J4 Sayfa “Son Posta,, nın Tefrikasıi İ © Şimdi, etrafında konuşulan sözler, | önun kulaklarına uzaktan geliyormuş de bir lâhza durup düşünmek İüzu- munü bile hissetmiyordu. yaklasıyordu, Şirhdi, o minimini tavla zarları yavaş yavaş büyüyor.. Onların #rakasında, mor renkli dağlar beliri- yordu. İ Yemen.. İsmi bile insanın tüylerini ürperten o korkunç diyar, acaba o mor dağların arkası mıydı?.. Şu halde ha- yat, orada kim bilir ne kadar çetin ve | istiraplı geçecekti. İ Gittikçe biraz daha (yaklaşan ve yaklaştıkçâ renkleri koyulaşan odağ- lar; birdenbire Cemilin içine, derin bir kasvet vermişti: — Ne yapacağım, orada.. Nasıl ya- şayacağım?... Omuzuna bir el temas etmişti. Ba- #ini çevirdiği zaman, esmer ve çenber sakallı bir çehre, kendisine gülümse- mişti. — Yâ, Cemil Beyt. İşte geldik, bi- “zim diyâra... Arap şivesiyle Türkçe olarak bu sözleri söyleyen; (San'a) nın tüccar- larından (Seyyid İbrahim) di. Vapu- ra (Taif) ten binmişti.. Cemil, hafif- çe gülümsemiş; cevap vermişti: RE — Ever Geklik | — Şu dağları görüyorsun, ya?.. ! — Evet. — Onların o arkasında, büsbütün başka bir âlem vatdır. — Ben de öyle tahmin ediyordum. Fakat, Kim bilir nasıl bir âlem?.. — Nasıl mı?.. Anliyorum.:. Sen de, buraya ilk gelenler gibi korku ve tereddüt içindesin. Hayatın bir çok mabrumiyetler içinde geçeceğini zan- netmektesin. — Zan değil.. Buna kuvvetle hük- mediyörum. i — Hayır. Cemil Bey. . Aldanıyor. sun. Ve.. Aldandığını göreceksin. Ta- | bildir ki burada sizin o güzel İstanbu- © lunuzu bulamazsın. Ben, 318 de kıy- metli taslar satmak için İstanbula git- miştim. Bilirim.. O, Boğaziçinin leta- feti; etrafı denizle çevrilmiş olan Fe- nerbahçenin tatlı serinliği; oAdaların “İnsanın ciğerlerine kadar işleyen o em- salsiz çam kokuları; hele o, Çamlıca yok mu?.. Yâ Lâtif... Orada gördü- güm. Cemil, artık dinlemiyördu. Şu ân- in kulbö dini hi üçe “iğne | sizlamağa başlamıştı. Birdetibire gö- zünün önünde; Fenerbahçe canlan- mişti. Şimdi, bir rüya gibi görüyordu... Üstü tenteneli bir sandal, Fenerbah nin kırık tahtalardan yapılmış küçü- cük iskelesine yanasıyordu. Kendisi, ceketini kolüna alarak sandaldan ka- taya sıçrıyordu. Sonra dönerek elini İ Sannesine uzalıyordu. Annesi, güvez rengi maşlâhının üçlarini tütarak ona selini veriyor; besmele çekerek iskele- ye geçiyordu. İki üç adım yürüyorlar.. Sonra dönüp geri bakıyorlar. Gülter, elinde yemek sepetlerile geliyordu. Gözleri birdenbire, Fener binasının beyaz badanalı 'düvarlarina oka yıyordu. o Oradaki ( büyük ağacın © koyu — nefti gölgeleri içinde U biribi - © rine karsan renklerle iki omaşlâh havalanıyor. Bir renk ve ipek dalga- si, muttarid bir âbenkle yükseli - © yor. Alealıyor.. İki genç kadın, büyük salıncakta kolan vuruyordü.. Önlerin- den, tenteli bir araba geçiyor. İçinden telâşlı iki baş uzanıyor.. Aksam gü: © meşine #irpan gözler parlıyor.. Bu iki kadın biri, yanındakini dirseğiyle © dürterken, ölçüsünü şaşırmış bir set- ii gibi aksediyor; işittiği sözlerin üzerin-| kızıyor: "apur ilerledikçe, kara biraz daha | küz gibi bakıyorlar. 44 — Aman, ne güzel şey. Diye fısırtıyor... Annesi, fena halde — Hay, gözünüz çıksın.. Maşallah; da demiyorlar. Sade, marul görmüş ö- Diye homurdanıyor... Cemil, bütün hislerini ve hayalleri- ni dağıtmak istiyormuş gibi başını sal- iyor. Fakat.. Şimdi gözünün önünde | başka bir tablo canlanıyor... Çamlıca- nın tozlu yolunda araba ilerliyor. Ara- banın her sarsıntısında vücudu yanın- daki ipek kadar yumuşak vücutla ha- fifçe çarpışıyor. Ellerinin içinde mini- mini bir el kayboluyor. Nereden sızdı. ğı belli olmayan tatlı, baygın, mest & dici bir koku ile sersemleyen başını, arabanın arkasındaki kapitona -döşe- meye dayıyor... Sonra. Gazinonun kapısında arabadan iniyorlar. Cenari, siyah krepdöşin çarşafının içinde, bir ın gibi yükseliyor. Beyaz eldivei nin birini eline geçiriveriyor. Çarşa nın geniş eteklerini kavrayarak hafif- çe tozlarını silkiyor... Bahçede, tek! tük adamlar var. Bunların mütecessis | nazarları kendilerini takip © ediyor... Yolları, dolasa dolaşa, yukarıdaki sete çıkıyorlar... Marmara, berrak bir gü- neş altında parıldıyor. Adalar, kor- kunç birer timsah gibi denizden yük- seliyor... Ve sonra...... Cemil, birdenbire (Odoğrulmuştu. Yanında, dimdik duran (Seyid İbra- him) e sormuştu. — Evet.. Sonra?... — Sonra; efendim... Vakit, hiç te fena geçmez. Kendimize mahsus, çok boş eğlencelerimiz vardır. Bilhassa... * Cemil, daha uzun bir rüya gördü- günü zannediyordu. (San'a) ya geleli iki gün o olduğu halde, daha hâlâ bunun bir hakikat ol- İ duğuna inanamıyor; geçen bütün hâ-| disatı ancak hayal meyal hatırlıyordu. Zavallı Adana vapuru, yorgun ve bitkin bir halde (Hudeyde) limanına sürüklenmiş; orada bitâp bir halde de-| mirlemişti. Vapurun etrafını; koyu bakır renk- li, yarı çıplak vücutlu kayıkçılar ak muşlardı. Bunlar, bağrıyorlar, çağır yorlar; sanki, (obüyük bir tehlikeden | kurtarmak istiyorlarmış gibi, yolcula- rın yakalarından tutarak kırık dökük kayıklarına sürüklüyörlardı. Sadık efendi de, kendi koluna gir - miş, yanındaki iki (kanun) çavuşu ta- rafından takip edilerek onu bir kayığa indirmişti. Güneş, tahammül : imkânı olmayan bir şiddetle gözleri kamaştırı- yor; alnından sızan terler, şakakların- dan süzülerek gözlerini câyır cayır ya- kiyordu. f Kayıkların kürekleri biribirine çar pıyor; rengi belli olmayan denizin üs- tünde bembeyaz köpükler kabarıyor- du. Sahildeki taş binalar, yaklaşıyordu. Bu taş binaların aralarındaki hasır ör- me çardaklar; kirli birer kanat gibi & çıkıyordu. Hurma ağaçları, tersine dön- müş birer . şemsiyeye benziyordu. Frenk incirlerinin yeşillikleri, duvarla» rın çiğ beyazlıklarını örtüyordu. Kum- lukta, küme küme toplanan halk; san dallardan, zambuklardan çıkan yolcu- ların etrafını alıyor; hepsi de bağrıyor, hepsi de çağriyor; biç kimse, ötekinin söylemek istediğini anlamıyordu. Develer, kumlukta grup grup top- lanmişlardı; “Büyük bir süküngile bo yunlarını uzatarak bu bağıran, çağıran halka bakıyorlar; sanki bütün bu telâş ve heyecanlara hayret ediyorlarmış gi- İ bulunması veya SON POSTA OLUM MANGASI bi «>> mn a ex | İngiltere - İskoçya milli maçı bugün yapılıyor İngiltere takımında &n mühim yerleri meşhur Arsenal takımı oyuncuları işgal ediyor Adana Vapuru, Günlerce Süren Yolculuktan Sonra Nihayet Hudeyde Önlerinde Demir Atmış Bulunuyo:du bi, gözlerini süzerek geviş getiriyorlar- dı. Karaya çıkar çıkmaz, etreflarını küçük bir kalabalık ihata etmişti. Fa- kat bunların kıyafetleri, “kendilerine kat'i bir meslek şekli verecek halde de- öğildi. Hattâ; üçüncü orduda yetişmiş olan Cemil, bunları gördüğü zaman asker olduklarına inanmak bile isteme- mişti, & Arkas var ) Çorlu Asiye hukuk imliğinden: Müddei Çorlunun camii Atik mahal - lesindeni Osman oğlu Reşat tarafından ayni mahalleden Mustafa oğlu kundu- racı Ramiz ve Cemaliye mahallesinden | Salti oğlu Menabim bahar aleyhlerine açılan tapunun iptali davasinda müd. deanleyhlerden Saki oğlu Menahim ba. harın mahalli ikameti meçhul bulun » ması İtibariyle ilânen tebligat ifası talep! olunmuş ve yevmü muhakeme de 28/4 (1936 salı günü saat 14 talik kılınmaş ol.! İduğundan mumaileyh Menahim baha- rın yevmü mezkürda mahkemede hazır tarafından bir vekil göndermesi lüzumu tebligat makamı- na kaim olmak üzere ilân olunur. DO İstanbul 2 ci İcra memurluğundan: Paraya çevtilmesine karar verilen İstan- bul Sabuncu hanında Hidirzade Cernalin | mumaralı dükküninda 25 çuval pudra imali için Tark sözü geçen yerde nisanın 18 inci günü saat 12 den ülibaren satıla - cağı ilân olunur (21858) İstanbul birinci iflâs memurluğundan: Doktor Giraguvar Feldmana. Hazineye borçlu E, Feldman ve mah - dumları kollektif eden Jöl Feldman ve şürekâs komandit şirketine ve onu istihlöf şirketine borçlu olduğunuz — defterlerden anlaşılan 1700 Türk lirası ile 5966/23 do- lar ve 61368/97 Fransiz frangını memuri- yetimizi haberdar etmeden hiç bir tarafa vermemenizi ve aksi taktirde tazmini mükellef olacağınızı bildiren muhtıra, ika-| metgâhınızın meçhul olmasi dolaymile teb- liğ edilemediğinden malömunuz olmak üze- re ilânen tebliğ olunur. (21856): Denizyolları IŞLETMESİ Acenteleri: o Karaköy (o Köprübaşı Tel. 42362 - Sirkeci Mühürdarzade Han Tel. 22740 Trabzon Postaları Pazar 12 de, Salı, Per- şembe 15 de zmir sür'at postaları Cumartesi 15 de Mersin postaları Salı, Perşembe 10 da kalkarlar. Diğer postalar Bartın — Cumartesi, çar - şamba 18 de — Pazar, salı, per- şembe, cuma 9,30 da Mudanya — Pazar, salı, per- şembe, cuma 9 Karabiga — Salı, cuma 19 da İmroz — Pazar 18 de Ayvalık o— Salı, cuma 19 da Trabzon ve Mersin postaları - na kalkış günleri yük alınmaz. (1767) ile| | İngiltere - İskoçya milli takımları arasındaki futbol maçı bugün impara- torluk stadı olan Vemliby'de yapıla - caktır. Kuvvetli bir müdafaa, mükemmel İbir hücum hattına malik olan İngiliz İtakımı, birinci lik klüplerinin teker te- İker en yüksek oyuncuları bir araya getirilmek suretiyle tertip edilmşitir. İngiltere takımında en mühim yer- İler, meşhur Arsenal oyuncuları tara - fından tutulmaktadır. İkinci müdafi, sağ muavin ve iki iç oyuncu yalnız Arsenalin değil, Bü - yük Britanyanın en yüksek oyüncu - larıdır. Bu çok kuvvetli müdafaanın orta- sında birinci lik ikincisi bulunan Derby County takımının merkez mua- vini Barker oynamaktadır. Arsenalin sol müdafi meşhur Hap- good bu maçta gene İngiltere tekim nın kaptanlığını yapacaktır. B takımları maçları İstanbul lik şampiyonası B, takım - leri arasındaki müsabakalara bügün Kadıköy, Taksim, Şeref stadlarında devam edilecektir. Kadıköyde Hilâl - Eyüp, Taksim de Galatasaray - İstanbulspor, Vefa - Gü- neş, Şeref stadında ise, Beşiktaş - "Topkapı, Süleymaniye - Anadolu ta- kımları karşılaşacaklardır. İzmirspor Altayı yendi İzmir, (Özel) — Bu yıl lik maçları büyük sürprizlerle geçmektedir. Lik sona yaklaştığı halde hangi ta - kımın şampiyon olacağı bir türlü kes- tirilememektedir. Bu haftanın en mü- bim, oyunu Altay ile İzmirspor arasin- İda olmuştur. İngiltere takımı kaptanı Hapgood sısında bocalamış ise de, hasmına gol fırsatları vermemiştir. İlk devre sonlarına doğru İzmirspor bir karışıklıktan istifade ederek (o bir sayı yapmış, ikinci devrede rüzgârı İe- bine alarak Altay kalesini devamlı bir surette sıkıştırmağa başlamıştır. | Bu sırada Mustafanın şütiyle ikinci sayı yapılarak oyun Altayin 2 - 0 mağlâbi- yetiyle neticelenmistir. Fenerbahçe takımı Ankaraya gitti Fenerbahçe birinci futbol. takımi, İlk devrede rüzgâr aleyhine düşen |iki maç yapmak üzere dün Ankaraya üzerinde yapılacaktır. İki üniversitenin rengi olan koyu tedir. i İzmirspor, Alayın hâkim oyumu kar-!'hareket etmiştir - mm Oksford, Kembriç kayık yarışları bugün yapılıyor Son çalışmalar Kış kıyamette aylardanberi hiç durmadan idman yapan Oksford - Kem- briç üniversiteleri arasındaki meşhur kürek yarışları bugün Taymis nehri Bir buçuk milyondan fazla taraftarın alkışlamak için sabırsızlıkla bek- ledikleri bu müsabakalar, İngilterede bir spor hâdisesi olarak her sene git- tikçe artan bir alâka ile takip edilmektedir. ve açik mavi elbiseleriyle Taymis kıyılarini dolduran halk bu müsabakalara an'anevi bir ehemmiyet vermek-