Y Ud Dişi Roben son Krüzoe İsviçreli ressam Madam Haller hali Siyam adalarında tekbaşına aylarca ömür sürdükten sonra memleketine ıyarak tekrar hareket etti « döndü, fakat çok kalam Madam Haller, tanınmış - İsviçreli bir ressamın kızıdır. O da babası gibi resim delisi ve ÜGşıki bir kadındır. Ganç yaşındanberi de resim yapmak- tadır. Baba ve kız İsviçrede iki san'at yıldızı gibi parlamakta ve yaptıkları her resim, muhitlerinde birer san'at hâdisesi olarak çalkanmaktadır. Gene İsviçrenin tanınmış bir hey- keltraş” vardır. İsviçrenin Rodeni diye anılan bu heykeltraş, bir gün, bu genç kızın bir kaç eserini görmüş, o kadar beğenmiş, o kadar sevmiş ki, o ana ka- dar tanımadığı sahibini, görmek, tanı» mak arzusundan kendişini alamamış ve bir akşam kendisini, vesstam kızın kapısı önünde bulmuş. Atılan ok geri dönmez, hemen kapiyı — Çalmış, içeri GEmiN Ve ğenç eön'Mlablk GöLüNalüli istediğini söylemiş. Karşısına çıka çı- ka 17 yaşında âdeta bir mektepliyi an- dıran, cana yakın şevimli bir genç kız çıkınca şaşırmış. Ayni zamanda da bu âfete tutulmuş. , Ve hemen ertesi gün onunla nişan- lanmış; haftasına da evlenmişler.. O gün bu gündür biri heykeller, ötekisi de resimler yaparak — güzel san'atlar muhitinde bir kat daha kendilerini ta- nıtmışlardır. * Karı kocanın müşterek bir arzuları vardır. Ellerinden geldiği kadar seya- hat etmek. Bu itibarla pek az beraber bulunuyorlar, yalnız koca daha ziya- de, açık denizlerde, meselâ A!!anlik:ı-l gezmeyi sever, Madam ise, insan aya- B1 basmamış garip diyarların kâşifliği- ni yapmak, tıpkı bir. dişi Robenson Kruzoe gibi yaşamak sevdasındadır. İşte gene bu saikle geçenlerde be- yaz insan yüzünü, ilk defa Madamın şahsında gören Siyam adalarından bi- rine giden ressam kadın, burada üç ay Bayet iptidaf bir hayat geçirmiştir. San- atkâr kadın burayı tesadüfen bulmuş, ve 29 yaşında bir Siyamlı kızın krali: çeliğini yaptığı adayı kızdan bir müd- det için kiralamıştır. Yabani — otların bürüdüğü bu iri gövdeli ağaçların göl- ğelendirdiği adacıkta, medeniyet gü- Fültülerinden, — dağdağalarından uzak yaşayan ressam kadın, bir yandan yer- liler gibi bir hayat sürerken, öbür ta- yaftan da tabiatın üzene bezene yarat- tığı, güzellikleri fırçasile — ebedileştir- Mmiştir. Asıl mühim noktayı unuttum mu diyeceksiniz. Hayır. Ressam kadın bu adanın yegâne yaşayan mahlüku ol- Madam Haller muş. Kraliçe burayı kiraladıktan son- ra, başka bir adasına çekilmiş ve mada- min emrine de yalnız gündüzleri o da bir iki saat için hizmetini görecek bir kadın tayin etmiştir. Üç ay yapayal- nız, hizmetçisinden başka biç bir in- san yüzü görmeden burada kalan Ma- damın canı sıkılmamış, meyva ve ba- lıkla günlerini etmiş, ve hizmetçinin Retirdiği av etlerini kendisi kızartmış. Bir keresinde, denizde yüzerken, bir zehirli balık bacağını — ısırmış. Ve |derin bir yara açmış. Hizmetçisi bunu görünce, kadını tuttuğu gibi yere ya- |tırmış ve yarayı ateşte kızıdırılmış t larla yakmış.. Bu suretle ölümün önü- ne geçmiş. Üç ay sonra İsviçreye dönen ves- sam kadın, medeniyetin gürültüsü ile tekrar karşılaşınca, yadırgamış, ve fab- rikalar, otomobiller, elektrik, hulâsa 20 'inci sarın'bütün “kolaylıklari kon- disini sıkmış. Ve hemen ertesi gün ye- ni baştan, ve insanlardan uzak yeni bir diyara gitmiş... ğ Sarıköy kooperatifi genişliyor Sarıköy (Hususi) — Kooperatif teşkilâtı genişlemektedir. Ortak sayısı yüz sekiz kişiyi bulmuştur. — 72 kişi yeniden ortak kaydedilmişlerdir. Çift- ci kooperatiften çok faydalanmış, bu sayede fâğiz ve mjirabahacılardan kur- tulmuştur. Ş Nahiyenin Şumnu mabhallesindeki cami ile Mescid camiinin minaresi yok- tu. İki minareci ustası bu camilere birer minare yapmıya başlamışlardır. ——— Okuyucularımın Sorgularına Cevaplarım Ankara A. Hür: — Sizi bu genç kızın kaptisinden kurtulmuş görmek - isterim. Bazan çok genç bir kız, olgun ve hoppa bir kadından daha havai ve delişmendir. Bu genç kızdan bahsediş tarzınızdan anlıyorum ki, sizinle hiç te ciddi bir şekilde meşgul olmuyor, Ciddi bir a- lâkasını görürseniz, kızın ailesine Müracaat ederek nişanlanma teklifin de bulununuz. ğ » . Şişli M. Z: — Yaşınız nedir, bilmiyorum. E- Ber çok gençseniz, bir eğlence peşin- de kostuğunuz mpıbakkak... Evlenme çağında iseniz, kız hakkında yapaca- ğınız tabkikat neticesinde evlenme teklifinde bulunabi'irsiniz. X Adapazarı (Mahcuv bir genç): — Mahcubiyetinizin — sebebi, aile toplantılarında, kadınlı erkekli mu- hitlerde bulunmayışınızdır. Erkeksl- — ——— aç | GÖNÜL İŞLERİ niz, serbest hareket ediniz, serbest konuşunuz, Hâleti ruhiyenize daima hâkim olarak yaşarsanız, mahcup- luktan çok çabuk kurtulursunuz. x Taşel: — Genç kızın hakkı var, Herhan- gi elddi neticeye varmayan bir ma- ceranın sonu bu şekilde neticelenme ğe mahkümdüur. Eğer hüsnü niyeti- niz varsa, ona bundan bâhis bir mek- tup gönderiniz. Alacağınız cevap mütlak surette müsbet olacaktır. x D.B.N.: — Evvelâ, bir yuvava ihanet <ok- tufimuz için bu haceketinizi doğru bultmadım. Baskalarının saadetini vok etmeğe bittahi haktemız olmadı- ni siz de — müdriksinizdir. Sonra mektubunuzda itiraf ettiğiniz ©bi kadını kıran sizsiniz. Artık kırılan bir ka'bin kolay kolay tamir edile- miveceği de muhakkak.. Binaena- levh en ivi hareket kendisine bir mektun vazarak, yuvasına dönmesi- ni, bundan sonra da saf ve temiz ya- şamasını tavsiye etmenizdir. TEYZE p: Te SA SN SON ' POSTA : : Bâlıkçılar Kongresinde Hayırlı neticeler (Baştarafı 1 inci sayfada) Iktısat Vekâletine bağlı bir balıkçı- |lık bankası kurulacaktır. Bu banka hükümete ait dalyan, göl, nehirleri kendi sermayesi meyanında bulundu- racak ve bunları icap ederse kiraya ve- rebilecek, istediği zaman kendi işlete- cektir. Banka balık tacirlerine kredi aça- caktır. Soğuk hava depoları ve balık- haneler inşa ettirecek, buz imal edecek tesisat vücuda getirecek, balıkçı koo- peratiflerini himaye edecek, av âlet ve malzemesi ile avcıların muhtaç oldu. ğu diğer malzemenin toptan alınma- sını ve tevzi edilmesini ve deniz mah- sulleri #anayiinin ihyasını temin ede- cektir. Deniz mahsulleri avcıları ve tayfa- ları için hayat ve kazanç - sigortaları, balık enstitüleri ve tetkik müesseseleri vücuda getirmek de bankanın — vezal- f'vıâı:n olacaktır. Banka, teşvik maksadile sergiler Denizcilerimiz seyİıt'” intıbalarını anlatıyorlar | “Ah, derhal hareket ediniz, orada ölmeğe bile razıyım , Bir İngiliz denizcinin sözleri: - Siz Türkler, zaten hiç şikâyet etmezsiniz, sizi sevenlere bile daima neş'li ve iyi taraflarını anlatırsınız açacak, mükâfatlar dağıtacaktır. İkra- zatta bufunacak, meyduatı kabul ede- cektir. Bu bankanın itibari sermayesi on |milyon Türk lirası olacak, İktısat Ve- misline çıkarılabilecektir. Banka icra vekilleri kararile tahvi- 1ât da çıkaracaktır, Balıkçı Kooperatifleri Üç türlü bahkçı kooperatifi yapı- lacaktır. Bun_!ır kredi. istihsal ve satış ;kf)opeıal:'flerıdir. Bu kooperatiflere in- |kişaflarını temin maksadile bazı imti- yazlar verilecektir. Kooperatif şekillerinin tatbiki müm 'bulummak şartile yeniden balıkçı şir- tleri yapilabilecektir. Konserveciliğin ihyası için askeri |ve sivil mekteplerle müesseselerde haf- |tada bir defa da balık yedirilmesi te- |min olunacaktır. Balıkçı tayfaları birleştikleri tak- dirde kendi aralarında istihsal koope ratifleri yapabileceklerdir. Tayfalarla mal sahipleri arasındaki paylar, yeni banka nizamnamesi mu- cibince tevzi edilecek, balık çıkmadığı takdirde tayfa mal sahibine olan bor- cunu vermiyecektir. Tayfalar, hastalık vesaire gibi mec- buri sebeplerle takımından ayrılırsa © güne kadar olan payını alabilecek, parası borca yetişmediği takdirde borç lu addedilmiyecektir. Balıkçılar arasında çıkacak ihtilâf- lar mahkemeye sevkolunmıyacak, ba- likhanelerde kurulacak inzibat meclis- lerinde hallolunacaktır. Bu mecliste, İktısat Vekâleti tarafından iki, Ticaret odaları tarafından iki ve balıkçılar a rasından iki âza bulunacaktır. Balıkçılar arasında teavün sandığ: yapılacak, umumi satıştan azami yüz de bire kadar para ayrılacak, bu par. muhtaç balıkçıların yardımına, hasta: nelere yatırılmalarına, çocuklarının « kutulmasına hasredilecektir. Balık rusumu kalkacak, yerine yüz |de beş balıkhane masrafı diye bir nyınd» de ilâve olunacaktır. Bomba İle Balhık Avlamak Yasak Bomba ile balık avlayanlar hakkın da şiddetli kanuni takibat yapılacak zabit varakaları hazırlandıktan sonr işe derhal müdderumumilik vaz'ıyet « decektir. Mahkemeleri mevkufen ok cak, haklarında en aşağı iki sene ha pis cezası verilecektir. Tekerrüründ ise bu şahıs, sabil, göl ve nehir mınt kalarından uzaklaştırılacaktır. Bunla; yataklık edenler de ceza görecekler dir. Bütün bu hususları ihtiva eden b kanun projesi meclisten geçtikten son ra derhal kat'iyet kesbedecek ve tatb kine geçilecektir. Balıkçılar Meranun Yeni şekilden balıkçilar çok mem nundur. Bu münasebetle — kongred: dönen balıkçılar reisi şunları — söyk |kün olmıyan yerlerde bankaya bağlı | © Banlarllrrtük İzmir, 8 (Hususi muhabirimizden)— kâletinin kararile de bu sermaye iki| İzmir şehri tam yinmi dört saat donan- | mamızı, limana girmek üzere manevif ma şerefine şenlikler yaptı, şanlı do- | yaparken görmüşlerdir. nanmanın güzide erkânı şerefine ziya- fetler, könserler verdi. Bir günde elli |bin kişi, donanmanın kendi vasıtalari- le harp gemilerimizi ziyaret ederek do nma Zzabitleri tarafından ayrı ayrı ğgırlandı. Bu güzel günün gecesi, Ami- ral Şükrü Okanın tertip ettiği baloda ahlara kadar güzel dakikalar geçi- rildi. Donanmamız şu dakikada Malta ve ni taşı manın en büyük sübayından, en rüt- |* besiz erine kadar başka çeşittedir. Kah man bir denizcimiz, Maltada bizzal 4 olduğu bir hâdiseyi anlatmakla bitiremiyor: a — «Futbol maçı esnasında İngiliz mü dafii topu karşılamak isterken farkın- | - da olmadan ayağıma dokundu. Futbol oyununun tabil hâdiselerinden sayıları bu hareket İngiliz müdafiini o kadar üzmüştü ki, sanki büyük bir suç işle- miş gibi topu terkederek ellerime sa- rıldı ve özür diledi. Yolda yoruldunuz mu7? Makaya varınca bir İngiliz sübayı, bir Türk sübayının elini dostça sıkar- ken sormuş: — Yolda yoruldunuz mu? — Hayır, çok rahat geldik. — Siz Türkler, zaten hiç şikâyet et- mezsiniz. Sizi sevenfere bile daima ne- şeli ve iyi taraflarınızı anlatırsınız. Donanmamız cumartesi sabahı Mal- ta sularında bekleniyor.. Hava sisli... Denizde yüz metreden ilerisini görmek müşkül.. Dürbünler fasliyette. Malta ateşenavalimiz, Malta fahrf konsolosu- muz beyecanda... Donanma, henüz gö- rünmedi deniliyor. Biraz sonra ataşenavalimiz ve İngi- iz bahriye zabiti bir motörle liman - dan dışarı çıktıkları vakit muayyen “aktinden iki saat önce gelmiş olan ve >iştir: «— Kongrede otuzdan fazla murah- as bulundu. Her mıntakanın dilekleri saslı surette gözden geçirildi. Kon- “Tenin neticesnden çok memnunuz.» İstanbul murahhaslarından Yusuf Yuyar: «— Kanun projesini encümenlerde n Ence noktalarına kadar mütalea ve etkik ettik. Kanaatlerimizi, fikirleri- vizi açıkça beyan ettik. Balıkçıların sösleklerlede bugün oldağundu! da; a çok muvaffak olmalarını temin e- “ecek, en hayırlı kararlara vasıl oldu- uti enkirolarak Anlaröden ay- Idık.» demektedir, Balıkçılardan bazısı da şu fikirde ilunmaktadır: e— Kongrenin pek iyi neticelere rarak dağıldığını duyduk. — Esasen 'z de bunu bekliyorduk. Artık, ude- 'zde bahk var, alıcı yok balık tutul- asını kaygusu kalmadı. — Ayni za- refine İzmir Beldeyesi tarafından verilen ziyafetten bir intıba muayyen vakti beklemekte olan donâf | Bilgili bir kümandan Saatte on sekiz mil yapan gemi mizden biri süratini kesmiyerek na kanalından bir hamlede girmiş Vf saniyesinde demirlemiştir. Daracık B naldan bu kadar süralle geçerek salik yesinde demirleyen bi,gili gemi ku danımız, İngiliz denizcileri üzerindi büyük bir takdir uyandırmıştır” Kralımızı gördünüz mü? Maltada verilen ziyafetlerden Birlit de bir İngiliz zabiti bir Türk denizek sürmnüş: İstanbulu ziyaretinde kra'ımız gördünüz mü? j Güzel bir tesadüf... Kendisinesudl sorulan denizcimiz majeste İngilir kTâ” lin: karşil din ken e hediye ettiği kol düğme lerini gösterince İngiliz zabiti derhbal ? yağa kalkmış ve selâm vazifesini İ etmiştir. «Orada ölmeğe bile hazırım» Dananmamız Faler sularında.. G2 * çen pazar günü binlerce ve binle! Yunan halkı gemilerimizi ziyaret edi” yordu. Yunan halkı gemide gördükldl ikramdan ve veriler. izahattan o kadif mütehassis oluyor ki, akşam olduğu hava kararmağa yüztuttuğu halde türlü gemilerimizden ayrılmak istetif yor. Bu sırada gemide paydos çanlıl' çalıyordu. Seferihisardan Yunan'stabf | hicret eden bir İzmirli mubacir, bf | 'Türk neferile konuşuyor: — Ah, derhal hareket ediniz. Ora ölmeğe bile razıyım. * Neden bilmiyorum. Donanmamızt? bu ziyeretinde halkımız üzerinde uşt nan taşkın alâka, bundan evvelki * yarettekilere benzemiyor. Deniz nefel lerimiz sokaklardan geçerken genç. lf tiyar binlerce halkın alkışlarile kars'” laşıyor. z A manda «denizde balık yok pıraı'lhr' tan ne yapacağız?» endişesi de orlf dan kalkmış oluyor. Hemen şükred” lim de kanun çabucak tatbik edi!sin? Balıkçı tayfaların bir çoğu da: »— Büyük ümitler beıliyerek:j nize çıkıyor, aylarca denizde kalı: duk. Balık çıkmazsa parasız kalıyof! üstelik de mal sahiplerine borçlanı. duk, Bundan sonra bu korkumuz kalmamıştır.» şeklinde memnunl lerini izhar etmektedirler. Emette iki hırsızlık vak'ası — Emet (Hususi) — Burada iki hif sıklık vak'ası' olmuştur. Kasap îsn’g lin gece dükkânına girilerek kast” balla ile kırı'mış, içindeki 25 lira $? | hanmıştır. Hırsız aranmaktadır. BU? dan başka bakkal Mehmedin dükkü nının kilidi anahtarla açılarak İ'."»'rd. ğ den 30 Jira çalınmıştır. Bu vak'anın failleri aranmaktadır.