——— raaz -SON POSTA Cemil birdenbire kadehini kavradı son damlasına kadar içti, sonra asabiyetle “ — Anna, bana bir daha o kadınlardan bahsetme... Seni onlara tercih edıyorum ”» — Hayır.. ağrısı veriyor. — Fakat, Her kumandan.. kontesle pronscsler “hökkmda * verdiğiniz 'hü - kümler biraz” mübalâğalı değil mi?.. — Ben, böyle gördüm. — Demek ki.. - hiç biri, hoşunuza gitmedi. — Hoşuma gitseler, Gitmeseler, ne olacak?.. nim aramda o kadar geniş bir ayrılık var ki... — Ah.. siz, çok garib bir adamsı - nız, Her kumandan... Herkes onların &n küçük bir ikilatına nkil olmak i » Şin... — Herkes mi?.. desene. — Nasıl?.. Budalalar mı?.. Bakı - nız.. biraz evvel Moskovadan — gelen misafirler.. bunlar, Çarlığın en yük - sek.. en mümtaz.. istikballeri en parlak şahsiyetleri... Bunlar, prenseslerin et- rafında pervane gibi dolaşırlar... Hal- buki siz.. ne kadar tuhaf... Cemil, birdenbire önündeki kadehi kavradı. Bir hamlede, son damlasına kadar yuvarladı. Ve sonra kadehi asa- biyetle masanın üstüne koyarken: — Anna.. bana, bir daha o kadın - lardan bahsetme... ediyorum . Diye bağırdı. kâfi.. Fuzla şarab, baz ne olacak?.. Onlarla be- budalalar, Şuna; Seni, onlara tercih * Şarab, tesirini icra etmişti. Cemil; o geceyi, her türlü düşünce- âde, derin bir uyku içinde ge - Sabahleyin; kırlara çıkan ineklerin karmakarışık çan sesleri odasının cam- larına çarparken gözlerini açmış.. dir- seğini yastığına dayıyarak kalkmış.. şarabın ve uykunun tesirile yanakları büsbütün kızarmış olan Annanın yü- züne bakmış: — Hani, ben de az budalalardan de- gilim, haaaa.. dün, onlardan gördüğüm iltifat üzerine garib hülyalara kapıl » dım. Gece de, hiç lüzumsuz yere ço - cuklaştım... Onlar, alışmışlar, böyle bir alay düzgünlü, pudralı, kordonlu, sırmalı saray maakaralarına.. benim gibi, kaba saba'bir askeri ne yapsın - lar?.. Dün bana gösterdikleri samimi- yet, pek tabit idi. Kim bilir.. belki de, beril. Kiçetikgdıkİsr Sein Bo bağdr tokr Hfsizce hareket etmişlerdi. Bundan derhal manalar çıkararak bir takım ol- miyacak hulyalara kapılmak., — sonra da, onların candan ciğerden bağdaş - bekekaser ae rence aekaerenneni Bir Doktorun : Günlük Notlarından Gözler ve Gözlükler Bazı kimseler ökürken ve yazarken baş ağrıları duyarlar. Hattâ bir müddet ça - lıştıktan sonra gözlerinde de yorgunluk himederler. Bu gibiler derhal gözlerini muayene etlirmelldirler, Uzak görmek için gözlük lâzım olduğu kadar yakını görmek için de, bazı kim- için gene gözlük takmak İcabeder. Gözlerin kuvvetini muhafaza için gözlük kullanmak elzemdir. Uzak ve yahud yakın gözlük kullananlar yılda bir kere göz doktorlarına gözlerini ve gözlük numaralarını kontrol ettirme- leri muhakkak icabeder. Aksı! halde göz, lerini bozarlar ve büsbütün kuvyetten düşürürler, Cumartesi — €) n ,, diye bağ bağırdı. Jtıkları misafirlerini kıskanmak.. bu; |budalalık değil de, nedir?.. Kendine gel, Cemil efendi. Bak şu Annaya.. a- limallah, karpuz gibi köylü kızı. Hem de; kendini yüksek görmiyen, insanla alay etmeyi aklından geçirmiyen - saf bir köylü kızı... Senin neyine yetmi - yor, a Cemil efendi. Diye düşünmeye başlamıştı. Kararını vermişti. O gün, şatoya gitmiyecekti. Akşama kadar, şurada burada vakit geçirecekti. Anna, uyanmıştı. Gözleri, birdenbi- re Cemilin gözlerile karşılaşınca: — Gud morning, Her kumandan. Diye bağırmıştı. Ve sonra, saf bir neş'e içinde söylenmiye başlamıştı: — Hadi; ders yapalım, Her ku - mandan... Buna ne derler?.. — Tavan, — Buna? — Masa.. — Buna?. — Yastık, — Buna?., — Yorgan. — Buna?.. — Dudak. — Buna?, — Çenenin ucu, — Ya, buna2, — Gerdan.. — Gidi.. gadı.. gidi.. gıdı te — Anmat.. — Her kumandan. — Sen, çok iyi bir kızsın. — Fakat siz de, erkeklerin en iyisi- siniz. — Yaaa., demek benden hoşlanı « yorsun, öyle mi?... — Haşlanmak mi?.. Bu kelime kâfi gelmez, Her kumandan... Eğer ara - mızdaki mevki müsavi — olsaydı, ben hislerimi başka bir kelime ile ifade e - derdim, —E. ediver, Bakalım... Meselâ, ne derdin?.. — Meselâ, mı?.:Meselâ, olduktan hiç çekinmeden söylerim.. ben, sizi seviyorum; derdim. — Ocol... — İşte bakınız... Benimle eğlenmi- ye başladınız. Tabii.. çünkü ben.. nihayet bir hizmetciyim.. halbuki siz... Cemil, eliyle derhal Annanın ağzını kapadı. — Müsterih ol Anna.. ben, — hiç kimse ile eğlenmeyi aklımdan geçir - mem. Bu sözlerini tuhaf karşılayışı - mın sebebi şu ki.. artık ben, sevilmek- ten korkan ve kaçan bir insanım, Çün- kü...... * Öğleye doğru, bir Kazak çavuşu gel- miş; Cemile şu mektubu getirmişti: (Aziz dostum Cemil bey; Kontes Olga hazretlerinden şimdi ——— ——— — “ Son Posta ' ;; Nin zabıta romanı : 23 -DÖRTilEe YEDİ Yazan : Hugh Austin Genç kız yerinden kalktı, Mösyö Arnold içki takımı ile geri döndüğü za- man onu yerinde bulamıyacaktı. Bu- nunla beraber genç kız da susamıştı, fakat bir bardak soğuk su, bir banyo ve biraz da dinlenme şüphesiz kendi- sine yetişirdi. Esasen Madam Arnold'un arka - sından gitmekte istical göstermemesi kendisinin de teselliye, düşünmeye, nefsi ile başbaşa kalmıya muhtaç ol- masından ileri geliyordu. Zira Nor - man Lang bugün ona bir tek tatlı kelime söylememişti. - * Genç kız merdivenin ilk basama - ğiına ayak basmıştı ki Norman Lang'- ın kendisini tâkib etmek üzere ayağa kalktığını gördü. Ona doğru döndü. Delikanlının yüzünde bir heyecan e- seri arıyordu. Bulamadı. O, polisin geldiği dakikadanberi takındığı ağır, çatkın simasını el'an muhafaza ediyor- du. Her hangi bir kadına hitab ediyor- muş gibi dalgın bir şekilde: — Odanıza mı çıkıyorsunuz? diye sordu. Genç kız da soğuk bir sesle cevab verdi: — Evet, odama çıkıyorum. Delikanlı neş'esiz neş'esiz söylenmi- ye devam etti : — Cinayetin dışardan gelen birisi tarafından yapıldığı sabit olmuş gö - rünüyor. Genç kız içinden, delikanlı bu müta-|>2 leayı söylemek için mi kendisini tâkib ettiğini düşündü: Öyle olması da işleri düzeltmiye kâfi değildir, diye cevab verdi. — Hayır, elbette kâfi değildir. İs - kandal denilen şey gene çıkacak ve bi- zi türlü türlü şüphelerin altında bırak- makta devam- edecektir. Şirketimizin tamamen mahvolacağı muhakkaktır. Esasen işlerimiz iyi gitmiyordu. Genç kız: — Ha! diye söylendi. Sizi her şey- den fazla bu nokta meşgül ediyor öy- le mi? Merdiveni çıkmakta devam edecek- miş gibi bir elini parmaklığa dayadı. — Jan, böyle bir düşünce size agı gelebilir ? Genç kız delikanlının ne söylediği- ni anlığıadm evvel merdivenin iki ba- samağını daha çıktı. Bir saniye sonra geri döndüğü zaman da Norman Lang n uzaklaşmış olduğunu gördü. Hem hayret etti, hem de teessüre düştü ve merdiveni çıkmıya devam etti.Delikan h acaba onun sadece paraya ehemmi- yet verdiğini mi sanıyordu. Halbuki evlenmelerinin biricik mâni bilâkis genç kızın delikanlıyı sadece paraya bir emirname aldım. Sizi, Moskova -| düşkün sanması değil mi idi? De - dan gelen güzide misafirlerine takdim (mek ki, zengin olmıya çalışan bir a- 'etmek ve öğle yemeğini de beraberce| damla evlenmektense esasen zengin yemek arzusunu gösteriyor; ve sizi & bir adamla evlenmenin daha iyi oldu- vete beni memur edıyor Bu Kİğunu söyliyen babasının bakkı vardı: fırsatı kaçırmamak için, lütfen hazır Delikanlı ona nasıl olup da bu şekilde bulununuz. Bir çeyrek sonra arabamla | bitab edebilmişti? Doğrusu bu taham- gelerek sizi alacağım. Neş'eli bir gün | mül edilir şey değildi. wm&ımkh* Madmazel Patton omuz silkti ve bu hürmetlerimi teyid ederim. hâdiseyi zihninden silmeye çalışarak Haşmetlü Çar hazretlerinin |Madam Arnold'un odasına teveccüh febri yaveri ve Kazak alayı |etti. depo kumandanı Kaymakam Kapıya vurdu ve içeriden cevab gel- Marki Gorçakof mesini beklemeden açtı. Madam Ar - Cemil, bu mektubu alır almaz, fe-|nold yatağının kenarına oturmuştu. na halde sinirlenmişti: Yüzü kapıya dönüktü. Genç kıza min- — Oh.. ne âlâ... Moskovadan ge » |hettârâne bir bakışla baktı. Sonra yü- len bu sırmalı, koıdoulu züppelere bir |zü bir düşmana karşı koyuyormuş gi- alay mevzuu vereceğim öyle mi.. şey-| bi gergin ve çıtık başını | ıçk pence - 4 uıı-ıııylılamı... (Aıhıııı reye —_____ | _ı— İngilizceden çeviren : Hasnun Uşaklıgil Genç kız ve delikanlı Norman Lang ayağa kalktı ve genç kıza doğru döndü. Yüzünde hiç bir heyecan eseri yoktu Arkasında el'an banyo kostümü var- dı. Jan ona yaklaştı, ellerini onun o - muzuna koydu: — Yatınız, diye söylendi. Kadın yatağına uzandı, gözlerini ta- vana dikti. Jan da onun yanına ilişti. O zaman kadın genç kızın elini elleri arasına alarak parmaklarını sinirli si- nirli sıktı. : $ ; Madmazel Patton kadına bakmak - tan bir çekinme duyuyordu. Gözleri - ni açık pencereden, uzakta bir âğacın yapraklarına dikdi ve'birdenbire çayır biçen motörün yeknasak töf-töfünün bir müddettenberi neden keıılııuı ol - duğunu düşündü. . Bu gürültü sol taraftan, ban-| masre e Bugünkü Program 7 İkinciteşrin 936 “İSFANBUL Öğle neşriyatı : 1230: Plükla Türk musikisi. 1250: Hava- dis, 13.06: Plükla hafif müzik, 13.25; Muhte- Df plâk neşriyatı. Akşam meşriyatı : 18.20: Ambasadörden nüklen varyete mü, || ZİĞİ. 20: Saz beyeti. 2020; Müzeyyen ve ar - kadaşları tarafından Türk müusikisi ve balk şarkıları. 21: Plâkla sololar. 21.30: Orkesira. 30: Ajans havadisleri. BUKREŞ 18: Askeri bando, 17.15: Dunş havaları. 19. || 25: Dans hayaları, 2090: Haberler. 21465: Al- || manya, Bomanya ve Fransa haberleri. BUDAPEŞTE 18.30: Muhlelif huyalar, 10: Orkestra, 20: Tiyatro, 20.56: Haberler, 21,15: Badapeşte or- köstrası. 2245: Dans plâkları. 24.5: Haberler, PRAG M.8: Orkestra. 17.55: Almanyadan nakli. 19.15: Hafif müzik, dans musikisi, 20.15; As- keri bando, 21: Sovyet Rusyadan nakil 22. 15: Plâk neşriyatı. 2230: Dans müusikisi, VİYANA 115: Plâk noştiyatı. 18,15: Kiâsik şarkılar. 19.15: Wagner'den parealar. 20.26: BSivil ve nskerl örkestra. 22.50: Caz havaları. 24: Çi- gan örkestrmn. Yarınki program 8 İkinciteşrin 936 İSTANBUL Ökle meşriyatı : 12.90: Plâkla Türk musikisi. 1250: Hava- dis, 13.05: Plâkla hafif müzik. 13.25: Müuhte- lf plâk neşriyatı Akşam neşriyatı : 18.30; Plükla dans murikisi. 19.30: Konle- Trans: Suat Derviş tarafından. 20: Belma ve arkadaşları tarafından “Türk musikisi ve halk şarkıları. 20.30: Badi ve arkadaşları ta- ratından Türk musikisi ve halk şarkıları. 21: Örkestra. 22: plükla sololar, 22.80: Ajana ve borsa haberleri. TAKVIM Rumt seno 1862 — 1 ci Teşrin | Resmt sene| 25 1988 Hızıt 186 yo salonunun kapalı kapısının arkâ sından geliyordu. Banyo salonu Ma dam Arnold'un odası ile kocasının dası arasındaydı. Her iki odaya da İf pısı vardı. Genç kız Madam Arnoldu yalnız rakıp bırakmamayı düşündü. bir göz attı. Madam Arnold da © bakıyordu, hayır Mösyö Arnold bulf ya gelmiyecekti, kadın da gidip banj odasının kapısını vurmıyacaktı. Koti si tarafından sert bir muamele göf' mekten çekiniyordu. Genç kız odanın penceresinden şarıya bakmakta devam etti. Bu da Mösyö Arnold'un banyo oda suyun musluklarını açmış olduğunu ! şitti. (Arkası var) n Posta © îıhnbul Gelir ve Para BORSASI 6-11 - 1936 Türk Devlet Borçları Lira ci S TSTB 123,65 || & 5 HasineB. 67, )| © TÖT.B. 1121,775)| Dabili istikraz 99,00) S T5T.B. II 00,00 Devlet Demiryolları Boıglıı'ı Lira Ergani 96,75 | Siyas Ersuram 96,75 | | Anadolu Ivell42, Anadolu M 4577 KLira İs. B. Mü. — 8100 | İst Tramvay İ » » Hâ. — 10,00 || Bomontt .| » » Name — 10,00 Ü Terkos Wi | Merkez B.D. 91400 (| A. Çimento — 15f ÇEKLER Brş. İsterlin 615,00 — || 'Dolar | F, Frangi — 17,1475 |Liret | NAKİT | Keş. 20 F. Frangı 116,00|| 1 Mark 269 1 Dolar/ — 126,00|( 20 Drahmi — 284 1 İsterlin — 618,00 || 20 Yeva n4| 20 Liret 130,00 || 20 Ley Borsa Dışında L K. L.'T.K. içif ni 0,79) X) Y Mübadii Bon. 000 09.00İ| Cat » 00 mml Altın 9700 | Mtecidiye Kredi Ponsiye 1880 senesi 1908 | ıstı v Nöbetci Eczaneler Bu gece nöbetci elan eczaneler şunlar dır : ) İstanbul cihetindekller : Aksarayda : (Btem Pertevi. ıumaud (Bırcı hdı) Bakırköyünde: p > » gir Tünüli Düşmüi : Güneilğ F Karagümrükte : (Suad). Kü (Hasan Hulüs, Samatyada : (R Şehremininde : (A Hamdi). şemıdl' şında : (İsmall Hakkı) . Beyoğlu cihetindektler : Galatada : (Hüseyin Hüsali). Hasköf | de : (Wisim Asco). Kasımpaşada : eyved). Merkez nahiyede : (Della 8 Kinyol. Şişlide : (Nargileciyan). simde : (Limonciyan) . Büyükadada : su0. Kaditöy Muhtar). Modada : dar İmrahorda : (İmrahar).