a SON”“POSTA Sayfa 7 >) saree sessaseaasanereseaseseeeeeeaasieesayeseseeaeeeseree Zarar Yok Piyano çalan bayan bana döndü: — Musikiyi sever misiniz? Diye sordu, cevap verdim: — Pek çok, fakat zarar yok, siz çal - makta devam edebilirsiniz! TIBBİ BAHİSLER RUH HASTALARI Eter sarhoşluğuna tutulan bir doktorun acı akibeti x*» Eter koklayan aile kadınları arasında rüya zaman- larında evinin kapısını açarak sokağa veya bahçeye çıkarak, rastgele duyduğu bir sese kendini bil- —eresesesasasen Genç Kalacak Başı saçsız söyledi: — Ben her vakit genç kalacağım. — Bu nasil olacak? — Saçlarım yok ki beyazlaşsın da ihti- ya: gözükeyim. Vay Hain — Size yalan söylemiyeyim, sizden ev. “six Sabırsız âşık, sevgilisine mektup yazdı: vel ben bir kocaya daha varmıştım, bütün paramı çalıp kaçtı. — Va hain vay, benden evvel davrsn- miş! Niçin — Yeni hizmetçin nasıl? A5 — Tahammül edilmez bir Her halde — Maçlarda ha - kem gözlük tak di - ye kimler bağırır. Ki — Kayınvalderi nasil? o Kendisini Hareket Bizim Sait Kesler artık hazır sigara iç- miyor, tütün alıyor, sarıyor; merak et - tim: — Sait, dedim, neye hazır sigara içmi- yorun da sarıyorsun? İzah'ettiz — Son günlerde fazla şişmanladım, doktor hareket tavsiye etti. Siyara sar » mak ta bir nevi hareket değil mi? — Bu mahallede güzel bir kızı oldu- ğu söylenilen bayan sizsiniz değil mi? — Hayır snneredir. Anlaşalım güzel kız, Gel bu yaz bu yaz bu yaz; Seninle biz yapyalnız; Hiç deme, olmaz, olmaz.. Gezelim Ada, Moda, Bazan da sofa oda, Ha burada, ha orda.. Birazcık biraz biraz.. Kol kola, hem baş başa; Dağ tepe aşa aşa; — izlük takmaya bağkıyalı - inizi İnş Desinler bize yaşa.. danberi çok para sarfediyorum. İkisi Birden Bayan hizmetçiye sordu: — Termemetrelere baksa - ba, hararet ne kadar. Hizmetçi gitti, geldi — Salondaki 20 gösteriyor, ... Bilitler Mütecemiz söyledir — Kapı kilitlerini biç be - Üenmem, — Neye, ne kusuru var? — Daha ne kusuru olsun. bir tek snahlar deliği yapıyor. lar, Halbuki İnsamn iki gözü olduğuna göre iki göz uyacak ç tarzda yan yana iki anahtar de- Viği yapmalıdır. sü icat edilmemişti. «Senden mektup almakta gecikirsem © kadar üzülüyorüm ki tarif edemem; ne 0- lursun bu mektubun cevabımı daha mektu- bu almadan postaya ver...» Sebep — Bir zenei ile ey- leniyormuşsun doğu Miyop bayan şap - kacı kıza işaret etti: — Bu şapka höşü » ma gitti işte, onu çi - karın o Elâkson Hususi otomobiline yoldan geçen ba - yanı çağırdı: — Olomobilime bininiz, size ne güzel yeyler söyliyeerğim... — Otomobilinizin klâksonu henüz çı - karılmadıysa hay hay. — 101m1 — Söyliyeceğiniz şeyler mediği zaman. klâksonu çalıp» polisin gelmesini temin etmek için! — Sen benim hayatımın güneşisin.. — Gene kâr ettim. Hakkı Var Yemeği elile yiyordu, gar - son yaklaştır — Alfedersiniz. dedi; eliniz- le yemeseniz iyi olacak, müş - — Elinizle yemeyin, de ne Acımacak hal Evlendikten sonra: Erkek — İlk defa sana na - &l ilâm öşk ettiğimi hatırlıyor musun? Kadın — Hiç hatırlamaz © Tur muyum? Oz Erkek — Demek hoşuna gitmişti, — Acaba Havva sarı saçlı mı idi, yoksa siyah saç m? Kadın — Tabii, o gün öyle — Her hakle siyah saçlı olacak; © zaman daha oksilenli &cınacak bir halin vardı ki., Ne söylediğini bile bilmiyordun! hoşuran git“ miyerek ve düşünmiyere! sLokman ruhu» Eter sarhoşluğu: Ki- rını, hıçkıra hıçkıta ağlamalarını Lokman ruhu ile geçiştirmeğe uğraşırlar. Bir kaç danıla Lokman rubundan biraz su içine damlatarak içince içlerinin ferahla- dığını söylerler, ve bu suretle Lokman ru- hunun feyah verici içi serinletici tesiri ira- gelir ki içi sıkılması da bu güzel eter ko- kusunu koklamak bir ihtiyacı tabii halini almağa başlar. Küçücük mendillerinin üstüne bir kaç damla damlatmak ile başlayan bu korku öpülâsı küçük şişelerin kifayet edemiyece- ği kadar çoğulan bir masraf kapısı açar. Eter koklamak suretiyle (o ayn ve hu- susi bir keyif duyan bu yüksek cemiyet s- nıfı Eterin zararını bildikleri halde alıştık» leri bu itiyaddan kendilerini bir törlü kur- tarmak Tstemezler. Sinema lotalarında, opera salohların- da, bir facin seyrederken çoğalan | tecs- sürlerini dindiren Lokman ruhunu en ya- kın bir arkadaş ve Eter kokladıkça dak dıkları hayal içinde bir kudret diye tavsif ederler. ter obda ameliyat yapılacak bazı has- talara isürap duyurmamak için bazen kok- Jatılan bir ilâçter. Ani baygınlık zamanlarında da bir kaç damlası veyahut bir ampulü kan ve kalb teşevvüşlerinde yardımcı ve kurlarıcı bir tesir vetir. Fakat devamlı kullanılış ve tıb- bi ımikterncı geçince dimağdeki teneffüs merkezi Üzerine uyuşturucu tesiri (nokta nazarınden tehlikelidir. Teneffüsü ve ni- hayet kalbi durdurabilir. Bu korkunç neticesini düşünerek taba- bet eteri ameliyat esnasında kullanmama- İ tercih etmektedir. Etere alışanlar: Koklamak suretiyle al- dıkları zaman koku sinir vamtasiyle dima- ğa intikal edince bir neşe ve tenbih uyan- ,dınır, Fakat arası çok geçmeden kendileri- bu rüya işinde kuş seslerinden bir orkes tra dinlerler. Müzik, tatlı ve şehevi bayallerle dolu olan bu ikinci rüya âlemi insanları hayatta erişilmez sândetlere pek kısa bir zaman içinde ulaştıracağı için ete- ti terketmek istemezler... Eter koklayan aile kadınları arasında ileri İÜ *İ rüya zamanlarında gece evinin Deneyi Gk ll elinle la er arsa | Arıcılık y 'da rastgele duyduğu bir sese kendini bil- Çiz — Nasıl olur? Kızdı; garsona bağırdı miyerek ve düşünmiyerek birakıverenlerin ayıldıkları zaman bir toprak veya gübre yi- iradesi bozuk eter sarhoşları, Lokman tu- hu hastaları eteri koklamadıkları zamun- lar hayatlarında daima neşesiz, Omer düngütizdirler kimse ile konuşmuk istemez- ler, Eteri tedarik etmek için yapmadıkları çare baş vurmadıkları hile kalmaz. o Eter alışkanları diğer keyif zehirleri arasında korku verecek kadar fazla olmadığı mi görüyoruz. Bu zehre iradesiz, psikopan erkekler- den hem de meslek ve mevki sahibi ara- sında da tesadüf ediyoruz. Avam sınıfı günlük ekmeğini tedarik etmek endişesiyle uğraşırken kibar iri id > k bırakıverenlerin ayıl- dıkları zaman birtoprak veya gübre yığını üstünde bulundukları görülmüş sahnelerdendir Yazan: Doktor Etem Vassaf — Taha sizler Lokman ruhunun eezacıdan ve he- — Her sabah esat tn mu? bar sınıfa mensup sinir buhranları geçiren | kimden tedariki için avuç avuç para 'dö- beşte kalkıyor. > Al — A — Evet kadınların bir çoğuna dikkat ederim çan-| kerler. — Çalışmak için e Gil elm — Buna sebep ne? | talarında küçük bir şişe kolonya ve yanı Bir Bölüerim Masis mi — Eski kocamın) sıra bir küçük şişe de Lokman ruhu CE) © Eter ahşkanları arasında bir meslek — Hayır beş — . yanını tutacağım! ter) taşırlar. İstedikleri yapılmadığı VA-| arkadaşını hatları, Mektepte bun ağn ear yl e ük e mn ek saman, km ar rk ve yap“ İn Kâğıt Sepeti çi Ke iğ ğ iz kötü bir gey olduğunu düşünerek gizli öter mizişi, ğı gün çarçabuk geliveren çarpıntıla, koklar ve uyuklardı. Bir gün: — Bundan ne duyuyorsun? diye sor- dum. — Uyanık iken duyulmayan bir zevk, yeşil bir cennet başka bir dünyada başka bir &lemile yaşıyorum, dedi. Har Kaldö yö — Şu zencinin başı yazılımş hemen © — Affedersiniz ba:| desi zayıf ve ekseriya da kadın ve genç) — Yapmazsan olmaz mı?.. Vazgeçsen.« Mikçülerin reklâme! - © görmiyeli on sene oluyor. ilkenin. yan kâğıt sepetini gös | kazlar üzerinde ahştncı bir tesir bırakarı: | | > Elinde deği. Pina meni akatığma han 'slaciki ek İl meli — inküne yok, siyah tiremiz biti! © teriyorsumuz. Güzel kokuya âdeta bayılırlar ve artık gün ii — Anlat ta bileyim. — Zengin bir sile kadını ile tanıştım. Tib talebesi olduğumu görünce benden eter hakkında izahat istedi. Koklayıp kok» lamadığımı sordu. Hayır dedim. Kadını çıldırasıya sevme- ğe başlamıştım, arzusunu kıramadım. Be. raber başladık. O bugün başka bir yere seyahate çıktı fakat ben onunlu başlayan bu hatırayı bırakamıyorum. Rüyada hep onunla buluşuyorum. İradesi zayıf olan bu arkadaşın nihayet bir gün evlenip çoluk çocuk sahibi olduk- tan sonra bir sahil şehirde, birdenbire ök düğünü işitti Bu arkadaşı da eter sar- boşluğu itiyadı aramızdan ayırdı. Ne yazık ki keyif veren eterin kurbanı olan bu he- kim de hem ailesini hem de çocuklarını düşünmedi. Ve memlekete yapacağı vazi- fesini de ihmal etti... Eter koklama itiyadı yüzünden yine yuvasını bozmuş kocasını terketmiş | sefa- hate ve gizli evlere umumi fuhuş hayatına atılmış kadınlar eksik değildir... Avrupadan medeniyetin bir hediyesi gibi İstanbula gelen buradan da Anadolu- ya dağılan bu itiyadın önüne geçmek evs velâ hekimlere sonra da ecza (tacirlerine düşen bir vazifedir. Keyif veren zehirlerin zararlarını vak» alarile halk tabakaları arasında (o mektep salonlarında samimi konleranslarla (ilân etmek de kültür rehberlerinin muellimlerin vazifeleridir. Dejenereleri tanıyalım. İçimizde yaşa- ni kaybederler. Attık rüya devri başlamış- | yan iradesizleri irade sahipleri | hekimler — Nere? Ah bu yaz bu yaz bu yaz! — Kör ms ettim? tr. Yeşil ağaçlı bahçelerle gül ve çiçek, | yardımcı bir kuvvet balinde mlâha çalışmaz — Gümlş liraları, on kuruş yerine ve- 4k — Evet, yanman için plâfa gitmene | kokuları içinde gezindiklerini dans ettikle-| lıdır. Keyif veren zehirlerle mücadele 9 < Mei Glneeciki tini zannederler, Galet hislerle dolu olan | zaman kolaylaşır bü soretle hem alışanları kurtarırız ve hem de genç nesli zehir belâ sından uzaklaştırmış oluruz. Doktor Etem Vassaf Bigada Köylülere örneklik balkondaki de otuz. İkisi bir- demek, senin elinle yiyecek | Bim üstünde bulundukları görülmüş sahne- kovanlar dağıtıldı e e değilim yal lerdendir. ağı ea Bir sair filmenam gibi yollara düşen Biga (Hususi) — Tekirdağından getirilen fenni arı kovanları, veresiye olarak dokuzar liraya bütün köylülere tevzi edilmektedir. Bu kovanlar, muhtarlara teslim edi- lirken ekim işleri memuru tarafından ne yolda kullanılacağı tarif edilmekte, içindeki taksimata dair tafsilât veril. mektedir, En son sistemde yapılmış olan bu asri kovanlardan halkın azami derece- de istifade göreceği ve bal istihsalâtı- lakin üni Ül indiki lk khk bi di ik ad KR A ge ON YAŞ YA