirler. Bunlar muntazam çalışmak, erken yat - mak, alkol almamak, bilbassa asabi ve ruh! axdemelerden kaçmmak, büyük İh- tirazlar arkasında koşmamakla gençlik - Terint muhafasa etmişlerdir. İnsan dün- yaya bir dofa gelir. Hayat da çok tatlıdır. İ|dam, böyle bir suale karşı, tamamile| memiş olmasındadır. Bu güzel hayatı mümkün mertehe uzat- |kâyette, baban da haksız değil. Ancak |deh de sen... Bravool.. (olduğun için seni © kadar seviyorum otanlara rastgelirsiniz ki - dinç, |i rebilir misin?.. Maşa, başını kaldırdı. Uzun ve kıvır- cık kirpikleri altında kımlcımlanan gözlerile, Cemilin gözlerinin içine bak- Bt p — Ellerim, bağlı. Nasıl verebilirim?. Diye mırıkdandı. Cemil; davasını kazanmıya başlı - yan bir avukat gibi, hararetli bir tavır haldı. — Hah.. işte, gördün mü?.. İşi ne güzel anladın... İşte, sizin valarınız da, bugün aynı şekilde... Bak; hiç korkmadan, hiç çckinmcd:n, tıpkı bir dost gübi söylüyorum.. işte, bugün si- zin vatanınızda, bu halde... Şimdi, soruyorum, “Sana.. babanın; «beni aç bırakan vatan — kahrolsun.» — demeye | hıL.:ı var mı, yök mu?.. — Yok — Tabit, yoök... Maamafih, bu şi - şu var ki; kimden şikâyet edeceğini bilmiyor. Vatandan mı, yokâa vatanı bu hale koyanlardan mı?.. Ct-mıl süküt etmişti... Yalnız; sür'atli bir bakışla, Maşanın çehresine göz gezdirmişti. Şimdi Maşaya, derin bir düşünce gelmişti. — E.. Maşa!.. Ben, bir kadeh daha içmek fikrindeyim, Masa: aade ediniz. Ben vereyim, şti... Cemil; Maşanın şarab şişe- sine uzanan elinde, hafif bir titreme hissetmişti. — Mersi, Maşa... Hadi, yarım ka - Uysal bir kız! LA Maşa, galiba bu sözleri işitmemişti. Çünkü, ortaya birdenbire hiç beklen « miyen bir sual gtrvermişti: — Pekâlâ ...Kimlere beddüa et - mek.. kimlere husumet göstermek lâ - ;Zzım?.. Cemil, bu sualin karşısında, hafif bir sersemlik hissetmişti. Verilecek cevabı, bir anda kestirememişti, — Kimlere mi2.. Demişti... Ve sonra, dudaklarmı büküp omuzlarını kakdırarak; — Bunu, bana niçin soruyorsun, Maşa?... Benim gibi, yabancı bir a - doğru bir cevab verebilir mi?.. Ben; “SON POSTA: "loıl'ooeı,,ıııııhıııroııuıu Yazan : MA-— DÖRT'îLe YEDİEE ıARAJ'!NDA İngilizceden çeviren : Hasnun Uşaklıgil Birinci ve ikinci katil Nihayet şüpheli olarak ortada ancak Madam Arnold kalıyordu. Bu suretle de muadele halledilmiş oldu. — Fakat makas, fakat kuşak.. ikin-|halde odasına çıktığı zaman Mösyöldenin arkasına saklanmıştır. Kadın bö* tefinden aldıkları ruhi gıdada, dünya-|larına karşı, hududsuz bir şefkati var- ci katil bunları nereden bulmuş olabi-|Patton'un makasi ve kuşağı saklamak|ba ile kız arasında geçen muhavı Jir? diye sordu: — İşte bu sual de ikinci katili bul-|ne suretile kendisini kurtarmak istediği - ne hükmetmişti. Zira cürüm âleti bu - dinliyordu. Madmazel Patton odasınt dönünce kapının sürgüsünü usulcacık içini çekmişti.Jiçin tamamile serbest kalması lâzım «| PtYa Y"V"b“wmw"wü—&wd-nhbuw Bundan sonra Mösyö Pattonü Bilmem, fikrimi anlatabildim (©!'€dır İkinci katil makas ile kumaş| yabancı tarafından yapılmış olabilece- | naşıl öldürdüğünü biliyoruz. parçasını — tabiatile ilk cinayete sahne| ğine ihtimal verilebilirdi. olan kameriyeden almıştır. Birinci ka-| - Madam Arnold kocasının ölümün - * (Mösyö Lang) a gelince: Onun Ü* til kadını öldürdükten sonra makası|den sonra bana kocasının da tıpkı Ma-|çüncü cinayeti yapmış olmasındaf yaradan çıkarmış ve kumaş parçasına |dam Merrit gibi öldürülmüş olup olma- | şüphe edemezdim. Bir adam otuz bif sararak masanın altına atmıştı. dığını sordu.. O dakikada ikinci cina -| dolar kazanmak için bir diğerini öldü” | Çavuş gene sordu: yeti Patton'un yaptığı sırrını ifşa ede-| rebilir. Fakat bu parayı iki misline Çı* — Peki amma bu makas ile kumaş| mezdi, katil Pattondur, cinayeti kame-| karmak için ilk hareketini tekrar ede riyeden getirdiği makasla — yapmıştır, | mez. parçası kameriyeden eve kimin tara - fından getirilmiştir) Kent: — Suallerine, mukabil suallerle ce- vab vereceğim. Makas ile kuşak ikinci bir cinayette kullanılmak için eve getirilirken ne maksad güdülüyordu? Ayns siliha, ay- ni burun kesilmesine ne lüzum vardı? Suallerin cevabı basittir: Çünkü jkinci katil ikinci cinayetin birinciye benze- mesini ve onun katiline atfedilmesini istiyordu. Çünkü ikinci cinayetin fadli birinci cinayette mâsumluğunu isbat edebilecek mevkideydi. Devam ede - Hm: Madam Merrit'i öldürmüş olma- cisi de Mösyö Patton'du. Ve madem ki ikinci cinayette Mösyö Arnold öldür Mmüştü. Katil Patton'dan başkası ola - mazdı. Çavuş yaprak sigarasının ucunu is- tikrahla fırlattı; ai — İşte bu sebeb dolayısiledir ki Pat- ton tahkikat başladığı zaman Madam Merrit'in ölüm saatini kat'iyetle öğ - renmekte israr etmiştir. Bu adam bu- dala değildi. Cinayete sahne olan ye- re gelince sevdiği kadının cesedi ile karşılaşıyor, fakat kendisini çabuk top- Tuyor. Ve bize nazaran daha derin na-, zarlıdır: Merrit ve ortakları şirketinin mahvolacağını düşünüyor, derhal si - gorta meselesini hatırlıyor, sonra da kadının ölümü üzerinden epeyce za - Kent devam ediyor » man geçtiğiri anlıyor, cinayete âlet &İ dan makası buluyor, cesedin burunu -| ME Ğ e Te NN SAÇİNEME İ raka ceketinin iç cebine yerleştiriyor, doktor Vingrat ile polise telefon etmeden ev- el de eve götürüp saklıyor. Artık ya- pacağı şey münasib bir fırsatın çıkma- sını beklemekten iberettir. -Arnold'u öldürmekle hem bir rakibeden intikam | almış, hem de kendisini mahvolmaktan rite atfedilecektir. Her iki cinayet de Madam Arnold'a, yahud Mösyö Mer- rit.e atfedilecektir. Yalsız bu plâada bir tek nokta aksamıştır. O da ikinci ci- nayet için gerek Mösyö Merrit'in, ge- rek Madam Arnold'un mâsumiyetlerini isbat edebilecek delillere aynı zamanda malik olabileceklerini katilin hesab et- Ben vak'ada ayrı ayrı iki katilim bu- mak Ve iyi geçlemek içfa bedeni ve Put y L L O l L v illet isleri içinde| lunduğunu ancak Merrit'in aksırık hi- Yafzıssıhhaya riâyet etmek Tâzımdır. Bu sayede pek çök yaşlı kimselerin gençler kadar rahat ve carh yıllar geçirmesi mümkündür. Artık nüfus terkerelerinin Kiymeti nisbi bir hale gelmiştir. Hakiki nüfus tiğıdi Viktor Pugenin dodiğt gibi insanın göründüğü yaştır. Şen olunuz. bulumduğunuz moclislerde, işleriniz arasında, her yerde neş'e yaralı- nız, «isin için wzun bir rençlik mukadder- dir, (C) Pu notları kezip saklayınız, ya - yapınız. Sıkıntı zamanımızda bu vollar bir drktor gibi in ğ TAĞ v,. pişmiş bir adama sıfatile, memleket ve milletinizin ne kadar ıztırab çektiğini görüyorum, — ve hissediyorum. Sana) söylediğim şeyler, işte bundan ibaret« ti ...Bu sualine muhakkak bir cevab '—ı?mık istiyorsan.. muhitinj dinle.. 1z- tırab çeken vatandaşlarını dinle., — bu tarafta emsalsiz debdebe ve tantana ölümünden sonra kameriyeyi ziyaret. içinde yaşıyanlara mükabil, öbür ta -|eden yegâöne şahsın Mösyö Patton ol -| rafta açlıktan ve sefaletten inim inim|duğunu işitmişti ve madem ki biz suç. kâyesinden sonra anladım. * Polis müfettişi bir saniye sustu, kaş- ları çatıktı, devam etti: — Mösyö Arnold'un katilini bir di-| ger şahıs daha biliyordu. O da Madam Arnold idi. Madam Arnold rakibesinin inleyen Balk zümresini dinle.. ve ni Aİsilâhım arıyorduk, bulamadık, maka -| hut bir albüme yapıştııp kolleksiyon |(hayet, kendi kalbini, kendi vıedıaııu sın ve kuşağın Patton tarafından âli - dinle.. nıp götürülmüş olduğunu - biliyordu.. ggıışıqg,, Madam Amu..,ım. ve mw Ka diyemezdi. (Madmazel Pattonj a gelince: Onuf | Şu halde intikam almıya karar ver-| babasını öldürmesi için hiç bir sebe? di. John senin az önce bahsettiğin teh-| yoktu. Şu halde Mösyö Merrit bu ü * like Madam Arnold'u bir saniye bile | çüncü cinayetin yapıldığı sırada da n tereddüde düşürmemiştir: Kadın zev- cini çıldırasıya seviyordu. Zevci ise ölmüştü. Kadın ilk iki cinayette tâkib edilmiş olan üç cinayetin de aynı şahsa atfedileceğini ümid etmiş olabilir. Ken- disi ikinci - cinayeti yaptığı sırada bir başka yerde bulunduğunu isbat ede - cek mevkideydi. Bu suretle kurtulma- yı ümid etmiş olması da mümkün - dür. Bittabi menfaat meselesini bir ke - i|nara bırakmak lâzımdır. Zira Madam Arnold artaklar arasındaki mukavele mucibince sigorta yolundan istifade e- | demezdi. Madam Arnold yanında Madmazel Patton ile Mösyö Lang olduğu halde birinci kata çıktığı zaman evvelâ arka- daşlarmam kendi odalarına girip kapıla- rını kapamalarını beklemiş, sonra iş se- petinden makası alarak Patton'un oda- sına girmiş, elbise dolabından kuşağı çıkarmış, ve bu suretle hazırlıklarım bitirdikten sonra banyo odasına gire - rek duş c]'ııznın üstünden sarkan per- GreL D eaYeYerANeR SAa Se KON KARA YeRLA Ai YAK YUDI BerAEeLEDSaa senDan TAKVIM Eczaneler Bu gece nöbetci olan eczaneler şunlar - Aze0), Kasımpâşada : (Müeyyed). Mer - | kez nahiyede : (Kanzük, Buronakyan, Xi timad). Şişlide : (Necdet). Tuksimde * (Tnksira), Üsküdar - Radıköy ve Adalardakiler: Büyükadada : (Merkem). Heybelide: (Yu- suf), Kadiköy Pazaryolüunda : (Rıfaş muhtar). Modada : (Alâeddin), Üskü - : (İttihad). — a rede bulunacağını isbat edebilecek vi ziyette olduğunu gördüğüm zaman © lirnde #üpheli olarak ancak Madam Af nold kalıyordu. Bu suretle de muadel? Hendriks çavuş hasır şapkasını © * | kardı, mendili ile iç kenarının muşar” bası üzerinde toplanan tertleri sildi, #' kayı tekrar başına geçirdi: — Vallahi bana ne oldu, bilmeni hiç bir şey anlıyamadım, sıcağın tesifi | olacak, diye söylendi. Il'l'l'î Bugılnkıı Program Ökle noşriyala : 1230: Plâkla Türk musikisi, 1280: HaT dis. 13.05: Plâkla hafif müzik. 18.28: Mubif Hf plâk neşriyatı. Akşamı neşriyatı : 1630 Plakla dans müzikisi. 14.30: Konff vans : Tasarruf ve yerli mah haftasi mani” sebetile Ünirersite Doçentlerinden Bay MUh” li Esem tarafından. 20: Rafat ve ari tazafından 'Türk müsikisi ve haik 20:30: annnıwnı.ınımı# musikisi ve halk garkıları. 21: (Szal ud" Orkestra. 22: Ajans ve boraa haberleri, I’ Plâkrla sololar. BURREŞ 16: Romanya musikisi. 18.20: Şarkılar. 457 Plâk neşriyatı. 19.15: Benfoni konser. — BUDAPEŞTE 17.30: Viyola bavaları. 18.35: Plükr 19.50: Tiyatro. 21: Haberlar. 21.29: Çixnı Kesttası, 2145: orkestra. PRAG 11.46: Almanyadan nakil 19.30: Op nakil 2225: Caz bavaları. YIYANA 16.5: Konser. 19.30: Konser, 20.5: Plâk riyatı. 2020: Tiyatro. 22.20: Şarkılar. * Dans havaları. ! YARŞOVA Tans ; Mnıfvıv-'d-l"w’; Muı—nwwwy Spor musahabekeri; Eşref Şelik u.rlf”'. 20: Vedla Riza ve mmdıılın”' 'Türk musikisi ve hulk şarkıları. Kâmd ve avladır nurınnııın'nf'/ Kisi ve halk şarkıları. 21: (Saat Ayari) kostra: '22: Ajana ve Boraa, haberleri © Plâkla sololar. gi RADYO! &r: YTAS: Künrtet. — 10: Haf? müsiki. 1AÂZ İstanbul cihetindekiler: Muhtelif havalar. 21: Benfoni orkestrâ- Aksarayda : (Etom Pertev). Alemdarda: Muhtelif havalar. 22.18: Dans musikisi (Sirrt Rasim). Bakırköyünde : (Hilâlh. Yarınki pr .n V Boyaalda : (Belkisi, Rıntaönünde : (Sa- uww t Hh Necati). Fenerde : (Emüyadi). Ka - İSTANBUL fı ragümrükte : (Sundh, — Küçükpazarda : || y p, yeşriyatı: ; > (Hasan Hulüsi), Samatyada : (Teofilos). 12,30; Plükla 'Türk musikisi, 1250: .",_ Şehremininde : (A. Hamdi). Şehzadeba- || ,, “1305: Plâkla Bazıf müzik. 13.26: ; :4;_ (İsmall Hakkı), telif plâk neşriyatı. v ğ rolini, eühetn eli Akşam neştiyatır İ Galatada : (İzmet). Hasköyde : (Nisim 1830: Plükla Cans Mgalkisi, 10t geetf | &. Ö G a 05 K ge AŞT Va ae e00 vaek n aa. 6 a) <