Afyn Antal ya Hattı Açılırken Bır Asker Neler Duşünur'-’ Başbakan — İsmet — İnönünün yondaki son derin manalı nutkunun ıkıı - leri bizim kalalarımızda olduğu kadar başka kafalarda —da uzun zaman çınlasa gerektir. Yeni bir çelik damarın işlemeğe açılış günlerinde söylenen bu nutkun her cümlesinde, çelik bir çekicin kuvvetli dar- datbelerinin ubuklara çarpan çelik ihtizazı var. Bu ihtizazdan her kafa kendi nasibi| kadar intiba ve hisse alacaktır, Bundan ön dört sene evvelki ağustos ayının yirmi altıncı günü şafakla beraber| - (Afyon) un hemen cenubunda, (Koca « tepe) den bir fırtina kopmuşlu. O fırtına- nın, etrafı korkuya boğan, uğultuları ara- sında ve toz, duman bulutları arkasında, yatağına sığmıyan coşkun bir sel Afyon ovasına istilâ ediyor; önüne gelen (6ed) i yıkip sürüyerek Adatepelere, oradan da Akdenize doğru genişleyip gidiyordu. Ünlü başbakanımızın en yerinde bir teşbih ile «Ergenekon efsanesini yirminci asırda ta - hakkuk ettiren hakikt bir tezahür» dediği bu sel, Türk yurdunun üzerinde asırlarca yaşıyan tufeyli haşereler ile beraber müs - tevli mikropları da «vatanın harimi iszme- tinde boğarakm Akdenizin dalgaları ara - sna ebediyen götndü. Bu satırların yazıcıs yirminci asır (Er - genekon) una bir zerre gibi karışmış ve bu kızıl kıyamet gününden önce (Koca - tepc) nin mağrur sırtında tam yirmi beş &ün, yirmi dört gece Akdenizin moltemli havasını tahaasürle, başı dönerek emmişti. Başlı başına bir (tarih) olan böyle azametli bir hâdise içinde yaşamış, o hâdisede bir olmuş bulunmak kadar insana saadet verebilecek ne vardır? Ya o hüdiseyi ya- ratmış olmanın vermiş olacağı mes'ut çar- pintıya hangi faninin kalbi tahammül ede- bilir?, Ben, fevkalbeşer kelimesinin yalnız edebiyat olduğuna inananlardan değilim. * Ünlü başbakanın son nutkunda işaret ettiği Ergenekonun hangi şartlar altında cereyan ettiğini hatırlarsak © nutukta bu noktaya temas edilmiş olmanın ınınuını daha iyi anlarız: Evvik on dört sane evvelki hııhılın bakahmi. Ne görüyoruz?. Anadolu bir yumruk gibi garbin tecavüzüne kargı a - yaklanmış bir halde.. Fakat yumruğun bir tek cılız damarı var. İzmir - Afyon - Ada> na « Bağdat battı!.. İstanbul » Eskişehir - Ankara hattı henüz yumruğun ortalarına kadar bile gelmemiş.. Bu cılız damarların parmak tarafları ise düşman elinde.. Man- Zara işte bul.. Buna rağman bu cılız da - marlı yumruğun darbesi o kadar giddetli ki bütün bir garp husumet âleminin yüzü- ne indiği zaman tahtlar, taçlar, iktidar san- dalyeleri, dünya yüzünde (Allah) vekil - kiğini kabulanmiş tacidarlar birbiri arka- tınca yıkılıp gittiler... Aradan on dört sene geçti.. Haritaya bir daha göz atıyoruz: Karadeniz Akdenizle iki defa birleşmiş.. Üçüncü — kucaklaşma yarın kadar yakın.. Garbin tecavüzü (hti - maline karşı müntakim bir yumruk, fakat her medeni hamle için şark ile garp arasın- 'da azametli bir köprü olan Anadolu gap - tan şarka, şarktan garba; cenuptan şimale, #imalden cenuba ilerliyan ve birleşen çe - Tik damarlarla örülmüş.. Öyle ki ileride bir &gün yeni istilâ ihtirası yapılıp ta Türk top- taklarına göz dikerse daha ayağını karaya uzatmadan bu çelik damarların tekallüs ettireceği yumruk bu ihtimsı Türk vata - zmin sahillerini okşayan sularda boğacak- tır. Her geçen gün bu gelik damarların rand Manımı arttınyor. Vatanın dört bucağın - dan asker, silâh, malzeme, yiyecek, içecek, Biyecek, yakacak, nakledecek trenler isti- lâ tehlikesine maruz görünen Türk yurdu Parçasında düşmandan üstün kuvvet top - Tayacaktır. Yalnız yurdümuzün — kapısını, bacasını emniyete almak bakımından bile bugünkü tahakkuk etmiş manzara bize Türk Yatanının bayındırlığı için daha — serbest, daha emin çalışmak imkânını vermektedir. Kapısı, bacas açık, içlerinde aç ve haris #tlanları bulunması muhtemel uzak — veya Yakın komşular arasında, mamur bir evin Afyon - Antalya hattmın ilk kasmının güzergâhını gösterir harita vallı Habeyistanın bile, topraklarının sat - hında hiç bir imar esöri taşımadığı halde, maruz kaldığı tecavüz bu misallerin en ye- nisi değil midir? Kaldı ki yurt müdafaası bakımından sı- kılmış tunç yumruğun adale ve damarla - mini teşkil eden bu çelik ağlar sulh ve ba- yındırlık devrinin de şifa ve ahhat verici kan damarlarıdır. Bu asırda — medeniyet denilen kervan ancak — çelik rayları - takip eder. Şöseler ve hava — yolları bunların, simdilik, yardımcılandır. Beş sene evvel sıva bilmiyen köyler bugün badanalı, o za- man şalvardan başka bir şey görmiyen ba- caklar pantolonlu, pejmürde gömlekten başka bir şey tanımamış bağırlar bugün yaka ve kıravatlı ise; Türk köylüsü bugün frengiye, sıtmaya karşı mücadeleyi öğren- miş, okuma - yazma ihtiyacını duymuş ise bütün bunları, zulmette nurdan oklar gibi ilerliyen demiryollarımıza borçluyuz. Vaktile Diyanbekir ve Sivas mıntakala- mnda buğdaylar çürür 've İstanbulda *bile Amerikan ve Romanya unu yerken şimdi mahsullerimizi dış pazarlarımıza yolluyor- sak bize bunu temin eden, yarın daha çok ekip biçmek, daha çok satmak imkâmıni veren, köylünün, mütavassıtin, — tüccarın 'yüzünü güldürecek olan yine bu demiryolla- t değil midiz? ; İhtiyat erkânı harp binbaşısı Celâl Dinçer Kuluçkalık Cins Yumurta Ziraat müdürlüğü İstanbulda cins tavukların çoğalması için Halkalı Zi- raat Mektebinde bir tavukçuluk ensti- tüsü açmıştı. Şimdi de halka ucuz —fi- yatla cins yumürtalar Satmıya - başla- mıştır. Cins Legorn ve Rod yumurta- ları beş kuruşa Ziraat “ müdürlüğünde satılmaktadır. İmtihan Sualleri Liselerde yapılacak ikinci yazılı yoklamaların sorguları Kültür Ba - kanlığı tarafından tesbit edilip kapalı zarflar içerisinde mekteplere gönde - rilmiştir. Kapalı zarfla gönderilen sorgular imtihandan 15 dakika evvel talebe - her zaman tecavüzden masun kalacağı ta , karşısında açılacak ve tahtaya yazıla - Savvur olunabilir mi?.. Tarih, bize bunun |rak cevapları bir buçuk' saat sonra ta- Akrini-isbat eden örneklerle doludunr. Za - |lebeden istenilecektir. ” , Tavukçuluğa Nâgıl Başlanır? Âdi Tavuklardan Cins Yetiştirmenin Usulleri b Bi l Evet, tekrar edeyim ki; her memle- ketin kendi tavuğu o memleket için en eyi tavuk cinsidir. Elverir ki o tavuk | günden güne yeğritilerek yetişti Ve sonra da o kararda devam ett Şu veya bu cins diye gördüğümüz ta- vuklar hep belli yerlerin yerli tavukla- rıdır. Lehistan ve Bulgaristan gibi kü- çük memleketlerde bile gimdi bu haki- kata uygun bir çalışma — hız almıştır. Onlar yerli cinslerini ıslâh ederek bü- tün yabancı ırkları yok ediyorlar. Bir taraftan da bakım usüllerini düzelti- yor, kümesletini eyileştiriyor, yerine göre en uygün beslemeyi araştırıyor ve hep yeni bilgileri göz önünden — uzak tutmuyorlar. Demek istiyorum ki biz de tavukçuluğa girişenler işin — başını hemen cins tavuk edinmekte görme- | sinler. Köylerden seçilecek —on mart pilici ile yapılacak bir sürüyü dinç ve eyi bir harozla birleştirip bunların su- larına, yemlerine, hastalıklarına — dik- kat etmekle işe girişmelidir. Bu tavuk- ların içinde en çok — yumurtlayanlar gözden geçirilmelidir. Daha eyisi hep- sinin ayaklarına numaralı bir halka tak- mak ve kapanlı bir folluk yapmaktır. Tavuklar yumurtladıkça bu kapandan dışarı çıkamazlar, Tavukçu — da gidip numarasına bakarak hangisinin — yu- murtladığını anlar, Her tavuğun yu- murtladığı yumurta sayısı, ağırlığı da tartılarak günü gününe bir deftere va- zılır. Yıl sonunda hangi tavuk daha iri daha çok yumurtlamışsa onun yumur- talarından civciv çıkarılır. Bilbassa teş- rinisaniden nisana kadar olan günlerde çok yumurtlamış olan tavuklar mayıs- tan teşrinievvele kadar olan — aylarda yumurtlayanlardan çok — kiymetlidir. Çünkü bu aylarda yumurta para eder, O sene beğendiğiniz tavukların yu- murtalarından çıkan civcivlere de ana- ları gibi dikkatli davranmalıdır. Bun- lar doğar doğmaz ayaklarına Selloloit maddesinden yapılmış renkli bir yüzük geçirmeli ve hepsini tartmalıdır. Mese- lâ 30 gramdan aşağı olanlara kırmızı ve 30 gramdan 40 grama kadar olan- lara yeşil halka geçirmeli d0 gramdan yukarı olanlara da mavi halka geçirme- lidir. Bu, üç boy civcivden birincileri iskarta etmeli. Geri kalan iki boydan hangi civcivin daha çabuk büyüdüğü- | nü anlamak için bir ay sonra bir daha tartmalıdır. Bu sefer en beğenilenlere yine bir renk halka takmalıdır. Böylece civcivler büyüyünceye ka- dar içlerinden en erken büyüyen (Prekos) ayrılır. Gcyu ba pileler balaları giLi n ve eyi bir horozla çiftleştirilerek — yu- murtlayacakları yumurtalar tıpkı ana- ları gibi hep yazılır, çizilir. Yine en ini, en çok ve kış aylarında yumurtlayan- lar seçilir. Böylece bir kaç sene hep seçile se- çile öyle bir sürü elde edilir ki bu sürü sizin önce gelişi güzel topladığınız ta- vuklarla bir misli fazla, daha iri yu- mMurta yapan ve memleketin hastalık ve iklimine en uygun, çeşitlerine en a- lışkın bir olur. Bilmelisiniz ki cins cina diye öğünülen tavuklar da bida- yette böyle bir yol tutularak elde edil- mişlerdir. Çiftçi Tramvayların Muayenesi Müddeiumumilik bütün tramvay arabalarının muayene edilmesini iste- nıışu Müddeiumumiliğin bu isteği ye- rine getirilmekte ve mevcut bütün tramvay arabaları inceden inceye göz- den - geçirilmektedir. Diğer — taraftan tramvay şirketi de arabalara fazla mal- zeme vermektedir. Eskiden bir tramvay arabasına 4 kilo yağ tahsis edilirken şimdi bu miktar arttırılmıştır. Araba- lara lüzümu olan mnb.eme esirgenme- *“İden verilmektedir. |ahyoruz: İş Bankası Ge çöiı Bir Yıl İçinMeler Yaptı? Bankanın Umumi Heyeti Bugün Ankarada Senelik İçhmıım Aktediyor Türkiye İş Bankâ « * heyeti umumiye iç. timar bugün Ankara- da yapılacaktır. U - muml direktörlük bu içtimada okunmak ü- zere memleketin iktı - sadi vaziyetini aydın- latan çok mühim bir Tapor hazırlamıştır. Bu taporda dünyanın iktısadi durumu kısa - ca hülüâsa — edildikten sonra 1935 yılı mem- lekat iktisadiyatına geçilmektedir. Geçen yıl içindeki ekonomi kalkınmasının en mü- him noktalarını tasrih eden bu raporun bazı parçalarını — uşağıya #Henüz tatbik dev- Tesinin yarısına geldi- Gimiz, birinci beş se « nelik sanayi plânının, bir an evvel bitirilme- &i için mali ve teknik şartlar tamamlanmış - tır. Aynı zamanda i - kinci beş senelik plâ. nın, şimdiden tesbit edilerek hazırlık ve tatbikine geçilmesi için başlıyan teşebbis- ler de ilerlemiştir. 1935 te, bir çok fabrikalanmız; faali- yete geçmek suretile ilk beş senelik sanayi programının maddi eserlerini - gösterdiler. Bankamızın kurduğu İstanbulda Paşabah- çede gişe ve cam ve Zonguldakta Türk Antrasit fabrikaları çalışmağa ve mal çı - karmağa başladılar. Bu suretle Bankamız birinci beş senelik sanayi plânından üzeri- ne almış olduğu vazifeleri tamamen başar- maş bulunmaktadır. Fabrikaların kurulması ve işlemesi ka » dar, istihsallerinin ucuzlatılması ve halkı « mizin bu mamulâu mümkün olduğu kadar ucuza satın alması; bükümelimizin geçen ene de en fazla meşgul olduğu- işlerden biri olmuştur.0 Dış Ticaretimiz «Evvelki senelerde olduğu gibi karşılık- h anlaşmağa dayanan Kliring mukavele - lerile bağlanmış olan dış ticaretimiz, 1935 senesinde yeniden bir fazlalık — göstermiş ve yüz yetmiş sekiz milyon liradan yüz seksen dört milyon Kiraya çıkmıştır. İhra - catımız doksan iki milyondan doksan altı milyona; ithalâtımız ise seksen yedi mil - yondan seksen dokuz milyona yükselmiş- tir. Şimdiye kadar normal bir şekilde istih- sal etmekte olduğumuz ihracat —malları - maza; dünya piyasalarında; en müsait fiyat ve şartlar elde edilmiştir. Giriştiğimiz bü - yük sanayi ve cihazlanma savaşında, lü - zumlu olan bir, çok makina ve mâlzemeyi, daha uzun seneler, normal ithalâtımıza ilâ- veten, ecnebi memleketlerden — getirtmek zaruretinde bulunduğumuz aşikârdır. Ehemmiyetli bir mevki almağa namzet elan (pamuk) meselesi ile de hükümetimi- zin meşgul olması tabüdir. » Mahsullerimiz İş Bankasının umumi merkez binası Diğer ihracat mallarımız da normal ve iyli Hiatlarla elden çıkarılmış ve bugün memle. ket içinde mahsullerimizden pek az stolü kalmıştır. » Bankanın işleri “Memleketimizin ekonomik vaziyetinin iyiliği ve ilerleyişi,| bankamızın işlerinin de müsait bir surette inkişafımı — kolaylaştır « miştir, İstihsalât ve faaliyeti fazla olan merkeza lerdeki şubelerimiz, geçen sene, memnu w niyetli neticeler vermişlerdir. Bu meyandaj Karadenizdeki şubelerimiz de verimli bit tarzda iş senelerini tamamlamışlardır. Yalnız. Orta Anadoluda, kuraklık müğe takasında bulunan şuhelerimiz. muhitlerğe nin vaziyetinden, verimli bir surette çalıştla mamışlardır. Fakat umumiyetle 1935 »& n nesinde, bankacılık — sahasında aldığımıt neticelerin, geçen senelerden daha verimli olduğunu ve memnuniyetinizi mucip olâ « cak bir şekilde bulunduğunu söyliyebiliri: Raporda bankanın 1935 plânçosu ve işe tirakleri sarih ve sağlam rakamlarla bildi « rildikten sonra kâr faslına — geçilmektedir. Bankanın kâr hesabı 1935 te iyi netice « ler vermiş. 726.732.61 lita temin — edil « miştir. İş Bankasına yeni yıl için de muvalfa - kiyetler dileriz. Türk Cerrahi Cemiyeti Toplantısı Türk Cerrahi Cemiyeti aylık ilmi top lantısını geçen cuma Gülhane hastanesin - de Prof. Murat Cankatın — başkahılığında yapmıştır. Taplantıda: Murat Cankat, Doçent Kü- zım İsmail Gürkan tarafından tıbbi teb » ğler yapılmış, münakaşalara Murat Cane kat, Şinasi Erel, Adnan, Cevdet, Feridun Şevket ve Kâzım İsmail iştirak etmişlerdir. Gelecek toplantı Haseki hastanesinde yar «Geçen sene zirai mıntakalarımızda baş | pılacaktır. gösteren kuraklıktan en ziyade — buğday mahsulümüz müteessir — olmuştur. — Ziraat Bankasının, elindeki stoklarla yaptığı mü- dahale neticesinde buğday — yükselişinin kısmen önüne geçilmiştir. Tütün mahsulü de kuraklıktan mütces- sir olmuş ve yüksek miktarda mahsul bek- lenirken tahminlerin uncak yarısını geçen. fakat 1934 senesinden yine fazla bulunan bir rekolte elde edilmiştir. Tütün fiatları- nn dolgünlüğü, kiymet bakımından, — buü noksanın büyük bir kısmını telâfi etmiştir. Üzümlerimiz uzun senelerdenberi gö - rülmemiş bir miktarda ve hemen hemen normal mahsulün bir misline yaklaşmıştır. Fındık rekoltesi de fazla olmuş, müs - tahsil için verimli ve yüksek fiatlarla sa tılabilmiştir. Pamuk istihsalâtının mühim — bir kısmı içerdeki fal Jarın ihtiyacına sarfolun - muştur. Geri kalan kısmı, esasen dünya pi- yasasının üstünde olan geçen seneki fiat- lara yakın bedelle; yavaş yavaş ihraç edil- mektedir. İncir mahsulümüz iyi fiatla satılmıştır. Kadıköy Halkevinde bir konferans Kadıköy Halkevinden: Yarın akşam saat 21 de M. Niyazi E « renbilge — tarafından evimiz — salonunda sAmerika birleşik devletlerinin — kuruluşa ve emperyalizmi, Amerika milletinin ah « Vâk ve seciyesi. talim ve terbiye — sistemis fisimli bir konferans verecektir. Konteranı» |tan sonra mandolin konseri. Herkes gele - Bilir; Gülhane müsamereleri Gülhane kliniğinin senelik 10 ncu tıbbt müsameresi cuma günü saat 16.30 dan 18.30 a kadar devam Arza eden meslektaşların teşrifleri rica olunur, Halkevinde konferans Eminönü Halkevinden: edecektir. Cuma günü saat (17,30) da Evimizin Cağaloğlundaki merkez salonunda — Halit Bayrı tarafından (Türk Folkülörü) konula bir konlerans verilecektir. bütün yurtdaşlara açıktır. Bu konferane —— Xj