* » 14 Sayfa OLUMMANGCGASI “Son Posta,, nın Tofrikasıı 35 Yazan : A, R. Cemilin Artık Bütün Düşüncesi Tek Bir Şeydi: Saraylı Cenanı Kurtarmak, Nikâhı Altına Almak!.. Bu sırada kapı çalınmış; — gazeteci gelmişti. Aşağıya inip gazeteyi aldık- tan sonra misafir odasına girmiş; sedi- rin köşesine yerleşerek şöylece bir göz gezdirmek istemişti. Fakat — daha ilk sayfanın birinci sütununa bakar bak- maz birdenbire irkilmişti. Çünkü arada gözüne, şu satırlar ilişmişti: Tebligatı resmiye (Mahı hali ruminin - sekizinci gü- nüne tesadüf eden dünkü cuma günü selâmlık resmi âlisi akibinde zatı akde- si hilâfetpenahinin camü şeriften av- detleri vuku bulacağı esnada, asâkiri şahanenin (selâm dur!..) vaziyetinde iken azim bir iştial vukubularak bunun tesiratı müthişesi neticei elimesi olmak üzere efradı asâkiri şahaneden üç ve efradı ahaliden dahi yirmi üç kimsenin maktul ve elli sekiz kişinin dahi mec- ruh olmasından naşi derhal — mahalli hâdisede tahkikat ve takibat icrasınla iradei seniyei hilâfetpenahi şerefsüdur etmiş, bu bapta da bir komisyonu mah- sus teşekkül eylemiştir.) Resmi bir lisanla, âdi bir zabıta vak- ası kadar kısa yazılmış olan şu satırlar, Cemili, yerinden sıçratmıştı: — Vay, canına. Demek ki dünkü işittiğim o müthiş gürüktü, bomba sesi imiş. Yirmi üç, maktul, elli sekiz mec- ruh. Mühim şey... Üçüncü orduda üç #enelik hayatını Bulgar çeteleriyle geçiren ve bomba- nin ne demek olduğunu eyi bilen bir zabit sıfatıyla düşünmeğe başladı. Ve sonra, zihni bir noktaya dolaştı: — Acaba, bunu, kimler yaptı?.. Aklına, evvelâ arkadaşları — geldi. Çünkü bunların hemen hepsi de padi- şahın aleyhinde idi. Fakat bu fikri derhal reddetti: — Mümkün değil.. Bizimkiler böy- le bir şey yapamazlar. Türkün merha- meti buna müsaid değildir... Yirmi üç maktul, elli sekiz mecruh.. Bir kişinin ölümünü temin etmek için bu kadar cana kıymak?... Hayır.. Hayır. Bizim- kiler, böyle canavarca işlere girişmez- ler. Dedi... Ve sonra bu mesele hakkın- da zihninden bir çok ihtimaller geçir- di. Bütün bu düşünceleri, nihayet ona şu kanaati verdi: — Kim yaparsa yapsın, pek iğrenç bir cinayet, Yazık değil mi o kadar masumun' hayatına... — Böyle bir şey olmasını hiç istemezdim. Fakat ma- demki olmuş; şimdi bundan kendimi- ge bir hisse çıkarmalıyız... Padişaha karşı yapılan bu suikast, tabitdir ki bü- tün saray mühitini altüst etmiştir. Bu karışıklık, ihtimal ki günlerce devam edecektir. Bu müddet zarfında da Ha- lide Sultan artık bizi unutup gidecek- tir. * Öğleye doğru, bazı şeyler almak i- çin İstanbula geçti. Fakat köprüye çı- kar çıkmaz; — Her şeyden evvel Hacı Nişanın lokantasına gideyim — de, güzelce bir karnımı doyurayım ... İvir zıvır gşeyler yemekten barsaklarım kurudu. Dedi. Ve doğruca Hacı Nişanın la- kantasına gitti. Lokanta, tenha idi. Hacı Nişana se- lâm verdi. Elindeki kepçe ile kuzu içi pilâv tenceresini karıştıran Hcı Nişan, kısa bir selâmla iktifa etti. Her zaman kendisine karşı bin bir dil döken Nişanın, bu kıisa mukabelesi, Cemilin nazarı dikkatini celbetti. İçin- den — Bizim Hacı, ya hasta.. Yahut ev- de karısıyla kavga etmiş ek, köşedeki masaya sesle: E. söyle bakalım Hacı!.. Bugün geçti. KK rek Diye seslendi. Her zaman, yemek isimlerini hiç kekelemeden pürüzsüz — bir talâkatle sayan Hacı Nişan; © kadar dalgın ve düşünceliydi ki; o cakların üzerindeki tencerelere birer birer göz gezdirdiği halde, isimlerini pek güç hatırlıyabil- mekteydi . Cemil, ilk yemek olmak üzere bir işkembe çorbası istemişti. Hacı Nişan çorba kâsesini önüne ge- tirdiği zaman, Cemil sabredemedi: — Ne o Hacı?.. Sen bugün neşesiz- sin. Dedi... Hacı Nişan, mayhoş bir çeh- reyle cevap verdi: — İki gündür, bir kırgınlığım var. Galiba kendimi üşütmüşüm... Çorba- nın sirkesini biraz fazlaca koydum am- ma.. — Eyi ettin, Hacı. Ben de iki gün- dür hastayım. Amma benimki, biraz da yaramazlık. Eğer başka bir zantan olsaydı, Ha- ci derhal bir sandalye çekerek - çıplak Trneklikini varaya dayar; şinin maülem- adesi nisbetinde lâf atmağa — başlardı. Hele bu eski ve teklifsiz müşterisine, © yaramazlığın ne olduğunu mutlaka sorardı. Halbuki Hacı, şimdi bu yaramazlı- ği sormak şöyle dursun; buna hiç bir alâka göstermemiş; ağır ağır çekilip ocakların başına gitmişti. Cemil; artık bu mesele üzerinde da- ha fazla durup düşünmeğe lüzum gör- böesişki — Kim bilir adamcağızın ne derdi vardır?. Diyerek başka düşüncelere geçmişti. Zihni, daldan dala atlıyor.. Fakat dönüp dolaşarak Cenan meselesi üze- rinde karar kılıyordu. — Hele, aradan biraz geçsin. Mese le, biraz ört bas olsun. Mutlaka bir yo- lunu bulur, Cenana haber yollarım. Maamafih, ben bugünden itibaren sa- ray ağalarından biriyle ahbap olmağa gçalışayım, Harem dairesine girip çıkan şehirli kadınları öğreneyim. Bunlardan birini yakalayabilirsem; — işim, — iştir. Harem ağalariyle mümkün değil bu iş görülemez. Sultan da bundan sonra bi- tifik köşke mümkün değil saraylıları |göndermez. Hariçten bir kadın — bul- maktan başka çare yok Diye düşünüyordu. Yemekten sonra, İstanbul tarafına geçti. Her taraf, derin bir süküt içinde idi. Fakat halkın, pek hassas ve gizli bir heyecen içinde bulunduğunu bis- setti. Hızlı rafındakilerin gözleri çevrilmekte, çeh İrelerden bir elem ve endise geçmektey- di. « Caddelerde ve sokaklarda nizamiye askerleriyle beraber polisler — devriye geziyorlardı. Halkım:; bu devriyelerin yanından geçerken bir korku ve rahat- sızlık hissettiği, bazılarının endişeli ha reketlerle derhal başlarını başka tarafla- ra çevirdikleri görülüyordu. Cemil: — İstanbul, fevkalâde saatler yaşı- yor. Her taraf bir barut fıçısı halinde. Keşke her şeyden evvel adamakıllı bir rovelver tedarik etseydim. Şimdi.. Ar- tık mümkün değildir. Eminim ki, her taraf hafiyelerin tarassudu altına gir- miştir... Maamafib, bir karışıklık olur da, başım sıkışırsa, kılıcım da bana ye- er. Demişti. Cemil, yaver olduktan sonrâ her so- |kağa çıkışında kendisine çekingen na- zarlarla bakan halk arasında âdeta $ı- kılır gibi olurdu. Fakat bugün, âdeta muazzap olmuştu. Çünkü, göğsündeki iyen'bir adama; derhal et- ÜRyz y y kendisinden uzak geçmek hissine ka- pıldıklarını açıktan açığa görüyordu. Cemil, fena halde sıkılarak: — Tuhaf şey... Halk bugün ne ka- dar sinirli. Keşke sivil elbiseyle çıksay- dim. Demeğe mecbur olmuştu. Bahçe kapıdaki dükkânlara uğra- mış; alacaklarını almış; acele — acele köprüye dönerek kalkmak üzere olan vapura atlamıştı. Vapurda, herkes biribirine — dargın gibiydi... Kimse, kimse ile konuşmu- yordu. Konuşanlar da, birer ikişer ke- limeden fazla söylemiyordu. Her ak- şam son vapurla dönerlerken ; — Dişlerinin arasında o gün yedikle- ri fasulye piyazlarının soğanları sırit- masına rağmen — Ermeni - tüccarları- nn çenelerini bıçak açmıyor; — daha henüz saat (alaturka) ona gelmeden dükkânlarını, mağazalarını kapayarak solgun birer beniz ve dalgın vaziyet- lerle evlerine avdet etmeleri - herkese hâayret veriyordu. (Arhası var) yüneereN cececeneLELERLeneRARAm AA BeneRELAKARen DA RERLAR A Er A Bu Akşamki Program İSTANBUL 18: Dans musikisi, plâk, 19: Haberler, 19,15: Hafif musiki ve sololar, 20: Sıh- hi konferans: Dr. Hüseyin Kenan Tuna - kan tarafından, 20,30: Stüdye oörkestrala- r, 21,30: Son haberler, Saat 22 den sonra Anadolu gazetelere mahsus havadis servisi verile - ajansının cektir. ANKARA 19,30: Hukuk ilmi yayımı, 19,45: Hafif müzik plâk yayımı, 20: Karpiç şehir lo - kantasından nakil, 20,30: Ajans haberle- ri, 20,40: Karpiç şehir lokantasından na- kil (arkestra) BÜKREŞ 12,30-15,10: Plâk ve haberler, 18: As- keri koönser, 19,15: orkestrasi, 20,55: Semfonik konser (Verdi), BUDAPEŞTE 18,30: Çingene musikisi, 19.20: Konl. 19,50: (Düo) opera musikisi, 20,40: Muh- talif, 21.30: Keman könser, 22.30: Ha berler, 22,50: Dans orkestrası, VARŞOVA 17,445: Plâk, 17,45: Leh şarkıları, Konferans, 18,15: Piyano (Mozartın zel sonatlarından), 18,50: Sözler, 19: Sopran şarkıları (Operalardan). — 19,30: Muht ler, 24 : Hafif müsiki, 22: Rad- yo piye Rady 22,45: Leh şarkıları, MOSKOVA 18,30: Râdyo korosile bir kompozis - yon, 19,15: Küçük orkestia koönseri” 20: feranslar. BERLİN 18: Marşlar, 18,30: Dünya sporu, 19: ). 20: Besthovenin ölü. betile eserlerin- Plâk (operalardan münün yıldönümü mü den parçalar, 2lr Haberler. 21.10: Skeç, «Kreuz und Ouera, 23: Haberler, 23,30: Dans. PRAG 16: Kaşova yadyo örkestrası, — 17.10: Hafif musiki, 18,15: Şarkılar, 1845 AL- manca neşriyat, (musikili). 20,30: Halk musikisi, 21,10: Piyes, 23.15: Prağ salon orkestrası. VİYANA 20:9Haberler, aktilalite, 20,30: Eğlen - ları, 23: Habertler, 23,10: Haberler, 23, Koro konseri, 24,25: Dana musikisi. Z7T Mart Cuma İSTANBUL 17: İnkilâp detsi, Üniversiteden nakil, Recep Peker tarafından, 18: Senlanik mu- siki, plâk, 19: Haberler, 19,15: Hafif mu siki plâk, 20: Osman pehlivan, Halk mu - sikisi; 20,30: Stüdyo orkestraları, 21,30: Son baberler. Sant 22 den sonra Anadolü — ajarisının gazetelere mahsus havadis servisi verile- ukııı.' x: İpestival neştiyatı, 221 Yalancı dillerle kon- | celi musiki, 21,45: Mizah, 22: Gece marş-| !İyip oğlu Müftü Ali Galibin mirası Biga -. : - 1600 ctre kalın çivili kayış - | 7/1V/936 Sah saat 15 n Ha e z lar gae | 7Av/936 Salı saat 14 Şartname ve nümuneleri mucibince yukarıda cins ve mikdarlar! yazılı kayışlar pazarlıkla satın alınacaktır. Vermek isteyenlerin hiza” larında yazılı gün ve saatlerde *» 7,5 güvenme paralarile birlikte Kabataşda Levazım ve Mübayaat Şubesindeki Alım Komisyonuma gelmeleri. — (1375) Şartnamesi mucibince 100 metre mik'abı sandıklık tahta pazarlıkla satın alınacaktır. Vermek isteyenlerin 2/4/936 Perşembe günü saat V1 de *6 7,5 güvenme paralariyle birlikte Kabataşta Levazım ve Mü- bayaat Şubesindeki Alım Komisyonuna müracaatleri. “1434,, * » Şartname ve nümunesi mucibince 2000 aded tuz küfesi pazarlıkla satın alınacaktır. Vermek istiyenlerin 6/1V/936 Pazartesi günü saat 15 de ©, 7,5 güvenme paralarile birlikde Kabataş Levazım ve Müba- yaat Şubesindeki Alım Komisyonuna müracaatleri ilân olunur. (1573) — — —at Beyoğlu Birinci Sulh Hukuk Hâkimliğinden: İnhisarlar Müdüriyeti Vekili avukat Münürin, Pangaltıda Bilezikci sokağında 43 sayılı ve bilâhara Pangaltıda Bilgiç sokağında 20 sayıl! yerde mukim Mithat aleyhine açtığı 94 lira 65 kuruşun tahsili dava” sının muhakemesinde Müddeialeyhin ikametgâhı meçhul bulunması har sebizle resmi kayıt ibraz olunduğundan bahisle iki ay müddetle ilâ> nen gıyap kararı tebliğine karar verilmiş olmakla muhakeme günü olan 28 Mayıs 936 günü saat Onda Mahkemeye gelmekliğiniz veyâ [ vekil göndermeniz muameleli gıyap kararı makamına kaim olmak üze | re ilân olunur. (1605) Münakasa İlânı Belediye Sular İdaresinden: Ku;nıııdı Kurşun Boru » » 15 m/m 20 m/m 25000 Kilo 5000 ,, 30 m/m 5000 , $ * 40 m/m b6 3000 , İdaremizce eb'ad ve mıktarı yukarıda yazılı kurşun boruların satın alınması kapalı zarfla münakasaya konulmuştur. 1 — İstekliler münakasa şartnamesini Taksim, İdare Merkez bi- nasındaki levazım servisinden parasız olarak alabilirler. 2 — İhale 13/Nisan/ 936 pazartesi günü saat 15 de İdare Mer” kezinde yapılacaktır. Talipler kapalı zarflarını yukarıda yazılı ta* rih ve saatten evvel Müdürlüğe vermelidirler. “1564, | | — | ” » —ii Akay İşletmesi Direktörlüğünden: | 1 — Bedeli keşfi 2811 lira 99 kuruş olan Burgaz, 3911 lira 60 | kuruş olan Heybeliada, 3761 lira 78 kuruş olan Maltepe iskelelerimi” | zin tamir işleri ayrı ayrı açık eksiltmeye konulmuştur. | | 2 — Eksiltme (/Nisan/936 çarşanba günü saat 15 de Karaköyd! İdare Merkezinde yapılacaktır. | 3 — Keşif ve Şartnameleri görmek istiyenlerin hergün levazıff | | Şubesine ve eksiltme için de yüzde 7,5 nisbetinde muvakkat teminat” lariyle yazılı günde şefler Encümenine gelmeleri. — “1530,, MAĞĞA ASN Na KFG DKÜ NAĞE A S AAA | Hayrabolu Belediye Reisliğinden: Her sene ilkbaharda yapılmakta olan Hayrabolu Hayvan ve M panayırı bu sene dahi 8/Nizan/936Çarşamba günü açılarak üç gün # VONÜ dellare Vee') 7 Dimn sülh kukuk mahkemesinden NO 13 | 27/3/932 tarihinde velat ettiği Edre-| mit nüfus memurluğu tarafından bildirilen | Gelibolunun Alâeddin mahallesinde mu -| kayyet Edremit sabık nüfus memuru Tay-| Tabil meyiva Gizüklerile Hüğartekli | miış yegâne meyva tuzudüur. Mide,» barvak; kaza ciğeti höbrll hastalıklarında fevkalüâde faydalıdi” Hazmi kolaylaştırır, ü |da mukim oğlu Hüseyin imzasile 12/5/935 | tarihinde verilen istida ile teddedildiğin -| (den: bu tet keyfiyeti müteveffanın diğer | varisleri İstanbulda Taşkışlada ulay 4 de gedikli küçük zabiti oğlu Nihat ile mu -| maileyh Nihat yanında kızı Melihaya teb- | lgat icrası için İstenbul tebligat müdürlü- inkıbazı eder. 5 İNGİLİZ KANZUK ECZANE” Beyoğlu - İstanbul a "-l maileyh Hüseyinin mirasının reddi "Ş) sunda Nihat ile Melihanın bir diye” gü vasştasile adzeslerine gönderilen mez « kür ihbarnameler yukarıda “yazılı adreste bulunmadıklarıadan Bahisle iade edilmiş ve nerede bulundukları biüıîemîmiî Ve | yarsa bildirmeleü tebliğ imakaı elbaptaki talep veçhile keyfiyetin ilânen| 41 4X üzere ilân olunur. i SS n NE *AERRER v Kai tebliğine karar verilmiş olduğunda