13 Aralık 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 12

13 Aralık 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— e <K aa A 12 Sayfa ç T ! SON POSTA Birinciteşrin 13 La : Antakya ve İ skenderunda — halkı evlerine hapsettiler! (Baştarafı 1 inci sayfada) ra soğuk ve yağmurlu havada çırıl çıp- laâak sokaklarda dolaştırılıyor. Sonra sözde serbest bırakılıyorlar. Antakya- ıda Türklerden sokağa çıkmak mecbu- riyetinde olanların sokak başlarında sık sık üstleri arandıktan sonra bir so- F!_ kaktan bir başka sokağa geçmelerine müsaade verilmektedir. Sokaklarda ya pilan bu tazyik kâfi gelmiyormuş gibi Türk mâhallelerinde övleri aramak ve bu bahane ile soygunculuk yapmak, sokak aralarında sebepsiz yere adam çevirmek hareketleri henüz durmamış L Halk liderinin kapısında süngülü nöbetçiler “Hama, 12 (Hususi) — 5 Kânunuev- velden beri Antakyada halk hareket — leri lideri Abdülğani Türkmenin kapı- — sina süngülü nöbetçiler ikame edilmiş- — tir. Kendisi ihtilâttan memnu bulun - maktadır. Ermenileri silâhlandırıyorlar “Lâzikiye, 12 (Hüususi) — Sancakta- ki Taşnak Ermenilerin silâhlandırıl- masi işi günden güne tahakkuk ettiril- — mektedir. Yeni Sancak mebuslarından Muses der Kalosyanın emri altında Musa dağındaki Ermeniler teslih edil- mişlerdir. a) l Fi Cenevrede Cenevre, 12 — Havas bildiriyor: Fransız dış işleri müsteşarı Pier Vi- enot, matbuata beyanatta bulunmuş ve konseyin şimdiki toplantısı ruzname- Bine dahil olan İskenderun meselesine — temas ederek demiştir ki: -— -«Türkiye, Türk ahalinin hâkim bu- — lundüğü İskenderun için müstakbel — Buriye cumhuüriyeti çerçevesi içinde ©- -— tonomi istemektedir.» Vienot, Türkiye ile Fransa arasında değil, Fransaya verilmiş olan mandayı — tadile yegâne selâhiyeddar olan Millet- |Jler Cemiyeti meclisi ile Türkiye ara - — ginda ihtilâf mevcud olduğunu kay - deylemiştir. Not: — - Anadolu Ajansı, Türk talebinin hiç bir zaman İskenderun'un müstakbel — Süriye cumhuriyeti çerçevesi içinde o- — tonomisini istihdaf etmemiş olduğunu — beyana mezundur. - Bir Türk düşmanını Cenevreye gönderdiler Adana, 12 (Hususi) — Türk düş- — Mmanlığı ile tanınmış olan Halepli dok- — şor Abdurrahman Kayalı, Uluslar Ku- — rumunun 14 birincikânunda toplana - cak olan toplantısında, Suriye ve bil- — hassa Sancak meselesinde, Sancak me- — gelesini konuşmak üzere Halepten Be- ruta ve oradan da, bir tayyare ile Ce « nevreye gitmiştir. Sancakta son zamanlarda, ve bil - hasşa bugünlerde türeyen bazı bed - hahlar, aleyhimizde çalışmalarına e- hemmiyetle devam etmekle beraber, bu iş, akamete uğramaktadır. Fuat Bir Kürt Beyini yeniden mebus yapmak istediler, fakat olmadı Halep, 19 (Hususi) — Sancakta nam zetliğini koyan ve çok kuvvetli olduğu halde Vataniler tarafından alınan terti bat yüzünden intihapta ekalliyette ka- lan Kürt beylerinden Reşit Ağaya man dater devlet otoriteleri tarafından ye- niden mebusluk teklif edilmiştir. Re- şit Ağa bu teklife red cevabı vermiş- tir. Reşit Ağaya vuku bulan müracaata Suriye mukadderatı ile alâkadar olan- ları endişelendiren iki hâdiseye sebep olmuştur. Reşit Ağanın mebus seçilme mesi yüzünden Kürtlerle Vatanilerin arası adam akıllı açılmıştır. Hattâ Kürt dağında Araplarla Kürtlerin arasında birtakım hâdiseler de cereyan etmiştir. Diğer —taraftan da Mendup ol- sun, —Vataniler olsun yeni bir tez müdafaa etmektedirler. Bu da yer yer dolaşarak Suriye vahdeti namına im- za toplamaktır. Reşit Ağaya yapbılan müracaat yeni bir hareketin zuhuruna mani olmak, hem de Suriye vahdeti için eleman tedarik etmek gayesini ta- kip ediyordu. Reşit Ağanın teklifi ka- bul etmemesi Mendupluk mahafilinde iyi tesir bırakmamıştır. Şehrimizdeki Antakyalıların dünkü toplantısı Dün Eminönü Halkevinde memle - ketimizde bulunan Sancak Türkleri bir toplantı yapmışlardır. Toplantının ruznamesi şu idi: 1 — Antakya ve İskenderun Yar - dım Birliğinin feshi. 2 — Yeni Siyasal Birlizin kurulma- SI, 9 — Yeni Siyasal Birliğin idare he- yeti intihabı. Toplantı çok hararetli olmuş, bir çok hatibler nutuklar söylemişlerdir. Sonra cemiyetin şu nizamnamesi o - kunmuştur. Madde - 1 - Antakya - İskenderun ve havalisi ile Bayır, Bucak, Hazine nahiyelerini istiklâle kavuşturmak için merkezi İstanbulda olmak üzere siya si bir birlik kurulmuştur. ; Madde « 2 - Bu cemiyetin, Mersin, Kilis, İslâhiye ve Dörtyolda birer şube- si olacaktır. (Baştarafı 1 inci sayfada) at 3 de (İstanbul saati ile beşte) tari- hi Sent James sarayında yapıldı. Saraya giden yolları ve meydanları dolduran yüz binlerce halkın tehacü -| mü muhafız kıtaâtı tarafından müşkü- lâtla durdurulabiliyordu. Sarayın avlusunda Sarayın avlusunda an'anevi kıya - fetleri ile muhtelif kıtaât mevki almış bulunuyordu. Tarihi elbiseler giymiş olan bando efradı da orada hazırdı - lar. Yeni kral sarayda Yeni kral saat 11.28 de saraya gel- di ve halk tarafından hararetle selâm- landı. Kralın benzi biraz uçuk görü - nüyordu. «Yaşasın kral, talihin açık ol- İryordu. T Husust meclis erkânı sadakat yemi- ni ettikten sonra, kral mütad beyanatta bulundu ve tahta oturdu. Kral büyük amiral üniforması giy - mişti. Merasim Cülüs merasimini yapacak olan he- yet bu sırada salonun kapısında görün- dü. Heyetin önünde İngilterenin en yaşlı saray maşerali bulunuyordu, ya- nında başka birisi krallık armasını ta- şiyordu. Alay salona girince, borazan- lar üç defa selâm borusu çaldılar. Ve bitdenbire bütün trampetler vurulma- | ğa başlandı. York Dükası kral ilân edi- liyordu. İhtiyar mareşal, kararnameyi okudu ve Alber Artur Fredrik Jorju İngiltere, İrlânda ve bütün Dominyon- lar kralı, Hististan imparatoru Altıncı Jorj olarak ilân etti. «Allah Kralı muhafaza etsin!» Kararname büyük bir sessizlik için- de okunmuştu. İhtiyar mareşalin sesi, geniş salonda titrek akisler yapıyor - du kelime kelime okunan kararname «Allah kralı muhafaza etsin» (Got sa- ve the king) sözlerile nihayete eriyor- du. Kararnamenin okunması biter bit- mez trampetler tekrar çalmağa başla - dı ve içerde bulunan bando da İngiliz millt marşını terennüm etti. Saraydaki merasim bittikten sonra Hayd Park'ta onar sâniye fasıla ile 41 gpâre top atılarak cülüs resmen ilân edil- di. Toplar atılmağa başlayınca York Dükasıinın kral ilân edilmesini bekliyen halk şapkalarını çıkararak, yeni hü - ikümdarlarının cülüsunu selâmladılar. Londra 12 (Hususi) — Bugün aynı — “ Son Posta ,, nın edebi tefrikası: 59 Boğuk bir ses bir hırıltı gibi inledi: — Onu seviyor musun Muallâ? - Söyle bana onu sevmiyorsun değil ; — mi? Cevap ver, yoksa onu öldürece - — gim ben ...Cevap ver diyorum, işitmi- — yör musun? » 3 Genç kiz çirpiniyor, ellerini kur- — tarmak istiyordu. Fakat birdenbire ne- - Fesi kesilmiş gibi bütün vücudu gev - — şedi. Artık mücadele edecek küvveti — kalmamıştı. Zayıf ve yaşlı —— mırıldandı: A — Canımı acıtıyorsun Ekrem.. bi- — rak beni! — , Bu sesteki hüzün Ekremin benliğini — karıştırmıştı. Uzüun bir sarhoş'uktan — ayılmış gibi karşısındakinin MA bir sesle yüzüne — şaşkın şaşkın bakıyordu. O şimdi yvü- — zünü ellerile kapamış hıçkırıyor, bo - — gülüyordu. Ekrem bu hıçkırıkları — için bir deli gibi odadan — ğa fırladı. duymamak çıkarak soka- Yürümek.. koşmak.. unutmak — ve hatırlamak istiyordu. — Canımi acıtıyorsun Ekrem, Muallâ kendisini ilk defa olarak ismile Çağırmış, ona eskiden — olduğu gibi Gsenn demişti. Demek kendinderi kuvvetli tesirler altında çırpınırken 0- nun için «Bay Taylan» değil «Ekrem» oluyordu. Ekrem.. ne tatlı isimmiş bü meğer... Kendi adını bugünkü kadar sevdiğini hatırlamıyordu. — Biırak beni.. bırak beni... Zavallı Muallâ nasıl çırpınmış — ve hırpalanmıştı. Bunu düşünürken ya - (|nakları kızarıyor, kendi kendinden u- taniyordu. — Kaba bir adam gibi hareket et - tim. Kıskançlık gözlerimi bürümüş - tü; her tarafta kan görüyordum.. ira- demi tamamile kaybetmiştim. — — Ne hakla benim hususiyetime ka- rışıyorsunuz Bay Taylan? Muallânın hakkı var. Onun varlığıs na karışacak hakkı nereden buldum? Onun hayatını kırdiıktan sonra gene ne hakla o hayata tekrar girmek isti- yorüm? Kendi kendimden utanmıyor muyuüm ben? Niçin onun mes'ut ol - masını, meselâ — Özkanla evlenme - sini tasavvur ettikçe kudurmuş — bir hayvan gibi kendimden geçiyorum? Evli barklı bir adam olduğum halde ondan gene ne istiyorum? İstediğim- den utanmıyor muyum? -Ekrem büyük bir tehlikeden ka - çıyormuş gibi yürürken bunları düşü- nüyor ve çılgın bir sesle kendi kendine söylüyordu: ? — Senden başka kimse yok artık Muallâ... Senin yanında iken hattâ bir baba - olduğumu bile unutuyorum. Yalnız sen.. yalnız 'sen varsın — şimdi. Bütün kuvvetimle seni çağırıyor, seni istiyorum. Yalnız seni:.. * | Senelerdenberi kalbinin en derin köşelerinde saklıyarak yüksek sesle söylemeğe cesaret edemediği bir i#mi kendi ağzından işittiği dakikadan iti - baren Muallâ bütün kuvvet ve meta - netini kaybetmeğe başlamıştı. — Ekrem birak beni.. kolumu acı- tıyorsun. sun!» diye bağıran halkı eliyle selâm-| zamanda bütün Dominyonlarda cü - lüs merasimi yapılmıştır. İlk merasim Figi adalarında olmuştur. Krallık ka - rarnamelerini Dominyonlarda umumi valiler okumuşlar ve bundan sonra da krala sadakat telgrafları çekmişlerdir. Cülüstan sonra Londra, 12 (Hususi) — Merasim bittikten sonra Majeste Altıncı Jorj, Sent James'den Buckingham sarayına gitmiş, orada dahiliye nazırı Sir Con Simtton'u kabul ederek kendisile bir ijmüddet görüşmüştür. Kral bundan sonra valide kraliçenin ziyaretine gitmiştir. Londra, 12 (Ünited Prens Muhabi- rinden) — Cülüs merasiminden sonra Buckingham sarayında dahiliye nazırı Sir Con Simonu kabul etmiş olan yeni kral, imzaladığı ilk emirname ile, ağa- beyisi Sekizinci Edvarda Vindsor dü- kası ünvanını tevcih etmiştir. Eski kral Dün gece, gizlice Portsmuttan Fran- saya hareket etmiş olan eski kral, İs - viçreye giden eksprese bağlı hususi bir vagonla yoluna devam etmektedir. Eski hükümdarın Londradan hare- keti pek gizli tutulmuştur. Yeni İngiltere Kralı altıncı Jorj dün tahta çıktı Portsmouth rıhtımlarında husust muhafızlar görülmüyordu. Eski kral, oraya perdeleri tamamile kapalı olanbir otomobil içinde gelmiştir. Edvard'ı bu- radan Fusy isimli torpido almış ve der- hal Fransaya hareket etmiştir. | Edvardın nereye gideceği henüz ma- lüm olmamakla beraber, şimdilik hede- fin Avusturya Tirolu olması kuvvetle | mühtemeldir. İkinci bir faraziyeye göre, Edvard, geçen yaz ziyaret ettiği Dalmaçya sa - hillerine gidecektir. Bazı mahafilde yapılan tahminlere rağmen, şimdilik eski kralın Madam Simpson'un yanına gitmesi beklenme- mektedir. ; Ancak gelecek nisanda aldığı talâk kararı mevkii mer'iyete girecek ve ta- mamen serbest kalacak olan Madam Simpson henüz Kanda bulunmakta - adir: : : Tetviç merasimi Sekizinci Edvardın tetvic merasimi ta- rihi olarak vâyin edilen 12 mayıs günü değiştirilmiyecek ve Altıncı Jorj aynı tarihte taç giyecektir. Programda hiç bir değişiklik yapılmamıştır. İzmirli Arsen Lüpen İzmir, 12 (Hususi) — Bundan üç gün önce İzmir zabıtası «Çetin Cin» nam müsteârile İzmirde faaliyet gös- teren Alaşehirli Şükrü isminde bir hır- sız yakalamıştı. Alaşehirli Şükrü - ken- di tâbirile - demokrat bir hırsızdır. Soy- duğu mağazalara kart dö vizitini bıra- kır ve: — «Kusura bakmayın. Sizi telâşa verdim. Bir kaç parça eşyanızı ödünç olarak aldım. Param olunca bunların bedelini posta havalesile adresinize takdim ederim» diye yazmaktan çe - kinmez. Bu hırsızın yakalanması zabıta için cidden büyük bir muvaffakiyet olmuş- tur. Kendisi belediye civarındaki sulh mahkemesine sorgusu yapılmak üzere getişildi. Oradaki zabıta memurundan helâya girmek üzere izin istedi. «Çetin Cin» oradan komşu binalardan birinin damına geçti ve on üç metre yüksek - ten sokağa atlıyarak kayıplara karıştı. Her şeyden evvel yaman bir atlet o- lan bu adam dün gece tekrar bir evde uyuduğu esnada yakalanmıştir. bakışların nasıl eriyerek damla damla aktığını ve onun bu akan yaşlarını sil- meğe bile lüzum görmeden nasıl bü- yük bir tehlikeden kaçıyormuş gibi so- kağa fırladığını hatırladıkça Muallâ a- zaplı bir saadet duyuyordu. — Nasıl oldu da birdenbire onu is- mile çağırabildim ? Fakat o akşâm onun gayri tabii ve başka bir dünyadan gelen iniltili ve a- cı sesi, kudurmuş hayvan gözleri Mu- allâda his ve irade namına ne vartsa alıp bir sel gibi sürüklemişti. İlkin onun en bayağı şüphelerle kendisini kirletmesine kızmış ve is - yan etmişti: — : — Ne hakla Özkanı kıskanıyor? Halbuki zavallı adam tam bir arkadaş gibi bana karşı centilmence hareket etmekten başka bir şey yapmıyor. Yalnız bazı akşamlar beraber Ni - şantaşına kadar yürüyoruz ve yolda ikimizin de çok sevdiğimiz kitaplardan konuşuyoruz. _Özkan çok okumuş ve oldukça yer gezmiş bir adam. Bana enteresan şeyler anlatıyor ve benim, bilhassa son aylarda Bediaya yaptığım masraflarla büsbütün zayiflıyan büt- çemden ayırıp ta alamadığım kitapları bana veriyor. O olmasa bir kaç edebi Boğuk sesinin «Ekrem» dediği an- da onun gözlerindeki vahşi - ve kanlı gazeteden başka okuyacak bir şey bu-' - | Çetin Cinin İzmirde üç sene içinde soymadığı mağaza kalmamış gibidir. «Ehram Mağazasının, Moreno eczayi tibbiye deposunu, Göztepede bir bak- kal dükkânını soymuştur. Bu hırsız aynı zamanda keyif sahi- bidir. Anlattığına göre kendisi her gir- diği mağazada evvelâ işini bitirir, ça- lacağı eşyayı hazırlarmış, ondan sonra üç saatlik bir uyku kestirirmiş, sabahın saat üçünde kalkarak mağazadan çı - karmış. Çıkarken mutlaka zarafet göz- tererek kartını bırakırmış. Çetin Cin bundan bir hafta evvel Göztepede bskkal Mehmedin dükkâ - vesi, yağ ve limonla bir salata yaparak karnını doyurmuş, çaldığı eşyalar için tahmint bir de fatura hazırlıyarak im- zalamış, sonra «Çetin Cin» firmalı kar- tina şu cümleleri yazmıştır: «ÂAziz dostum Mehmet, «Kusura hakma, seni tâciz ettim. Gündüz gelemezdim. Zaten iyi dost geceleyin ziyarete gelir. Seni bir kaç kürüş zarara soktum. İhtiyaç içindeyim Yakında borcumu takdim ederim. Ba- lıkların doğrusu nefismiş, öyle olması sen müşteri tutamazsın. Hoşca kaln. Çetin Cin Çetin Cin bir feylesof olduğunu söy- lüyor. Hırsızlığı zevk için yapıyormuz, seyahate meraklı imiş. Hapisanede bir müddet istirahat ettikten sonra ç:* kacak, adam olacakmış. Ancak hırsız- var, para bulursa evlenecek ve ÂAvru- bir sermaye, yalnız 27,000 lira bu tâ- uzuv olarak iadesine kâfi imiş. sinde hesab verecek ve öyle zannedili - cezaevinde misafir kalacaktır. ... lamıyacağım. | Ne kadar da nazik bir adam doğru: su... Yeni aldığı kitapları hattâ oku * madan bile bana veriyor. — Bayan Dalmen, ilk önce siz oku- kuyorsunuz, halbuki ben günlerle elimde tutuyorum, Baş yert sizi bekletmiş olurum. (Arkası var) Bundan on gün evvel Kemeraltında nına gece vakti girmiş, balık konser - lık yapmaması için sermayeye ihtiyacı ninmış hirsizin cemiyete kıymetli bir — '; İşte bu adam şimdi adliyenin pençe- ; | | Londra, 12 (Hususti) — Evvelce — |tki da saatini başının altına koyarak iki, -© pada kısa bir seyahat yapacakmış, ufak — |? | yor ki oldukça uzun bir müddet İzmir - , yunuz, sonra ben... Siz pek çabuk 0- — M bü. ı. l y'.

Bu sayıdan diğer sayfalar: