6 Sayin Ka Amerikada çıplak lar yüzünden çıkan rezalet Herkesin kahkahalarla e v ©e güldüğü bir dava * * *& Çıplakların resmini alan bir gazeteci filmi ban- yodan alamamış, bu yüzden dava çıkınca filmi seyreden hâkim derhal müsadere kararı vererek filmi evine yollamış, bunun üzerine hâkimi de mahkemeye çekerek mahküm ettiler Amerikada intişar etmekte — olan New-Yorker gazetesi garip bir dava- dan bahsetmektedir. Yazıyı aynen a - şağıya dercediyoruz: «Bir hâkim aleyhine, verdiği ka - rardan dolayı dava açılamaz diye u - mumi bir kaide varsa da Stephen Ho- lish isminde bir genç, kendi aleyhinde karar veren bir hâkim hakkında dava açmış ve ortaya attığı dedikoduyla Nevyorku birbirine katmıştır. Dünyanın hemen her yerinde ol - duğu gibi Nevyorkta da çıplaklık mez- hebine, sâlik olan insanlar vardır. Bun- lar her sene bir. yerde — top- lanarak kamp kurarlar ve bu kam- pin duvarlarından içeriye ancak çıp- laklar cemiyetine mensub olan insan- lar girebilirler, tabii olarak kendilerin- den olmıyan insanları içeriye almaz - lar. Holish ruhen maceraperest bir genç olduğu için, buraya girmek, ve çıp « laklar kapmının esrarlı safhalarinı öğ- renerek gazetelere yazmak, bu -un—_tle de gazetecilikte kaybetmiş ol İ barını tekrar kazanmak istem Evvelâ cemiyete resmen m etmiş. Fakat gazetecilikle i gu anlaşılınca kabul edilmemiş. lish bunun üzerine bir müddet daha beklemiş, ve o sırada Nevyorktan Av- rupaya gitmiş olan bir cemiyet men - subuna kendini benzeterek kampa da-| hil olmağa muvaffak olmuş. Holish çıplaklar kampında 15 gün durmuş ,bu müddet zarfında şâyânı dikkat hâdiseler hakkında bir taraftan not alırken diğer taraftan da tedarik ettiği ufak bir film makinesile çıplak- ların kamptaki hayatını gizlice filme almağa muvaffak olmuş. Kampta nüfuz sahibi ve şöhretli si- malar varmış. Sokakta burnunun u - cunu bile göstermiyen bir, takım kadın- ların yaz günleri kamplarda, ve kocala- tından habersiz olarak çırılçıplak do - laştıkları bu filmde görülmüş, nice ai- le kızlarının bu mezhebe sâlik olduk - ları anlaşılımış ve nice banka memur - larının senelik mezuniyetlerini nere - lerde geçirdikleri tavazzuh etmiş. Holish filmi çektikten sonra, banyo, ettirmek üzere Eastman müessösesine vermiş, Bir kaç gün sonra filmi alma- ğa gittiği zaman daha hazır olmadığı söylenmiş. Holish bir kaç kere gidip geldikten sonra da nihayet kendisine: — Film bozuk çıktı cevabı verilmiş. Holish filmin bozuk kısımlarını is- temiş, fakat onu da alamayınca, mah- kemeye müracaat ederek Eastman mü- ———.©-—— ŞLERİ zur bulunmasa kendisini derhal isti- yeceğim. Ne yapacağımı Bana bir akıl öğretir misiniz? GÖNÜL İ Bir müşkül Karşısında Kalan genç — Henüz 20 yaşımdayım. Haya - fta yeni alıldımı Son aylar içinde Büyükçekmecede bturan genç bir kızı sevmeğe başladım. O da hana karşı ayni hisle mütehassis.. Evlen « mek istiyoruz. Fakat kanuni bir se- bep bizi bu emelimize kavuşturamı- var, Ben İzmirdeyim, o İstanbulda.. Sön günlere kadar mektuplaşıyor - dük. Fakat birdenbire mektupları kesildi. Ne oldu bilmiyorum, merak içindeyim. İmkân olsa, kanuni mah- durmak mecburiyetindesiniz. Genç gazeteci Hotishe essesesine yıkanmak üzere tevdi et - miş olduğu filmin gasbedildiğini söyle- miş ve mahkeme huzuruna çıkmışlar. Eastman da çıplaklar klübüne dahil özalardan biri imiş, Bu filmin meydana S |çıkmasını mahzurlu görmüş ve bir çok ailelerin saadetini yıkmaktansa mah - kemeye düşmeğe karar vermiş. Hâkim kararını vermeden evvel fil. mi görmek lüzumunu hissetmiş ve bir İgün ehli vukuf tâyin edilen kimselerin |önünde, film gösterilmiş. Hâkim çıplaklar diyarının ahnelerini açıkca gösteren bu filme bayılmış, ve filmi şahsoen müsadere et- İmeğe niyetlenerek © yolda bir karar miş, Holish filmi Eastman'ın elinden kurtarayım derken hâkime kaptırınca fevkalâde asabileşmiş ve hâkimin vazi- fesini suüstimal ile gasb davası açmış- tır. Hâkimi muhakeme eden yeni mah- keme onun evinde bulup çıkarttığı fil- mi kalabalık bir ehli vukufa göster - miş, ve tabil gerek gazetelerin neşriya- tı ve gerek filmin gösterilmesi yü den, çıplaklar cemiyetinin bütün mâ - hiyeti meydana çıkmıştır. Filmde görülen kimselerin isimleri bir mecmuada neşredilmiş ve bu ha- vadis bomba gibi patlıyarak bir takım yıkılmasına, bir çok genç kızların nişanlarının bozulmasına se - bep olmuş, Holish de sahtekârlık yapa- tak girmeye mezun olmadığı bir yere girdiği için — hakkında takibat yap.- mağa başlanmıştır. Çıplak insanların filmini kendi şah- sı namına müsadere eden hâkim iki buçuk sene hapse mahküm olmuştur. n- ailelerin —. İzmir: M. E. * şaşırdım. Kanuni mahzur karşısında bittabi Mu - haberenin kesilmesinin her halde mühim bir sebebi olacak. Madem ki aranızda mütekabil bir sevgi devam edip gitmiştir, onun birdenbire siz- den yüz çevirmesi çok ehemmiyetli bir sebebe mebnidir. Belki de alâ - kanızı ciddi addetmemiştir. Yapaca- ğınız en makul bareket kendisine bir mektup yazarak evlenme tekli- fini tasrih etmek ve alacağınız ce - vaba göre hareket etmektir. TEYZE vermiş, ve filmi kendi evine gönder -|"" SON POSTA Cumhuriyet âbidesi rnın hj_'“!m 7— ı 4 Üç yüz kırk yedi meşhur adam tarafından tutulan hatıra defteri İlk çelengi kim koydu? - Sekiz senede kaç çelenk kondu? - En çok çelenk koyan millet hangisi? - En büyük çelengi kim koydu? - Çelenk koyan Krallar, Şahlar, Reisi Cumhurlar kimlerdir? - Çelenkten başka neler kondu? - En çok çelenk konulan gün - Konulan çelenkler ne yapılıyor? Si Bilmem içinizde, roman kahramanla- rı gibi birer hâtıra defteri tutanlar var mı? Onun, yani Tak simdeki Cumhuri « yet âbidesinin bir hâtıra defteri var- dır. Fakat Taksim #bidesinin — hâtıra defteri, hayalperest kızların — maruken kaplı ufacık defter- cikleri gibi cepte de ğil, banka direktör- lerinin evrak çanta- ları gibi kolukta ta- şırayor. Çünkü âbi- denin, yaldızlı, ma- ruken kaplı hâtıra defteri de kendi hey betile — mütenasip ! Hâtıraları başkaları tarafından — tutulan âbidenin meşhur def teri, merasim günle ir çıkarı- " Ve âbideye çe- oyanlar, o def ygularını ya. r, imzalarını a- İi gün, âbi- hâtıra defteri Bir genç kızm hâtı- ra defterini, — bir genç âşığın sevgilisi ne yazdığı mektup- ları okusam, daha fazla keyiflenemez- dim!, Cumhuriyet âbidesinin hâtıra def|, Romenlergen sonra, fazla çelenk ko- de neler yok yarabbi? Kimlerin | yanlar sırasile Yunanlılar, Fransızlar imzaları yok! Mübarek, sanki hâtıra | ve İngilizler! defteri değil, muhtelif müverrihler ta- En büyük çelengi kim koymuş? rafından yazılmış bir tarih kitabı! Defterde, âbideye konulduğu yazılan İlk çelengi kim koymuş? 928 yılının |hemen bütün çelenklerin başında «emu B Ağustosunda resmi küşadı yapılan â-| azzam», «büyük», sıfatları var. Fakat |bide sekiz yaşında. Açılış merasimin- | dikkatli bir mükayese neticesinde mey | den iki gün sonra Zafer bayramında 0o- | dana çıkıyor ki, 347 çelenkten en büyü- Enun dibine ilk çelengi koymak, Muhid- | ğü, 26 Teşrinievvel 929 da İstanbula Pdin Üstündağa nasip olmuş, Zaten, Cum | gelen İngiliz filosü kumandanı Fred- huriyet âbidesine en çok çelenk koy- | rik tarafından konulanmış. Çünkü def- ma rekoru da onda, Belediye Reisi, va- |terde yazıldığına göre, bu hakikaten li, ve nihayet fırka reisi sıfatile onun | muazzam çelenk bir manga İngıliz bah bu sekiz yıl içinde, bayramlarda, ve |riyelisi tarafından güçlükle taşınabili- başka vesilelerle belediye, vilâyet ve | yormuş! fırka namı ideye kayduğu çelenk- Çelenk koyan Krallar, Şahlar lerin sayısı elliye yakın! Reisicumhurlar İ Âbideye kaç çelenk konmuş ? Âbideye çelenk koyanlar arasında, Üşenmeden saydım. Âbideye bugü- |sade her milletten değil, her yaştan, ne kadar konulan çelenklerin yekünu we her meslekten insan var, Hâtıra def 347... Anlaşılıyor ki, bütün bu çelenk- | terini kıymetlendiren isimler arasında, ler orada bırakılsaymış, bugün Cum- | İngiltere Kralı Sekizinci Edvardın, İ- huriyet âbidesi, çiçekten - bir dağ altın- |ran Şahının, sin, Venizelosun, da kaybolacakmış! Çaldarisin, Titüleskonun, Gömböşün, En çok çelenk koyan millet ? İran Hariciye Nazırı Fürugi Hanın, Yu Âbideye çelenk koyan değil, koyma- göslav ı!ar'ı'ciyı“llııırının. İtalya Kra- yan milletler sayılı. Çelenk koyanlar a- | n yeğeni Dük Dankonun, Bulgar rasında Hintliler, Çinliler, Japonlar, Başvekili ”uşanofun. Am"'ff_' erldm Almanlar, Yunanlılar, Fransızlar, Rus- hı:'lb-lye Ot General Arthur'ün imzala lar, Amerikalılar, İtalyanlar, Yugoslay- |'! da var llar, Romenler, İngilizler, Macarlar Su- Çelenkten başka neler konmuş? riyeliler, Misırhlar, Lübnanlılar, Er -| Âbideye sade çelenk değil, bayrak, ’meniler,Bulgırlır, İsviçreliler, İranlılar | buket koyanlar da olmuş. Hattâ, Yu- Iraklılar, hattâ Jamaykalılar bile var.|nan Festival heyeti, âbideye konulmak Beynelmilel Kadınlar kongresi İstan- |üzere Yunanistandan süreti hususiye- bulda toplandığı zaman Jamayka mu- | de bir defne dalı getirtmiş ! rahhası da âbideye bir çelenk koymuş. En çok çiçek konulan gün? Fakat âbideye en fazla çelenk koymak| — Abideye en çok çelenk konulan gün, |fırsatı Romanyahlara »nasip olmuş.|3 Temmuz 935 tir. O gün yapılan bü- Hâtra defterinin hemen her sayfasın- yük deniz bayramı münasebetile âbi- da, Römen izcilerinin, Romen üniversi-|deye, deniz kurumları, ticareti bahri- telilerinin, Romen bahriyelilerinin, Ro| ye müdürlüğü, denizyolları, Akay, Şir- men doktorlarının, Romen diplomatla-| keti Hayriye, Liman, Rıhtım idareleri, rının - ziyaretlerinden — bahsolunuyor. | kılavuzlar, ve kaptanlar tarafından ko- Belli ki geçen yıl Romanyada İstanbula | nulan büyük çelenklerin yekünu elli gelmiyen az insan kalmış! bir. Defterde yazıldıği na göre, o gün, kü* nulan çelenkler, âbl denin — etrafındakl yolları kapatmış. Deniz bayramın * dan sonra, onuncü l, ve Montrö feransları geliy Onuncu yıl mera* siminin yapıldığl gün, âbideye tam #7 çelenk konmuş. Motl trö zaferi münasebi tile yapılan mera * simde, konulan çe“ Jenklerin yekünu dâ 34 ü buluyor! Hâtıra defteri kis min eseri ? Hâtıra defteri tuf mak fikri, Be yoğlu« nun değerli kayma* kamı Daniş tarafın: dan ortaya lmı$ş ve onun tarafındali tatbikıma başlanıl « miş, Defterin tutu* luşundan evvel kos nulmuş olan çelenl lerin listesi de, gaze telerden çıkarılmış. Âbideye çelenk kös yan ilk ecnebi, Le< histanın Lov adında ki Ticareti bayriye gemisinin kumandâ Diymiş! Âbideye KÖ nulan son çelenk, eV velisi gün Ankaraydı taşınan Mülkiye | mektebinin. Deftere deki son imza daâ;| Mülkiye Mektebi müdürü Mehmet B gnin tarafından atılmış! _Knnıılııı çelenkler ne yapılıyor? Âbideye konulan çelenkler, solmayâ başladıkları zaman, bahçeler müdirl” yetine gönderilmektedir. Orada, çelenl Jerin yazılı kordelaları, hâtıra olarali saklanılmakta, çelenklerin iskeletlerin” den istifade olunmakta, ve solmuş Çİ“ çekler de bittabi atılmaktadir. Abide bekçisi neler anlatıyor ? Beyoğlu Nahiye müdürlüğünde mü" hafaza edilen defterden topladığım Jarı cebime indirdikten sonra, muhatâ” bımdan, âbide bekçisinin adresini öğreti Bekçi Ayaspaşaya sapan tramvay yf yerde, âbideden belki ol bir kulübede oturuyormu$ Ben onu, kulübesinde bulamadım. Âbi* denin civarında rastlayabileceğimi sd” gBuyordum. Fakat karşılaşsak ta, — ke sini nasıl tanıyabilecektim? Bir bahçi” van kılığında mıydı? Bekçi esvabile dolaşıyordu? Yoksa alelâde kıyafetli miydi ? Bunları düşünürken, âbide bekçisifi meydana çıkarmak için mükemmel bif çare buldum: Derhal âbide civarındal Aalçak paymaklıkların içine atladım, vi parterlerdeki çimenleri çiğneyerek, Çİ* çekleri koparmaya başladim. O sıradi hakiki bir çiçek hırsızının kalbini duf” durahilecek kadar korkunç bir nâra bf na, Denizkızı Eftalyanın sesi kadar cü* zip geldi. Tahminimde yır.ılnı:ım:şum: Âbide bekçisi olduğundan şüphe ede” miyeceğim bir adam, arkamdan «' avaz haykırıyordu: — Hey... Düşman bostanı mı orasf yahu? Ne yolup duruyorsun? Döndüm, ve gülerek bekçiye sokul” dum: — Maksadım seni meydana çıkar * maktı ! ©O maksadımı anlayacak gibi görül” (Devamı 12 inci sayfada)