SON POSTA “ Son Posta ,, nın zabıta roman : 35 “ Son Posğa » hin mfrikısı 81 Ter CARLIK ÜLKESYİNDE W BİR TÜÖRK ZABİiTi YEDİ — ARBASINDA. İngilizceden çeviren : Hasnun Uşaklıgil — | Prenses Entma acı bir kahkaha attı: “Azizim Cemil Bey, dedi, Rusyadaki asalet taçlarının hemen hemen ekserisi, altın yaldızlı adi tenekeden ibarettir,, Cemil, afallamıştı. Prenses Emma-| nın yüzüne bakakalmıştı. Ve., bu hay- teti zail olduktan sonra da, düdakla » tını bükerek, şöylece mırıldanmıştı: — Siz.. Prenses, Emma.. ve hem - şireniz, prenscs Olga.. yani, Rus Çar- lığının iki asılzadesi.. siz, bu komite- yo dahil misiniz? Emma, metanetle cevap vermişti: — Evet, Cemil Bey.. ben, ve hem- “şirem.. biz, bu komiteye dahiliz. — Lâkin nasıl olur, prensee Em - ma?.. Sizin, servetiniz, mevkiiniz, ya- şayışınız; ve hattâ hayatınız; Çarlığın varlığına bağlı. Çünkü, asılzadesiniz. Prenses Emma, acı bir kahkaha at- u: — Asılzade, öyle mi?.. Azizim Ce- mi) Bey, Rusyadaki asalet taçlarının » hemen hemen ekserisi; üzerine altın yaldız sürülmüş birer adt tenekeden ibarettir. — Ne söylüyorsunuz, prenses.. be- ni, hayrette bırakıyorsunuz. — Şu halde, hayretinizi bir kat da- ha arttıracak daha kuvvetli bir haki - katten bahsedeyim... Meselâ; haş - metlâ Çar Nikola hazretlerinin da - marlarında, bir damla bile (Romanof) kanı mevcut değildir. — Ve, meselâ,.. Benim ve hemşi- remin.. bizim damarlarımızda da birer damla bile (Feodorovna) kanı bula- Mazsınız. — Benim babam, son derecede gü- zel bir oda uşağıdır. Hemşiremin' ba - basına gelince; onun da, gayet yakı - şıklı ve gürbüz bir Husur onbaşısı ol- duğunu rivayet ediyorlar. — Azizim Cemil Bey... Biz; talih ve tesadüfün, nasılsa yüksek mevki - lere çıkardığı birer sahtekâr, birer dü- zenbaz, birer dolandırıcıdan başka bir ve gidamizdir. Biz, bunlarla yaşarız. Biz, bunlarla haşmet ve azamet sa- tarız... Çarlık saltanatından; — kırbacı, zindanı, darağacını, Sibiryayı kaldırı- nız; o dakikada biz de yok oluruz. Cemil, uğultusuna dayanılmaz bin rüzgâr karşısında duruyormuş gibi sersemliyor, başı dönüyordu. Gözleri- ni, karşısındaki genç kızın gözlerinden ayıramıyordu. Fakat artık bu kız, Prenses Emmaya — benzemiyordu... Prenses Emma, yavaş yavaş silinmişti. Ceset üzerindeki tahribat M. Merrit: — Bu vaziyette Arnoldunasıl öldürebilirim? Polisin göz hapsinde bulunmuyor muyum? Kent, sustu. Diğer maznunları birer birer sadet haricine çıkardıktan sonra ?i (sözüne kat'? bir netice vermeyi fayda- sız telâkki ediyordu. * İlk defa olarak Mösyö Merrit'in sesi berrak çıktı: — Sadece bir don ve bir mayo ile nold'u nasıl öldürebilirdim? Adamları-| — Sizin banyo dairenizin kaptf | nızdan bırmın gözü altında bulunmu-|sahanlığa açılıyor. Polis memuru gâl” yor mu idim? bubetinizin farkına varsaydı ona böf” — Göz hapsi altında bulunduğu -| yoya çıkacağınızı söyleyebifirdiniz. nuzu nereden biliyorsunuz? Merrit tekrar protesto elti : | — Kendim gördüm. — Fakat ben buradan hiç ayrılmif — Emin misiniz? dım, dedi. Mersit bağırarak: Bunu söylerken durdu ve birdenbi O; şen, süh, çapkın ve füsunkâr kızın | n miş olan ben, koca bir bahçıvan yerine; mitralyöz gibi inüessir ateş| makasını üzerimde nasıl saklayabilir- püsküren, ve püskürdüğü ateşin her| m> diye sardu. Polis, siz gelinceye — İnkâr mı edeceksiniz? dedi, Bir parmağı ile Tonni'nin balkonda işgal etmiş olduğu sandalyeyi gösteri- u. kıvılcımını — ,karşısındakinin — kalbine kadar bizi evin dışında, balkonda top- | yordı yerleştiren, etten ve kemikten yapıl - mış bir makine haline gelmişti... Bu| — Kent soğuk kanlılıkla: makine, bütün hassasiyetile —işliyor; | ——— p.,'î.._ dedi. Oıîıdakihılık gay- koca bir milletin çektiği ezâ ve ıztırab- (» ubetiniz esnasında sizi hiç kimse gör- ları, en sâf, en sâde ve en Tiyasız bir| memiştir. Siz evi ve muhiti kâfi dere- lxııııl, teşrih ediyordu. cede iyi biliyorsunuz, çimenlikte olan- Emmanın gözleri parlıyordu. Ya -İlar tarafından görülmeden içeriye gi- lamamış mı idi? Merrit'in kolu aşağıya düştü, Kent devam ediyordu: — Milano filhakika gösterdiğiniz sandalyede oturuyordu, fakat beş da- kika müddetle arkasına dönmedi ve yerinden ancak Madmazel Patton'un ini işittiği kalk re ilâve etti: a — Esasen memurunuz benim ak$if | | dığımı da işitmiş olacaktır, ; — Ne dediniz? Ne dediniz? Merrit emin bir sesle : — Şimdi hatırlıyorum, Memurt * | nuz sandalyeye oturduktan — bir kâf saniye sonra ben şiddetle aksırmıy? başlamıştım. Bir buhran gelmişti, dört dakika sürdü. İ ğ İ | | ! | nakları, en tatlı gül renklerile hârele- niyordu. Gittikce coşan bir heyecan - la söyleniyordu: rebilirdiniz? Mösyö Merrit iğbirarın titrettiği bir sesle cevab verdi. Polis âmiri, ekseriya Eşarp banyonun boşalma - deliğini tıkamıştı ,su iki dakikada taştı, geriye —E düşünün. Böyle; zulümden, maznunun # ö yle; » uçsuzluğunu gösteren bu — e . A 5syö mit: yaşar?... ı*:-'b oluyor.. yer, yerinden| —. On dakika mı? diye söyleniyor- GER S 'Almd_ b m- du. Bıhqey:':imck. karımla kavga et- içyada, Karpatlar -İmek, öldürmek, Allah bilir daha lerce insanlar ölüyor... Fakat, niçin?..İneler ::;nıLu'çimenliğin atrefıni d Bu suale, Rusyada, milyonlarca insan laştnak, eve girmek, makası saklamak, arasında doğruca cevab verecek adam |rektar bahçeye dönmek.. ve bütün bun- :::nlı;:'r Avî:::. harb l:ı,“y';ak!p;:l; lıvi(on dakikada yapmak, îyle r:ıi) ryalılar t İâyı:mdk i : harb oluyor. Sebeb?.. (İslâv İttihadı)| — O, ”” eç A yapmak.. Anadolu ve İranı çiğneyip| — Âdi ıd'ımhı saatte 3 millik mesa- jenceli İamraşlan; A bdenize biz kapt fe kateder bir adam olduğunuzu farze- açmak.. İsanbulu ve Boğazları sapte- delim. Koşar adımla bu mesafenin iki idörekk'(Öali Petro) muni teniyedini tuk> mislini katedebilirsiniz; bu şekilde ka- mak; öyle mi2,.. Yalan dostum, ya- meriyeden eve bir buçuk dakikada gi- lan.. banların hepsi yalan.. hepsi de,| debileceğinizi farzetmekte mübalâğa Gdi ve sefil birer bahane... Sizi temin |Yoktur. Bir insanın koşarken düşünüp ederim ki; Rus milleti, —hiç kimse ile|Muhakeme etmesi de mümkündür. E- şey değiliz... Bütün bunlardan mü -| harbetmiyor. Yalnız, (Çarlık): (Rus|vin üst katına çıkmak için de bir da - Te Snalnz, CK GUN kika, sonra çalılığa dönmek için de sizin birinci kata çıkıp, makası alarak Arnold'u öldürmeniz ve muslukları aç- manız için üç dakika kalıyor. Mösyö Merrit, banyo su ile dolarken sizin eli- nizi yıkayıp aşağıya inmeniz için iki dakika daha vardır. Ve bu zaman da Merrit: — Bu, mecnunane bir hareket o - lurdu, diye itiraz etti, Ya polis memu- ru arkasına dönüp de baksaydı? Kent mukabele etti: RADYO Bnglnk Pr;grıın 21 İkinciteşrin 826 İSTANBUL Öğle neşriyatı: İstanbul Gelir ve Para BORSASI 20-11 2 1936 $ 75T.B. 124,15 | © 5 HazineB. 00,40 TBT.B. IK 22,575 | Dahlli istikraz 99, 05 13T.B. TEE 00,00 | Devlet Demiryolları Borçları Lira Kira Ergani 97,00 || Anadolu IveIl4s,00 Bivas Rrsurum 96,7$ || Anadolu M —— 46, 30 tevellit zararlar, yalnız nefislerimize milleti) ile harbediyor. Çarın kükü - münhasır kalsa, belki o kadar ehem .'rıneı'ı. zulüm ve istibdadı devam ettir- ,miyeti olamaz. Fakat biz; servetimi -(maek için; — milleti zorla, kırbaçlarla, zi, mevkiimizi, yaşayışımızı ve niha - arkalarına yerleştirdiği mitralyözlerle | yet, hayatımızı; başkalarının felâketi| pahasına temin ediyoruz... Çarlık, bir “cenderedir. Yüz altmış milyon halk, bu tenderenin çarkları arasında ezilmek» tedir. Bu, yüz altmış milyon halkın varlığı ezildikçe, 0 cenderenin — oluk- farından kan ve göz yaşları akar. Ba “kan ve göz yaşları, bizim servetimir Bir Doktorun Günlük Cumartesi Notlarından — (*) Vücutta toplanan Taşlar Yediğimiz yemekler vücudda tamamile yanamadığı samanlar ötede beride kum ve laş şeklinde teraküm etmeğe başlar, Vücudumuzun lâyikile ihtirakat yapma- masına sebeb bizzat kehdimiziz. Bol yi- yip hiç hareket yapmazsak elbette ki bu korkulan vaziyet hâsü olur. Nitekim ek- seciyetle safra taşları yağlı ve şişman kimselerde görülmektedir. İnsanlar esa- sen, bazı kimsesiz fakirlerden sarfınazar edilirse, umumiyetle çok yemek yemek - tedirler, Bu şerâlt tahtında hareket ve spor da yapmazsak türlü türlü ârızaların meydana gelmesine sebeb oluyoruz de - mektir. Mütadil yeyiniz, çok yağlı ye - mekler yemeyiniz. Yemekten sonra ve boş zamanlarınızda nçık havada yürü - yünüz Yürümek herkes için, ber yaş için çok elverişti güzel bir spordur. (*) Bu notları kesip saklayınız, ya - but bir albüme yapıştırıp — kolleksiyon yapınız, Sıkmtı zamanınızda bu notlar bir doktor gibi imdadınıza yelişebilir. ——— cebren harb meydanlarına sürüyor... Deniz dalgaları gibi birbirinin arka » sından sürülen Rus alayları; topların, tüfeklerin, mitralyözlerin kâhir ateş - leri altında erim erim erirken. Mosko- va saraylarında, haşmetlüâ Çar hazret- lerinin ve Çarlık asilzadelerinin çılgın ve sarhoş raks âlemleri, bütün Çarlık & ülkesini sarsıyor. ; Emmanın gözleri, daha fazla parli- yor.. olgun göğsü, daha büyük bir he- yecanla kabarıyordu. a Cemil, bir an bile gözlerini Emma - mın gözlerinden ayırmadan onu din - liyordu. Ve dinledikce, bu genç kıza İlkarşı kalbinde bambaşka bir his uya- myordu... Artık Cemilin nazarında, Emmanın eti, derisi, kemikleri, o ne- fis cilcli;in rengi, çılgın hisler ve hul- yalar veren gözlerinin sihiri; bütün bunlar silinmişti. Artık Emma; beşeri hisleri ve sâkin şehvetleri kırbaçlıyan, insanın kalbinde çılgın ihtiraslar uyan- dıran o şakrak, o fettan, o çapkın kız değildi... O, yuvasına ve yavrularına 'tecavüz eden düşmana karşı (dişlerini gene bir dakika koyalım, havuz ba - şından kameriyeye iki dakikadan az bir zamanda gidebileceğinize göre karı - nızla kavga edip onu öldürmek için geriye beş dakika kalıyor. Merrit: — Fakat, ben bu sür'atle bu kadar uzun müddet koşamazdım, diye bağır- Kent sordu: — Geri dönünce suya atıldınız de- mi? Biçki motörünün töf-töfü ile ara 8- ra inkıtaa uğnyan küçük bir sükünu müteâkıb Merrit: — Benim suya atılmamla, bu işin ne alâkası var? diye bağırdı. Teğmen: üz terlemiştiniz, nefes ne- feseydiniz, suya atılmak heyecanmızı başkalarından gizlemek için mükem- mel bir vasıtaydı, dedi. * Yeniden bir süküt hüküm — sürdü. Merrit ba defa bu sükütu bozmiyâ ça- hışmadı. Hendriks ile Milano gayri şu- uarf bir hareketle ona doğru birer adım Kaadıvıneuı 12,30: Piâkla Türk musikisi, 1250: Hava, dik, 13,05: Plâkla hafif müzik, 1328: Muh- |Pş, telif plâk naşriyatı. Akşam neşriyatı: 1820: Plâkla dans muzlkisi, 19,30: Diyaloğ: || Bedia ve Vasfi Rıza tarafından, 20: Cemal Kâmil ve arkadaşları tarafından Türk mu - || Siklsl ve halk şarkıları, 20,80: Müzeyyan ve arkadaşları tarafından Türk musikisi — ve halk şarkıları, 21: Orkestra, 22: Plâkla solo- lar, 2230: Havadis, BUKREŞ 16: Askeri bando. 1648: Orkestra. 17.15: Hafif müzik, 1415: Caz. 20465: Haberler. BUDAPEŞTE 18: Şarkılar, 219; Macar halk şurkiları. 19. 45: Tiyatro. 20.30: Budapeşte orkestra kon- Beri. 22.20: Daas havaları. 23: Plâk neşriyatı. PRAG 16.35: Tiyatro. 19.15: Muhtelif havalar, 19. 45: Müzik dersi: Halk şarkıları. 205: Orkes- tra, 2046: Brno'dan nakil 2215; Plâk meş- in | Dolar " Frangi 17,1525 İ| Liret Krş. 20 V. Frangi 110,00 125,! 61$8, 1 Mark 20 Drahmi 30 Leva Bu gece nöbetci olan cezaneler yunlar * üır : 19.15: Chopen'den, Lizrt'den, Çayokoveki'den parçalar, 2010: Viyana melodileri. 22.20: Şar- kılar. 2315: Dans muüsikisi. VARŞOVA ET: Muhtelif havalar. 1080: Hafif müzik. 2i: Senfoni orkestra. 23.30: Dans plikları. Xarınki program ve tırnaklarımı göstermiye başlıyan za-| — Bize bu cinayette başka bir âmil bu rif bir (ejder) haline gelmişti. lunabileceği fikrini telkin ettiniz, bu Cemil; derin bir takdir ve hayretle|âmil! menfaattir. Fakat cinayete inti - onu dinlerken, kalbinde bir üzüntü his-|kam bissinin âmil olması ihtimali, her setmişti. Emmanın pek müfrit hissi-(iki cesed üzerinde de aymı tahribatın yata kapılarak hakikatı tamazile gö -İneden yapılınış olacağını daha iyi izah remediğine hükmeylemişti. Onun için,|etmektedir. Diğer taraftan siz her iki Emmanin sözünü kesmişti: cinayeti de yapabilmek imkânına mâ « — Pardon, Prenses Emma... Bütün |lik idiniz . Rus azilzadelerine hücum etmekle mü-| — Mösyö Merrit; hirce bir hataya kapıldığınızı zannedi-| — İmkânına mı? diye söylendi. Fa- yorum. ğ kat ben bu zemin kalından hiç ayrıl - — Neden?... , (Arkası var) |mamıştım. Bu vaziyette Mösyö Ar - SA ai y Öçek e İça ” DB A n h < 2t İkinciteşrin 936 İSTANBUL Öğle neşriyatı : 1230: Plâkia Türk musikisi, 1250: Hava- dis. 13.05: Plâkla hafif müzik. 19.25: Muhte- lif plâk neşriyatı. Akşam neşriyatı : 1830: Plâkla dans musikisi. 19.30: Konfe- tans; Suat Derviş tarafından. 20: Bolma ve arkadaşları tarafından Türk musikisi ve hallı garkıları. 2030: Sadi ve arkadaşları tarafın- (dan 'Türk muzikisi ve halk şarkıları. 21: Or- kesiza. 22: Plâkla sololar. 2280: Ajans ve borsa haberleri. BZ riyatı, 2330: Kuzak orkestrası. aa . 16.35: Plâk neşriyatı. 18: Viyana şarkıları. Galatadu : (Hüseyin Hümü. Hasköydü' (Nisim Aseo). Kasampaşada : (Rtley ” yedi. Merker aühiyede : (Della Südü Get). Kadıköy Zöğütlüçeşmede : Osman). Üsküdar İskelebaşında :