Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
Bî* m. ŞN aa ee 6 — Sayfa SON POSTA &Ilünyanın en fanı nmış Kadın tayyarecisi Amy MOllison ko LA Kadın tayyareci geçirdiği son kazadan sonra kocasının kendisine karşı lâkayt kaldığını ve bu yüzden ayrılmıya karar verdiğini söylüyor casından ayrılıyor Tayyarecilik âleminde tek başına ha- rikalar yaratan Amy Mollison bundan dört sene evvel, kendisi gibi tayyareci olan Mollison ile evlenmiş, karı koca balayı seyahatlerini tayyare ile birlik- te yaparlarken Nevyorka 57 mil me- safede düşmüşlerdi. Son günlerde, Pa- risten Londraya uçarken gene düşen Amy Johnson burnunu kırmış ve bir kolunu da incitmiştir. Kendi anlatışına göre, Kroydon ha- va yolunun ilk fenerini geçen Amy, sisten dolayı etrafını göremediğinden yarım saat serseri bir halde uçtuktan sonra, müsait bir iniş yeri diye telâkki ettiği bir araziye inmek istemiş, maki- neyi aşağı doğru teveccüh ettirince ya nıldığını anlamış. Etraftaki kalın sis ta bakasından da istediği gibi tayyaresini idare edemeyince düştüğü yerde bulu- nan evlere çarpmamak için fren yap- mış, fakat tayyareyi durduramıyarak kapaklanmış. Uzaktan muhakkak bir facianın vu- ku bulduğunu zanneden iki kişi, düşen tayyareye yetişmişler ve pilot dairesi- nin camlarını kırarak Madam Molliso- nu dışarıya çekmişlerdir. Amy Johnso- nun elbiseleri gazdan baştan başa sır- sıklam bir halde bulunmuştur. Yere düşerken, soğukkanlılığını muhafaza e- den tayyareci kadın bereket versin ki makinesini söndürmemiş bulunuyordu. * Dün gelen gazetelere göre Amy Mol- lison bu kazadan sonra kocasından ay- rılmaya karar vermiştir. Ve bunu da resmen etrafındakilere bildirmiştir. Ayrılmaya sebep kocasının kazadan sonra karısına karşı gösterdiği lâkaydi- dir. Şurası inkâr edilmez bir hakikattir ki, kadın, nerede olursa, olsun, hangi Amy Mollison ve tay yaresi kazadan sonra meslekte yükselirse yükselsin, gene ka- dındır. Bir sürü kaprisleri vardır. İşte Amy Mollison veyahut gene eski ismi ile Amy Johnson tayyaresine, havala- ra âşık, gözü pek bir kadın olmakla be- raber, süs ve eğlence meftunudur da, Vakit buldukça, ve uçmadığı zamanlar dans yerlerine gidip eğlenmeği, kaba- relerde bir iki saat geçirmeği ihmal et- mez. Halbuki kocası Mollişona gelin- ce, o da - karısının aksine - tamamile münzevi bir hayat sürmeyi, ya tayya- resi ile meşgul olmayı, veyahut evın- kalmayı tercih eder. Bundan dolayı da evlendiklerinin üçüncü ayında âdeta biribirinden ayrı yaşayan karı koca, dan sonra, ayrılmaya karar vermişler- dir. Bittabi ayrılmayı asıl isteyen A- mydir. Ve kocasının ihmalcilifinden, bilhassa adam içine girmeğe çekinme- geçmesini söyleyenlere: «Ne yapabilir- dim, nihayet ben de kadınım!» demek- tedir. Borsa para - fiyatları Dün altın borsa haricinde 1010 ku- rüşa satılmıştır. Fiyatlar bir gün ev- velki vaziyeti muhafaza etmektedir. Merkez Bankası İngiliz lirası için miştir. liret 15.0325 Türk Jirası üzerinden muamele görmüştür. Merkez Bankası hisse senetleri ise 92 lirada — açılmış, 93 lirada kapanmıştır. - TEPERİ Semez EEĞ Pa ARaRa — V0 98 İ a h GÖNÜL İŞLERİ Okuyucularıma Cevaplar Torbalıda Bayan (C. M.) e. Ben sizi haksız, kocanızı haklı buluyorum. Sebebini burada anlat- mak mümkün değil, biraz düşüne - cek, biraz da munsif olacak olursa- nız siz de bulabilirsiniz. * Kadıköyünde Bayan Şakireye: Mademki ebeveyniniz bu genç i- le konuşmanızda mahzur görmüş- lerdir, mademki temasınızı kat'iyet- le menetmişlerdir. O halde gizlice onu görmeye gitmeniz hatalı bir ha- rekettir. Alelhusus bizzat delikanlı da sizden emre itaat etmenizi iste- miştir, dinlemelisiniz. Sizin için ya- pılacak şey sevdiğiniz gencin ev ge- çindirebilecek bir hale — gelmesidir. Biraz sabırlı olunuz, * İzmirde Bayan (K. Ayşe) yet 25 yaşında bir genç kız akli me- lekelerine tamamen maliktir, sizi 60 yaşında bir erkeğe vermek iste- dikleri zaman niçin itiraz etmediniz, neden reddetmediniz? Bugün ma- demki 2 çocuğunuz var, erkek şu veya bu halde, kendisine tahammül edeceksiniz. Talihim böyle imiş di- yerek geçip gideceksiniz. Bu dakika için yapılacak bir şey göremiyo- Tum. * Balıkesirde Bay Ahmet Şükrüye: Size bir ay evvel, gönderdiğiniz zarfın içine koyarak cevap yol- lamıştım. Elinize geçmemiş olması- na hayret ettim. Maamafih zar - fın üzerindeki adre, mektup kâğı- dının başına da tekrar edilmişti ve kopyesi de idarede duruyordu. Bu- gün söyledim, çıkardılar, ikinci de- fa olarak göndereceklerdir. TEYZE dört senelik zahiri bir evlilik hayatın- | borsaya 614 - Gİ8 küruş kıymet — ver«| Dolar 0,791150, Fransız frangı 17, | — Birinciteşrin 25 & * EDEBİYAT RÖPORTAJI — Şair ve romancılarımız bu sent bize neler okutacaklar? — N, M Yusuf Ziya, Nurullah Ataç, Etem İzzet, Selâmiİzzet önümüzdeki neşriyat mevsimi Viçin neler hazırladıklarını anlatıyorlar... ı | | | B0 Önümüzdeki neşriyat mevsimi zarfında tanınmış şdir ve muüuharrirlerimizin ne- ler hazırladıklarını kendilerinden sorduk. 19 Birinciteşrin nüshamızda Nazım Hik- metin, Suad Dervişin, Sadri Ertemin, Re- gad Nuri ve Fikret Adilin cevaplarmı yaz- mıştık. Bu ankete bugün de devam edi- yoruz. Yusut Ziya: Orhan Seyfi şapkasını giyip çıkınca, Kurtuluşun Yusuf Ziyaya döndüm. imkânsızlı- ğını anlamış ola- cak ki sormadan başladı: — Yabancı de - ğilsin Kemal, de- di, sana vaziyeti izah — etmeliyim. Orhan Seyfinin söylediği — sözler, birer — hazırlığın ifadesi — değildir. Bu sözler sade arzuları anlatıyor. Bu arzu yıllardanberi bende de mevcut. Meselâ kafamda tamamen ha- zırlanmış bir vodvil var. İstiyorum ki Şehir tiyatrosunu dolduran halk benim kafamda yâşıyan kahramanların ha - yatlarına bakarak saatlerce neşelen - sinler, düşüne düşüne, zevk bulsunlar, /tiyatro salonu kahkahalarla çınlasın. de tayyareciliğe ait kitaplarla başbaşa | Bu vodvilin, mevzuu hazır, tipleri hazır, hattâ, belki inanmazsın, fakat ben söyliyeceğim, perde adedi Ve mec- | |lisleri bile hazır. Hem, hepsi bu kadar da değil, bir de Çergi kızı adında öperetim var. Önün da mevzuu, tipleri, kostüm ve dekor- Jarı, şarkıları hazır. kendisine karşı olan kayıtsızlığından, | Bir de son bir manzum piyes yazmak istiyorum. sinden şikâyet etmekte ve bu işten vaz | mevsimine hazırladığını söylediği Ar- .zulara benzer bir sürü tasavvur da ,benden. İşte Orhan Seyfinin bu neşriyat Öyle ya Kemal Tahir, öyle ya, yaz- —Mmamız lâzım be birader, genç arka -| /daşların bize tekrar küfür etmeleri için fırsat verecek mevzuler ister, Ne ,dersin. * Nuarullah Ataç : Ayaktadır. Arkadaşlarına : — Bana bakın diyor, Fransız Halk . Cephesi hüküme- ti Miralay Laro- | kuün — heykelini yaptırıp her tara- fa diktirmeli. $ * — Aman ne - - den? diyorlar. — Öyle komik öyle kepaze bir herif ki, sağ ideo- lojileri kepaze et mek için para ile adam arasalar o - nu1 kadar bu işte muktedir, becerikli şaklaban güç bulurlar. Bır fırsatını düşürüp : — Üstadım, diye sordum, neler ha- zırladığınızı söyler misiniz? — Madam Buvariyi tercüme ediyo- rum, Her ay bir mikdar çıkıyor. Belki onu kitap halinde bastırmak kabil ola- caktır. - Ondan hiç şüphesiz çok daha değerli olan (Kırmızı - Siyah) ın tercümesi — Hepsi bu mu ? — Bir de makalelerimi kitap halinde toplamak dünyada en çok istediğim şey dir. Ama her neşriyat mevsimi tazele- nen bu emelimin, ömrümün sonuna kadar tahakkuk edeceğini sanmıyorum Bu sözlerimden ben öldükten sonra onları toplarlar, demek istediğim anla- Şılmasın, o zaman hiç arayan olmaz. Üştada teşekkür edip ayrılırken dü- gibi gazete sütünlarında kalmıyacak. ,şünüyorum: Nurullah ÂAtaç samimi bir adamdır. Onun çok samimi ve çok hak- hı tenkitlerine karşı cevap bulamıyan- |lar dalrma «eser vermemiş bir admın münekkit olmağa hakkı yoktur.» di - ,yorlar. Bari üstat ehli kitaptan olsa da her yazdıklarının deha eseri olduğuna .dialarını da kaybetseler.. * Etem İzzet — Affedersiniz üstadım diye söze gi- riştim, neler hazırlıyorsunuz bakalım? — Vallahi görü — yorsun, gazeteyi , çıkarmakla meş - gulüm, bu aralık ne hazırlıyabili - rim, İyiden iyiye far kına vardım ki Etem İzzet çalış- mak istiyor, beni başından ha sav- dı, ha savacak. Fakat nihayet kolay atlatamıyacağı - nı mı anladı yoksa insafa mı geldi : — (Çile) adında bir roman hazırlı- yorum, diye başladı, bu hayatta yalnız kalmış, ve şimdiye kadar betbahtlık diye tavsif ettiğimiz bütün hislerin içi- ne giren bütün ruhi ve içtimal vasıf- ları nefsinde toplamış bir kadının ro- manıdır. Bu kadın yeni romanımın içinde bir vasıtadır. Ben bu romanda bütün içti- mai düşünüşlerimi, cemiyet saflarını tetkiklerimi ve insanlar arasında ya - radılış ve karakter farklarile tekrar in- sanlığa bakışımı anlatacak, kazananla- rı, kazanâmıyanları, politikacıları, ide- alistleri, işadamlarını, toy hâayat karak- terlerini ve menfaatleri yolunda dala- vere taçlarını başlarına giymeğe mu- vaffak olanları ve bilhassa bunların insanları nasıl istismar ettiklerini, bu kadının etrafında geçecek hayatta teba- rüz ettirmeğe çalışacağım. Bir de kafamda bütün detayları ha- zır bir inkılâp romanı var. Benim (Aşk Güneşi) romanı İzmir zaferile biter. Orada Osmanlı İmparatorluğu ile yeni Türkiye arasındaki karakter farkları vardır. İkinci bir romanda Türk inkı- lâbını başlangıcından itibaren bugün- kü vaziyete kadar yaşatmak istiyo - rum, Aşk Güneşinde bir Hasan vardı. Ya- zacağım roman bunun ikinci cildi ola- ÂAnananlar bu en son ve en gülünç id- | -| dimi aşağı yukarı cağından bu yeni hayat ta eski manlarım Hasan ve Semranın Aâk 4 jneşinden sonraki hayatları etrat” ,cereyan edecektir. ” * Selâmi İzzet : — Neler hazırlıyorsunuz ? | — Doğrusunu ister misin, ben © artık — tiyatroya verdim. Roman « dan hemen he - men vazgeçtim gi bi. Huylu huyun - dan vazgeçer mi? İnanmadım. Bir - az ısrar edince : ; — Buna rağ - men, —diye başladı, buna rağf” bir roman hazırlıyorum, Ama, bü ? man diğerlerine pek benzemez. *j senin anlayacağın kırkından sonrâ "4 çalmağa kalkanlara döndüm. Hayâ” 4 da ikinci defa olarak telif roman hâ” lıyorum. el — Aman Üstadım, birincisi han&'| — Birincisi ilk eserimdir. Yeni ”| gazetesinde çıkmıştı. Adı da hiç W mam: (Müjde). j Bu (Müjde) ilk ve son telif eserifi lacak, diyordum. Amma vazgeti 7 Bundan sonra yazacağım bütün İı manlar, ahdim var, hep telif olacak; £| sini söyleyene rastlarsan korkma V| se gir, yüzde yüz kazanırsın. Başlât"| ğımı söylediğim telif romanıma het bir ad koymadım. Mevzu: «Mütar& '? de ve İstiklâl hârbinde Türk Salof” ri» çok uzun olmasa bu ad romanifi biçilmiş kaftan olurdu. Romanım lerin Roman a cl&f dedikleri cinst” | dir. Eşhas erbabınca malüm, vak'â " mamen yaşanmıştır. P. Başta kendimi tiyatroya verdim dim ya, yalanım yok. (Tiyatro KOT maları) diye tiyatroya dair yazdib” ikinci eser sürüme çıkmak üzeredi” | Bir de tiyatro tarihi yazmakla " Yakında çıkacağını söylediğim T4 yatro konuşmaları adındaki eserif'! bizi yakından alâkadar eden iki V| vardır ki, bunları kuvvetli bir teZ ' ortaya atıyorum: | — Sosyoloji l mından tiyatro. 2 — Tiyatro oyul — ğgil, sosyal bir fiildir, Haydi selâmetle canım, — Eyvallah Üstadım, | n Vldaiz | Âxtupa güzellik kraliçesi kdm olacak? © Avrupa güzellik kreliçeliğine namzet olan dilberler Pariste toplanm lar. Resimde soldan itibaren Belçika, İsveç, Mâcar güzelleri görülm eki