1 Temmuz 1934 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SON POSTA İTTİHAT ve TERAKKİ a - — Her hakkı mahfuzdur — Dördüncü Kısım No. 138 Nasıl Doğdu ?.. Nasıl Yaşadı?.. 1.74934 — Nasıl Öldü? » Ziya Sakir* Nâzım Paşanın Bir Telgrafı Sadraza- mın Kalbine F Değil Osmanlı ordusu gibi asil ve şerefli bir — orduya, -dünya tarihinde hiçbir kıymet ve mevkii olmuyan - Hotanto ordusu efradına bile reva görülemiyecek bir hakaretti. Eğer bu hezimetin acısını çıkartmak için mutlaka dövülecek ve yüzlerine tükürüle- cek kimselere lüzum görüldü ise bunlar; —zavallı Türk evlâtları; zabitinin bir tek emrile seve seve canını feda eden ve cihan tari- hinde itaat, tahammül ve feda kârlıkla temayüz eden Türk ne- ferleri değil; onları aç, çıplak, kumandadan mahrum bırakanlar olmak icah ederdi. Bir taraftan bu tarihi facıa devam ederken diğer taraftan da ordunun baş kamandanı omuzla- rındaki ağır yükü hafifletmek istiyor, İstanbula şu garip telgraf- nameyi çekiyordu : Âynen ve harfiyen Huzuru Sâmli Sadaretpenahiye Şark ordusu Kumandamı Âlb- dullah Paşa Hazretlerile görüşül- dü. Ahval, lehülhamt zannolundu- ğu kadar fena olmadığı birçok tet- kikat ve tezahürat ile anlaşıldı. ( Bir yalnışlık neticesi olarak ev- velce kısmen dağılmış olan ordu), iki günden beri sarfedilen mesai sayesinde epeyce İadei intizama muvaffak olmuştur. (Hâlâ bugüne kadar Kırkkilisenin ciheti cen- biyesinde düşmandan eser görül- muzu takip etmemesi ), ( beş gün evvel bulunduğu yerlerden İler- lemesi ) bunu teyit ediyor. Bu şerait dahilinde hal cereyan ederse, birkaç güne kadar (iadei inti- zam ile ihrazı — muzafferiyete muvaffak olacağı ) me'mulükavf- dir. Çatalca hattının tahkimi için evvekce —iktiza edenlere — emir verilmiş olması, her türlü ihtimale karşı bir tedbiri ihtiyati olduğu maruzdur. 15 Teşrinevvel 928 Başkumandan Vekili Nâzım Sadrazam Ahmet Muhtar Pa şanın kalbine biraz ferahlık veren Şu telgrafta, koca Başkuman- dan Vekilinin düşman vaziyeti hakkında söylediği sözler cid- den şayam hayretti. ( Beş gün evvel — bulunduğu — yerlerden ) hareket etmeyen ve Kırkkiliseden ileri geçemeyen düşman ordusu Basıl olmuştu da i Ali Riza Beye: (Ahvalin gittikçe — vehamet kesbeylediğine.. düşmanın vizeye taarruzda bulunduğuna nazaran karargâhiı — umuminin — Çorluya gelmesinin tehlikeden hali olma- dığına| dair bir telgraf çektir- mişti. Sadarete — çektiği — telgrafta, (birkaç güne kadar ihrazı muzaf- feriyete muvaffak olacağını me'- mulükavi) addeden Nâzım Paşa- nın bu sözlerini, Şark ordusu ku- mandanı Abdullah Paşanın kısa bir telgrafi tekzip edivermişti. Düşmana yeniden bir taarruz ierasına kalkışmak şu tarafa dur- sun, orduyu geride daha emin | erahlık Vermişti.. Ktt y Hadımköy istasyonunda bir takim zabitan mevzilere yerleştirmek için baş- kumandanlıktan çekilen telgrafa, Abdullah Paşa, şu cevabı ver- — ÂAynen ve harfiyen — Başkumandanlık vekâletine Dördüncü kolorduya gönderil- miş olan haber zabitimizin ver- diği malümata nazaren 1ö-teş- rinilevve-328 —akşamına — kadar (Pmarhisar - Kırkkilise - Yenice) hattının cenubundaki mıntakada (düşmandan eser olmadığı) ve kolordular kıtaatının — harekete kadir olmadıkları maruzdur. Çorlu: 14-Teşrinevvel-328 Şark ordusu kumandanı Abdullah Nazım Paşa, bu telgraftan hiçbir şey anlamamış, Abdulah Paşayı makine başına çağırtarak muhabereye başlamıştı. Bu tari- hi muhabereyi de aynen ve har- fiyen naklediyoruz. Nâzıim Paşa Soruyor: Kolordular kıtaatının harekete kadir olmadıkları tabiri ne de- mek olduğu anlaşılamadı. - İleri- ye mi gidemezler?.. Yoksa, ge- riye mi gelemezler?.. Demektir. Dün akşamki telgrafımızda ha- rekete hazır bulunulduğundan bah- solunuyordu. Madem ki (düşman yok) — diyorsunuz;— o halde ne yapmak istiyorsunuz. Mutasavyer hatta da mı gelemezsiniz? Harekâta kadır olmadığınızm sebebi nedir? Serian cevabımnıza muntazırım. Abdullah Paşa Cevap Veriyor: Kolordular, uğradıkları metaibi fevkalâde — dolayısile maddeten, ve geri yürüyüş sebebile manen mütezelzildirler. Bu halin tahfifini (ve bir haylı müddet aç kalmış olan kıtaatın) iaşesı için bir iki gün istrahata ihtiyaçları vardır. Bundan başka tekrar yürüyüşe devam, kuvvei maneviyeleri henüz lade edilmekte olan kıtaatın tek- rar elden çıkmasına bâdi olabilir, Mütekaddim telgraf muhteviyatı, Lüleburgaz —taburundan haber zabitimizin — ifadesine matuftur. Kolordu kumandanları da — ayni fikirde bulunuyorlar. Harekete hazır olarak yalnız harbe iştirak etmiyen on yedinci kolordudur,. | Diğerleri, henüz efrat ve saire dö- küntülerini toplamadıkları cihetle harekete hazır değildirler. Neva- kısın itmamile harekete hazır olmalarına — ihtimam eylemeleri kendilerine tebliğ fedildiği arze- dilmişti. Sant 5,30 - Öğleden sonra Ayni zamanda birinci kolordu kumandam Ahmet Abuk, ikinci kolordu kumandanı Ömer Yaver, dördüncü —kolordu — kumandanı Şevket Turgut Paşadan da bu mealde telgraflar gelmişti. ( Arkası var) İngiliz Kıralı geçenlerde bir gün sabahleyin erkenden mutadı veçhile, “Hayd Park,,ta beygirle dolaşıyordu, bir aralık gözüne beş altı yaşında bir bebek - İilişti, attan inerek çocuğu okşadı, sonra kucağına alarak beş on dakika dolaştırdı. Ayni günün akşamında bir bando mızıka sarayın önünde çalıyordu, Kıral dinlerken hatı- rına sevdiği bir hava geldi. Ha- ber göndererek çalınmasını rica etti. Sonra bandonun şefini ça- ğırttı, bir yaprak sigarsı verdi ve onunla epyice uzun bir musiki muhaveresine daldı. Resmimize — bakınız, şapkalı zat İngiliz Kıralıdır. Karşısında mütebessim duran zat Avustralya tenis timinin kaptanı Mistr Wood- ful dur. Resim bu timin Windsor sarayını ziyareti esnasında bah- çede alınmıştır. Bakınca yaş farkı müstesna, ayni seviyede bulunan iki dostun konuştuğun zannedersiniz. Filhakika İngiliş Kıralı “evinde,, ve günlük hayatında herhangi bir İngiliz centilmeninden fark- sızdır, kibar, mütevazı bir insan tipidir. Fakat onu bir de resmi vazifesini yaparken görünuz. O zaman dünyanın en mağruür, en azametli, en yanaşılmaz adamıdir, vaz'u tavrı: Sayfa 9 Dîyanm En Mağrur Ve En Mütevazı Adamı! — Devlet benim, diyen Fran- sızların meşhur —on dördüncü Luilerini gölgede bırakır. Çünkü o dakikada sadece bir insan değildir, İngiliz imparatorluğunu temsil eder. Kim bilir, İngı'liıleriıı Krallarına karşı besledikleri sar- sılmaz mubabbetin sebeplerinden biri de belki bu iki zıt sıfatın bir ş:lnıtı birleşmiş olugaııdır.ğ Saygısızlıktır L Zaro Ağanın Ölümü Etrafında ( Baştarafı 8 inci sayfada ) yapılacaktır. Asıl, ilmi mühim neticeler bu muayenelerden sonra meydana çıkacaktır. Zaro ağanın ölümünü duyan birçok Avrupa ve Amerika Üniversiteleri tıp fakül- teleri, telgrafla İstanbul tıp fakük tesine müracaat ederek, Zaro ağaya ait mufassal raporlar iste- mişler, muhtelif dahili uzuvlarına dair birçok sualler sormuşlardır. Dün bıfzıssıhha müzesi mulâj mütehassısı Halit Bey, Zaro ağa- nım yüzünün renkli bir mulâjını yapmıştır. Bu alçıdan maske, hıfzıssıhha müzesinde teşhir edi- lecektir. * Dün Zaro ağanın ölümiü taf- silâtımı verirken hastalığı hakkında Şişli çocuk hastanesi Başdoktoru Rıfat Beyin bazı izahatımı nak- letmiştik. Bu izahat arasında bazı noktaların şu şekilde tavzihi icap etmektedir : * Kanda üre nisbeti elli san- tigram olduğu takdirda tabii telâkki — edilebilir. Bu miktarın fazlasıdır ki marazi vaziyetler dOğurur- ” İstanbul Sıhhi Müesseseleî Satın- alma Komisyonu Reisliğinden : Akliye ve Asabiye hastanesi hastaları için kışlık elbise ve palto yaptırılmak üzere lüzum gösterilen 5000 metre yerli kumaşı olbaptaki nümune ve şartnamesi veçhile ve 24 Temmuz 934 Salı günü saat 14te kapalı zarf nsulile muamele yapılmak üzere münaka- saya konmuştur. İsteklilerin müracaatları.. - “34535,, Misis Perron zevcinin kolunda kiliseden çıkıyor! İngilizlerin yüksek tabakaya | mensup ailelerinde bir genç kızın | cemiyet hayatına karışması me- rasime tâbidir: Mümkünse Kırali- çenin senede iki defa tertip ettiği kabul resminde kendisine takdim edilmesile başlar. Buna imkân bulunamadığı takdirde resmi bir | aile ziyafeti mebde ittihaz edilir. Bunu müteakıp genç kız ebevey- ninin tensip edeceği ziyafet ve kabul resimlerine iştirakte ser- besttir. Fakat tuvalet hususunda basitliğe riayet etmek mecburi- yetindedir. Ayni suretle fazla pahalı mücevherat — takmaktan sarfınazar etmesi de zaruridir. Bu iki zaruret genç kızın evlendiği gün, ancak kiliseden çıktıktan sonra zail olur. Halbuki bu kaideye muhalif olarak Mis Pearson geçen gün evlenirken kiliseye mücevher takarak git- miştir. Bu hâdise ©o derece na- zarıdikkati celbetmiştir ki, gaze- telerde ehemmiyetle kaydedil- miştir. Nikâh Merasimin- de Elmas Takmak Ingilterede Bir Güzellik Kıraliçesi İngilizler bu sene de bir güzek lik müsabakası yaptılar. Bu mev- kie getirdikleri Mis Veranika İnner isminde bir genç kızdır. Maamafih bu çeşit müsabakalar dünyanın her tarafında olduğu gibi bu kısmında da tamamen sönmüştür. Ve öyle görünüyor ki, gelecek sene tekrar - edilecek değildir. —— Afyonda Telefon Afyon (Hususi) — Bütün na- hiyelerir. ve köycein — telefonla biribirine — ve Çayrıca — vilâyete bağlanması kararlaştırılmıştır. Te- lefon hatlari bu sene içinde ikmal edilecektir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: