18 Haziran “SON POSTA îyîa Osyaldin anlattığı maceralar Genclik okuyor Sovyet Rusyada ihtilâl çıkarmak isteyen casus yapıldı, mesele yalnız “Başla !, bu sırada işin gülünüç ve şayanı hayret iç yüzü meydana çıktı —— —a ——— Beynelmilel ve meşhur'bir casus olarak ta- tılmak isteyen Lydia Ozvald hakkında dün- kü nüshamızda izahat vermiş, şimdiye ka- dar, tek bir işe teşebbüs ettiğini ve onu da beceremiyerek yakalandığını, dokuz ay hap sedildiğini yazmıştık: Lydia Osvald mah- kümiyetini bitirdikten #enra, - casusluktan vazgeçmiş, daha doğrusu tanındıktan son- Ta vazgeçmeğe mecbur kalmıştır. Lydia Osvald kıma geçen casısluk ha- yatına ait hatıralarını Parie Soir gazete- sinde yazarken şahit olduğu göyle bir vak- adan da bahsetmektedir: Vak'ayı Bay Esad isminde birinin Al. manca ve Fransızca yazdığı bir kitaptan o- kudum, Sovyet Rusya tetihbarat teşkilâtını idare eden Madmazel Pascha hakkında u- zun tafsilât veren bu yazılar paşayı şahsen tanıdığım için beni alâkalandırdı o müna- #ebetle size de anlatıyorum: K Şulgin iaminde Bolşevik aleyhtan — ve maruf bir adam memleketinden dışarı çık- mış, kendi halinde yüşıyor, bazan 'etrafına ahbaplarını topluyor, Kömünist — Tejimin yıkılacağından bahsederek onlarla müstak- bel mesâileri üzerinde plânlar — kuruyor, ve kitaplar yazıyor. Şulgin yavaş — yavâş muhalifler arasında şöhret kazanıyor. Ve Anti Bolşeviklerin Lideri gibi bir vaziyet takınıyor. « İlk zamanlar mütevazı bir muhalif o- larak çalışan Şulgin sonraları rejimi yıka- gağını zannedecek kadar hulyaya dalıyor. | Me bir takım cemiyetler kurarak haneda- ni memlekete iade için çalışıyor. Mesâi: nin Sovyet Rusyanın içerisine kadar fuz ettiğini orada taraftarlar — kazandığını görüyor ve dişlerini gıcırdatarak: — Komünistlere kâhir darbeyi indire- ceğim zaman uzak değildir diyor. Faaliyetini arttırıyor. Rus hudutlarının yyanına kadar sokuluyor, ve bir gün kendi adamlarının Rus topraklarında hayli işler becerdiklerini görüyor. Göğsü — kabarıyor, Tarihin altın yaldızlı kitabına ismini — yaz- dıracağını umuyor. Diğer ihtilâl düşman- larına yukardan bakıyor. Kendisi gibi ay- ni uğurda çalışanlardan mektuplar alıyor. Onlar sırlarını, plânlarını hiç korkmadan Şulgin'e bildiriyorlar. Şülgin artık Rusyaya giterek meseleyi dahilden körüklemenin zamanı — geldiğine kani oluyor, hudutta bir yere gelerek Sov- yet istihbarat teşkilâtınin nezareti altında olup olmadığını tetkik ediyor ve günün bi. rinde hududu korkusuzca geçeceğine kani olarak, yüzünü gözünü sarıyor ve bir gün şafak atarkan sınırı ayıran hendekleri aşa- rak Sovyet Rusyaya, senelerdenberi uzak yaşadığı ana vatana giriyor. On sene uzak yaşadığı memleketinde nü- x ** Evvelâ her şey yolunda gitti, hariçte ve dahilde geniş teşkilât emrini vermiye kalıyordu, tam Lydia Osvald'ın bir başka resmi görüştüğü ufak bir köyde, zannettiğinde » fazla bir hararetle karşılanıyor, ve — tara - tarlarının da tahmin ettiğinden çok fazlı olduğunu görüyor. / Adamları da, kendisi de Sovyet istih- barat teşkilütinin acziyle alay ediyorlar. Biz bu derece şumullü hareket edelim de onların methettikleri teşkilâtları bu işin farkına varmasın? Olur gaflet değil diyor- lar. Şulgin kendini serbest görünce, işi İatıyor. Ve isyan hareketi bakkında emir- lerini tek ağızdan ve bir defadaâ — verebil. mek için Kiyefte bir kongre toplatıyor. Yeraltında mahzenlerde — memleketin her tarafından gelen murahhaslar karşıla- niyor resmi nutuklar veriliyor, Şulgin bü- yük bir hatip telâkatiyle Bolşevikler aley- hinde demediğini burakmıyor. Kongre bittikten sonra, Leningrada, oradan Moskovaya gidiyor ve yine yaka- lanmıyor. Nihayet memleketten isyan ça. nını çalmak için çıkıyor. Ve çıkarken de Rus siyasi mahalili ile alay etmek — için, memlekete nâsıl girdiğini kongreyi — nasıl akteti yazmak niyetinde olduğunu söy- lüyor. Ve şu Sovyet polisiyle bir alay ede- yim diyor ve olurup menakibini yazıyor. Meğerse Şulgin'in Sovyet Rusyadaki ahbapları, lât arkadaşları hep Sovyet Rusyanın gizli istihbarat ajanları imiş, ra- vallı Şulgin'i bulunduğu yerden almışlar, ona hiç bir şey sezdirmeden Sovyet Rus- |: yaya getirmişler, ona kongreler tertip ettir- mişler kendileriyle alay ettiren kitabı yazdırıp müsveddelerini elinden almışlar, Moskovaya, Leningrada seyahat ettirmişe ler ve yine etrafını boş bırakmadan mem- Jeketten dışarı çıkarmışlar. Bu mükemmel tertibatı aksatmadan i- waziyeti değişmiş bulmuyor. Ahbaplarla dare eden matmazel Pascha imiş. Yeni Polis Kıyafetleri Nizamname yı Devletten çıkarak kat iyet kesbetti, kıyafetlerde haylı değişiklik var, Emniyet Müdür- leri de üniforma giyecekler Yeni polis kıyafet nizamnamesi Şüra. yı Devletten geçerek kat'i şeklini almıştır. Nizamname yeni polis kıyafetlerini şöyle tesbit ediyor: ç Polislerin yakaları kapalı ve önden iki tarafı 10 santim uzunluğunda kırmızı çu- ha -olacak, bu çuha üzerinde memurun de- recesini gösteran — işaretler — bulunacaktır. Ceketler iki yandan yırtmaçlıdır. Nizam- name emniyet müdürlerini de vazife ba- gında resmi Üniforma giymeğe mecbur tut- maktadır. Yalnız bunların yakaları açık, cekelteri arkadan tek yırtmaçlı ve cepleri körüklü olacaktır. Polis memurlarının sınıf ve derecelerini gösteren işaretler şunlardır: Polis namzetleri yakalarında — sadece kırmızı çuha, polis memurları kırmızı çu- ha üzerinde bir yıldız, üçüncü komiserler nikelden yapılmış defne dalı - biçiminde kabartma bir levha ve bir yıldız, ikinci ko- miserler ayni defne dâh 2 yildiz, — birinci komiserler 3 yıldız, 'merkez memüurları iki defne dah, emniyet memurları iki — defne dah ve aralarında derecelerini — gösteren yıldızlar, emniyet müdürleri yakalarında kırmızı çuhadan bir müstatil ve iki — tara- fında iki defne dalı ve derecelerine göre yıldızlar taşıyacaklardır. Ünifarma ile vazife başında bulunacak polis memurları başlarında — elbiselerinin irenginde bir polka giyecekler, bunun ön tarafında nikelden ay yıldızlı bir güneş bu- kunacaktır. Vazile dışında kazket giyecek- lerdir. Atlı polisler vazifeleri başında kılıç ve icabında mızrak, komiserler ve daha yük- sek derecede bulunanlar resmi — günlerde püsküllü apulet, kılıç, sırmalı palaska ta- kacaklardır. Tayyareli polislerin kollarında kırmızı çuha üzerinde bir kanat, atlılar iki nal, motosikletliler bir çark, seyrü seferde ça- hşanlar iki ok takacaklardır. Nizamnamede mahalle bekçilerinin de koyu kurşuni renkte elbise ve işaretler ta- Jayacakları kaydedilmektedir. | Hem de kendi enerjisi, kendi isteği ile okuyor Yazan: Suat Derviş Sâyfa 7 Dünyanın en alçak, en korkunç kadını 16 yaşındaki oğlunu para için cinayet işlemiye sevk Henüz pek genç bir delikanlı, daha doğ-| ve icbar etti, ana oğul yakalandı ve mahküm oldular rusu çocuklukla delikanlılığın birbirine el verdikleri hayat noktasında.. On yedi ya -İile 16 — yaşındaki şında kadar olmalı. İri gözleri var. Hep önüne bakıyor ve |evlâdın irti! sıkılgan bir ilade ile konuşuyor: — Deliormanlıyım.. Orada anam, ba - bam vardır. Rüştiye tahsilimi Bulgaris - Bugüa Preg baplehenelerinde bir sne oğlu mahpus bulun- maktadirlar. Bütün Prag halkı bu ana ile p ettikleri cinayetin safhaları ni büyük bir alâka ile takip etmektedirler. Bütün Prag halkı Marie Luley adını ta- gıyan bu kadimı, dünyanın en alçak kadını saymakta birleşmektedir. Madam — Marie | tanda yaptım. İçimde Türkiyeye gelmek (. Gölu bir kadının katli ile itham olunu- «€n büyük istekti. Rüştiyeyi bitirdikten son- | yorlar. Mari masum olduğunu söylüyorsa ra ana ve babama içimin bu arzusunu aç- |da yirmi beş sene ağır hapse mahküm o- da | tım. Türkiye hudutları dışında — yaşamak | mesburiyetinde olan her Türk için bu is- tek şayanı hürmettir. İşte bunun için onlar da benim İstan - bula gelmeme mâni olmadılar. Fakat köy- lü ve rençber oldukları için bana para ve- remiyorlardı. Pasaport çıkamak büyük masrafla olacağı için ben bir gece hudu - du pasaportsuz geçtim. Bin müşkülâttan sonra İstanbula geldim. Burada yedinci sınıfa girdim. Üç senedir, İstanbuldayım. Şimdi lise talebesiyim. Ve Talebe yurdun- da meccani pansiyonerim. Bu yurtta| benden başka daha on çocuk kadar üc - retsiz yaşarlar. Geniş, temiz koğuşlarda on on yedi kişilik yatakhanelerde yatıyoruz. Halk Partisinin yardımile günde yirmi ku- ruşluk yemek yiyoruz. Benimkiler bana on paralık bir yardımda bulunamıyorlar. — Günde yirmi kuruşluk gıda size kâfi geliyor mu? — Evet. Lokantada yarım porsiyon sel ze beş, tam porsiyon yedi, et yemekleri 'on kuruş, ekmeği de üç kuruşa alıyoruz. , F | | Deli ormanlı Bay Ahmet Doyabilmek için bazan ekmeği bolca alı « yoruz. Ve ona kuvvet yaşıyoruz. — Demek açlıktan şikâyetiniz yok. — Gıdamız çok bol olmamakla bera - ber kimsesiz bir insanın bir teşekkülden böyle bir munvenet gördükten sonra şikâ- yeti nankörlük olur değil mi?.. Ben tahsil etmek isliyorum. Tahsil edip öğretmen ol- mak ve bana bilgi veren bu memleketi - me borcumu ödemek istiyorum, Bunun için, kitap, kalem gibi bazı ih- tiyaçlarımı karşılıyacak kadar bir para ka- zanmağa ihtiyacım var. Bir de... — Bir de... Mahçup, mahçup önüne bakıyor ve son- ra genç bir kız gibi s&ıkılarak kollarımnı ba- na uzatıyor: — Bakınız üç senedir bu elbiseyi giyi - yorum. Kollarım kısaldı. Elbise — yapmak istiyorum. Biraz susuyor: — Bu tatilde çalışmak istiyorum, diye devam ediyor. Eğer bu tatilde bir iki ay çalışabilirsem bütün ihtiyaçlağımı yapmış h(f konuşmuşlardır. —e —e (oüluna anlatmıştır. " İsanıyor. Katil ise kadının paralarını lacağı anlaşılıyor. 16 yaşındaki erkek çocuk ise 74 yaşın- daki piyano muallimezi Julin Malats'ı biz- zat öldürdüğünü, annesini endisini — bu cinayeti işlemeğe sevkettiğini ve cinayeti nasıl yapacağına dair talimat verdiğini iti- raf etmektedir. Vak'a şudur: Bir kaç ay önce Madam Mari, elindeki paraları tüketmiş ve bayli de borç yap- mıştır. Evinin kirasını veremediği için bu- radan atılmak Üze- redir, Bakkal, ter- zi vesaire hep para istemektedirler. Alacaklların w ran azami derece- ye vardığı için Ma- dam günün birinde oğlunu karşısına al- mış ve ikisi başba- Madam, az evvel bir zabıta hikâyesi okuduğu için bunu Jaroslaw! Bu hi - T kâyeda ihtiyar bir 16 yaşındaki oğlu kadın var. Kadın evvelâ bir iple boğuluyor, İsonra tavandaki bir çiviye asılıyor ve her- kes bu kadının kendi kendini öldürdüğünü alıp gidiyor ve bu paraları rahat rahat yiyor. Kadın oğluna bu mel'un düşünceyi aşı- ladıktan sonra musiki muallimi Madam Julia'yı ayni şekilde öldürmenin mümkün olduğunu ve paralarının da ayni şekilde a- yırılacağını anlatmıştır. Çünkü musiki mu- allimi, zengincedir. Ölümü pek derin akir- ler yapmaz. 70 yaşındadır. Herkes onu ya- şamaktan usanmış zanneder, Buna muka- bil kadının paraları kendilerine uzun bir zaman kâfi gelecektir. Çocuk mahkemeye bütün bunları an- lattıktan sonra şu sözleri söylemiştir: (Baştarafı 1 inci sayfada) Güneş tam tutulacağı için ilim a- damları bu hâdiseye büyük bir önem vermişler ve Yunanistandan başlaya - rak Japonyanin tâ ilerilerine kadar u- zanan küsufu külli hattı üzerinde se- ferber olmuşlardır. mühim bir kısmı Rusya- çin ilmi heyetlerin — bir çoğu Rusyaya gitmişler ve ekseriyeti Orenburg vilâyetini tercih etmişlerdir. Soövyet hükümeti, iki balon uçurta- rak küufun sinemasımı almağa — ka- rar vermiştir. Bu suretle güneşi taras- sut için ilk defa olarak sinemadan isti- fade edilecektir. Güneşin tutulmasına bu derece & olacağım ve kışın rahat, rahat — tahsilime devam edeceğim. — Tahsil etmeğe karşı içinizde ne bü- yük bir istek var, diyorum. — Evet okuyup adam olmak için dayanamıyacağım hiç bir sefalet, taham- mül edemiyeceğim hiç bir sıkıntı yok di- ye cevap veriyor. ; * Gazete idarehanesinde konuştuğum bu genç. Gençliğe karşı savrulan bühtanın ve iftiranın canlı bir tekzibi değil mi) Gençlik okumak istemiyor diyenler ne büyük hatada bulunuyorlar, Gençlik o - kuyor, hem de bin fedakârlık içerisinde ya- n aç, yarı tok okuyor, kendi — enerjisile, kendi isteğile okuyor. Suat Derviş İstanbula (Baştarafı 1 inci sayfada) dan karşılanmışlar, otomobillerle dağ- ruca Florya köşküne gitmişlerdir. İstanbul, 18 (A.A.) — Reisicümur Atatürk dün öğleden evvel Ankaradan hava postasiyle şehrimize gelen Baş - vekil İsmet İnönü ile Adliye Vekili ve Hariciye Vekâleti vekili Şükrü — Sa- racoğlu, Bayındırlık Vekili Ali Çetin- kaya ve Dahiliye Vekili Şükrü Kayayı Floryadaki köşklerinde kabul ederek öğle yemeğine alakoymuşlardır. . Madam Mari — Anneme böyle bir şey yapmanın çok fena olduğunu söyledim. Fakat annem bus na karşı beni tehdit etti ve evden atacağı- ni anlattı. Sonra bana fena muamele yap- mağa başlayarak aç bırakmağa - başladı. Ve günün birinde masanın üzerine kapan- di ve hüngür hüngür ağlayarak kendisini sevmediğimi, dediğini yaparsam — felâket- ten kurtulacağımızı söyledi ve «keşke se- Bi doğurmasaydım» dedi. Bunun - üzerine dilediğini yapmağa hazır olduğumu söy- ledim. Çocuk bunu müteakip ihtiyar kadını na- B öldürdüğünü izah ederek: — Kadının dairesine üç kere gittim, fa- kat üçünde de sinirlerim bozuldu ve gerl döndüm, demiştir. Nihayet anamın istedi- ğini yaptım. Kadını boğduktan sonra mut- fağın tavanındaki çengele bir ip astım ve /kadının boğazına bir ip taktım. Daha son« ra kadının mücevherlerini ve para defteri- ni alıp imzasını taklit ederek bankadan 75,000 dolar çektim. Zabıta kadının cese- .dini buldu ve tahkikat yaparak beni ve a- 'namı yakaladı. Madam Mari cinayeti inkâr ve bütün mes'uliyeti oğluna dir. Nihayet çocuğun bir muhtıra zabıtanın eline etmekte, yüklemekte- defteri' miş, hakikat bundan an- ilııılmıı. kadın jüri tarafından yirmi beş se- neye, çocuk da beş yıl hapse mahküm ol- müuşlardır. i Güneş Yarın Tutulacak Bir asırda yalnız 5defa görülen tam tutulma sabahleyin, güneş doğduktan biraz sonra olacak zerindeki tesirini anlamaktır. Çünkü güneş çuaları, radyo mevceleri- ni zaafa uğratmakta ve fen adamları buna çare bulamamaktadır. Güneş tutulduğu sırada tarassut edecek — ilmi hey'etlerin bazılan küsufun renkli fo- — tograflarını almağa, bazıları da güneşteki Klorin, Bromin, ve yodin gibi izole etmeğe çalışacaklardır. Memleketimizde küsuf Ankarada sa- at beş, dakika 56, saniye 45 de; İstanbul- da saat 4, dakika 59, saniye 15 de, Bursa- da saat 4, dakika 58, saniye 24 de buşla- yacaktır. Bursada eat beş dakika 52, sa- piye 15 de bütünleşecek, ve saat 5, daki- ka 53 saniye 26 da cüz'ileşmeğe başlaya- rak saat 6, dakika 52, saniye 42 de nihayet unsurları hemmiyet verilmesinin bir sebebi de| bulacaktır. Külli küsuf bir dakika 11 sani- — güneş şualarının radyo mevceleri ü -| ye devam edecektir. İsmet İnönü ve üç Vekil dün geldiler Atatürk yemekten sonra Başvekil ve vekillerle bir müddet çalışmışlardır. Bagsvekil ve vekiller dün geceyi Ata « türkün misafiri olarak Florya köşkün- de geçirmişlerdir. Başvekil ve vekiller bugün öğleden sonra gene hava postasiyle Ankaraya avdet edeceklerdir. Son Posta Matbaası Neştiyat Müdürü: Selim Ragıp 2 Sahipleriz A. Ekrem, $. Ragıp, H. Lütfü —