Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
l Li gaa TETTRTİ TEEER T at — B d - geliyordu. 'sadla dolaşıyorlar?.. 10 Sayfa -— -- _ SON POSTA | NOASI OLUM MA “Son Posta ,, nın tefrikası: 110 - Cemil:-Arkadaşlar, çevirin şunları; kim Yazan A. £. kımıldarsa derhal ateş edin, dedi / Diye, kalbinde hissetiği hürmet ve 'merbutiyetini izhar etmişti. - Ö zaman Cemil, elile onun omuzunu okşamış: * — Pekâlâ.. Bana gösterdiğin sada- katin mükâfatını göreceksin. Hadi ba- kalım. Salihle kışladan çıkın. Beni ora- da bekleyin. a Diye cevap vermişti. * Nâsır Mebhüta karşı bugüne kadar sadece intikam hissile mütehassıs olan Cemil, şimdi en büyük vicdani bir va- zife karşısında bulunduğunu da görü- yor; kendi yüzünden, Nâsır Mebhü - tun ağına düşen zavallı Melihayı kur- tarmak için varkuvvetile ortaya atılı - Yyordu. Cemil; gecenin karanlıkları içinde, dar ve dolambaçlı patikalarda başını göğsüne eğmiş, sessizçe ilerileyordu. Onu, Salih ile Rıza; onları da, ölüm mangası takip ediyordu. Sabaha karşı, Nâsır Mebhütun kalesi alaca karanlıklar içinde insanı azameti- le titreten bir dev gibi uzaktan belir- mişti. Bu yalçın kayaya karşı derin de- rin içini çeken Cemil hafifçe titremiş.. Kendi kendine: — Ne yapacağım?.. İçeri, nasıl gire- ceğim?.. Onu nasıl kurtaracağım ?... demişti. — Vakıa, bir çok şeyler düşünmüştü. Artık vaziyete göre bunlardan birini veyahut bir kaçını tatbik edecekti... Böyle olmakla beraber Nâsır Mebhütun azemet ve kudretini gösteren bu taş külçesi karşısında aczini hissederek ru- hunda bir sarsıntı husule gelmişti. Tam o sırada, evvelâ uzaktan bir kaç ses işitilmiş ve sonra da hafif ay- dınlıklar arasından bir kaç gölge farke- dilmişti. Cemil derhal arkasına dönmüş; ses- sizce emir vermişti: — Derhal yolun iki tarafına dağılın. Yere yatın. Bu emir, o anda tatbik edilmişti. Ce- mil de ruvelverini çekerek bir kayanın arkasına sinmişti. Sesler ve gölgeler gittikçe yaklaşı- yordu. Konuşmalarından — bunların Yamlı oldukları anlaşılıyordu. Geçen saniyeler, Cemile birer saat kadar uzun Yamlılar, yaklaştıkça Cemilin heye- canı artıyordu. — Bunlar, acaba buralarda ne mak- Diyordu. Artık arada, on beş yirmi adımlık bir mesafe kalmışti. Cemil, hepsi de silâhlı olan bu Yamlıların dört kişi ol- duklarını anlamıştı. Elindeki ruvelveri, tam öndekinin üzerine çevirmekle be-| raber, arkasında bulunduğun taşin ar- kasına daha iyi saklanmıştı. — Yamlılar, âdetleri veçhile bağıra ba- ğıra konuşuyorlar; içlerinden birinin, açık kelimelerle anlattığı bir kadın ma- cerasına, katıla katıla gülüyorlardı. =====' Dikkat edin ha. Kaçmasın. Şimdi trene at- ladı. Peşini bırakmayın. Vagonların üstüne çıktılar; koştülar. - Aradıkları şühesiz bir saatlık dostum olmalı.. Arkasından geldiklerini ve dört yandan sarıldığını görünce tekrar trene at- lamış galiba.. Sahanlığa çıktım. Bitişikteki üstünden birisi atladı yere. Kapaklandı ve bir müddet öylece kaldı. Az sonra ayağa kalkıp alabildiğine koş- mağgğa başladı. Açık renkli bir pantalon gitgide karış- tı karanlığa. İstasyon şefi hâlâ bir sürü işaretler yap- makta. Bir takim memurlar kendilerini tu- tamıyarak güldüler: Şef, gülenlerden birine sordu: — Ne var. Ne gülüyorsunuz? vagonun . O, her zaman böyledir, diye cevap -0 _f âıîetıiz seyahat eder. Epeydir ta - Arada, artık üç adımlık bir mesafe kalmıştı. Cemil, bir kaplan gibi sıç- ramış; ruvelverin namlüsunu, ileri doğ- ru uzatarak: — Durun!.. Diye bağrmıştı. * ; Yamlılar, bir anda şaşırmışlardı... Hem de o kadar şaşırmışlardı ki; omuz- |larındaki tüfekleri bile indirmeğe mu- vaffak olamıyarak; mütemadiyen bes-. mele çekmeğe başlamışlardı. Hiç şüp- hesiz ki, bir cin veya şeytanın şerrine uğradıklarını sanmışlardı. Cemil, bu fırsatı kaçırmak isteme- mişti. — Arkadaşlar!.. Çevirin şunların etrafını. Kim yerinden kıpırdarsa, der- hal ateş idin, Demişti. En öndeki iri vücutlü adam, bir an- da kendine gelmişti. Çevik bir hareket- le derhal tüfeğini indirmiş; namlüyu Cemilin üzerine çevirmişti. Fakat o anda bir silâh patlamış; iri adam kanlar içinde yere serilmişti. Cemil, silâh patlıyan tarafa başını çevirdiği zaman Rıza onun yüzüne bakmış; gülümseyerek: — Onu öldürmeseydim, o sizi öldü- Mebhütun derisine saman doldurmak imkânı kaybedilecekti. Rızanın bu merbutiyeti ve emre İta- ati, Cemilin hoşuna gitmişti. Bilhassa bu adamın artık Nâsır Mebhüt ile alâ- kasını cidden kesdiğine delâlet eden bu hareket, Cemili çok memnun etmişti. — Onbaşı!.. Topla şu heriflerin si- lâhlarını. Bu emir, derhal tatbik edilmişti. dört nefer, geri kalan üç Yamlıyı tüfekleri- diğer neferler, bir hamlede onların si- lâhlarını alıvermişlerdi, Cemil; bir kaç saniye düşündükten sonra şu emri vermişti: — İki nefer şu herifin sağına 80 luna... İki nefer, öndeki Yamlının sağına soluna geçmişti. — Onbaşıl.. Bu adamı al.. Tam ©- tuz adım öte götür. Orada bekle. iki neferin muhafazasında olan Yam- lıyı önüne katarak sağa doğru ilerle- mişti. — Üç nefer de bu adamın yanına.. |Siz de onu bu tarafa götüreceksiniz. Bu emir de tatbik edilmişti. Şimdi ortada bir tek Yamlı kalmıştı. Arkadaşlarının arkasından melül na- zarlarla bakan Yamlı: — Dahilek, yâ zabit efendi. Beni öldürme. ç Diye yalvarmağa başlamıştı. Cemil, derhal cevap vermişti. Ve Yamlı ile aralarında, şu muhavere geç- mişti: ğ (Arkası var) Dostumu, bir daha görmedim. Lâkin her kış girince onu düşünürüm: Bir istas - yon kenarındadır. Yağmur ve kar altın - da.; Trenin kalkmasını bekliyor.. Şimdi, gazetede Albacete yakınlarında, Demiryolu üstünde ezilmiş bir ceset bulun- silâta lüzum yok. «Tehlikeyi göze alanın sonu haraptır». Belki çabuk davranamamış.. Belki de rast- ladığı yolculardan biri onu tekerleklerin al- (tına yuvarlamıştır, kim bilir. Onun sergü- zeştini karanlık gecelerden başka kimse bil- mez. Onu tanıyalı dört yıl oldu. Bu dört yıl içinde her trene binişimde etrafımdaki yol- duları tetkik ederim. Kimisi zevk için do- laşmakta.. Kimisi de vakit geçirmek için seyahat etmektedir.. Sefaletin, — fakirliğin ailesinden ayırdığı o zavallıyı düşünürüm.. Çocuklarını haftada bir defa olsun kucak- lamak için, bir kahraman cesaretiyle ölü- mü ve bütün tehlikeleri, zilletleri göze ala- nasil trene bindiğini h: recekti... Eğer siz olsaydınız, Nâsır| nin uçlarıla tehdit ederken; onbaşı ile |: Onbaşı, derhal bu emri ifa etmiş; | duğunu okudum. Mutlaka odur. Uzun taf-. " |fından intihap edilecektir. Geceki Boks Müsabqkası Yugoslavyalı Boksör Melihe yenildi Geceki maçlar büyük bir alâka ile takip edilmiştir Melihin olimpiyada gidip gitmemesi İ- çin Galatasaray klübü tarafından organize edilen maçlar, dün gece Beyoğlu Tepeba- şındaki Âsri sinemada yapıldı. Büyük bir kalabalık, mütareke senelerindenberi cid- di bir maç görememiş olduğu için, dün ge- ceki*maçları büyük bir alâka ile karşıladı. Cihat - Mehmet İlk maçı Güneşli Cihatla, Galatasaray- h Mehmet yaptı. Cihat, hasmını 3 defa nakavut ettikten sonra, orta — hakeminin maça devam edemiyeceğini söylemesi üze- rine abandone ile maçı kazandı. Cihat 53, Mehmet 50 kilo idi. Coşkun « Avadis Her ikisi de 53 kilo ve Güneş takımına mensupturlar. Coşkun, hasmının abandone etmesi üzerine maçı kazandı. Levi - Ali Üçüncü müsabaka hafif sikletler ara- sında oldu. Galatasaraylı Levi ile, Güneş- ten ÂAli dövüştüler. Maç Alinin hücumla- rile geçti. Neticede berabere kaldılar. Hiristo - Fahri Dördüncü müsabakayı — Galatasaray- dan Fahri ile, Güneşten Hiristo yaptı. Ne- ticede Fahri sayı hesabiyle Galip geldi. Melih - İvan - Komstey Sön karşılaşma günün en mühim ma- çıydı. Galasaraylı Melihle, Yugoslav vasat siklet şampiyonu İvan Komstey çarpıştı lar. Melih, bu müsabakayı olimpiyada gi- dip gidememek için bir imtihan şeklinde yapmıştır. Kendisi memleketimizde zaten mahdut bulunan boöksörlerimizin en ön sa- fında gelir, yuvasının da en iyi boksörü- dür. Ringa evvelâ İvan Komstey, arkasin- dan Melih çıktı. Orta hakemi: Küçük Kemal (eski şampiyonlarımızdan ) Birinci ravünt — Birbirlerini dene- mekle ve beraberlik içinde geçti. İkinci ravunt — Melihin isabetli bir kaç ,direkti ve mide üzerine işlemesile heye- sanlı oldu, ve mahsus bir faikiyeti gözük- tü. Üçüncü ravunt — Nefes kabiliyeti iyi ,olan Melih bu devrede daha muvaffaki- yetli dövüştü. Hasmına aman vermeden kuvvetli direktlerile bu devreyi daha faik bitirdi. Dördüncü ravunt — Melihin bu oyunu daha muvaffakiyetli oldu. Mideye vurdu- Bu iki isabetli yumruk Yugoslav şampiyo- nunu çok sarstı. Beşinci ravunt — Melihin — Yugoslav şampiyonunu iplere dayayarak mide üze- rine bir makine gibi işlemesile çok — faik geçti. Neticede: Melih sayı hesabiyle ve bariz bir 'farkla kazandı. Bu siklette Balkanların en değerli bir boksörünü yenen Melih cidden takdire şayandır. Bu güzel muvaffakiyetle olimpi- yatlara gitmeğe cidden hak kazanan Meli- hin, gittiği takdirde orada da muvaffak ol- masını dileriz. Dost Yugoslavya Federasyonunun kiy- metli boksörü İvan Komstey'in yanna kim- seyi terfik etmiyerek memleketimize yol- İamış olması şehrimiz sporcuları arasında büyük bir memnuniyetle kaşılanmıştır. 6 * Bisiklet yarışı Ankara, 14 (A.A.) — Olimpiyat hazırlıkları olarak tertip edilmiş olan 100 kilometrelik dördüncü bisiklet ya- rışı bugün yapılmıştır. Yarışı sporcu vekilimiz Rana Tarhan otomobille baştan başa takip etmiş ve koşucuları- mızın derecelerile yakından alâkadar olmuştur. 1 — Talât 2 saat 43 dakika 6 sa - niye. — Faruk yarım boy geride, 3 ve 4 Orhan ve Kirkor. 5 — Lambo. İstihbaratımıza nazaran — umumi merkez koşucularımızın gösterdikleri kabiliyeti göz önünde tutarak bunlar- dan beşinin olimpiyatlara iştirak etme- sine kat'i surette karar vermiştir. Bu beş koşucu bundan sonra yapılacak tasfiye yarışlarının neticelerine, kamp- taki yaşayış tarzlarına ve umumi ka - biliyetlerine nazaran federasyon tara- Dünlü Lik Maçları Anadoluhisarı 11, Fenerbahçe 8 golle rekor yaptılar Galatasaray Vefayı 0-3, Fenerbahçe Anadoluyu 0-8, Eyüp Topkapıyı 1-3, Anadoluhisar Beylerbeyiyi 1-il1 Galatasaray 3 — Vefa 0 İstanbul şampiyonasının sona ka - lan oyunlarından Galatasaray, Vefa maçı dün Taksim stadyomunda oynan- dı. Galatasary ilk devre bir, ikinci dev- re de iki gol yaparak 3 - 0 kazandı. Lik maçlarının haziran ortalarına kadar uzaması, oyunların en hızlı bir zamanda olimpiyat hazırlıkları dolayi- sile yarıda kalması oyuncular üzerin - de aksi tesir yaptığından dün yapılan maç çok bozuk bir şekilde oynanmış- tır. Oyun Galatasarayın hücumile baş- lamış, pek az müsavi bir şekilde devam ettikten sonra hâkimiyet tamamile Ga- latasaraya geçmiştir. Yağmurun sa - hayı bozması top kontrolünü güçleş - tirdiğinden bir çok sayı farkı yakalı - yan Galatasaray oyunun ortalarında Necdetin çektiği bir penaltı ile bir kaç sayı kaçırmıştır. İlk devrenin 44 üncü dakikasında topu uzaklarda yakalıyan Haşim Ga- latasarayın ilk sayısını yaptı. İkinci devre başladığı zaman Galatasaray ta- mamile hâkim oynamağa, Vefa takı - mı da sıkı bir müdafaaya başladı. O - yunun ortalarında Bülent Galatasa - raya ikinci sayıyı kazandırdı. Necdetten güzel bir pas alan Gün- düz bir kafa vuruşile üçüncü sayıyı yaptı. Vefa takımı çok sert bir oyun oyna- dığından Galatasaray oyuncuları çok güçlük çektiler. Galatasarayın hâkimi- yeti ile geçen oyun 3 - 0 Galatasarayın hâkimiyetile bitti. Galatasaray takı - mı: Sacit, Reşad, Salim, Kadri, Hü - seyin, Suavi, Necdet ,Bülent, Gündüz Kılıç, Haşim, ve Anibal. Vefa: Mihat, Vahit ,Saim, Yahya, Sü- leyman, Gazi,, Lâtif, Muhteşem, Mus- tafa, Mehmet. Maçı Beykozdan Şazi idare etti. Fenerbahçe 8 — Anadolu 0 İstanbul lik şampiyonası maçlarının sona kalan oyunlarından Fenerbahçe, Anadolu Aarasındaki müsabaka dün yendi Beykoz- Güneş maçından heyecanlı bir görünüş Kadıköy stadında yapılmıştır. Fenerbhçe takımı ilk devrede 5, i - ikinci devrede 3 sayı yaparak oynadığı maçı 8 - O gibi yüksek bir sayı farkile kazanmıştır. Fenerbahçe takımı: Necdet, Fazıl, Yaşar, Cevat, Ali Riza, Mehmet Re - zad, Niyazi, Namık, Esat, Naci, Fik - ret şeklinde sahaya çıkmıştır. Maçı: Ahmed Adem idare etmiş - tır. Eyüp 3 — Topkapı 1 Birinci lik maçlarından olan bu maç Taksim stadyomunda yap K Maçın birinci devresini Topkapı 0 — 1 gelip bitirmiştir. İkinci devrede daha düzgün oynıyan Eyüp takımı 3 gol yaparak maçı 3 — 1 kazanmıştır. Beykoz 0 — Güneş 0 Taksim stadında Beykoz, Güneş maçı hakem Sadi Karsan'ın idaresi al- tında cereyan etmiş ve her iki tarafın kaçırdığı müteaddit gol fırsatlarından '0 — O beraberlikle nihayet bulmuş - tur. Bu müsabakaya Beykoz: Nihat, Ba- hadır, Halit, Turgut, Mehmet, Saded- din, Turhan, Kemal, Mustafa, Faruk, Kâzım - şeklinde çıkmıştır. j Güneş te: - Safa, Asım, Faruk, Da- niş, Riza, İsmail, Rabii, Canbaz, Ah - met Kemal, Necdet, Müslim - tertibin- de idi. Anadoluhisar 11 — Boylerbeyi 1 İkinci kümenin en kuvvetli rakip - leri olan bu takımların maçı Taksim stadında yapıldı. Anadoluhisar takımı oyunun baş - Tangıcında sayı yapmağa başlamış ve oyun bittiği vakit maçı 11 — | gibi parlak bir muvaffakiyetle bitirmiştir. Yugoslaya takımı Avusturyalıları 0-2 yendi Viyana, 14 (A.A.) — Davis ku - pası müsabakasında, Yugoslavya takı- mı ÂAvusturya takımını 2 — Ü yen « miştir.