<SON POSTA BULMACA *Son .Pod:.. nın tefrikası: 124 Yazan A, R. — Cemilköse Arabın şarkı söylemesinden, şüphelenmiş, maksadını gizlemişti Cemil ,kızmıyordu. Bilâkis; bu — min söylediği garip sözler, kendi —« karanlık düşüncelerden kurtardığı için — bu tuhaf adamın söylediklerini mem-|bütün başka. Nâsır Mebhütun kale - nüniyetle dinliyordu. sinde, maymunlardan - mürekkep bir — Bu Mekkeli hoca, evvelâ hepimi- |muhafaza fırkası olduğunu, © kaleye — zi hayvan zümresine karıştırdı. Sonra|hücum edecekler düşünsün, da, ikiye ayırdı. Bize.. yani iki ayaklı -| Diye cevap vermişti. — İara, hayvanı natık dedi. Yani, konu-| — Yol, gittikçe çetinleşmekte idi, Yer- — şan hayvanlar... Diğerlerine.. yani; İler, kırılmış çakmak taşlarından mü - dört ayaklılara da, hayvanı nahik de -İrekkepti. Bunların üzerinde, ayakları- — Gi.. yani; anıran hayvanlar... Başka -İnı kestirmeden yürümek, hayli müş - — larını bilmem amma.. ben, bugün bi -|külleşmişti... Bereket versin ki, biraz rinci zümreye dahil olduğum için çok | sonra mehtabın loş ışıkları altında Gök- memn':nun; ban kalesi belirmişti. — Niçin?.. Cemil, kaleye tekarrüp ettikleri za- — Şunun için ki.. beş saatlik bir yol|man tüfeğinin ucunu hi'ı’vlenbite köse yürümek mukabilinde bana bir riyallarabın sırtına dayamış: L — ihsan edecek olan senin gibi cömert bir| - —— Sakın kimıldanma... Eğer en kü- adamla konuşmak saadetine nail olu-|Çük bir harekette bulunursan, derhal — yorum... Eğer anıran hayvanlar züm-İtetiği çekerim. — Tesine mensup olsaydım, şu dakika -| — Diye bağırmıştı... Ortada hiç bir se- t :ı.ndl—:u.-. hi_ı ıu:dıı_ı ot v;l;meyi l!:ıle b:;ı “|bep yokken, uğradığı bu taarruzdan lından geçirmezdin... Ne ise.. İ |dol: ğız bi: il p bir tarafa bırakalım ...Eğer yoruldun-| n ; S giğme'lr Pldesbite heplietie Bğiekön heşhyüyün, * Bi i. Nefes bile al- B Yıki Sok , Teşikir Sükl m,y_,,f:_m Rhrrk bekçi, Nalee AŞ Al Henüz yorulmadım. Gece yolculuk -| " Diye mırıldanmıştı k İı_nnı tessiz sadasız geçirmek Ödetim- O zaman Cemil hı.şmı çevirmiş; ar- B Göxllin içioe; gözip bir şöphe öi « kasındaki nefere emir vermişti “mişti. Rumeli dağlarında, çeteler a -| — $u adamın kuşağını çöz. Ellerini rasında geçirdiği hayatın - tecrübeleri, | "kasına sımsıkı bağla. böyle zamanlarda onu her şeyden şüp-| — Nefer, bu emri derhal icra etmişti. Sonra, onu kollarından tutarak yol - — helendirirdi. Ve bu köse arabın söyli - geceği şarkı da, etrafta bulunması|dan içeri tarafa çekmiş.. yüksekçe bir kayanın dibine çökertmiş.. nefere tek- — muühtemel olan eşkiyalara ve asilere rar şu emri vermişti: — bir parola olabil — Genederin bir — Şuraya otur!.. Tüfeğinin ucunu — H Gene ayak sesi bu adamın 'kalbine dayal.. Hah, şöy - — işitilmemekte idi. le... Dikkat et, Bu adam ya, ayağa kal- — Birdenbire uzakta acı bir feryat işi-|karsa.. veyahut bağırır çağırırsa.. hiç tilmişti. Bu feryadı; yüzlerce haykırış-tereddüt etmeden tetiği çekersin. mıöhı l;k:;;: e(md?: üi ea Nefer, büyük bir itaatle: anı em! vücüdu, dımı a $i eĞi B — gilmiş.. derhal omuzundan tüfeği in - tiği çemı.tüne. eLE M DG v Diye ceyap vermişti. direrek ucunu, yol gösteren araba çe - — virmiş: , g n ğet, tek bir sce çıkarırsan atöş Cemil; artık kendisine lüzumu kal- Blderim. miyan bu şüpheli rehberini bu suretle Demişti. emin bir muhafaza altına koyduktan Fakat köse arap, çok zeki bir adam| *onra, kaleye doğru ilerlemişti. olduğu için Cemilin endişesini hisset-| Kalenin etrafı, birbirine yakın kü- miş.. sade: çük kaleleri andıran evlerden mürek- — Maymunlar... kepti. İlk tesadüf ettiği evin kapısını çal- dı. İçeriden, dik bir ses: rine, maksadını büsbütün gizlemek is- temiş: - — Bize, ne?.. Bizim vazifemiz, büs- Soldan sağa: bir adet. 4 — Şark vilâyetlerimizden biri, Hacca gidenlerin tavaftan evvel toplan- talıkların devası, kondurmanın — arapçası. 9 — Saatlerde rtakkamları gösteren uç, ba- tin. 10 — Makinelerde iki pistonu bitbi - rine bağlıyan burmalı demir. Yukarıdan aşağıya: | — Ateş parlayışında görülen yalım, atlara bakan adamlara verilen isim. 2 — 'Tacirlik yapmak. 3 — Evliyanın türkçesi, cüsseli. 4 — Omuzlara atılan kumaş, kol- larımızdaki kuvvet alâmetleri. 5 Pa »« muk memleketimiz. 6 — Şiir yazan, mü - keyyifat. 7 — Yoldaş. isim. & — Bir er- kek ismi, aramaktan emri hazır. 9 — Çok değil; denizde suyun bir taraftan öteki ta -« rafa akışı. 10 — Cimri, fenalamağın arap- çası, Dünkü Bulmacanın Halli: Soldan sağa: | — Kaynarca, 2 — Aka, le, dip. 3 — Rekabet, 4 — Nim, ağguş. 5 — İdare, kala, 6 — Kurbağa. 7 — Ay, aka. B — Nuhu- set, 9 —— Ayam, felek. 10 — Ray. Yukarıdan aşağıya: 1 — Karnıbahar. 2 — Akajt, Yuva, 3 — Yıkmak, Hay. 4 — Rüsum. 5 Alp, er. 6 — Ree, efe. 7 — Taka, tez. 8 — Ad, gağa, lâ. 9 — Ufak, en. 10 — Paşa, aşk. Bir kaçakçı mahküm oldu İzmit civarında yakalanan tütün kaçakçılarından Taip Ahmed 9 un - cu ihtisas mahkemesince G ay hapse ve 155 lira da para cezasına mahküm ll edilmşitir. Furncılar cemiyetinde istifalar Fırıncılar Cemiyeti İdare Heyeti in- tihabı geçenlerde yapılmıştı Cemiyetin — alâkadar âzalarından bazıları, bu intihabatın kanunsuz ve usulsüz olduğunu — iddia ederek, — in- tihabın feshi için mahkemeye müraca- - Demişti... Ve artık Cemile iyi bir kanaat verdiğine emin olduktan sonra, © ilâve etmişti: - AAA at etmişlerdi. Dava intaç edilmediği — YA, seydil.. Bu civarın maymun-| — Diye bağırdı. halde idare heyetinden beş ve yedek â- — İarı, çok meşhurdur. O kadar akıllı ve zeki mahlüklardır ki, bunlar hakkın - 'da size bazı hikâyeler anlatsam, kat'iy- “yen inanmazsınız... Size şu kador söy- — liyeyim ki, bunlar yabancı adamların kokusunu çok çabuk alırlar.. ve bunu / bir tehlike addederek hep bir ağızdan — bağırışırlar. Hattâ, bunun içindir ki;| — Bu işe yeni girdim. — bizim şuradaki Zafir kalesinde oturan| — İyi dinle... Önündeki geniş yol- -— Nâsır Mebhüt, bunlara çok ehemmiyet|dan elli adım kadar git. Yol, ikiye ay- werir, Arasıra, kalenin dibinde bun - İrılır. Sağdakine sap. Birez sonra kü - lara ziyafet çeker. Oraya alıştırır. Bu|çük bir meydana çıkarsın. Yolun kar- “suretle onlardan bir muhafaza küvve-şısındaki burç, hacı Muhsinin ikamet- tine maliktir. Meselâ, geceleri o civarda | gâhıdır. y adamlar dolaşsa, bu maymun-| —— Hay, Allah razı olsun. , |lar hep bir ağızdan feryada başlarlar.| — Hadi sana da uğurlar olsun... ğıledıkilıri uyandırırlar. İşte, bu hay-| — Cemil, her tarafları mazgallı evlerin vanlar bu işe yaradıkları için Nâsır|arasından geçmiş; bir tarafı kaleye bi- Mebhüt bu civarda hayvan avlamayı |tişik olan burcun kapısına gelmişti... şiddetle menetmiştir. Daha kapıyı çalmadan, oradaki mazgal. — Köse arabın bu sözleri, Cemilin na-|deliklerinden bir ses yükselmişti: — zarı dikkatini celbetmişti. Ve bu ada -| — Kıpırdama. Ateş ederim. Söyle.. — min, Nâsır Mebhütun bir casusu oldu-|kimsin?.. iının kanaat getirmişti. Cemil, böyle bir suale marüz kalaca- — Közenin bu sözleri, hiç şüphesiz ki; |ğını hiç düşünmemişti. Onun için ve- — bir propagandadan ibaretti... Zeki|receği cevapta tereddüt etmişti. Ar - erif, —Nâsır Mebhütu müteyakkız|tık ister istemez, biraz evvel uydurdu- östererek onu ânt bir hücumdan kur- | ğü yalanı, burada da tekre: eylemişti. ftarmak için maymunların bağrışmala-| — Muhteriz bir sesle: yını bir fırsat addetmiş.. böylece bir| - — Ben.. neccâb.. Ali Hâsif. San'a- Şey uyduruvermişti. dan geliyorum. Kumandan paşa tara- — Cemil; köse arabın biraz evvel şar-|fından.. Şeyh hacı Muhsin'e gizlice iylemek istemesinden ve şimdi de| söyliyeceğim var. sözlerinden hâsıl ettiği şüphe üze-| Cemil, ağzını kapıya yanaştırdı, İ- çerideki adamla konuşma başladı: “— Ben.. neccâb.. San'adan geliyo- rum. Şeyh Hacı Muhsin Şerefi'nin e- vini arıyorum. — Nasıl neccâb'sın, sen?.. Muhsinin evini bilmiyorsun. zalardan da altı kişi istifa etmiş, yedek âzalardan biri de ticareti terkettiği için vazifeden ayrılmak >mecburiyetinde kalmıştır. Bugünkü vaziyete muhalif olan âzalardan bazıları idarc heyetinin dörtte üçünün kalmadığını ve kanunen geri kalanların idare heyetini teşkil e- demiyeceğini ileri sürerek alâkadar ma- kamlara müracaat etmiye ve yeni bir idare heyeti seçilmesini istemiye karar vermişlerdir. sereneaemane açan d ereyerena ea aa yaa ea Hacı BUTÜN ÜLKEYİ DOLAŞ?AMAZSINIZ FAKA —WFon Posta İ BİR. İLÂN BürÜN ÜLKEYİ HERGÜN DOLAŞIR| (Arkası var)! | — Her peyi yakar, bir nevi içki 2 — Yüz kuruş, toprak uzunluğu. 3 — Ölüm. dıkları yer. 5 — İsim, tabıt edatı. 6 — Aşk, bal veren hayvan. 7 — Lâhim, yo- kuşun aksi, sız manasına gelir. 8 — Has- /Temmuz 1 Habeş İmparatoru, dün Milletler Cemiyeti âzalarından sordu: (Baştarafı 1 inci" sayfada) lilerden kıtaata teşkil edilmemesi prensibini tatbika âmade bulunmak - tadır. Mübadele ve transit serbestliğini temin için her türlü tedbirler alın - mıştır ve tecim hususunda bütün memleketler hakkında haklı bir. muamele tatbik edilecektir.» Notada Habeş imparatoru Haile Selâsiyenin Habeş tahtı üzerinde hiç bir hakkı kalmadığının isbatına büyük bir ehemmiyet verilmekte ve onun memleketinden kaçmakla bütün haklarından ferağat ettiği ve Habeş halki- nın istiyerek İtalya kralımna bağlandıkları anlatılmaktadır. Nota nihayet Milletler Cemiyetini islâh etmek lâzım geldiğini İtalyanın buna ameli bir surette çalışacağını ve büyük meselelerin halline yardım &- deceğini, fakat bugünkü gayri tabil — şerait içinde buna imkân bulunmadığı- nı ve zecri tedbirleri ilga etmenin bir zaruret teşkil ettiğini izah etmekte- dir. Notaya beş vesika bağlanmıştır. Bunlar Habeş halkının İtalyaya itaatine ve İtalya kralını imparator tanıdığına ve başka bir imparator tanımadığına aittir. — İmparator hitabet kürsüsünde —a Bunun üzerine söz Habeş İmparatoru Haile Selâsiyeye verildi ve Habeş impa« ratoru herkese hürmet telkin eden vakur ve kibar bir tavırla bütün nutkunu Fran- sızca ile söyliyemeyeceği için özür diledi. Amhara diliyle davasını anlatmağa bap- ladı. İmparatorun sesi canlı ve heyecanlı idi. Derin bir teessür içinde olduğu göze çarpıyordu. Kendisi evvelâ milletinin uğradığı İstilâdan bahsetti ve bu istilâ için kullanılan müthiş silâh, yani zehirli gazlar üzerinde durarak bunun nasıl kullanıldığını, tayya» relerden nasıl atıldığını ve saçıldığını, Ha beşlilerin buna mukavemetten — aasıl kciz kaldıklarını, nasıl perişan — olduklarını hazin bir lisanla anlattı. İmparator bundan sonra Habeşistanın bu müthiş istilâ karşısında Milletler Ce- miyetine güvendiğini, onun yardım ve mü zahereti sayesinde bu gaileden kurtulmayı umduğunu söyledi. Habeşistana karşı silâh ambargosunun nasıl şiddetle tatbik edildiğini, silâh am- bargosunun — tatbikinden — vazgeçildiği za man dahi Cibuti - Adisababa yolu ile Ha- beşistana silâh gönderilmesine karşı gelin diğini, halbuki bilâhare İtalyaya kargı ayni mukavemetin gösterilmediğini ve İtalya he sabına bu hat üzerinde levazım ve mühim- mat naklolunduğunu anlatarak, Habeşista nın ancak bu şerait içinde yenildiğini ve is- tilâya mukavemet edemediğini bildirdi. Bununla beraber bu mazlüm milletin Mil- letler Cemiyetine karşı itimadın, inancından bir şey kaybetmediğini ilâve etti. İmparator bunu müteakip amesele yalnız Habeşistanı istilâ meselesi değil, mua- hedelerin ve taahhütlerin kudsiyeti, küçük milletlerin hayat ve selâmeti. beynelmilel ahlâh meselesidir. Bu itibarla mesele, bütün dünyayı alüâkadar eden, büyük bir me- seledir» sözlerini söyledi. Nihayet bütün murahhaslara dönerek: «Vereceğiniz karanı tarih ve insanlık daima hatırlayacaktır!» Dedi ve bir kaç saniye sustuktan sonra şu suali sordu: «Dünya murahhasları! Milletime ne cevap götüreceğim? » Ortalık alkışlarla çınlıyordu. K Salondan atılan İtalyan gazetecileri İmparator söze başlarken salonda bir hâdise oldu: Matbuat locasındaki İtalyan muhabirleri ıslık çalmaya ve hasmane sözlerle görül- tü etmeğe başladılar. Buna mukabil bütün meclis Necaşiyi alkışlıyor ve samün sıfa- tile bulunan halk da gürültü çıkaranlara karşı vaziyet almış bulunuyordu. Milletler Cemiyeti tarihinde ilk defa olarak, başkan gürültü yapanları dışarı — çı- karmak için polise müracaat etti, İtalyanlar polise de itaat etmediklerinden jandar- malar gelerek kendilerini otomobillerle ve halkın hasmane haykırmaları arasında po- lis komiserliğine sevkettiler. Sükünet avdet ettiği zaman, bütün bu hâdiseler zarfında itidalini muhafaza &- miş olan Necaşi, Habeş lisanile nutkunu söylemeğe başladı. ttalyan gazetecileri Cenevreden çıkarılacaklar Toplantı esnasında nümayiş yapan İtalyan gazetecilerinin hareketi bültün mat- buat mümessilleri tarafından esefle karşılanımmıştır. Nümayişin mürettep, hattfi mül- hem olduğu zannolunmaktadır. Şimdiye kadar bir kaç kere Milletler Cemiyeti Başkanlığı yapan Romanya ha- riciye nazırı M. Titülesko İtalyanların yaptıkları nümayişten son derece mütecesir ol- muş ve herkesten evvel nümayiş yapan İtalyanlara karşı bağırmıştır. Bu nümayiş. Habeş ümparatorunun fevkalâde hararetle alkışlanmasına sebep olmuştur. İtalyan gazetecilerinin Cenevreden çıkarılmaları beklenmektedir, Arjantin murahhasının talebi eeei irlarğate İmparatoru müteakip Asamblenin içti-maını isteyen Arjantin murahhası eBz eldi ve bilhassa Milletler Cemiyetinin herhangi bir istilâ ve ilhakı tanınması lüzım geldiğini, İtalyanın Habeşistanı ilhak etmesinin de ayni şekilde karşılanması icap — ettiğini söyledi. Bugünkü toplant. hai zti eri ni eee Bunu mütcakip yarın saat 10,30 da toplanmak üzere celse tatil edildi. Varın İn- giltere, Fransa, Kanada, Cenubi Afrika, Sovyet Rusya murahhasları söz söylüyecek- ler, bu itibarla celse çok mühim olacaktır. ———7 eee Pamuk ipliklerine narh kondu Beş yıllık köy programı Ekonomi Bakânlığı pamuk ipliği fi-| Dahiliye Vekâleti vilâyetlere yeni yatlarına narh koymuştur. Bu narh 1 |bir tamim göndererek beş senelik köy temmuzdan itibaren muteber olacak -| mesai programının hazırlanmasını is- tır. İplikler 'düz kalite addedilerek ber| temiştir. her paket 1 kilo 530 gram itibarile nar- Programda paradan ziyade iş've be- ha tabi tutulmuştur, yani 4 kilo 530| .) faaliyetine ehemmiyet gram ağırlığında 4 numara bir paket | g, 360, 6 numara 370, 8 numara 380, Köy bütçesinin 18 1ncı maddesindi 10 numara 390, 12 numara 480, 14) D ikdardan fazla tahsilât yapıl - numara 460, 16 numara 500, 18 nu - dığı takdirde bu tahsilâtı yapanlar hak- taara 530, 20 vümara 560, 22 süntüra |Lında Kamiif takibet yapılatıllik. 590, 24 numara 620 kuruşa satıla - caktır. Ancak kıvrak ve tire ipliklere cüz'i nisbette bir zam yapılabilec: bu zam yüzde onu geçmiyecektir. Beş senelik programda köylerin pa- &k ve|zar yerlerine giden yolları bir an ev- vel ikmali esas tutulacaktır.