Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
" O$SONTPOSTA h , — Acaba kimin cenazesi? — Çalınan parçaya bakılırsa Şopeni n vlmalı. - ! ll G D sairü- — Affedersiniz, sizi tanıyacağım amma acaba nerede. görmüştüm? Venüs Heykeli — Haksızlık işte bu- na derler. Kimine on tane kol ya « — Affedersiniz, modeldi, boyu yazılı değildi.. Da- ha ne kadar örmem lâzım. gazetede çıkan O — Aabanat benim değil, dükkân | » Bahibinin. O şık şapkayı ne diye - camekâna koydu... Yeşilhilâlli — Size bahşiş verece - ğim amma bunun'a içki içmiye - ceğinize yemin etmelisiniz. İ —- Geçen gün enayinin biri otomobili ni uçuruma — yuvarlamıştı. M_egı;r - Önüne bakmıyor, otomobilin içindekilere dönmüş onlarla konuşuyor - -ı-ııı*m-:" Ka di DN güü g0 !e ! H £ d, Polis hafiyeliği yapan adam Salih Cevat matbaamıza geldi ve hırsızları yakala- mak için nasıl. çalıştığını anlattı (Baş tarafı 7 inci sayfada) Fakat ben bittabi onun işine değil, kendi işime baktım. Ve karımın çalınan esvabile tıkır tıkır dolaşan kadına so- küldum: — Bayfan... dedim. Sabahtan beri ne bekleyip duruyorsun. Derdini aç ta, bir çare buluruz elbet? Kadın: — Kocam, dedi, bir hırsızlık iftirası- na uğrayıp hapse girdi. Onun tahliye si için istida vereceğim! Bu cevap, şüphelerimi iyice kuvvet- lendirmişti. Derhal muamelesini yapa- cakmış gibi onu aşağı kata indirdim. Ve Müddeiumumilikteki polis Necati- ye, ondan gizlice vaziyeti açtım. Polı- sin kendine sokulduğunu görünce, ka- | dın işi çaktı. Ve: — Halâya gireceğim! diye tuttur - du.. ' Polis Necati, büna müsaade edecek oldu. Ben: j i — Aman.. dedim, nasıl olur? İçeri girerse, derhal delâili cürmiyeyi imha 'eder! Avukatın cübbesine benzer lâta giy- mek bile başka oluyor. Ya bunu akıl edemeseydim? Kadın içeri girince, es- vabı sıyırıp deliğe atar. Ve elindeki mantosunâ bürünüverince, pirü pâk o- lup çıkar ortaya. Ondan sonra ne ya- parım ben? Delâili cürmiye bulduracağım diye 600 lira da kanalizasyon parası mı harcayayım? Hülâsa, bırakmadım kadını halâya... Necati ile birlikte, ikinci şubeye gittik. (Orada, meşhur hirsız Çarlston Ahme - din karısı olduğu anlaşıldı. Polislerie beraber evine gidip ne görelim? Sür- meyi açıyorum: Benim kıravatım! Ça- jmaşır sepetine bakiyorum: benim göm leğim. Konsola göz atıyorum: Benim aynam! Öyle ki, oraya başka bir zaman da gitsem, kendimi kendi evimde sa- nacağım! Kadın, Çarlston Ahmedin diğer eş- ,yalarımı da, Aksarayda seyyar kömür cü Mustafaya sattığını söy'ledi. Derhal oraya gittik. Mustafa, Çariston Ahme- di tanıdığını, onun hırsızlıkla geçindiği ni bildiğini gizlemedi. Fakat ondan eş- ya satın almadığını söyledi. Halbuki e- vinde bir araştırma yapılınca , bütün eşyalarım meydana çıkarıldı. Hattâ da- ha başkalarına ait çalınmış eşyalar da bulundu. Ve Mustfa da, «çalınmış eş- iyaları, çalınmış olduklarını bilerek al- mak» cürmile mahkemeye verildi. - Dört aylık hafiyeliğinin, muvaffakı- yetle biten macerasını tamamlayan Sa lih Cevat gülüyor: — Maamafih, bu hafiyelik bana si- gmitçiliğin çok Vörlı bir iş olduğunu öğ- retti. Hafiyelik etmek için simitçi kı'ı- ğıma girmiştim ya? Eh. İnsan simitçi kı lığıma girince, elindeki değneğe yalan- dan birkaç simit takar . elbet. Birisi: «Şuradan bir simit ver!» derse: — Hayır... Veremem. Ben simitçi de- ğilim, bu kıyafetle hafiyelik ediyorum! cevabını verecek değilsiniz a? | Ben de o sırada isteyenlere simit sat tım tabil. Fakat talipler o kadar çok- tü ki, nerdeyse, simit satmaktan hafi- ,yelik edemiyecektim?. 3 Naci Sadullah FBacak kırmanın cezası Karaköyde oturan Fikriye isminde bir kadın ayni evde oturan Hüsnünün ayağına taş atmak suretile bacağının kırılmasına ve 2 ay hasta yatmasınğ sebebiyet vermiş olduğundan 3 üncü ceza mahkemesinde yapılan duruşması sonunda 8 ay müddetle hapsine karar verilmiştir. : Bir tramvayda iki yankesici Aksaray tramvayında Süreyya is- minde bir adamın 50 lirasını yankese- cilik suretile çalan Abdullah bir sene 2 ay hapse mahküm edilmiştir. Ayni tramvayda Eftim isminde bir adamın yeleğini jiletle kesmek sureti- le 600 lirasını çarpan sabıkalı Cafer de 1 sene 9 ay hapse mahküm - İ & Gağ a li e d A l —— Tarihten Sayfalar : Bir ata binat! Cengiz, eski düşmanlarından Cebeyi Ordusuna kuman- dan tayin etmişti. Onun yaptığı her şeyi unutuyor, yalnız beyaz ağızlı atını öldürmesini unutamıyordu. Fakat Cebe bunun çaresini buldu. Civandaki bütün kabileler boyun eğ- mişlerdi. Fakat Yissu kabilesi düşmanlıkta inat ediyordu. Doğrusu bu işi de iyice beceriyordu. Çünkü bu kabilenin için- de yaman yiğitler vardı. Bol yeleli at- larının sırtında birımaymun çevikliğiy- le sağa, sola, öne, arkaya "dönerler; dört nal kaçarken bile oldukları yer- lerde duruyorlarmış gibi arkadan ge- lenlere ok yağdırırlardı. Bünların arasında Cebe adında bir delikanlı vardı ki hepsinden yamandı. Timoçin onu kaç defa bir boğazda, bir ovada, bir su kenarında sıkıştırmış: — Eh, şimdi kapanda bir tilkiden farkımn yok. At silâhını da teslim ol! Demiş, lâkin en umulmadık bir za- manda ortadan kaybolduğunu görmüş- tü. Timoçin son zamanlarda yanındaki kumandanlara dönerek şöyle demişti: — Teslim olsa bile şu usta delikanlı- yı öldürmeye elim. varmaz. Böyle bir. Dasker benim için bir orduya bedeldir. Lâkin yola gelmiyor: Cebe henüz yirmi yaşlarındaydı. Timoçin ona haber gönderdiği, ken- disinin ordusuna girerse kumandan ya- pacağını haber verdiği halde gene gel- memişti. KAR Hattâ yalnız bununla kalmamış, son defa Sungun irmağının kenarında, Ti- moçinin askerlerinden bin kişilik bir kolu yalnız üç yüz kişi ile sıkıştırmış, yarıdan çoğunu kılıçtan geçirmişti. Timoçin kızmışti : — Elime geçerse artık öldüreceğim. Diye hamurdandı. Yaz geçmişti ve kış geliyordu. O yı- lın harplerini bitirmiş olan Timoçin şimdi de avlarına başlamıştı. Kısa kal- paklı, koyun kürkü giymiş olan esmer ve çıkık yanaklı Mogol atlıları yalçın dağlarda kurt ve ayı avına çıkmısşlardı. Bir aralık Timoçin bir yamaçtan ge- çiyordu. Yolun dönemecinde birdenbi- re gözleri dört açıldı ve haykırdı: , — Cebel... Evet, bu Cebeden başkası Hem de yapyalnızdı. Timoçin kumandanlarına döndü: — Şunu yakalamalıyım, Diyerek atını mahmuzlamak istedi, Fakat kumandan Burguçi ileri atıl- dı: — Bırak ta ben .gideyim. Onu her halde yakalarım. Timoçin kendi atını verdi: — Şuna atla! Başkasile yetişemez- — Cengiz yeler ve asker verdi: olsun. Göçlük Han, memleketteki muhalif- lerle kendi kabilesini topladı. Kayna- tasının düşmanı olan Harzem Padışa - hı Sultan Mehmetle birleşti. Kara Ha- tay Hanımın payitahtına girdi. Kayna- tasına saygı gösterdi, fakat büyük bir hükümet kurdu. Göçlük Han müslümanlara düşman kesilmişti. Çünkü kendisi Hıristiyan 0- larak büyütülmüştü. Karısınınm zorile Buda dinine girdi. Herkesin dinine ka- rışmağa başladı. lar bağırttı: — Ya Hiristiyan, yahut ta Buda ola- caksınız. İslâmlığın batıl olduğunu :s- dia ediyorsa gelsin! Bir Meclis kurdu. » Müslüman âlimlerin reisi olan Alâ- eddin 2 hmet ona yaklaştı ve İslâmlı- ğin hak olduüğunü isbata çalıştı. Fakat Göçlük Han kızdı ve Hazreti-Muham- mede sövmeğe başladı. O zaman Alâ- eddin, bağırdı: — Ey hak din düşmanı, ağzına top- rak dolsun! değildi. sin ! ğu zaman: Bu, ağzı ak bir attı. Timoçin onu göz| —— Göçlük Hanın Hanlığı artık göçe- bebeği gibi severdi. cektir. Burguçi hemen ona bindi. ve ileri sürdü. Sahiden de kasırga gibi gidiyor du. Biraz yaklaşınca sadağından bir ok aldı ve Cebeye attı. Fakat vüuramadı. Sıra Cebeye gelmişti. O da sadağından bir ök aldı ve #tının üstünde geriye dö- nerek Burguçiye attı. Ök, vızlıyarak i- leri fırladı ve dösdoğru atın gözünden girerek beynine saplandı. Timoçinin kumandani bir defa sal- landı. Sonra yıldırımla vurulmuş gibi Diyerek yirmi bin kişilik bir ordu ha zırladı. Bunu en yiğit ve usta kuman- danlarından Cebeye verdi. Cebe on yıl kadar önce Cengizle ba- şa çıkamıyacağını anlamış ve: — Senin askerin olayım. Sana hiz- met ederim, . Diye haber yollamıştı. Cengiz de bu- Timoçin kızdı : — Eğer bir gün bu delikanlının öl- düğünü görürü veya duyarsam bir ku- mandanımı kaybetmiş gibi olacağım. Diye söylendi. Ağzı ak atın ölümü de onun çok ca- nını sıkmıştı. 1208 de Nayman Hanının son oğlu, artık (Cengiz Han) adını alan Timoçi- nin önünden kaçmiış, Kara Hatay hü- kümdarı Çilokuya sığınmıştı. Han korkusundan kaçtı. sürdükten sonra varılan koca bir ülke Cengizin idaresine geçti. Fakat bu za- (erin Cebeye verdiği sevincin başka ve çok büyük bir sebebi vardı: Bu da Kâş masıydı, Cilokü eğlencesine düşkün bir adam- | dı: dı'. Çobi çölü, Ceyhun aehri ve Tibetle| — Bin tane ağzı ak at isterim. Sibirya arasındaki büyük imparatorlu-| — pedi gunun işlerine »bakmıyor, avla ve eğ - lenceyle vakit geçiriyordu. Kara Hatay hükümdarı, Nayman Ha nının oğluna kızını verdi, r Fakat damadın gözü tahttaydı. Biraz zaman geçince: — Gideyim, babamın kabilesinin dö küntülerini toplayıp geleyim. Sizin işi nize yarar. Adamlar dört yana saldırdılar, bin- den çoğunu getirdiler. Cebe bun ardan bin tanesini ayırdı ve Cengize yolladı. Şunu da söyletti: Artık unut... Unutmamaya imkân var mıydı? - | .' ı 'ı'— Hattâ bir sefer Kâşgara gitti. Tellâl- bat edebilirim. Kim hak olduğunu id- v — Senin adın (Koçluk - Göçlük Han) — Pill'r Ö nü kabül etmiş, yalnız ağzı ak atını öls — dürdüğünü hiç unutamıyacağını söyle- — yıkılan atla beraber yere düştü. Kui j Cebe gene kaçmış ve kürtulmuştu. | . Cebe bunu herhalde unutturmak is- Burgüçi utandı. tiyordu. - j — Vaktiyle senin bir atını öldürdüm, — Onun yerine bin tane gönderiyorum, — #tf Cebenin ordusu bir kasırga hıziyle ' Kâşgarın üzerine yürüdü ve Güçlük — Han, bu kıymetli âlime birçok zulüm ğ ler yaptıktan sonra medresesinin ka- — pısına astırdı. İşte Cengiz bunu duydu- Bir ucundan bir ucuna günlerce at — gar civarında ağzı ak atların bolca ol- Cebe hemen dört tarafa adamlar sal- ç: