' İ bi 14 Sayfa “îın Posta ,, nın Mnk_ası : 55 RLIK ÜLKEYİNDE iR TORK ZARİiTİ j l A Gospodin Moranof Cemil ile konuşurken şu muazzam Çarlığın en kısa yoldan izmihlâle doğru gitmekte olduğunu söylüyordu larımı nasıl tâkib ediyorsam, dostları- kaydı. SŞimdi, petrol lâmbasının sa -|ma aid olan hesablara da öylece itina rımtrak ışığı altında bir kat daha sa -lederim... — Evet.. sizi görmeyeli, tam rarmış görünen, Maşanın yüzüne bak-|on bir gün oldu... Eğer size takdim e- tı. — Bu çehrede, derin bir hüzün|dilmek üzere çiftlik müdürüne gelen ve ıztırap vardı. Senelerdenberi insan |şu paket olmasaydı.... kalblerinin türlü türlü tecelliyatı ile| — Ay.. bu paket, bana takdim edil- | - (karşılaşmış olan Cemil, derin derin|mek üzere, çiftlik müdürüne mi gön- içini çekerek: derilmiş?... — Zayallı, Maşa... — Evet... Bu paket, ve bir de mek- Diye mırildandı. tub olmasaydı.. ihtimal ki, sizi görmek Dışarıda, kapı açıldı; kapandı. Ce-İşerefinden daha çok günler mahrum mil, başını oda kapısından — uzatarak | kalacaktım. baktı... Yemek zepetini getirmiş olan| — Bana, çok merak verdiniz; dos İ Cemilin gözleri, birdenbire Maşaya uşakı tum Moranof... Bü paketin nereden | — Maşal., gönderildiğini de çarçabuk söyleyebi- | Diye bağırdı. lir misiniz?.. Cemil, masanın üstündeki mektubu| — Hay, hay... Büyürün wkeliııi-ı' tekrar aldı. Koridora çıkarak oda ka - f zi.. Kütfen şu mektubunuzu da alm...ı pısıni kapadı. Efendim, bu paketle bu mektub.. Asâ- | Uşağa doğru ilerledi: letmeâb, Prenses Emma Feodorovna — Petrol.. Maşa, biraz meşgul. Ye-|hazretleri tarafından gönderilmiştir... meği oraya bırak. Şu mektubu — al, / Çiftlik müdürü efendi, bunları size tes- Doğruta götür. Şato müdürüne ver, |İlim etmek için münasib bir adam arı- Dedi, a yordu. Bu şerefi, ben ihraz etinek iste- Bunu söylerken, ve mektubu verir-İdü ken dudaklarında garip bir tebessüm belirci. Bir hafiyenin, kendi hakkın - da yazınış olduğu bir raporu, - içinde ne olduğunu bilmeden - kendi elile ve- rip göndermek, Cemile tatlı bir heye-| ti: can vermişti. Gospodin Moranof, sözlerini kes » mişti. Çünkü, kapıya hafifce iki par - mak darbesi indirilmişti. Cemil, oturduğu yerden seslenmiş - — Giriniz. Kapı yavaş yavaş aralanmıştı. İçe- riye, Maşanın başı uzanmıştı... Ce - * ' — Bonjur Cemil Bey!.. * — Ocoo.. bonjur, aziz dostum, Gos- podin Moranof. Koltuğumun altındaki| Hastalıktan kalkalı, henüz üç gün olan paketin ne olduğunu sormuyorsunuz?.| Maşanın bu hereketini tecessüse atfet- —E, dostum.. sormıya vakit kaldı| tiği için öfkeli bir sesle: mı?.. Sizi; birdenbire şatoda, şu mini| — — Ne var, Maşa).. mini dairemde görmek bana o kadar| — Demişti. hayret verdi ki... Şöyle buyurun, Zan-| — Maşa, kesik ve titrek bir sesle, cevab nederim ki, bu koltukta daha rahat &-| verdi; dersiniz... Hah, brayo... E; söyleyin| — Kaç gündür, dışarı çıkmadım. bakalım, nasılsınız?.. Süzi görmüyeli, | Temiz hava almıya ihtiyacım var. Mü- bir haftadan fazla oldu. saade ederseniz, şu pencerenin karşı- — Bugünle.. tam. on bir gün. sındaki çam ağacının altına kadar gi - ; — Demek ki, saydınız.. tebrik ede -' deceğim. Biraz, açık hava teneffüs e - " rim, dostum. Siz, hakikaten çok ciddi| deceğim. bir hesab memurusunuz. Cemil, — birdenbire — sersemlemişti. ; — Efendim, ben.. vazifeyi, vazife| Maşanın, şu andaki düşüncesini derhal - olarak kabul ederim. Çiftlikteki hesab-|hissetmişti. Yaptığından derhal derin —a — |bir hicab hissederek: V| — Hay, hay Maşa.. nasil istersen, Bir Doktorun öyle yap. Günlük Çapramba ı * Demişti Notlarından — () Maşa: — Tam, karşınızda oturuyorum. Sa- Lohusalar Ve Iohusa yet size lâzım olursam, küçük bir el ha- Odaları reketile beni çağırmanız kâfi. Yeni doğan çacuktarla lohusular hak - Demiş; ve çekilmişti. Moranof, kulağını taş kapıya vere- kında evlerde hususl dikkat ve ilina lâ- zırdır. rek dinlemişti. Ve, dairenin kapısı â. çılıp kapandıktan sonra, Cemile eğile- Lohusalar dalma hastalık ile sıihhat ara- sında bulunurlar. Ufak bir soğuk algın- rek : — Dostum!.. Bu kızın, bir hafiye lğı beyecan, korku ve yahud . hariçten nakledilen mikroplarla çabucuk hastala- olduğunu biliyor musunuz? Cemil, gülerek cevab vermişti: nirlar, Ve hastalıkları tehlikeli bir hal alır. — Evet.. tıpkı, çiftlikteki düber An- Lohusa odaları çok temiz olmalıdır. İçe- na gibi. — Tabit, hareketlerinize dikkat e- ri kimse ayakkabılarile girmemelidir. Lo- husalar çök yorgundurlar, — istirahate diyorsunuz, değil mi? z i Mösyö <3 kat'i Ihtiyaçları vandır, Ziyaret vesilesile Vallahi Mösyö Moranof; şimdi bu yorgun kastıtı rahatsız etmekie mana ||© kadar dikkat edilecek bir hareketim yoktur. Öksüren, aksıran insanlar ve ço- || olmadı. Fakat, bundan asonra... cuklar Tohüsa odasına girmemelidirler. — Evet.. bundan sonra, olması, Lohusa odası gerek çocuk — ve gerekse || muhtemel... Size getirdiğim şu kolon- annenin selâmeti için hâll tabliden yani || ya şişelerinin, dikkate şâyân birer he - normâl sıcaktıktan fazla olmlardır. diye olduğundan haberiniz vardır, zan- Yeni doğan çocuklarda merkez nazım ha- nederim. raret benüz teşekkül etmediği için kendi — Evet. harareti, muhiti derecel hararetine tâbi- 4i GRirt ğ 1 l dir, Sür'atle Uşür ve hasta olur. MAD AM ÜN YA Cullüdnüit Ve Lokusaya bakanlâr, sık Sık ellerini sicak :':t:h" SAD ğ Kirlak ve sabunlu âü ve kolonya Ne yıkadıklan || Tkkatini tetbetmesin. Bönru kendislle meşgul ölmalıdırlar. — Ondan'da emin - olabilirsiniz. — Şimdi, yalnız bir mesele kalıyor. Prensesin mektublarına, vereceksiniz?,. GÜL Li L SA AAK Z sokardı, zira o dakikada Patton ölmüş| — Kent sordu: mil, birdenbire kıpkırmızı kesilmişti. örten perdenin gerisinde saklanmıştı. vmasıl cevab | isbata muktedirdirler, yani suçu onlar SON POSTA « San Posta » Nin Lılu!ı roman: 51 ÖRT ile YE v Ha AR ASINDA, İngilizceden çeviren : Hasnun Uşaklığil Çavuş hâdisenin nasıl cereyan ettiğil anlayamadığını itiraf etti L Her iki odanın da kapıları iç taraflarından birer sandalye ile desteklenmek sureti| >ı kapatılmıştı, içerde kimse yoktu, o halde bu adamı kim, nasıl öldürebilird olduğunu isbat edebilecek — vazif L bulunuyor demektir. vi — Evet, John. Fazla söylemi! zum yok. Bir suç yapıldı mı a alâkası olabilecek olan herkes j yapıldığı sırada bir başka yerif başka şeyle meşgul olduğunu K debilecek vaziyettedir. Artık bef bıktım, usandım. Sen bardağı © sonuncu katre hikâyesini bilir # Bu sonuncu cinayet bence © 80 katre hükmündedir. Gel ben raber, sanırım ki bu hikâye lüzul #ürek a Yazan : Hugh Auslin ' Bu da câniyi müşkül bir vaziyete kadın oldukları için mi? bulşınuyordu. — Kadınlar sigartalı değillerdi. Bu- Polis çavuşunun bu muhakcmcyî; nun için öldürmemiş olmaları da müm- aklı pek iyi alımışa benzemiyordu, şüp- | kün değil mi? heli duruyordu. İ — Evet. O da mümkün. Şimdi baş- Kent: ka bir noktaya geçelim: Burada Mös- — Madem ki faraziyöyi böylece ka-|yö Patton'u beklemiye gelmiş olan bul etmiyorsun, tatbikata geçelim. Sen kendisini büyük bir tehlikeye atmış - şimdi yerinden kımıldanma. Ben Mad-|tir. Bu tehlike o kadar büyüktür ki bu- mazel Pattonun odasına geçiyorum.|na atılmıya delilik de denebilir. Zira On sayı say, sonra gel bakalım beni o-|bir fare gibi kapanda kısılıp kalması rada bulabilecek misin? pekâlâ mümkündü. Hendriks cevab vermeden alçak ses-| Kent memurunun muhakemesini sü-|dan çok fazla sürmüştür. p le bir iki, üç diye saymıya koyuldu. | künetle dinliyordu. O bitirince söylediz| —— — , (Arkası Her rakamı söyledikce bir defa da ba-| — Düşüncen fena değil, fakat Pat- Ok l şını sallıyordu. Böylece ona kadar say-|ton tahmin ve tasavvür ettiğimizden uyucularımıza Teğmen Kent yekdiğerini tâükib einayetin teşkil ettiği mundeleyri en teferrüâtma varıncaya kadar taman dettiğii kanaatindedir. 'Teğmen Kent'i bu kanaatle deliller ve bütün vak'alar şimdiye kı başka türlü öldürülmüş değil midir? Hendriks israr etti: — Kızı var. — Hayır, ruhiyat bakımından müm- kün değildir. İhliyaı dostum unutma ki tamam İ7 yıldanberi birlikte çalışı- dıktan sonra banyo salonuna girdi ve Madmazel Patton'un oda kapısının e- şiğinde durdu. Sivil memurlar onun arkasında toplanmışlardı, olup bitene bakıygılud.ı. Çavuş gözlerile odayı araştırdı. Do- lab açıktı, saklanılabilecek başka yer| yoruz. ç Aülmeden anlatılmıştır. Ve emein de yoktu. Fakat yatağın altına bak - _chdrikı bu defa kat'i bir itirafta eserin başında okuyucularına mamış olduğunu hatırladı, karyolanın | bulundu: tamamen tultmuştur. < önüne çömeldi. — O halde anlamıyorum doğrusu. | Şimdi sıra sizindir: Vak'ayı dü — Ne var ne yok dostum? Teğmen devam etti: kuduğunuz hâdiseleri hatırlayınız, , Hendriks arkasına döndü. Kent ban-| — Madmazel Patton'un babasını | Katilin kim olduğunu keşfedebilecek © öldürmüş olabileceğine hakikaten ina- niyor müsün? Çavuş bir saniye tereddüd etti, son- rar — Hayır, dedi. Yürüttüğüm ilk mu- hakermme sağlam değil. Görüyorum ki Madam Arnokd nasıl kocasını öldür - müş olamaz ise Madmazel Pattaon da yo dairesinden çıkıyordu, duş cihazını Çavuş, hamurdandı; sonra hafif bir sesle: — Küçük kızın talihi varmış! diye söylendi, eğer babasının gelişinden ön- ce bir duş yapmak isteseydi hali ta - mamdı. Bugünkü Prog — Gördün ya? öyle babasının katili olamaz. Dediğiniz ae üü Teğmen elinin bir işareti ile sivil me-| gibi ruhiyat bakımından bu mümkün İSTANBUL murları uzaklaştırdıktan sonra sözüne | değildir , Öğle neşriyatı: — © halde bir başka hal şekli göre- biliyor musun? 12,30: Plâkla Türk musikisi, 12,50: | Giz, 13,05: Plâkla baflf müzik. 1325 devam etti: — Katil Patton'un odaya girmesin- den evvel oraya saklânmıştı. Makas ile| — Hayır. telif plâk neşriyatı. kuşak dindeydi. Baba ile kızın konuş-| — Emin misin? Emin olmak lâzım.| akşam neşriyatı: malarını dinledi. Sonra genç kız odası- | Gel bir şu sandalye — meselesini bir| * 1830: Plükla ünns musikisi, 19:30: defa daha gözden geçirelim. Polis şefi bunu söyledikten sonra Madmazel Patton'un ada kapısından dışarı çıktı ve içerde kalmış olan ça - vuş da sandalye ile kapıyı tekrar des- tekledi. Dışardan Kent kapıyı şiddetle itti, kuvvetle yaslandı. Fakat sandalye kımıldamadı. na girince saklandığı yerden çıktı. O sırada Patton iskarpinlerini çıkarmak üzere koltuğa oturmuştu, — işte bence bütün vak'a bundan ibarettir. Ve bir eli ile sırtı banyo dairesine dö- nük olan koltuğu gösteriyordu. Polis şefi bir saniye nefes aldıktan sonra devam etti: 3 " — Yalnız bir dakika kâfi geldi. A -| — Polis çefi tektar içeriye girdi: dam sonra buraya gelmiş, parmak izi| — Bir defa da Patton un odasında bırakmamak için bir havlu vasıtasile bir deneme yapalım, dedi. İduş cihazırı harekete getirmiş, lavabo| — Orada da sandalyeyi destek gibi ka- BUDAFEŞTE 16.30: Çiğan ozkestrası. 18: Şari Komedi. 20.50: Sönatlar. 28: F İtalyadan haberler, 23.10: Plük no BUKREŞ 16: Romanya musikisi, 18.20: 65: Hafif orkestra. 2046: T kiları, 21.10: Hafif örkestra. 2146? İiçni ellerini yıkamaktan gayri yapılacak | şarıya çıkarak kapıyı zorladı, kapı ge- İbir sey yoktur, o zaman kapının arka-|ne açılmadı. sında destek hizmetini gören sandalye-| O zaman Hendriks içerden sandal - yi yerinden oynatmak için eline tekrar| yeyi çekti, bu defa kapı kolaylıkla a- kavluyu alıyor ve bu şekilde dışarıya| çıldı. çıkıyor. Çavuş: ) John hâdise bu söylediğim şekilde| — Simdi anlıyorum, diye haykır - cereyan etmiştir. Ve burada bırakılmış |d Buraya girmiş olan şahıs kapınm '(,;ç bir iz yoktur. desteklenmesinden evvel, yani Pat - ton'un gelmesinden evvel içeriye gir- miştir. Polis şefi taevib etti: — Tabii öyledir. Çavuşun muhakeme kudreti işle - VİYANA 165: Plâk neşriyatı. 175: Şarkılaf' Muhtelif havalar. 21.55: Varyete baV 20: Viyana musikisi. YVARSOYA 16.30: Piâk neşriyatı. 1716: 19.20: Dans şarkıları, 20: Plük Bopen resitali, 7180: Viyolon ha İ Hatif musiki. 2240: Dans havaları. — Yarınki prograff 10 Birincikânun 336 —— İSTANBUL K Öğle neşriyatı : 4 12:30: Plâkla Türk musikisi. 12507 ğ dis, 13:0$: Plâkla hafif müzik. 13257 Hf plâk neştiyalı, Akşam neşriyatı * 1330: Plükta dans musikisi. 19307 P rans: Der, Pahreddin Kertin tarafi Rıfat ve arkadaşları tarafından TÜT | | Hendriks düşünceye daldı, kaşları - ni çatmıştı, dalgındı, fakat — muadele |halladilebileceğe de benzemiyardu. Nihayet itiraf etti: — Doğtusunu söyliyeyim; anlıya -| meye başlamıştı: maz oldum. Ben bu dakikada başlıca| — O halde biz aşağıda boyuna ak- iki şey düşünüyorum. İlk cinayet için | sıran adamı sorguya çekmekle meşgul suçun yapıldığı sırada bir başka yer -| olduğumuz sırada Mösyö Patton oda- de bulunduklarını isbat etmök imkânı- | sına girmiş bulunuyordu. na mâlik olan iki kişi ölmüşlerdir. | -| Polis şefi gene tasvib etti: kinci cinayete gelince, mevzuu bahso-| — Evet Jahn. lanlardan iki kadın bu suçun yapıldığı| Çavuş bu defa da bu muhakeme - ğ sırada başka bir yerde bulumduklarını |den bir netice çıkardı: kisi ve halk s---ları. 2040: Baliye di t — Şu halde Mösyö Merrit bu &0 -İaaşları taraımmusnu — Türk musikisi * yapmamışlardır. Fakat acaba katil bulnuncu cinayetin yapıldığı sırada da| şarkıları. 21: Orkaslıa. 22: Ajaıs * kadınları dâ neden öldürmedi. Sadece|başka bir yerde başka bir şeyle meşgul | baberleri. 22.30: Piâkla sololar. — Hi