26 Mart 1936 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 1

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ON YEDİNCİ- YIL. NO: 5264 ADIMIZ, ANDİMİZDİR 'Son haberler * » sayfamızdaıdır F n | ııl'!'5 !"':h' ı_l Ll'r"* Yeni demiryolü hatlarımız dün törenle açıldı — Başbetke AFYON NUTKU “ İnsani ideallerimize rağmen bu geniş türk vatanı yeniden bir tehlikeye uğrarsa, türk kurtuluşu- nun ilk günlerinde olduğu gibi, vatan müdafaasını erkek, kadın ve çocuk bütün millete aid bir va- zife telakki edeceğiz. Bütün mil- let Başbuğ Atatürk'ün etrafında yekpare olarak, onun emrinde ve onun zafer yolunda hareket ede- ceğiz, ” İsmet İnönü, Afyon Karahisar Zafer anıtının karşısında — son cümlesini bitirdikten sonra, bü - tün millete sordu: — Edecek miyiz? Cevab veri- niz ! Bu sual Türkiyenin neresinden ve kim tarafından duyulmuşsa, gönülden kopan bir: — Evet! den sonra, daha derin bir çoşkunlukla: “— Fakat bundan şüphe eden var mı” haykırışı ile cevablanmıştır. İsmet İnönü bunu biliyor ve bu cevabı almış olarak, sualinin he- men arkasından: — Ben de size cevab vereyim, diyor. Yeni tehlikelere karşı da muhakkak muzaffer olacağız. Fakat Türkiye'de milyonların kalbi, senelerdenberi, yalnız bu imanla çarpıyor. Bunu bizim bil- diğimiz kadar, fırsat düştükçe, bütün dünyaya bildirmenin fay- dası, hele her tarafta tehlike çan- İarının sesi geldiği şu anda, bü- yük bir manası vardır. Barısçıla- rın insani davasını, harb çekin - genliği olarak tefsir edip, tehlike hissini sömürmek istiyenleri sağ- duyu ve süküna davet etmek lü- zumsuz bir emek sayılamaz. Harb âdeta, gündelik gazetelerin son dakika sütunlarında aranması ta- bit olan bir havadis sırasına geçi- rildi. Fakat yeni bir harb, millet- lerin öyle korkunç bir isyanı ile karşılaşacaktır. ki hazırlıyanlar onun kanı içinde boğulacaktır. Türk milleti harb olmasını iste- miyenlerin safında ise, harb etme- sini bilenlerin başındadır. Her ta- rafta barışçılık, sarsılmaz milli müdafaa iradesinden ve zafer imanından kuvvet aldığı zaman- dır ki tehlike derecesi sıfıra doğ- ru inmeye başlıyacaktır. F.R. ATAY d * p, * ,4 « Burada ilerliyen, yapan ve her gün yeni eserler vücude getiren Türkiyenin ufak bir modelini canlandırmış bulunuyoruz.. « — T «Cumuriyet çocukları, Atatürk çocukları, yüreklerinde kuvvetli, bileklerinde kuvvetli, anlayışlarında kuvvetli ve daima ileri giden bir kudret kaynağıdır..” — Anadolu habiri bildiri- Isparta, 25 (A.A,) Ajansının hususi yor: Geceyi hususi trenlerinde geçiren İsmet İnönü ile Bayındırlık, Ekono- mi, Finans Bakanları ve öteki davet- liler Afyon -Karakuyu hattımı aç- mak için bu sabah saat 7,30 da Af- yon'dan hareket ederek saat 13 de buraya gelmişlerdir. Başbakanımızın Karakuyu'ya ka- dar olan bu yolculukları, bütün yol boyu civardaki kaza ve köyler halkı- nın en içten gösterilerine en geniş bir ölçüde imkân vermiş, Sandıklı, Bal- lık ve Kozanpınar istasyonlarında bu gösteriler en yüksek derecesini bul- muştur. Bilhassa Sandıklı istasyonun- da bu kaza halkının İsmet İnönü'ne ve onun şahsında en büyüğümüz Atatürk'e ve bütün ulus büyükleri - ne karşı olan sevgi ve bağlılık teza - hürleri görülecek bir manzara idi. İs- tasyonda kurulmuş olan takm üze- rinden büyük- lerini konfeti ve serpantin - yağmurt- na tutan mi- ni mini yav- ğ rulardan baş- hyarak, — top- ladığı menet- şelerden yap- $ tığı buketleri dağıtmak ve bu demetlerle en temiz duy- gularını sun- mak istiyen ak saçlı ihtiyara kadar, herkes, bu yüksek gösterinin en guıel bi- rer örneğini teşkil etmekte idi. B her yerde biribi - rinden güzel bu kadar samimi dekor- lar içinde geçen yolculuklarınm ilk merhalesi olan Karakuyu'ya geliş- lerinde, karşırlanan manzara ise daha (Başbakanımızın nutkundan) Dün yeni hatlarımızın açış törenini yapan Başbakanımız geniş bir ölçüde, bütün bir memleket ölçüsünde geniş bir manzara arzet - mekte idi. Filhakika Afyon'dan baş- hyarak Akdeniz'e inmekte olan bu yolun ilk merhalesi olan Karakuyu - da başta İzmir olmak üzere Aydın, Antalya, Afyon, Burdur, Isparta il ve şarbayları, parti başkanları ve öte- ki kurumlar delegelerinin burada, Ka- rakuyu'da birleşmiş olmaları, bu manzaranım anlattığı manayı açıkça gösterir. İsmet İnönü, işte bu kadar güzel ve manalı bir dekor içinde, Büyük Şefi ve Şefimiz Atatürkün dâhiyane idaresi altında başladığı ve başardığı büyük sıyasanın, şimendi- fer sıyasasının, bir başka parçasını, Afyon - Karakuyu hattını açtı. Başbakanımızın söylevi İsparta, 25 (A.A.) — Başbakan İs- met İnönü Bozanönü - İsparta şube hattını açarken şu söylevi vermiştir: “— Arkadaşlar; İsparta'nın sevin- diği bugüne iştirâk etmek için hep be- raber burada bulunuyoruz. Ankara- dan ben ve arkadaşlarım çok sevdi- ğimiz İsparta'ya bugünü kutlamak i- çin geldik. Büyük Millet Meclisi muh- terem reislerini ve muhterem azâsını bu merasime iştirak etmek için bilhas- sa tavzif ettim. Arkadaşlar; etraftaki vilayetleri- Fransa Almanyanın mukabil tekliflerini reddetti Konuşmaların devamı müddetince İransız - belçika - ingiliz tekliflerinin meri kalacağı sanılıyor. Londra, 25 (A.A.) — B. Korben, Fransa'nın mukabil alman tekliflerini- görüşmemek kararını dün B. Eden'e remsen tebliğ etmiştir . Haber verildiğinegöre, B. Eden, in- giliz hükümetinin, kendisini, teknik as- keri anlaşmalarla teahhüd altma gir- miş saydığı, fakat Almanya'ya tealluku olan anlaşmalar hükümlerinin daha ziya- de, teklif mahiyetinde bulunduğu yolun- da cevab vermiştir. Paris, 25 (A.A.) — B. Flanden, se- çim turnesini yapmak üzere Yon vilâ- yetine gitmiştir: Dış bakanlığı ile daimi FB K” Söezi “Vepa ” öi ai k ve surette İş Bankası hissedarlar genel heyeti bugün toplanıyor Ğ Bugün genel heyette okunacak olan ve bankanın bir yıllık çalışmalarını anlatan idare heyeti raporunun hülâsasını 6. ımcı sayfamızda bulacaksınız lüzum olur olmaz Paris'e dönecektir. Öğleden sonra B. Flanden, B. Saro ile görüşmüş, iki devlet adamı, Alman- ya'nın Lokarno tekliflerini reddeden Fransız Dış Bakanı B. Flanden cevabı üzerine Fransa'nın alacağı vazi- yeti aralarında konuşmuşlardır. B. Saro ve B. Flanden fransız hükü- metinin ilk görüşünde israr etmesine karar vermişlerdir. Bu görüş şudur: 1. — Lokarno teklifleri olduğu gibi Türkiye ve Boğazlar Londra, 25 (A.A.) .. D, N. B. bildiriyor: Öğrenildiğine göre, Türkiye Dış İşleri Bakanı Doktor Tevfik Rüştü Aras, Milletler Cemiyeti konseyinin diğer azalarını, Lokar- no devletlerinin teklifleri tatbike konduğu takdirde hükümetinin, boğazları tahkim hususundaki ta- leplerini muhafaza edeceğinden haberdar etmiştir. kabulü veya reddi lâzım gelen bir bü- tün'dür. 2. — Lokarno plânı tatbik edilme- dikçe, Fransa, Almanya ile görüşmelere G | L n kdir A Fransız malıfillerinin düşünceleri Paris, 25 (A.A.) — Havas ajansı- nın diplomatik muhabiri bildiriyor: Lokarno tekliflerine tamamen menfi bir karşılık- olan alman cevabı fransız mahfillerinde hayret uyandırmamıştır. (Sonu 3. üncü sayfada) mizden hemen yedi sekiz vilayetin güzide heyetleri bugün aramızda İs- parta muhitine şeref vermektedirler. Bütün bu alâka, iki gündenberi kut- ladığımız cumuriyet eserlerini bütün memleketin gözü önünde canlandır- mak için güzel bir vesiledir. Arkadaşlar; eserler parça parça , V_’H mütalaa edildiği zaman İ epsinin hu- susi kiymetleri vardır, fakat arkada- şım Kemal Ünal'ın söylediği gibi bü- yük manevi kıymetini, siyasi manasını göz önünde canlandırmak daha ziya- de istifadelidir. Burada ilerliyen, ya- pan ve hergün yeni eserler vücuda getiren Türkiyenin ufak bir modelini canlandırmış oluyoruz. Maden, fabri- ka, demiryolu... Bu sahalarda cumu;"ı'- yetin hergün kazandığı zaferler için, iki gündenberi açtığımız yeni mües- seseler sevinilecek, övünülecek eser- lerdir. Bu eserler kadar bunlardan da: '_ t (Sonu 5. inci sayfada) “Ulus,, un Dil Yazlları Güneş -Dil teorisi ile kelime tarihi ve tarihi tetkik yapmak tecrübeleri IV Türkçede kaya kelimesinin sa- kar kelimesiyle bir arada söylen- mesi Sümer devrindenberi sürüp gelen bir çifte dillilik yadigârıdır. Sakar kaya Anadolunun her yerin- de söylenen ve daima sivri ve yal- çın kayalara verilen isimdir. A- rapçanın sahir kelimesi de bun- dandır. Yerini sevmiş ve bağdaş- mış olan bu çok eski Türk kelime- si ile biraz daha meşgul olalım. “Sak (ağ 4 as 4 ak) şekli ile oldukça yüksek ve kuvvetli bir ob- je veya oldukça bir yükseklik ve kuvvetlilik ifadesi idi. Bu kelime: (ağ 4 as 4 ak 4 ağ) yani (sa- ka) şekli ile büyük ve eski bir Türk ulusunun adını vermektedir. İlerde ondan da bahsedeceğiz. H. R. TANKUT Bu sak (1) kelimesi sonuna bir (. - r) unsuru alarak (ağ 4- as 4 ak — ar) şekli ile Arapçada kaya manası vermiştir. Arapçada bu kelimenin cem'i suhur biçiminde- dir. Halbuki etimolojik şekilleri hem müfrette hem cem'ide biribi- rinin aynıdır. Etimolojik şekille- rini altalta yazalım: Sahir — ağ 4 as -- ah — ir Suhur — uğ 4 us - uh 4 ur Bu etimolojik tahlil ile hem müfret hem cem'i (Arapça kaya)- nın Türkçe sak kelimesinden üre- (Sonu 2. inci sayfada) (7) İçel tarafında (say) kaya — « massiflerine verilen bir isitidiz. y ü “Besim Atalay”,

Bu sayıdan diğer sayfalar: