Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
ON YEDİNCİ YIL. NO: 5522 ULUS ADIMIZ, ANDIMIZDIR 9 BİRİNCİKÂNUN 1936 ÇARŞAMBA Bugün gazetemiz | - on iki sayfadır HER YERDE 5 KURUŞ Sancak Meselesi Milletler Cemiyeti Konseyinde Normal toplantıda görüşülecek Murahhas heyetimiz bugün gidiyor Fransa başvekili ve Türk - Fransız münasebetleri PARTİ GURUPUNDA Dış bakanımız sancak meselesinin son safhasını izah etti Cumhuriyet Halk Partisi Gu- rupu bugün (8-12-936) öğledeni sonra Trabzon saylavı B. Hasan. Saka'nın başkanlığında toplan dı. ğ 1 — Dış İşleri Bakanı Dr. Aras, Sancak meselesinin son safhasını izah etti ve bugünlerd toplanacak olan Milletler Cemi- yeti Konseyinde Sancak mesele- sinin konuşulacağını ve bu mak- sadla Cenevreye hareket edece- ğini bildirdi. Hükümetin hattı hareketini gurup alkışlarla ve ittifakla tasvib etti. 2 — Fırka gurupu idare he yetinde münhal olan azalığa Er zurum saylavı B. Şükrü Koça seçildi. (A.A.) AAARARAAAAAAAAAAAAAAAARAAR AAA Gündelik BALIKÇILIK Necibali KÜÇÜKA Cumuriyet hükümeti her gün memleketin nihayetsiz tabif zengin- liklerine dikkatle tanzim edilmiş bir programla temas etmekte ve şimdi- ye kadar ihmal edilen bu tabii ser- vet kaynaklarına kudretli bir irade ile hakim olmaktadır. Geçen on beş günün takvimi içinde bu bakımdan çok esaslı ve büyük işlerin yapıldığı ve teşebbüs edildiği görülür. Yurdda ağır endüstrinin kurul - ması mukavelesinin yapılması, kü- çük sanatlar kongresinde onun yaşa- ması ve korunması hakkında karar- lar almması gibi işler iktısadi hayatı- mızın inkişafında her halde önemle telakki edilecek hâdiselerdir. Balıkçı- lik işlerini konuşmak üzere topla- nan kongrenin verdiği kararlar da bu işler arasma girecek hâdiselerden biridir. : Yurdumuzun üç tarafı denizle çevrilmiş bir yarımada olduğu ma- lâmdur. Biz bütün imparatorluk devrinde — sahillerimizin müstesna servet kaynaktarından icab ettiği ka- dar istifade edemedik. Karadeniz ve Ege sahillerinde yapılan teşebbüsler yüksek teknikli bir bilgiye dayan- maktan ziyade cılız ferdi tesebbüs- Terden ötesini geçememişti. Balıkçı- lğın ne kadar önemli bir servet kay- nağı olduğunu takdir eden cumuri- yet hükümeti bundan birkaç yıl ev - vel fenni bir balıkçılık mektebi aç- mak suretiyle işe başladı. Bu kere de bütün balıkçıları kongre halinde toplıyarak balıkçılık işine ne gibi bir yöndem verilmesi lâzımgeldiği hak- kında konusmalar yapıldı. İşittiğimi- ze göre verilen kararlar çok ehemi- yetlidir. Hakikaten böyle bir- top- lanmağa ve işe bir yöndem verme- ğe zaruret vardı. Komşu memleket- lerde balık fazla istihlâk edildiğin- den sahillerinde balık kaynağı tükene- -cek derecede azalmıştır. Buna mu- kabil sahillerimiz kelimenin tam ma- (Sonu 4. üncü sayfada) Ankara, 8 (A.- A.) — Türkiye ile Fransa arasında ih- tilaf mevzuu olup milletler cemiyeti konseyine verilme- si kararlaşmış olan Sancak meselesi « nin Fransa hükü- metinin normal konsey içtimarnda konuşulması tekli- fini, Sancak'ta hal- kın hüriyet ve em- niyetinin - korun- ması kaydiyle, ka« bul etmiş olan Tür- kiye hükümeti ge- ne Fransa hükü- metinin 10 birinci kânunda — toplana- cak fevkalâde kon- sey içtimar ruzna- mesine ithali telkınii Üzerine bu teklifi de kabule müsaraat etmiş ve milletler cemiyeti umumi kâtibliğine misakın 1l inci maddesi mucibince bu fevkalâde iç- tima rüznamesine ithalini istemiştir. - Türkiye Hariciye vekili Dr. Tevfik Rüştü Arasın 14 birinci kânunda Ce- nevrede bulunacağı haber alınmıştır. Murahhas heyetimiz bugün gidiyor Ankara, 8 (A.A.) — İskenderun ve Antakya meselesini Milletler Cemiyeti konseyindeki müzakerelerine iştirak et- mek üzere Hariciye Vekili Dr. Tevfik Rüştü Aras'ın reisliğindeki türk murah- has heyeti yarın (bugün) akşamki eks- presle ve İstanbul tarikiyle Cenevteye hareket edecektir. Murahhas heyeti Ti- yaseti Cümhur Umumi Kâtibi B. Hasan Rıza Soyak ve Hariciye Vekâleti Umu- mi Kâtibi B. Numan Menemencioğlu'n. dan mürekkeb olup refakatinde müşa- virler, mütehassıslar ve kâtibler bulun- maktadır. B. Blum'un türk - fran_sız dostluğu hakkında parla- mentoda söyledikleri Paris, 8 (A.A.) — Arnadolu Ajansı- nım hususi muhabiri bildiriyor: B. Blum meclisteki nutkunda bizim için demiştir ki: “— Türkiye ile münasebetlerimiz arızi bir müşküle rağmen hiç bir vakit bu- günkü kadar dostlukla Mmütemayiz olma- mıştır.” Antakya meselesinde Fransa Dış Bakanı konuşacak Paris, 8 (A. A.) — Milletler Cemi- yeti konseyinde Fransayı müsteşar B. Vienot temsil edecektir. Yalnız İsken- derun ve Antakya sancağı meselesinin ruznameye alınması takdirinde, dış iş- leri bakanı B, Delbos bizzat Cenevreye gidecektir. Paris salâhiyetli mahfillerinin kanatine göre... Paris, 8 (A.A.) — Havas Ajansı bil- diriyor: Salâhiyetli mahfiller Sancağın statü- sü hakkındaki türk - fransız ihtilâfının Milletler Cemiyeti konseyinin 10 birin« cikânunda toplanacak olan fevkalâde iç- timarı ruznamesine ithali hakkında hiç Milletler Cemiyetinde Sancak davâsını müzakere edecek delegelerimiz: Dış Bakanımız Dr. Tevfik Rüştü Aras, Cumhur Reisliği Umumi Kâtibi Hasan Rıza Soyak, Dış Bakanlık Umumi Kâtibi Numan Menemencioğlu bir karar alınmamış olduğunu tasrih et. mektedir. Bununla beraber Fransa hü- kümeti, türk kabinesi tarafından bu yol- da bir arzu ızhar edilecek olursa bu su- retle hareket edilmesinde hiç bir mah- zur görmemektedir. Hakikati gören fransızlar ne diyor? “SANCAK TÜRKLERİNİN ŞAM SURİYELİLERİNE TER- KEDİLECEKLERİNİ Nİ TANIMAMAK OLUR.., La Tribune des Nations gazrtesinde Jean - Pierre Görard yazıyor: “Suriyedeki mandamızda bugün za- hiren birbirine zıd görünen, fakat esa- sında her ikisi de aynı meseleden, aynı ihtilaftan doğan iki ayrı teheyyüce şa- hid oluyoruz. Umumiyetle Suriye adı verilen yer hakikatte iki devletten terekküp eder: asıl Suriye devleti ki merkezi Şamdiır; SANMAK ATATÜRK TÜRKLERİ- bir de merkezi Berut olan Lübnan dev« leti, Suriye devleti büyük ekseriyeti iti- bariyle etnik bakımdan arab, din itiba- riyle müslümandır, fakat, birleri etnik, diğerleri müslüman, kâh dağınık ve kâh toplu bulunan mühtelif azlıkları ihtiva eder. Bu azlıklardan bizi bugün en faz« la meşgul edenler, sayıca en kabarık ol- (Sonu 5. inci sayfada) HATAY HABERLERİ Haleb'de erkânıharbiye toplantısı - Sancakta ka- dınların bile üzerlerini arıyorlar - Vazifesini yapa- rak türkleri kimlerin öldürdüğünü soran Antakya müddeiumumisi İskenderun'a sürüldü. Fransız kaynaklarından gelen haberlerin hakikati örtbas etmek istemesine rağmen Sancakta tazyik devam etmektedir. İstanbul'daki g telere gelen ve oradaki arkadaşımız tara. fından bize telefonla bildirilen aşağıki haberler bunu gös- termektedir : Berut, 8 (Hususi) — Seçim dolayı- siyle Şam'a gitmiş olan yüğkek komiser Şam'da bulunduğu müddet zarfında ba- zı Dürzi reisleriyle görüşmüştür. Bu görüşmenin gayesi Cebelidüruzun Suri- Adana sudan kurtuluyor - Şehirde normal hayat avdet etti Ölenler 30, Açıkta kalanlar 3420 kişidir. Atatürk ADANA FELÂKETİNDE ACIYA UĞRAYAN VATANDAŞLAR İÇİN KIZILAYA 10 BİN LİRA VERDİ Ankara, 8 (A.A.) — Cumhur Reisi Atatürk Adana : felâketi münasebetiyle Sıhat - ve İçtimai Muavenet Vekili ve Kızı- lay Cemiyeti Reisi Doktor Refik Saydam'a aşağıdaki mektubu gön- dermiştir : “Seyhan Nehrinin taşmasiyle Adana ve havalisinde vukua gelen büyük felâketten çok derin tees- sür duymaktayım. Acıya uğrayan vatandaşlara her zaman olduğu gibi bu sefer de cemiyetinizce ya- (Sonu 3. üncü sayfada) Adana, 7 (Husust muhabirimiz bil- el yeye ilhakını temin olduğu üç gün evvel Cebelidüruzun Suriyeye ilhakını ve ida- resini bildiren nizamnamenin neşredil- mesi ile anlaşılmıştır. Yüksek kömiser Berut'a döndükten sonra alevilerle, dürzilerle yaptığı cins- ten müzakerelere girişmiştir. Maksat malümdur. Milletler Cemiyetindeki türk tezine karşı mukabil bir çevirme hareketi * yapmaktır. Lâzkiye, 8 (Hususi) — Suriyenin şi. mal ordusu ve Cezire kumandanı, cenub (Sonu 2. inci sayfada) Fıkra diriyor) — Seyhanın taş: yüzi (30) kişi ölmüş ve (3420) kişi muhtaç bir vaziyette ve açıkta kalmıştır. Bun- lar camilere, mescitlere ve evi elverişli olan komşularının evlerine yerleştiril- mişler ve bunlardan muavenete ihtiyaç- ları olanlara yiyecek ve giyecek temin edilmiştir. Köylerden (4000) kişi yiye- ceksiz kalmış ve bu köylülere ekmek ve buğday- yetşitirilmiştir. - Adananın ha- miyetli Bayanları kızrlay adına vazife- ler alarak mahallelerde dolaşmakta ve kıztlaya elbise ve çamaşır teberruunu temin etmektedirler. Bu sabah fırka bi- nasında vali B. Tevfik Hadinin reisli- ğinde bir toplantı yapan Adana zengin- leri aralarında derhal (4500) lira top- lamışlar ve kızılaya vermişlerdir. Hal- kın para teberruu devam etmektedir. Bu toplantıda hazır bulunan eczacılar (Sonu 3; üncü sayfada) Güzel toroslarda eriyen karların suları... Mesud sanatkârlar Hükümet Devlet tiyatrosu kurma- ğa karar verdi: opera ve temsil sahne- lerinde çalışacak olanlar, şimdiden, An- karada, meşhur bir alman mütehassısı- nın plânına göre yetiştirilmeğe başlans mıştır, Mesud sanatkârlar! Çünkü bunlar, evvelâ, türk sanat ve edebiyat kültürü- . nü en büyük noksanından kurtarmak - gibi, bir şerefe namzeddirler. Sonra, ha- yat ve refahları devlet tarafından tealı« hüd altına alınan ilk sanatkârlar, onlara dır. Bir şair, bir başka mesleğin yardı- mr ile yaşayabilir; bir tomaner, aynı zamanda, edebiyat hocalığı veya kültür bakanlığı müfettişliği gibi bir vazife almak zorundadır. Sahne sanatkârları olanca za- manlarını, var kuvvetlerini ve şevkleri- ni yalnız kendi sanatlarına vakfedeceke ler, kendi zevk ve kabiliyet âlemlerin- de hür çalışmanın eşsiz saadetini du- yacaklardır. Sahne için başka türlüsü mümkün değildi: sahnede muvaffak olabilmek İi« çin, ona hayat vakfı lâzımdır. Bunu ya bir memleketin sahne müşterileri, ya« hud devlet temin edebilir. Yüksek sa- nat sahnelerinin, Fransa gibi ileri mem- Jeketlerde bile, devlet yardımından is- tifade etmekte olduklarını biliyoruz. Kaldı ki yüksek sahne sanatı, bilhassa musiki sahnesi, bizde henüz kurulacak- tır; onu ancak bir parça kazanç veren şano kalabalığının zevklerini tat- mine memur etmek şüphesiz doğru de« ğildi ve hiç bir genç, maddi manevi 18« böyle olmıyacaktır: onlar, —— Sayfayı çeviriniz —