Hergün Başka!aîı—_— Ne Diyorlar ? Bey, Efendi, îqıl_" Büyük kurultaydan — alkışlar Hrasında geçen bir töre ile yurt- daşlar arasında ayrılıklar gözeten bey, efedi, ağa gibi sanlar kalk- tıu Bundan böyle Türk yurtdaşları biribirinden ancak öz adları ve soy adlarile ayırt edilecektir. Eski Türk soysal düzeninde yurtdaşlar biribirinden böyle —T:'kh ıyr:l mıyordu. Beğdeşlik soyı kurumunun temel taşıdır. Türke yabancı olan bu ayrılık batı Av- rupasında olduğu gibi, derebeylik yasasına dayanıyordu, Bunun için dir ki derebeylik yıkıldıktan sonra Fransada sanlar da kalkmıştı. e Dükü fes töresi, bugünkü soyadı töresi, sanların kalkması, bunlar, büyük bir bütün olan Türk değişiminin biribirine bağlı olan parçalarıdır. Bunlardan her birinin anlamı ancak büu mİş bütünlük — içinde gıını—coâ ki bütün açıklığıle belirir. - Milliyetten « : Yarar Mı? Solümi İrret Türk musikisine düzen vermek için işe girişldi. Musiki bilgin- lerimiz Ankarada Kültür Bakanı Bay Özmenin başkanlığına top- Tandılar Alaturkayı ilkönce konserva- tuvardan, mekteplerden kaldırdık. Bu yasağın ardından alaturka radyodan da kalktı. Hiçbir yerde çalınmaması yolu aranıyor. Artık nihaventten: “Sen benim bülbülümsün,, hicazkârdan: “Ateşi suzanı fırkat...., şarkıları kulağı- mızı tırma ayıp yüreğimizi Üzmi yor. Gelgeledm, bunların yerini, akortauz. rüumba ile, kıvançsız zımba tulmağa koyuldu. Rumba da rumba, Giîıııılıı dıbumbı.. Ka ı ona enzer, ne belirsiz mndkîıh'yzı'nn var mı Bozuk rumba, çalık fokstrot, alık beste ile ulusu Karmen dinle- meğe hazırlayaayız: Düzensiz alafranganın geygeyl, alaturkanın heyheyi değin işe yaramaz, musiki besimini bozar, * Korundan - Sar İşi Ve Konuşmalar Roma, 28 (A. A.) — Fransız ve Alman “mutahassısları Sar meselesinin — ökonomik — işlerini görüşmüşlerdir. Bilindiği — üzere mya önce umumi reyin neti- cesine bağlı olan meseleleri ko- nuşmaktan — kaçınmıştır. — Fakat Üçler komitesi, Almanyamnın teah- hütlerini yerine getirmekte oldu- gunu bir raporla uluslar kurumu- Ha bildirecezi tehdidini savurması Üzerine Almanya nibayet muta- hassıslar göndermeyo karar ver: miştir. Ancak bu murahhaslara verilmiş olan'talimat kâfi değildir. Demir Fabrikası Ankara 28 — Demir fabrikası kurulması için Almanyadaki Krup fabrikası ile anlaşılmıştır. Krup demir fabrikasım parası 3 senede ödenmek üzere kredi İle verecektir. Görünmez Kaza Anadoluhisarında oturan ba- hkçı Ömerin evinde soba yanarken mahiyeti meçhul bir cisim patlamış, sobanın yanında oturmakta olan oğlu 5 yaşında Ferhat bacağından Ağır surette yaralanmıştır. Vapursuzlu İnebolu, 28 (A. A.) — İşsbo- İunun bu sene yabancı memleket- lere ve yürt — içine — yaptığı :;ahıt. geçen senelere nisbe- yüzde 75 fazladır. Meyva Umurta, pir.nç, tiftik gibi mühim yeküna baliğ olan ihracat i, — vapursuzluk — yüzünden iskelede —ve mavnalarda uzun zaman durmıya mahkümdur. Yenl bir mücadeleye atıldık, öz Türk Dvinin zeng.n | varlığına kavuşmak için inkılâba hız fazla şakırdı. yapamıyacağım bildiğimize göre, bu yüce işte de ü'küye verildi. Bir elin çok gerekli olduğuna İnanç getirmeliyiz. Birkaç kiş'nin kitaplar arasında uğraşması elvermez. Yabancı sözlerden dilimizi ve kalemimizi temizlemek yolunda hep birlikte çabuk varmak için ulusal bir kaynaşmanın yürümeliyiz. Çalış ve kazan ki kıvancın yerinde olsun ! İngilterenin Silâhsızlanma Sıyasası Nedir ? Londra, 28 (A.A.) — Mühri- has Lordu M. Eden, İngilterenin silâhlarının — diğer — devletlerin silâhlarından az olmaması lâzım geldiğini bildirmiştir. M. Eden bu sözlerine şunları eklemiştir: “ — Bizim siyasamız, hiç dur- maksızın silâhları azaltacak, tahr İranda Sekiz Kişi Asıldı Tabrmn, 38 (A A ) — Bebki | yari kabilesinden 8 reis, bugün, | suikast ve hiyaretten dolayı idam edilmişlerdir. Suçlulardan — geri kalanlara da 3- 5 sene arasında değişen cezalar verilmiştir. Makedonya Ve Edirne Redifleri Sofyadan bildiri'diğine göre ve Umumi Harbe mamak miş. - Erzurum - Sivas Tahvilleri Ankara, 28 Hükümet Gazete İlânlını;dın Bele- diye Vergisi Ankara, 28 — Belediyelerin ilânlarından dit edecek uluslar arası bir uz> Taşmanın — imzalanmasını temine uğraşmaktan — ibaret — olmalıdır. Bundan başka yol yoktur. Haliha- bilr. Fakat bir hal çaresi bulu- nacağına — dair 'olan umudumu > Basın Kurumu Büyük Önder Atatürk Matbuzt Cemiyeti ismisin Basın Kurumu adile değiştir İmesini uygun bulmuş- lar ve verdikleri adın hemön Ku- ruma bildirilmesini buyurmuşlardır. Basın Kurumu bugünkü toplan- tısında bu adı sevinçle alncak, ad Babası olan Atatürke sevinçlerini yasak olacaktır. Yükselen Adliye Müfettiş'eri Ankara 28 — Adliye müfet- Bay Ferit Zahir, Ali Rıza, Sezai Sırrı birinci sınıfa, Bay Nuri — Şinasi, Muzaffer — Nazif, Alâeddin Ekrem, Arif Saim ikinci sımfa, Bay Akif Faik, Âbidin alıp |Refik, Muhtar Baha, Tevfik, Emin, gazete « vergi almıyacaklarını bükümet meclisten | Şevki üçüncü sınıfa yükseltilmiş- sormuştur. lerdir. — İSTER İNAN Dünkü Son Postada okumuş olacaksımız: | Manrif Vekâleti muallimlere gön 'erdiği bir emirde, | İTden uzak kaldıklarına İnsacrmiz vazife başında meslek ciddiyetini bozacak bir şekilde pudra, ruj ve krem sürmeği kadın muallimlere — yasak | Ancak böyle bir etmiş. Hele dudaklara ruj sürmenin büsbütün yasak edildiğini bildirmiş. Çocukları terbiye etmek vazifesini | Sen de ey okuyucu: İSTER İNAN İSTER tularak (Ulusal Musiki Komisyonları İSTER İNANMA! | yüklenmiş olan muallimleriz, ciddiyeti bozacak vaziyet- ard Vekâletinin bu emri, bazı tek tük hâdise'eri göz özünde ide sanıyoruz. ve haklı emrin bütün kedia memur'ara - veril- mesinin de faydalı bir iş olacağına inanmış bulunuyoruz. İNANMA! kesmiyorum. Bukhal sureti bulu nur bulunmaz onu hemen yakar lamalıyız. — Şimdikl halde olup bitenleri görmemezlik etmiyelim, =rı karşı koymaya hazırlana- (Bu hususta beşinci sayfada ha- berler vardır.) Ankara 28 — Kültür Bakan- lığı kurumunda bazı değişiklikler yapılması düşünülmektedir. .Buna göre Bakanlıkta çalgı işleri ile uğraşmak Üzere bir ku- rum yapılacak, ayrıca beden gü- zelliği ve basmlanları yayma işler rile de uğraşılacaktır. Bakanlıkta musiki — işleri ilb uğraşmak üzere 3 komisyon ku- rulmuştur. Bunlar çalışmaktadırlar. Kurultaklar Bayığı Auskara, 28 — İzmir Saylavı Mahmut Esat Bozkurt Ankara Hukuk Fakü 'tesinde derslerini öz Türkçe vermeye başlamış, Hukur kudüvel karşılığı olarak ta ku- rultaklar bayığı sözünü kullar- mıştır. Ankarada Yeni Ortamektep Ankara, 28 — Ankarada 200 bin lira verilerek yeni bir orta- mektep kurulmasına sö1 kesi- miştir. Amasyaya Kar Yağıyor Amasya, 28 (A. A.) — ğ:hn yağıyor, tepeler bembeyaz oldu. e ve Murif buluyoruz. —Ç A0 Sözün Kısası Bu İş Kadınlara Kalırsa Vay Halimizel * * Eski zamanda ramazan yaklaşır- keo, oruç tutonlar da, tutmayanlar da evlerine güllüç, şeker almayı düşü- nürlerdi. Şimai böye lüzumsuz kül- Fetlerden kurtulduksa da, oruç tutmaya şimdiden bazırlananlar hâ.â bulunuyor. Dün böyle ramarzanı karşlama ko- nuşması arasında biri : — Ben bu işin kolayını Amerika« da Ööğrendim, diyordu, orada her erkek kananın dinine girer. Bizim hanım da oruç tuttuğu için, ben de evde tataızlık çıkarmamak için, oruç tutarım.. Vakıa, Amerikalıların usulü hiç te fena bir$ş:y değil. Kandilleri, ramazanı kol'amakz, ona göre simit almak, oruca hazırlanmak haylice bir iş. — İşleri zaten başların an aşan erkeklerin bir de bu ikinel İş!erle uğraşmaya vakitleri olmazsa haklı lidir. F görülmel * Geçenlarde duymuştum: Amerika- hların burada açtıkları mekteplerin kirinde vaktile hoca olan bir madam bir aralık Bursaya gitmek ister. Ayal moktepte hoeca olan bir Türk hanımla birlikte oraya giderler. Bursaya gideu- lerin hep yaptıkları gibi orada cami- leri, türbeleri gezerler. Amerikalı madam o güzel yapıların hepsini be- Henir. Gez tikçe Türk yapılarına barşı güzel duyguları artar. Sıra Yeş lenmiye gelince hocu madum kendini büsbütün Şoşırır. Orada, o güzellik karşısında duyduğu duyguyu, dünyanın hiç bir yerinde duyamadığını, duyamayacağını ikten gonra camlin çinilerine, taşlarına birer birer dikkatle bakmak için arkadaşı Türk hanımdan bir izin jster, Türk hoca honrm da mamaz kile mayı severmiş. Amerikalı arkadaşı çinileri, taşları birec birer muayene ederken ©o da © sırada namaz kılmaktan daha iyi yapacak bir iş olamıyacağım — düşüncrek, — kazaya kalmiş da Ölemek İçin, namaza durur. Amerikalı hoca çinl- leri, taşları birer birer musyene ettik. ten sonra, a: v yanına gelir. — F tma, der, EBu güzellik karşı- sında artık dayanamıyacağım. Burada, ben de #senin —ı:ytıtn gibi, namaz kılacağım. - Acı Bana mâni — olure İnr mız Türk hoca hanım, Amerikalı ka- danın namaz kılmasına tabil kimsenin karışmıyacağını — söyler. — Amerikalı hoca da Türk arkadaşı ile birlikte namaza durur. * Bu hikâyenin —doğru olduğunu elbette kimse temin edemez. Doğru ise © güzel Yeşil camli yopmış olan Büyük mimrın hesabına şüphesiz pek büyük bir muveffakiyet demektir. Bildiğimiz sekilde ibadet için yapıl- miş olan Yeşl cami, başka bir şekil- de ibudet etmeye alışmış olan Ame- rikalı bir kadına © vakite kadar taşıdığı duyguları değiştirterek cemiln şeklie ibadet ettirmiş ize, bu hal mimarın kendi san'atinde en yüksek dereceye varmış olduğunu gösterir. Ancak ben, bir taraftan da Ame- Fikalr kadın. hocanın memleketindi bırakmış oldüğü kocasmını düşünüyo- rum., Orada âdet olduğu Üzere, her erkek gerçekten karısının — tuttuğu dine giriyorsa, © zavallı adamın bali ne olmuşlur ? Madaması Yeşil camide, çinilerin we t şların hatırı için, namaz — kildik- tan sonra ya Çine gitmiş te, orada du çok yüksek san'at eserleri olduk- karı söylenilen pagutlerı gör van kit konfüçiüe usulünde murakabeye varm'ş ise ? Madam memleket değiş- tirdikçe o zavallı adam da din mi değiştirecek ? Hanımlar oruç tutuyor diye biz de burada oruç tutmıya mecbur olursak vay halim'ze! Vüâkıa kadın sözüne uymak İâzımdır. amma, o da kırk yılda bir defa; her y değil. Kocasını Zehirliyen Kadır Çatalcada kocası Ahmedi sıçan otu ile zehirleyerk öldürmekten saçla — Rukiyenin ! duruşmasına Ağır Cozada başlanmış, şahit getirmek Üzere duruşma başka güne kalmıştır. Papas'ar Memnun Ruhani kıyafetler bakkındaki Kasun Milet Meclisinden çık- mak Üzeredir. Papaslar, ruhani kisvelerin yalnız mabetlerde giyil- mesinden çok memnun oldukla- rını - söylemektedirler. İçlerinden birçoğu sivl elbiselerini şimdiden hazırlamışlardır.