8 Aralık 1934 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 3

8 Aralık 1934 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

di Hakirk a af'y l a —i F M ee Ü ç- e— — £ gi Mi hef < . Hergün Bi_alkanlıların Öcü (Intikamı) e Sofyada Fransızca olarak çıkan ve Bulgar törüsünün düşüncele- rini, isteklerini sörgelişi eden “La ulgarie,, gazetesinde “ Balkanlı- ların öcü,, başlığı altında bir yazı okuduk. Bunu dilimize çevirip Size de gösteriyoruz: “ Türkiye ile Yunanistan ara- sında bir gümrük birliği yapılması, — - ıa!ıa doğrusu, gazetelerin dedik- ©&ri gibi, iki ülke arasında sınır- arın kaldırılması sıksık sözge'işi edildi. Son olarak Sofya durağın- t'“î geçerken, bu iş Üzerine gaze- Ecilerin sorgularına işini bilir bir diplomat gibi karşılık veren Bay #vfık Rüştü Aras, işi kesib atan içimde söz söylememiş, yalmız 'l_liaıı anlaşması derneğinin (kon- Seyinin) verdiği bir yordama (ka- i"' ) göre, bir tütün derneği Urulacağını, Bulgaristanın da bü- ha girmeye çağırılmasını umdu- ğunu bildirmiştir. Türkeli dışişler h“klnı, bu yolda bir gümrük Deraberliğine varılmasını umdu- Zunu da sözüne eklemiştir. b Bizim de, yalnız iki Balkan hud“““ (devlet) değil, bütün Bal- anlılarce güdülmesi gerek olan Yolun bu olduğuna İnancımız var- r. Daha ileri giderek diyelim, Coğrafya bakımından birleşmiş ve Siyasaları bakımından yapmaca bir biçimde biribirinden uzeklaş- Mış bulunan bütün Avrupa bey- likleri de bu yolda yürümelidir. | Bu inanç bizi, Avrupa birliği İşi- nİ yeniden gözden geçirmeyi dü- tündürüyor. Çok önce ortaya atılmış bu- lunan bu düşünceyi birçok kim- seler, Avrupa uluslarındaki ayrılık dohyııilı. bir kuruntu saymakta- dırlar. Fakat bu böyle değildir. Uluslar arasındaki bu ayrılık bu birliğe sağlam bir engel olamaz. Bu, Birleşik Amerika gibi, bir A'.l'upa Birleşik beylikleri yap- Tiya engel değildir. Bulgaristan- d_' Türk, Rum, Ermeni ve Yahudi gibi birkaç uluslara mensup az- hklar ve bunların — kendilerine Mahsus dinleri ve dilleri vardır. Büyl. olduğu halde bunlardan Ulgaristana hiçbir. kötülük gel- n #mektedir ve bunlar başka ulus- uktan olanlarla bir arada otur- ='kt'n üzüntü çekmemektedirler. t€den bu, Avrupa milletleri ara- Bında da yapılamasın? Neden Âv- Tupa büyümüş bir İsviçre olamasın? b Şimdiye değin Balkanlıların aşlıca erdemi — uyuşamamazlık *ğil idi. Acaba soysal (medeni) rüuı ara yaraşan bu yolde ilk yü- © iüşü yapmıya bunlâar mı girişe- elı,,.? Bu yolda yürümelerini r:,k'"l'ıll'l yaptırtan nesne, ge- B karşilıklı istekler ve gerek n an yarım adasında oturdük- Ti toprakların coğrafi kuruluşu- ür. Balkanlılar Avrupa ülkelerin- İae oldukça kötü tanınmaktadır- [:ricB“ da hepten yersiz değildir. :aüft -Balkanlılar ı: ğini yapabilirlerse çok önlü öç almış olurlar.,, Trakya Seyahati aşhakan Bugün 15 De dc_l"nede Bulunacak irne, 8 (Hususi) — Başba- ı:ğg GCn_eral Iımetin)bugün saat Pi Edirnemizi şereflendirecek- d umulmakta, büyük bir kar- Hlama hazırlığı — yapılmaktadır. köy CPeral İsmet İnönü Demir- de) ** Vizede yaptığı tetkikler» Geıı Sonra Kırklareline gitmiştir. bi;âe şerefine kız muallim mekte- mi e 300 kişilik bir ziyafet veril- Ed!itır. Başbakan Kırklarelinden eeklr:re:lriî_ Babaeski yolu ile gele- Dilsizler Toplandılar dil !'tnnbul seğırlar, körler ve Üsizler kurumu dün — senelik Oplantısını yapmış, bir senede apılan işleri azalarına anlatmış * veni idare heyeti seçilmiştir. bu gümrük . —. —e Enadişzler B A b A ö ea © dt B Pa GA - GSit —a >' h | di İnsanlar biliriz, batar kormusiie vapura, çarpışır endi- şesile trene, düşer düşüncesile tayyareye binmezler. Yayan yürümeği daha iyi sanarlar. Parası biter korkusile, bütün ömrünü peynir ekmekle geçiren milyonerler iİle bunlar arasında fark yoktur. Siz istediğiniz kadar kaçınız, eninde sonunda ö'üm geldi mi sizin yakanıza yepışacaktır. Ölüm y — — korkusi.e trene bameyenlerin y.ya yürürken o.o0mobu altında can verdikleri görülmemiş şey değildir. Demek ki tehlikesiz hiç birşey yokmuş. Şu halda ölüm endişesile - Türk-Fransız Dostuğu İki Memleket Arasındaki Münasebetle- rin İyileşmesi Iİçin Çalışılıyor Paris, 7 (A. A.) — Geçenler- de M. Heryonun kurduğu Türk - Fransız parlâmento komitesi ile harbden evvel kurulan ve şimdi tekrar yenilenen Türk - Fransiız komitesi dün parlâmentoda müş- terek bir toplantı yaparak iki memleket arasındaki münasebet- lerin eyileştirilmesine devam için el birliğiyle çalışmıya karar ver- miş ve bunun için de muvakkat bir büro kurmuştur. — Büronun başkanlığına — saylav ( meb'us ) Etyen Fujer seçilmiştir. Yugoslavya Mecar Hududunda Tahşi- dat Yapmıyor Belgrat 7 (A.A.) — Avala Ajansı Macar hududunda Yugos- lav askerlerinin tahşit edildiği ri- vayetlerini resmen tekzip etme'cte ve bilâkis huduttaki l_ıuvvotlı_a:m noel yortuları dolayısile veriln mezuniyetler yüzünden yüzde *Ü0 azaltılmış olduğunu bildirmektedir. , I (AA) — Sa'âhi- yıtgtd.şi:“:ncnl!ıdan bildirildiğine göre Macar hükümeti, —Macarların kütle halinde Yugoslavyadan çıkarıl- ması meselesinde zaruri — gördüğü diplomatik teşe btüslerde bulunmuştur. Münasebetler Kesilmedi Budapeşte, 7 (Â. A, ) — Macar Yugosiar diploması münasebetlerinin kesilmiş olduğuna dair olan ve ec- nebi menbalardan sızan I_'ııbıı- resmi surette tekzip edilmektedir. İşsizlik Fransada — Yardım İçin Teşebbüslere Geçildi Paris, 7 (A. A.) — Hükümet işsizlerin çocuklari n'ıenfeıîtına Reisicümhur M. Lebrun'un hima- yesinde ulusal bir_ goel ağacı yapmıya karar vermiştir. M. Flanden bir beyanname neşrederek budunu soysal birliğe ve yardıma çağırmıştır. Osmanlı Borçları Ve Yunanistan Pariste çıkan “Deba,, gaze- tesl “eski Osmanlı borçları ve Yunanistan,, başlığı altında şun- ları yazıyor: “Anlaşıldığına göre, Osmanlı borçları komitesi reisi tarafından kulanılan Fransız hamillerin id- disları Atinada eyi bir karşılan- ma görmemiştir. Ozmanlı borçlarındakl Yunan | payının-ki bu pay başlangıç ana sermayesinin *0 10,55 ini teşkil eder- bütününün Yunanistan tara- fından ödenmesini açıkça isten- mektedir. Bu pay 14 milyon Fransız frangına çıkmaktadır. Biz Yunanların tezini biliyo- ruz. Yunan hükümeti — Osmanlı borçlarını hamil olanlar ile Tür- kiye hükümeti arasında yapılmış olan anlaşmıya — dayanmaktadır. Hamiller bu anlaşma ile Türkiya payının — 90 milyon altın Türk lirasından 8 milyon Türk lirasına indirilmesine razı olmuşlardır. Bu da aşağı yukarı 926 milyon Fran- sız frangı yapar. Yunan hükü- meti Türkiye hükümetinin teah- hüdatında temel olan nisbet dai- resinden başka bir teahhüt altına girmek İstememektedir.,, Türk Kadınları Her Yerde Saylav Seçmek Ve Seçilmek Hakkını Kutluladılar Edirne 8 (Hususi) — Dün kadınlar büyük bir toplantı yap- tılar. Kadınların saylav seçmek ve seçilmek hakkını kutluladılar. Atatürke teşekkür telgrafı çekti- ler, tezahürat yaptılar. Denizli, ( Husust ) — Denizli kadınları Halkevinde toplandılar. Kendilerine verilen haktan dolayı nutuklar söyliyerek sevinçlerini meydana koydular. Büyük Öndere teşekkür telgrafları çektiler. İzmir, 8 (Hususi) — İIzmir kadınlığı sevinç içindedir. Ata- türke teşekklür telgrafları çekmiş- ler, öğleden sonra büyük tezahu- rat yaparak saylav seçmek ve seçilmek hakkını — katluladılar. Çümhuriyet Aabidesine bir çok çelenk koydular. ( İstanbul kadınlarının tezahuratı tafsilâtı Binci sRayfamızdadir.| Çiftçilerin Borcu Ankara T — Çiftçilerin Ziraat Bankasına olan borçlarının 15 sene müddetle ve taksitle öden- mesi için Millet Meclisine bir lâyiha verilecektır. 2— Demek oluyor ki bundan sonra sokakt2, çarşıda, sinemada kâküllü mektebli gençler görmiyeceğiz. 3 — Kültür Bakanlığından bizim ce bir dileğimiz var; Bir kısım mekteblileri günün hemen her saatince 1İSTER İNAN İSTER İNANMA! T (İSTER İNAN İSTER İNANMA! 't — Kültür İşleri Bakanlığı, bütün mekteb talebe- kahı:o_ köşelerinde lerinin, saçlarını iki numara makine ile kestirmelerini | olabilir. Fakat emretmiş. daha çok diğer talebeler karşısında fena bir görenek teşkil ettiklerini de inkâr edemeyiz. 4 — Kâkül ve zülüf yasağı kahve yasağı ile kuv- vetlendirildikten sonra bizim talebeden bilgi namına randıman alınacağına şimdiden bulunuyoruz. Sen de ey okuyucu: görüyoruz. Bunların sayımı az inanmış | ' Gün Doğdu F li .. DA ' Sözün Kısası Tabelâcılara * * Dün tanıdıklarımdan bir tabelâcıya * uğramışlım. Hem tatlı dilli bir adam- ' | dr, hem #zçok artisttir, hem de her | tabelâcı gibi boş zamanları | Onun içit, her ne vakit çene çalmaya | iştahım olursa, gider onunla konuşurum çoktur. ' Dükkâna ğirib de hal, hatır sor- duktan sonra söz, her yerde olduğu gbi, soyadı üzerine geldi. Ikimizin de tanıdıklarımızdır. Şu filân soyadımı O almış, öteki bu soyadını almış. — Sen ne alacaksın?. Diye sordum. — Tilki kuyruğu! Dedi. Bu ad tuhaf bulcun amma, benim ve bütün tabelâcı arkadaşlarım için tam yerin- dedir. Niçin, dersen, szna en'atayım. * Vaktile bir adam ölür, oğluna bin altın miras kırakır. Delikanlı bu para ile bir iş tutarak geçinecek bir iş düşündüğü sırada, babasının tanıdığı bir Yahudi gelir, akıl öğretir. — Paranın hepsile tilki kuyruğu al, Bıt, der, görcceksin ne dadar kârlı i.'hl'. e Delikanlı Yahudinin sözüne uyar, bin a'tınlık tilki kuyruğu alır bir mağazeya koyar. Fekat tilki kuyru- ğunu a'mıya gelen kimse yok. Aylar, yıllar geçer. Tilki kurukları öylece durur. Nihayet bir gün mağazaya bir derviş gelir. Delikanlının düşünüb durduğunu görür. İşi sorar, kederinin sebebini anlar. Bir tane tilki kuyruğu alarak gider. Meğer o derviş zamanın padişahı imiş. Ertesi sabah padişah kavuğunun arkasına tilki kuyruğu takılı olduğu halda sadrazamını çağırır: — Lale, der, kavuğun üzerinde iltki kuyruğu çok güzel yakışıyor, İrade ediyorum. Herkes birer tane takacak! Pudişahın iradesini yerine getire mek için, bütün memleket halkı delikanlının - zaten eşi bulunmıyan « mağazasına koşar. Tilki kuyruklarını pahalı papalı alir. Hikâyenin alt tarafını elbette sormazsın.. Bir de Yahudinin sözüne uyan delikanlı gibi, kârsız bir işa girmişiz. Aylardan, ylllardanberi ar« pacı kumrusu gibi düşünüb oturu- yorduk. Bu soyadı işi, biz tabelâcılara tilki kuyruğu geldi. Herkes kendi adına bir de soyadı takmıya mecbur olunca, dükkânların, mağazaların üzerinde tabelâlar yavaş yavaş hep değişecek. bize de bol bol iş çıkacak. Hatta bazıları acele ederek, soy adını alınca hemen tabelâyı yeniden yazdırmıya — kalkacak. Halbbki bir taraftan da dil değişiyor. Öz Türkçe olmıyan esnaflık adlarinı da değiştir- mek lâzım olacak. Meselâ bugünkü kasaplar yarın etçi, bugünkü bakkallar yarın - tarama dergisine göre - teröci olacaklar. Şimdiden soyadı takınanlar acele ederlerde, tabelâları şimdiden değiştirirlerse yakında —Öz Türkçe iyice yerleşince tabelâlar — bir daha değişecek. Şimdi, —görüyorsun ya, ben de soyadı olarak tilki kuyruğu adını tak- makta ne kadar haklıyım. * Tatlı dilli tabelâcı dostumun İşi çoğalacağına bir yandan sevindim, bir yandan da canım sıkıldı. Çünkü ©o zaman kendisile saatlerce çan çan edemiyeceğim. — Bereketversin ki, —© zaman da Öz Türkçeyi beceremeyip işsiz kalacak yazıcılar olacakl Oruç Ayı Müslümanların oruç ayı olan Ramazan bugünden itibaren baş- soyadı ı lamıştır. Müftülük camilerde vaız vere- cek ve —mukabele — okuyacak olanları tesbit etmiştir. Evkaf iİdaresi de — camilerin temiz tutulması, açık bulunması ve saire — için lâzım gelen ted- birleri almıştır. Oruç başlangıcı yani imsak 5,27 de oruç bozuümu yani iftar da 16,41 dedir. teravih 18,19 da kılınacaktır. P 'Terkibi; 200 diş hekimi tarafından hazırlanan : MiNE DiŞ MACUNUNU emniyetle kullanabilirsiniz. Umumi deposu : Cağaloğlu No, 38 saarş Tolofom * 20264 ,

Bu sayıdan diğer sayfalar: