Memleket Manzarası Zonguldakta Mektep İhtiyacı Artıyor Zonguldak, (Hususi) — Zon- guldak, maden istihsal faaliyetile sanayi hareketleri çoğaldıkça her | sene biraz daha büyüyen ve bit- tabi o nisbette de nüfusu artan bir şehirdir. Şimdiye kadar ham madde- cilik halinde devam edip gelen kömürcülüğümüzün son sanayileş- me hareketi şehrin inkişafı ve gerek şehir nüfusunun sür'atle artması hususunda başlı başına bir rol oynıyacaktır. Bugün havzada mevcut ve faaliyet halinde bulunan 15.000 işçi yekünu, Türk antrasit fabri- kasile onu takiben yapılmakta ve yapılacak olan fabrikaların işle- meye, açılması bu rakamı birkaç sene içinde 20 bine çıkaracaktır. Hiç şüpbesiz bunların ailesi, havzada iktişadi faaliyetin inkiş. file Zonguldağa gelecek iş adaem- ları tülccar ve memurlarla bunla- rın aile efradı şehrin - bugünkü nüfusunu da bir haylı kabarta- gaktır. Zonguldak vilâyeti nüfusunun 1923 senesinde 240,795 iken bu- gün (283,325 ) e yükselmesi bu hususu teyit eden bir vesikadır. Eski devirlerde Zonguldakta ilkmektep mevcudu, nüfusa nis- betle yok denecek kadar azdı; bütün vilâyetteki ilkmektep mev- cudu beş rakamını geçmiyordu. Muallim kadrosu da bu nisbet içinde bocalayan zayıf bir varlıktı. Halbuki memleket —maarifine taze bir kuvvet vaziyeti verdi; memleketin en Ücra bucaklarında bile birçok ilkmektep —açıldı. ve — mektep adedi günden güne çoğaldı. Meselâ: 1923 senesinde Zon- guldak vilâyetindeki mektep ade- di 106 idi. Bu rakam bugün 194 « yükselmiş bulunuyor. Keza, 1923 #enesinde vilâyetin muallim kad- rosu 159 iken bugün mualli: rimizin yekünu 285 e varmıştır. Yine bu seneler zarfında ilk mekteplerde okuyan talebe adedi de yüz güldürecek bir derecede yükselmiştir. 1923 genesi İçinde vilâyetin ilkmekteplerinde okuyan talebe- nin — mecmuu; 113661 kız. ve 4982 si erkek olmak — üzere 6118 den ibaretti. Halbuki; — bu- gün ilkmekteplerdeki talebe mik- tarı; 4025i kız ve 85401 Erkek olmak üzere 12565 kişiye yüksel- miştir. Bu rakamlar bize Cümhuriyet hükümetinin maarif sistemindeki muvaffakiyetli — neticeleri tesbit etmekle beraber evvelce işaret edilen bir hakikati de meydana koyuyor. Şehrin günden güne artan nüfusuna yeni devirle beraber başlayan okuma aşkının inzimamı mevcut mekteplerin bu ihtiyacı gün — geçtikçe tatmine kifayet edemeyeceği — bugün bir emri vakidir. Bu sene tedris devresinin başlamasile ilkmekteplere göste- rilen tehacüm karşısında talebe kadrolarının. bir. anda dolması ve geriye yeni bir kadro teşkil edebilecek ilk tahsil çağın- da çocukların kalması, vilâyetin yeni ilkmekteplere olan ihtiyacını ehemmiyetli bir surette tebarüz ettirmiş bulunmaktadır. 337 tarihli Zonguldak Amele Kanununun 13 üncü —maddesi! « Maden — ocağı âmilleri genç ameleye gece dersleri vermek | ve'” üzere bir mektep yapmaya muallim tutmaya mecburdurlar ,, der. Yalnız milit bir şirkelin ve yeni harflerin kabulünden sonra halk dershane'eri için küçük mik- yastaki yardımları İstisna edersek havzadaki hiçbir maden mücsse- sesi kanunun tahmil ettiği bu mecburiyeti — yerine — getirmiş iki inkılâp devresi | M Malkara Trakyanın Zahire Ambarıdır Uzunköprü (Hususi) — Trak- yanın güzel yer- lerinden birisi de Malkara kasaba- basıdır. Yüksek- te kurulmuş, önü Iâtif bir sahrayı andıran —bağlar ve meyvadar ağaçlarla süslen- miş: hava, su, münbit — toprağı İle Malkara Trak- yayı haklı olarak övündürecek bir memlekettir. A- halisinin ekserisi çiftçidir. Ziraat için arazisi pek geniştir. Fakat sekenesi maalesef azdır. Hali hazırda meskün hal- kın daha bir mislini alıp idare edecek genişliktedir. Vücutların- da maddi faideler görülemeyen çiftlikleri hesaba kattığımızda is- kân için başkaca daha bir mislini zammetmek isabetli bir hareket olur. Malkaranın ilk bânisi Türkler- dir. İran medeniyetini cihana sa- lan meşhur Keyhüsrevin zama- nında ordularının kısmı - azamıni teşkil eden Türkler tarafından şimdiki “Gürgen,, dağının üzerin- de bina İnşa olunmuştu. Kasabayı kuran Türkler burada harici düş- mandan evvel ve daha tehlikeli yılanlarla mücadeleye - giriştikle- rinden buraya (Margar) yani ma- gara yılanı ismini vermişlerdi. lskender Çanakkaleye geçmek üzere harekâtında hattı ricatini temin etmek maksat ve düşünce- sile burada Malgar, Kumardaş, Sazar isimlerinde Üç ceneral İda- resinde büyük bir ihtiyat ordusu bırakmıştı. - Bunlardan — Malgar Armutluda Bir Kaza Genç Bir Kızcağız Derede Boğuldu Armutlu, (Hususi) — Burada hamamsızlık yüzünden feci bir kaza olmuştur: Iki akraba birleşerek kaplı- ealardan (15) dakika mesafede bulunan “Küpelihamam,, denilen açık bir kaplıcaya gitmişler, Kt- pelihamamın yanında — bulunan küçük bir dereye girmişlerdir. Bura- da bir az yıkandıktan sonra içlerin: den 18 yaşında Emine derin bir yere tesadüf etmiş, düşmüş, oyuk bir kayanın altında kalarak bo- ğulmuştur. Kayseride Yeni Mektepler Kayseri, 26 (A.A.) — Vilâyet dahilinde inşa edilen 25 mekte- bin küşat resmi önümüzdeki Cüm- huriyet bi di lacaktır. değildir. Zanguldak mekteplerinde oku- yan talebenin mühim bir ekseri- yeti, yine bu şirketlerin işlerinde çalışan İşçi ve memur çocukları- dır. Onun için kanunun bu mad- desinden — pek yerinde olarak istifade etmek, devlet hazinesine yük olmadan, İhtiyaçları gittikçe büyüyen Zonguldağa kısa bir zamanda birkaç mektep daha kazandırabilir. Malkarada eski belediye dairesi | Gürgen dağındaki kaleyi beğen- modi, şimdi Malkaranın garbinde yüksek bir sırtta kale yaptırdı. “Kumardaş,, Şarkta Üç saat mesafede bir kale yaptırdı. Şimdi ankazı tar marına Kumardaş tepe denilmektedir. Sazan Cenubn Şarkide dört | sant mesafede bir kale yaptırdı şimdi ankazı Üzerinde bir çiftlik vardır. Bunlar Iskender hesabına yapılmışlardır. Iskender hükümetinin zevalin- den sonra Taksimde aslen Romalı olan “Malgarat,, İsminde bir ce- neral burada derebeylik sevda- sından vazgeçemedi. Şimdikl ka- sabanın biraz yukarı tarafında bir kale yaptırdı. Bu kaleye “Malgara,, ismi verildi. Denizden gelen mallarla ilti« bas olmaması için ecdadımıza ge- çen bu yere (kara malı) manasını vermeyi kasdettiler ve — icazen (Mal kara) dediler. Ancak; bilâahı- ra arap İisanının tahakkümü bu türkçe imlâyı “ Mualkara ,, şek- line döndürmüştür. Alti bin sene evvel Türklerin bina ettiği (Mak kara)meşru sahip- lerine kavuşmak üzere Orhan za- manında Osmanl, Türklerinden Lala Şahin paşa ve Hacı İl bey Kü- çük Hızır bey, Örem bey, Hacı Sungur bey, Ba- laban bey, Müs- tecap bey atlı kuvvetleri tarafın- dan açılmıştır. Balaban Bey Malkara önünde hâlâ mevcut demir kapı üyükle- rinin yanında şehit düştü, Namına okunan Balabancık köyünde yat- maktadır. Müstecap Bey Kumar- daş Sazan kalelerinde aldığı ya- ralardan müteessiren hattı harp gerisinde şehit düştü. Yattıği yerde Müstecap köyü — vardır. Küçük Hızır Bey Kumardaş kale- sinde yaralandı. Namına okunan küçük Hızır köyünün Üst tarafın- da tepede yatmaktadır. Örem Bey - Hacı Sungur Bey Sazan kalesinde yaralandılar bir- çok — aslanca — fedakârlıklardan sonra akıbet Kosva meydan mu- harebesinde şehit düştüler. Örem Bey Hacı Sungur İsimlerinde de burada iki köy vardır. Malkara Trakya'nın erzelden- beri ziraat ambarlarından birldir, Bütün — kabiliyetlerile, — lâtif ve cazibedar manzarasile — kendini sevdiren Malkara — Türk - ölüle- rinin büyük —ve sönmez ırk ırk- ve nesillerine yadigâr bıraktıği altı bin senelik tarih yaşayan mu- kaddes yurtlımnııdındır.__ Diyarıbeki;d;Biçki Ve Dikiş Sergisi Melâhat Cemal H. biçki ve dikiş sergisl ve mezan hanımlar Diyarıbekir, (Husust) — Maarif Vekületinin emrile Ikl sene evvel Diyarıbekirde açılan Melâhat Ce- mal Hanım biçki yurdu son sene mezunlarına — şahadetnamelerini vermiştir. Yurdun bu ikinci tedris senesi sonu münasebetile bir de sergi açılmıştır. Sergide çok mu- vaffak eserler teşhir olunmuştur. Birinci Umumt Müfettiş Hilmi Bey de sergiyi gezmiş, takdirlerini beyan — etmiştir. ahadetname alanlar meyanında Sıhhat Müdürü Fehmli Beyin kızı birinciliği ihraz etmiş, Zerin Cemal ve Güzin Cemal Hanımlar da mektep talim heyeti meyanına girmişlerdir. Tayyare Varidatı Trabzon, 26 (A.A.) — Vali Rifat Beyin riyaseti altında Bele- diye ve tayyare müfettişlerinin iştirakile fevkalâde bir toplantı yapıldı. Bu toplantıda bütün Ka- radeniz mıntakasında cemiyet va- ridatının artımına yardım edeçek mühim kararlar ittihaz edildi. Karsta Kadastro Kars, 26 (A.A.) — Kars vilâ- yetinde yapılmakta olan kadastro tahririni tetkik etmek Üzere ge- len tapu ve kadastro başmüfettişi kadastro relsi ile birlikte tahrir köylerini teftiş ve merkeze avdet | etmişlerdir. - Başmüfettiş tahrir | | | Tarihi Fıkra 'Eski Defterler Avcı Sultan Mehmet devri hesap — mütehasasıslarından — birl divan defterlerinden kopye etmek suretile devlet hazinesinin ifadını, masrafını tesbit etmiş ve vücude gelen risaleye «Eyyübi kanunna- mesi» adını vererek bize - »digâr bırakmıştır. 1660 da kaleme alınan bu risale Üç yüz sene evvelki bütçe vazi- yetini büyük bir belâgatle göste- riyor. Orada görülüyor ki Os manlı İmparatorluğu on dört bin beş yüz otuz bir buçuk kese ira- da malik iken on dört bin sekiz yüz kırk kese masraf yapıyor- muş. Bu paraları bugünkü rayice çevirirsek iradın yedi yüz yirmi altı milyon beş yüz elli beş bin ve masrafın da yedi yüz kırk bir milyon dokuz yüz elli bin kâğıt lira tuttuğunu anlarız. Açık, on beş buçuk milyon lira kadar bir şey. Acaba bu büyük açığı veren masraf sütununda neler var?.. Bugünkü tabir ile verimli mas-- raflar için ne kadar para tah« sis olunmuştur?.. Eyyubi kanun: namesi, masraf sütununun en ba- şına şu ibareyl ve şu rakkamı koyuyor: «senede altı kere yüz bin altın gelir, Padişahı âlem- penaha cep harçlığı tayin olun- muştur», Bu altı yüz bin altınım bugünkü rayice göre karşılığını bulmak için şöyle bir hesap lâ- zımdır. Bu altın (şerifi) denilen cinstea, yani ayarı yüksek nev'inden olacağına göre beheri 270 akça kıymetindedir. Aşağı yukarı iki buçuk kuruş demek, O devrin bir kuruşu bugün yi kuruş tutar, © halde bir Şe: altın bugünkü rayiçle elli kuruş kıymetini taşır ve hünkârın mu- tahsisatı da otuz. milyon kuruşa varır. Fakat acele etmeyin, saraya hazineden verilen para bu kadar değildir. Eski saray aşçılarına, helva cılara, bostancılara, sarraçlara, ahı uşaklarına, çadırcılara, has mut- fak hademesine, terzilere, doktore lara, müezzinlere, bebeklere, ml- marlara, şahincilere, yahudi he- kimlere ve daha bir sürü insanla- ra verilen akçe milyonlara baliğ oluyor, bu masrafı iyi anlamak için meselâ helvacıların 551 ve saraçların 3398 kişi olduğunu bilmek, öbürlerini de bunlara gö- re hesaj ak lâ: e Tiaz LA DU Ki zabire hariç ak Üüzere eline, ununa, şekerine, ve sebzesine verilen para (kırk dört milyon üç yüz kırk bir. bin yedi yüz altmış beş akçe) dir. Has ahır tahslsatı - şuradan buradan ge- len ayniyat hariç - on sekiz milyondur. Bu meyanda dikkate değer bir mukayese var, Bütün Osmanlı donanmasının peksimet bahası, yani — yiyecek masrafı yılda 125 kese. Saray mutfağı- ninki bin yüz sekiz buçuk kese. Bu pisboğazlığa karşı bütçe- nin mütevazin olmasına İmkân mi vardı |.. M. T Kayseride Tetkikat Kayseri, 26 (A.A.) — _Fl'ın- sanın Dijon Ünliversitesi — jeoloji rofesörü M. Sapo *© İstanbul Üniversitesi jeoloji Enstitüsü Mü- dürü profesör Hamit Nafiz Bey Pmarbaşı kazasının Halevik kö- yünde iki ay evvel bulunan üçün- c devre sit bir hayvanın bulun- duğu yerde jeoloji tetkikatı yap- mak Üzere şehrimiza gelmiş ve beraberlerinde — Maarif Müdürü Hüsnü B. bulunduğu halde ilmt işlerinde azami sür'at çarelerini l müstacelen tetkik etmektedir.