26 Mart 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

26 Mart 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

KU? ea AD Ç T K bi 2 Sayfa r D Hergü Bıktık arlık . intihabat mevsimi * Bıktık artık yet, şu sinemalarda ecnebi gene - rallerin askerlere nişan takmasın - dan biktik artık. Ne vakit sinemaya gitseniz. ve havadis veren sinema filmini seyretseniz göreceği- miz manzaralar hep birbirinin aymdır: Alrmanyada bir vesimi geçil Fransada askerlere nişan takma mera - simi. İngiltere tayyare manevraları. Amerikada donanmanın tecrübeleri. Filân, falân.. Peki ama, b&ı hep ecnebi devletlerin askeri kudretlerini teşhir eden filimleri mi| haber mi| seyredeceğiz. Dünyada — başka kalmadı? Dünya alt üst oluyor, milletler birbirlerine giriyor, yer yüzünde hâdiseler yıldırım sür'atile inkişaf ediyor. Fakat bize | gelen havadis filimlerinde bu saydıkları - mızdan başka haber yok Türkiyede filimler sansöre tâbi değil midir? Filim — sansörleri haberini görmüyorlar mı? * İntihabat mevsimi Mevıinı intihabat mevsimi. Almanya Lokarno devletlerine ve- receği kat'i cevabı 29 şubatta intihabattan sonraya bıraktı. Bu intihabata | yalnız faşistler iştirak edecek. Verilecek rey de aşağı yukarı belli. Yeni Rayihştağa gönderilecek meb'uslar da malüm. Fakat günün devlet adamları sözlerine — kuvvet, hareketlerine şiddet, ve kararlarına ehem- miyet verdirmek için halka dayandıklarını göstermek ihtiyacıı duyuyorlar. Alman- yada 29 martta yapılacak — intihabatın ve re'yi âmın manası budur. Ondan sonra Hitlerin sesi daha gürle - şecek, sözleri daha toklaşacak, ve karar - lar daha ehemmiyetli olacaktır. Fransa da intihabata hazırlanıyor. — 26| nisanda Fransada intihabat var. Fransada | intihabat serbest. Çarpışan fırkalar kuv - vetli. İstenilen şeyler mühim ve müstacel, Bu sebeple Framsuz intihabatına büyük e- heminiyet veriliyor. Sağ ve sollar bu »e - ferki intihabatta amansız bir kavgaya giri- şecekler. İntihabatın meticesi yalnız Fran- sanın değil, Avrupanın da mukadderalı ü- zerinde mü rol oyniyacaktır. Sovyet birliklerinde de intihabata dönü- lüyor. Sovyet hükümeti yeni bir temel ka- nunu hazırlıyor. Bütün yoldaşlara serbest, gizli, müsavi, ve doğrudan doğruya inti - bap hakkı veriliyor. Başka parlâmentoyu kaldırırken Sovyeller par - lâmentoyu iade ediyorlar. Amerikada da jintihabat kavgası şimdi- den başlamış bulunuyor. Cümhuriyetciler- le Gdemokratlar namzetlerini — seçmekle meşgul. Ruzveltin iktidar mevküni kaybe- deceğinden korkuyorlar. Bütün bu intihaplar dünya mukadde - yatını değiştirecek neticeler doğurabilir. Çünkü şimdiye kadar devletler ve dev- let adamları konuşuyordu. Şimdi söz mil - lukm geçiyor. “Hüâdiseler Karşısında: İmkân Nisbetinde Eminönü kazas azaları şehir meclisine bir takrir vermişler.. Çocuk bahçesi, lüm- ba, mektep, temizlik ve yol istiyorlarmış. — Hay Allah onlardan razı olsun! Diyecektim amma dilim varıp ta diye- medim. İsteklerinin imkân nisbetinde ya - pılmasını da tekrire ilâve etmişler, yapılacak Çocuklarımızın hava almaları lüzumlu ise imkânın nisbetine uyamıyor diye ha - vasız kalmalarına razı olalım mı? * Lâmbasız- sokakta yere düşen — zavallı yerdeki kaldırım taşlarına! — İmkân nisbetinde başımı az acıtın! diye rica edebilir mi? * Çöp tenekeleri lâstikten olsa, in:kin nisbetinde genişliyebilseler temizlik işi hal. ledilmiş olur mu? 'Yağmur yağdığı zaman, yollarımızı im- kân nisbetinde az wlat ta çamuza batmı - yalım, diye yağmura yalvaralım ı? Ve nihayet belediyeye verdiğimiz ver- gi ve resimleri imkân nisbetinde versek be- Sediye buna vazı olur mu> 'Resimli Makale bu propaganda | memleketler | SON POSTA —— z ——— —a — H Okumak Zevki Bi En çok muhtaç olduğumuz şey okumak zevkidir. etmek mecburiyetindeyiz. Bu neşriyatı takip etmedikçe mesle- Mektepten çıkar çıkmaz çoğumuz kitabı kaparız. Hayatta | Bimizde ilerliyemeyiz. Başkaları bizi gelip geçerler, biz oldu - gördüklerimiz, tecrübelerimiz bize kâfidir sanırız. ğumuz yerde sayarız. T Halbuki daederi” hayatta: bar geğ “biz Talisak balini: almmşte: |. < Mörelek, meşriyet beriçi Bilrte ĞA İ Geciİ Caflelı « ümüzü derinleştirecek bil, acımız ancak Hör'fenliyit subesinde her vil mühim terakki ve iakişaflara şahit| aei aBati geee aA eT TU Nİ oluyoruz. Kendi mesleğimizde ilerlemek için hiç olmazsa bizi| — Boş zamanlarınızı dedi kodu ile, sefahatle, lâfü güzafla öl - doğrudan doğruya alâkadar eden mıalılım ait ııqvıyııı ııhıı dürmeyiniz okuyunuz. aa KA DeD (SÖZ ARASINDA Mahmüt Yesari Bir Adamın | HERGÜN BİR FIKRA | iN BİR FIKRA Ve Içki Düşmanlığı Kaç Işi Olabilir? Yeşilay cemiyetinin Fransada küçük bir köy olan Combios- Bunu Kim Yazdı? | 'toosta Larroze isminde bir adam ailesi Mektebi Sultanide - Galatasaray li- efradının yardımile elinde şu işleri topla- esinin eski adı - biz talebe iken, bir | | mıştır: hüsaüi hat hocası İzzet Efendi vardı. Kahveci ve Tokantacıdır. Bir berber dük- Tann rahmet eylesin, bu İzzet Efen- künı vardır. Saç keser, tıraş eder, demir - di sert, titiz. sinirli. haşin bir adamdı. | |ciliği ve çilingirliği becerir, nalburdur, ve Buna rağmen, talebe üzerinde bir tür- | |inşant müteahhil yapar. Nalbantlık, bi- Kü nüfuzunu tesiste muvaffak olamamış, kendini sevdirmenin ve saydırmanın Coçenlerde, yıllık kongresi toplanmıştı. Bu toplantıya, evlendikten sonra Ye - #ilaya kaydolunan Mahmut Yesari de işti- rak etmişti. Mazhar Osman, cemiyetin büyük za - ferleri şerefine fazla uboza»r yuvarladığın- |dan midesini bozmuştu. siklet tamirciliği, bakkalbk, kunduracılık eder. Kimyevi maddeler, ve eczalar sa « tar. Posta telgraf idaresinin acentasıdır. * Amerikanın silâh ihracatı Vaşingtonda Amerikanın başka devlet- Bu yüzden, açılış 'nutkunu söylemek işi, en kidemsiz aza olması itibarile Mahmut Değerli Yeşilaycı, u -| |Yolunu bilememişti. Bütün sanıf onunla alay eder, © der- ara tahtaya, ken- disini kızdıracak yazılar yazıp —alaya vesile hazırlardı. Yesariye verilmişti. zun tecrübelerine istinaden, içkinin bir çok fena haletlerini sayıp dökmüş, ve boza ka- dehlerinin şıkırtıları arasında kürsüden in- se girmezden evvel mişti. B Kü K Ş EEMALM U Ş Ondan sonra kürsüye çıkan Fahreddin| | — Yis- böyle, bir gün, “İzzet Efendi | |lere autığı silâhlar hakkında bir rapor net Kerim: sınıfa girdiğinde, tahtada kalın ık'a | İredilmiştir. Bu rapora nazaran bir milyon üç yüz on beş bin dolarlık silâh Çine, 250 bin dolarlık Şiliye, 88,230 dolarlık Alman- yaya ve iki dolarlık ta Fransaya sevkedil- hattı ile yazılı şu beyitler ile karşılaştı: «Bir yerde ki yok nağmeni takdir ede- N cek güş, — Biz, demişti, içkinin fenalıklarını na- İzari olarak biliyoruz. Mahmut Yesari ar- |kadaşın sözleri, bu husustaki «ameli kül -| İ azyü nefes eyleme, tebdili mekân etl» | |miştir. Fr. î;r. î:-ıı; ..;: ğuok;:::ıî:: :::ıı';::;l:ı;.z O saat kaşlarını çattı, sakali diken l:ı_r—ı'e).r);ı'h.ıılı .ı:l.ın aldığı ı.ı....:_a%.. diken oldu ve bağırdı: — Kim yazdı bunu?! Ön sırada, şimdi milli bir mücase - sede mühim bir mevki işgal eden, ya « rTamazın biri oturuyordu. Hocanın sua- line, kendisini muhatap — addederek, ayağa kalktı ve sahte bir safiyetle: — Ziya Paşal. Cevabını verdi. BULMACA .. anne, bayram. 6© — GSöz, iki denizi bir - birine birleştiren. 7 — Tutacak, hayret e- datı. B — Bir adet, Boğaziçinde bir semt. 9 — Büyük baba, evle beraber kullanı - hr, 10 — Başına bir H, sonuna bir M ilâvesile saraylarda kadınların — oturdi yer olur, yas. 11 — Nota, futbol sahası. Yukarıdan aşağıya: ha yakından öğrenmek, bizim — mücadele kabiliyetimizi kamçılıyacaktır. Bu itibarladır ki sizleri, bir gece hep be-| raber, içkinin bütün fena haletlerini öğ - tenecek kadar içmeğe davet ediyorum. Bu teklif, kabul olunmuş, ve Yeşilay -| cıların sarhoş olacakları şölene: «Nelreti takviye ziyafetir adı verilmişti. Mahmut Yesari, bu karara iştirak et - memişti. Dün bir muharritimiz bu husustaki te - vakkisinin sebebini sorunca, Yeşilaycanın mahcubiyetten gözleri yaşarmış, ve: — Ne yapayım, demiştir, maalesef me- yun değilim! * Baldvinin Rolü İngiliz kabinesindeki fikirler aon bâdi - seler münasebetile çok mütehalif imiş. Her nazırın kendine mahsus bir fikri varmış. Yalnız Baldvin, mütaleasını ve fikrini ileri | sürmüyor, ihtilâfları uzlaştırmağa uğraşı -| yormuş, Bu münasebetle, Fransız siyasile- | tinden biri: ($ lcı, sül. 3 — Susmaktan emri hazır, ka - zanç. 4 — San kıymet. 5 — Merkep, nota. 6 — Gümrükler Vekilimiz, ağa. 7 — Nota, Almanyanın işgal —ettiği mıntaka. /B — Son. 9 — Köhne, yırtığı kapatır. :ID—-Mınıı.mıılll—-Dnlmuhlq- ret. Dünkü Bulmacanın halli: Soldan sağa: 1 — Vahideddin. 2 — Sakal. 3 — Ay- ge. terazi. 4 — Kayınbirader. 5 — İda, 6 — İs, parfüm. 7 — Ki, af, etek. 8 — Kama, tü, 9 — Mal, sis. 10 — Elâ, imti- V1 — Talak, akar. Yukarıdan aşağıya: | — Ak, ikamet. 2 — Asya, 5, âlâ. — Tam İngiliz, demiş... Daima hâdise- “Sollea söğat |3 — Hâşim, lâl. 4 — İken, sak. 5 — Da, lere uzaktan bakmak ve müvazene temin| —| — Para işine bakan, nota. 2 — Ter. fasık. 6 — Elti, mim. 7 — Er, hasta. 8 — etmek istiyor... Başvekil milletin siyasetini |tip, tabil manasına gelen. 3 — İngilizlerin |Raife, iki. 10 — Zenmet, ar. 11 — Kir, 1“.1.., ediyor. Mmösyö tabiri, cet. 4 — İşmar. 5$ — Büyük İkail, C İSTER İNAN İSTER İNANMA! Belediye, şehirde ikiz doğuran annelere yardım ediyormuş. | sa, niçin çok doğurana da bu yardımı teşmil etmemeli. Ba maksatla geçen yıl bütçeye konular 7500 lira bitmiş, bu | — Bizce belediye ikiz doğuranlara yardım edecek yerde do - TT UeE SKT EM A, « #anları ölümden kurtarıp yaşatacak mücssesalı kurmağa ça Ca drlür led ea bak 4 lkiz değlran hşsa daha hayırlı ve daha yerinde iş görmüş olur. anaya fakir diye yardım ediliyorta tek çocuk doğuran fakire Doğanların bir kasmımın sokaklarda ölüme mahküm olduk- niçin yardım etmemeli? ları bir yerde, ikiz doğuranlara para vermenin bir israf Nüfusu arttırmak için teşvik mahiyetinde yardım yapılıyor- | olmadığına, İSTER İNAN İSTER İNANMA! e Sözün Kısası Lokarno Bunlar! Ekrem-Talu B ir kaç yıl var ki, eskiden husu- si bir sınıfın tasasını teşkil edeni politika işleri iptizale uğrayarak kak dırımlara intikal etti. Dünya siyasasının şatranç tahtasın; da olup biteni, cami avlusunda - çelili çomak oynayan bacak kadar çocuktam sorsanız, hepsine az çok âşina çıktığı ni hayretle görürsünüz. Küfesi sırtında, bir ekmek parasi çıkarmak için mahalle mahalle dolaşari ayak — satıcısı, - İtalyan - Habeş wvafi geçtisin ile, hemen hemen, sizin ve benim kadar alâkadardır. Politikanın bu derece ucuzlamasl iyiye mi, fenaya mı alâmettir? Onufl orasını ben pek kestiremiyorum. Yale nız, işin gülünç tarafını sezdim.. be« ni hem güldürüp, hem de düşündü e ren bir vak'aya şahit oldum da o hö« şuma gitti. Dinleyin, bakın! Mahmutpaşadan — aşağıya — iniyor dum.. burasının hayühuyu, ahcılar« la dükkâncıların, dünyanın hiç bir ta« rafındakine — benzemiyen — karşılıkli muameleleri, biribirlerini alış — veriştâ tongaya bastırmak için sarfettikleri &« mekler, beni ötedenberi oyalar, eğleris O gün de etrafımı seyrede ede yil« rüyordum. Yokuşun ortasında, herifin biri yere bir işporta koymuş, yeni sis- tem fare kapanları satıyor ve malıni, haykırarak, şöyle övüyordu: — Lokarno bunlar!. En son icat kar pan!. Hani ya, Lokarno!. Anlaşılan, son günlerde, her yer « de sık sık bahsi geçen Lokarno'yü duymuş, hoşuna giden ve nazarında her halde bir ehemmiyeti mahsusayi haiz olan bu adı, sattığı fare kapanlar rına sıfat olarak vermişti. Bir lâhza işportanın başı ucunda durup bu garip adamı - tetkik ettiğim sırada, yaşlı bir kadın, yanında, kas * ketli bir mektepli kız olduğu halde sar tıcıya yanaştılar.. Yaşlı kadın eğildi, bir kapan aldiş sağlamlığını, mekanizmasını — yokla * — sanın aldığı iki dolarlık silâh | aza koyuldu. Satıcı malından emiri; bu tetkike lâkayt duruyor, baf ka müşteriler de gözlüyordu. Bir aralık, gene bağırdı: — Hani ya, kapan verelim!. — Lo- karno bunlar!. ulıı O zaman, kız çocuğu yaşlı — ka * dını kolundan tutup çekti ve: — Sakın alma, hanım ninel.. dedif | — Kumluk, salbetmek. 2 — İsyan -|baksan a:Lokarno imiş! Çürüktür, üğ günde bozulur.. Hemen, oracıktan ıuluyorum £ Üem el A zeamamn eeei e Biliyor Mw_? 1 — Roberpierre kimdir? 2 — Halid Ziya Uşaklıgilin en meşhull eserleri nelerdir? 3 En süratli lokomotifin — saatld katettiği mesafe nedir? 4 — Almanya büyük muharebede sul' he talip olduğu zaman kaç Alman vilâ yelı ınıl altına girmişti? — Büyük müharebede ilk kaybetti ğimiz topraklar nereleridir? (Cevapları Yarın) * (Dünkü suallerin cevapları) 1 — Fare isimli piyes, bir vakitler Şe * hir tiyatrosunda temsil edilmişti, Habit Ziya Uşaklı; â 2 — Galatasarayın dir ktörlüğünde bi” lunmuş olan en büyük şairimiz Tevfik Fike rettir. 3 — Lokre'nabii Fiansedadir. VASi dağlarından çıkar. 4 — Havyar Karadeniz sahilinde, P hir mansaplarında zaaASüE MAD v savuştum; hîı

Bu sayıdan diğer sayfalar: