7 Kasım 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

7 Kasım 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İ 5 | | rg y | | | i 5 Saz fa Hergün Pomuk meselesinde Gözönünde 3 Tutacağımız meseleler Yazan: Muhütin Birgen—— smuk bügün ın günlük meselesi P Pamuklu dokumacılik faa - liyetinin Türkiyede «r:ması; fabrika - arın pamuk ihtiyacını ortaya atmış bü- Tun Bilhassa ilk işletme seneleri - nin i açları, belki de bizim rüiu- sumuzün istihlâk kabiliyetlerine göre, gelecek senelerin ihtiyaçlarından fazla olacaktır: Fabrikalar stoklar yapmıya mecburdurlar; hattâ ilk senelerin (ma- İâtı, piyasanın ihtiyaçlarını tanıma - mak - yüzünden, lüzumundan fazla stoklar birikmesi dahi mümkün ola - bilir. Önümüzdeki bir kaç sene içinde Türkiyenin pamuğa ihtiyacı büyük o- Jacaktır. O kadar büyük olacaklır ki memleketin bugün yetiştirebildiği pa- muk, bu ihtiyacın belki de üçte birini örtmeğe bile kifayet etmiyecek ve o zaman dışarıdan pamuk ithali lâzım gelecektir. Her halde daha bugünden pamuk itkali bir zaruret hüline gel - miştir ve bu da düşünülmektedir. * Şu halde pamuk istihsal eden min - takalarımızda ne kadar çok pamuk ye- tişirse bunun Türkiyede alıcısı oldu - ğu muhakkak görünüyor. Eskiden ol - duğu gibi zayıf istihsalihe rağmen, "Türk pamukçusu bü seneki mahsul - den bilfarz şu kadar balyanın gelecek sene mahsulile karışmıya mahküm kal- dığıni görecek değidir. Bunun için, bütün gayretile pamuk ekmesi lâzım geldiğini şimdiden kendisine söyliye - biliriz, çünkü bizzat Türkiyede pamu - Bun alıcısı çoğalmıştır. Türkiye artık dışarı satmıya muhtaç değildir. Türki- ye pamuk ithal edecektir. Daha bu- günden bunun için kazırlık yapıyor. Fakat, burada dikkat edilecek bir yokta vardır: Pamuk fiatı ne olacak? Alüstabsil ile fabrika ne suretle müna- sebette bulunacaklar? Türkiye pamuk müstahsili bugün normal bir istihsal şartları içinde dahi, pahalı istihsal e - der. Bünün için dişarıdan getirilecek pamuğa dayanarak fabrikalar Türk pa- muğunu ucuza almıya çalışmamalıdır, Her fabrika iptidai maddeyi ucuzlat - mıya meyleder. Türkiye pamuk istih- esimi Makale Bıçak, kıl iğ, yalin top, tüfek bir insanı öldürebilir. Fakat fikrinde sabit, inatçı bir adamın fikrini değiş- “tirmeye kâfi değildir. SON POSTA İnsan tarafından ir: lanılan silâhların en müessiri sözdür. Çünkü muhatabı korhan değil, tav- / un yola getirir. Bir adamı ikna için yumruk veya silâh kuvvetine değil, mantik ve mu- hakemeye müracaat etmeliyiz. Yum- rukla kazanılan muvaffakıyet geçici, sözle kazanılanı ebedidir. ( On beş gündenberi Mütemadiyen Aksıran hız Şu resmini gördüğünüz genç kız Margarit Klir isminde bir Amerikalı- dir. Ve on beş gündenberi het iki da- kikada bir aksırmaktadır. Doktorlar ne yapacaklarını, hastayı nasıl tedavi e- salini ucuza maledinciye ve çoğaltın - deceklerini şaşırmışlardır. cıya kadur bizim İabrikalarımız eğer pamuk #inlını mutedil tutmazlarsa, e- ğer müstahsil için faydalı bir müba - yaa usulü kullanmazlarsa "Türkiyede Pamuk istihsali arlamaz. Burnun için fabrikalarımız, bilhassa, Sümer! Banka, yeni devlete: sit olan fabrikalarımız pamuk flatlarını karar- laştırır ve pamuk mübayaa ederken, fiat olarak pamuğa verdikleri paranın müstahsilin eline geçecek miktara çok yakın olmasını temine dikkat etmek mecburiyetindedirler. Aksi takdirde #stihsal artmaz, memlekette sakat bir pamuk siyaseti yapılmış, Türkiye ha - rice pamuk için döviz vermeğe mecbur kalmış olur. * Türkiyede pamuk fiatı beynelmilel fiatm Türkiyeye maliyet esasına nis'- betle yüzde on kadar yüksek olduğu takdirde Türk pamukçusu bundan memnun olacaktir, Ancâk bu fiatın he- men kâffesi onun eline geçmelidir Xi bem o memnun olsun, hem de mili iküsadn ruhu bu çalış ma üsulünden dolayı şikâyet €&- decek bir şey bulamasın. Bu işi Sümer Bank yapabilir. Eğer Sümer Bank kendi fabrikalarile pamuk müs- tahsilleri arasındaki münasebetleri tan- zim ederken ara yerde tavassulun oyun yapmasına mâni olacak bir alım teşki - İâtı vücude getirirse her sey yolunda gider. Aksi takdirde memlekette pamuk istihsalini arttrmak faatiyeti matlüp o- lan faydaları veremez. İzaha lüzum yoktur ki bazı sanayi işinde iptidai maddenin maliyet üzerindeki tesiri çok mahdut kalır. Ve, şeker gibi, pamuk sanayii de bu nevi işlerdendir. Umu - miyetle müstahsili kanlandırmıya her şeyden ziyade muhtaç olan Türkiye, panuk istihsalini bir kaç misli arttır - « maya ve nihayet ihracat yapmıya ka - dar gitmek isterse yeni fabrikalar sa - yesinde buna muvaffak olabilir, Fakst, fabrikaların müstahsile el uzatmaları şartile. Bu el Sümer Bankın elidir. Bu sese devletin olleğeme göre onun İlâve edelim ki, genç kız 13 yaşın- dadır. Kızın ebeveyni, bu aksıma key- fiyetini yaşmın şeametine atfetmekte- dirler. Cenazesinde caz çaldıran adam İtalyalı Luizi Ostrelli seksen yaşın- da bir köylü olmasma rağmen çok neş'eli bir adamdır. Dansa ve hele ca- za karsı büyük bir zaafı varmış, Bir kaç gün evvel Romada ölen bu ihtiya- rın vasiyetnamesi mucibince, cenaze sinde —mabhalle papazının bütün mu- halefetine rağmen— ağır havalar ye- rine dans parçaları, neş'eli havalar ça- lanmış. bir vazifesi fabrika ve sanayi ise, öte“ ki vazifesi de kendi işlerinin sahası da- hilindeki müstahsili ayağa kaldırmak- tır. Ümit etmeliyiz ki Sümer Bank bu- nu yapacak, memleketin pamuk doku- macılığ; ile berabar pamuk istihsalinin inkişafı için kurulmasi lâzım gelen mübaysa usullerini bulmak'a ve kur- makta muvaffak olacaktır. Eğer o bu noktaya dikkat edemez de işi ba- şıboş bırakır, yahut, gayesi müstabsili kazandırmak değil, bizzat bu işten çok kazanmak istiyen bir tavassut teşkilâ- tının vücut bulmasına imkân bırakır - sa müstahsil bundan zarar görecek ve bamuk istihsalini arttırma siyaseti de bundan müteessir olacaktır. İ HERGUN BIR FIKRA | Gemilerin âhı tutar Nüktelerile meşhur olan Adalı Şemsi Molla merhum kat'iyyen sö- zünü esirgemez, yaşadığı devrin bü- yük adamları hakkında, sağımı s0- lunu gözetmeden, ulu orta, nükte- ler, cinaslar savururdu. Bir gün, şiddetli bir lodos hava- da, vapurla Adadan İstanbula ini- yordu. Kendisile birlikte kamarada bulunan zevattan biri, müsahabe zemini deniz tutmasına intikal et- tiği bir sırada : — Acaba, diye sordu, Kaptan Pa- şayı deniz tutar mı? Şemsi Molla, omuzlarını silkip, gür sesile; — Deniz ne diye tutsun? dedi. O- nu tuisa tutsa Haliçte çürüyen ge- milerin âhı tutar! ——* Geyikleri terbiye Eden genç kız Bütün hayvan mürebbileri en zor terbiye gören hayvanlardan birinin de geyik olduğunu söylerler. Oklahoma- da şu resimde gördüğünüz genç kız bu- nun aksini iddia etmiş, büyük ve yaş- lı bir geyiği terbiye etmeğe mgıvaffak olmuştur. Resim genç kızın geyiğe şe- ker verdiğini göstermektedir. Kral Edvardın milli yüzüğü 12 Mayıs 1937 de, meşhur Vesi- mineter kilisesinde, taç giyme merasi- mi esnasında, Kanter Büri baş pisko- posu, Kralın ikinci parmağına, pırlan- ta, yakut ve zümüütle süslenmiş bir altın balka takacaktır. Bu halka, Kra- lın, İngiltereye resmen bağlandığının remzi olacaktır. Bu yüzüğün 90 bin İngiliz lirası kiymetinde olduğu söy- lenmektedir. Aynca hazırlanmakta olan üç taç da, merasim sırasında üç dakika giyil- 126 Dahikada 366 Elma yiyen İşsiz berber Amerikada Pansilvanyada, bir ber- ber işsiz kalmış, müşteriler sökün et» meyince, sinek avlayacağına elma ye- meği münasip görmüş, ve hemen ora- da 126 dakikada tem 368 tane elma yemiş... Sonra da, bitiebi, hastaneye kaldırılmış. Münih birası taş devrinde dahi marufmuş ! Tarih ve istatistik merakına kapılan Alman âlimlerinden Doktor Brickner yeni bir keşifde bulunmuştur. Bu za- tın ifadesine nazaran dünyanın en es ki birası Münih birasıdır. Ve taş dev- rindenberi maruftur. Profesör bu mü- nasebetle söylediği bir nutukta demiş- tir ki: «5000 senedenberi maruf olan bu içki, mamutların, uzun kıllı gergedan- ların yaşadığı devrede tabii olarak var- dı.» Akla gelmiyecek bir zengin olma usulü Amerikada Montana civarında bir adamcağızın her gece yüzlerce tavu- ğa müshil verdiği ve sonra onları kü- mese kapattığı ve sabahleyin de ta- vukların pisliklerini topladığı görül müş. Bunu niçin o yaptığımı bir türlü anlamıyanlar o nihayet işi öğrenmeğe karar vermişler, arkasına adam koy- muşlar ve şunu öğrenmişler: Meğerse adamcağız, | tavuklarını civardaki bir altın madeninin içine sa- lıveriyor, ve ertesi günü de yuttukları altınları bu suretle topluyormuş. Mon- dikten sonra hemen orada kırılacak-|tana'lı çiftçinin bu yüzden zengin ok Muhittin Birgen İtir. duğu temin ediliyor. Ka e e ei an ia, GENE GM rex İ kalayacaklardır. STER İNAN Mektep talebelerinin kahve ve gâzirol, lerinin önüne geçilmesi meselesi tekrar canlandı ve bu maksatla da poliste hususi bir teşkilât vücude getirildi. Bu teşkilâtın memurları gayrimuayyen zamanlarda kahve ve gazinolarda teftiş yapacaklar ve buldukları talebeleri ya- ara devam etme- İSTER İNANMA! Düşünce fena değil, fakat emre rağmen kahveye ve ga- zinoya gitmek istiyen talebe, sırtına Üniforma veya başına kasket geçirmiyeceğine, talebe olduğuna dâir alnında da damga bulunmuıyacağına göre, polis bizzat halktan yar- dım görmedikçe bu tedbirin de fayda vereceğine biz inan- miyoruz, fakat ey okuyucu sen ; İSTER İNAN İSTER İNANMA! kei elite ikna Rejimin muvaffakıyeti E. Talu eçen gün Çubuk barajı... dün; İz- mit kâğıt fabrikası. Son yılar inde, : açılma törenini yapuğımız Bay ırlık ve endüstri eserlerinin ç0” Raldığını iftiharla ve sevinçle görüyo- rUZ. Bunları başaran Cumh G içer et rejimis çalışma” ra dir; onun fasılasız ve fey sıdır; onun, yurdu ve yurddaşlar: hâta, refaha ulaştırmak ülküsüdür. Bu memleketin, eski devirlerde, ay“ ni vasıtalara, hattâ daha da mebzul ©- larak malik bulunduğu halde nasıl bir üvey evlât gibi ihmal edildiğini bilen- Ier, hatırlayanlar pek çoktur. Padişahların bol keseden bağışladık» ları imtiyazlar sayesinde siyasi esaret altıma girmiş olmaklığımız yelmiyor- muş gibi, fena idare ile ihmal ve bol bol da irlikâp ve sulistimal yüzünden, A rüpa piyasasının, Avrupa endüsirisi- nin de tamamen hükmü altına girmiş- tik, Zaruri ihiiyaçlarımızm en ufsğına kadar, hepsini, bize yabancılar yetişti- riyordu. «Türkiyeye mahsus» mal ha- zrlamak ve ihraç elmek için hususi İabrikalar, tezgâhlar tesis edilmişil Nargile gibi, fes gibi, âşure destisi gibi, mangal gibi, İskemle fener gibi mün- hasıran Şarkta kullanılan eşya bile Fransadan, Almanyudan, Ayvusturya- dan gelirdi. Bu, seri ile ikmal edilmiş fabrika asına, ucuzluk ve çeşit iti- barile rekabet edemiyen bizim küçük san'atkârlar birer birer mahvoldular. Büyük mikyasta teşebbüslere ise piri- şemiyondı/k. Beykoz şişe, Yıldız çi, Hereke kumaş fabrikaları gibi bi: teşebbüs fe Avrupanın rüşveti, kaları, dampingi karşısında. iflâsa sü- rüslendi. Helbuki Cumhuriyet rejimi, Yüce şefimizden aldığı hızla, on yılda, bir- çok, eksiğimizi tamamladı, Bugün, bir hayli ihliya kendi müuessesfleri- mizden emin ediyoruz. Yarın öbür gün ise, göyre mühtaç olmaktan artık İamâmen kurtulacağız. Bu, bir rejimin ve o rejimin yüzünü ak etmeğe çalışan temiz ve azimkâr el lerin bihakkın iftihar edilecek muvaf- fakıyetidir. Ven ben, şu yazımı bir tabaka Türk kâğıdına yazabilmiş olmakla, aynca we daha çok iftihar duyuyorum. ni —ş—— amana em Biliyor musunuz? I — Tütün yasağı hangi tarihte ve hangi padişah tarafından şiddetle tat- bik edilmiştir? 2 — 14 yaşında Padişsh olan, 14 se- ne hükümdarlık eden, ve Recebin 14 ünde ölen padişah kimdir? 3 — Ohiyo neresidir? hurdur? Nesile meş- (Cevapları yarın) (Dünkü suallerin cevapları) 1 — Abaza Hasan, Dağlar Delisi, Rum Mehmet, Cennet oğlu, Müsli Ça- vuş Mâan oğlu Fahreddin Osmanlı ta- rihinde «Celâli» ismi verilen isyancı rolünü oynamışlar, yıllarca devleli uğ- raştırmış'ar, memleketi harabeye çe- virmişler ve nihayet imha olunmuşlar- dır. 2. — Genç lâkabı ile anılan İkinci Os- manı vezir Davut Paşa ile Kalender Uğrusu ismi verilen Yeniçeri ağası Ka- lender oğlu öldürtmüştür. 3 — Bugünkü Çekoslovakya Bohem- ya, Moravya, Silezya eyaletlerinde ve eski Macaristandan bir parça ile Rus yadan bir parçadan. müteşekkildir. © Çekoslovaklar General Frankodan muz almışlar Çekoslovakyada bulunan bir kun- dura firması İspanyada General Fran ko ordularına 1,400,000 peçetalık yakkabı vermiş, General Franko ayak” kapların bedelini nakden ödeyemiyer ceği için postalların (yerine gayet W CUZ fiyata muz Vvermeği kabul et* miş,

Bu sayıdan diğer sayfalar: