Üümümrenenemnz — TTİHAT ve TERAKKİ G rr — Her hakkı mahfuzdur — » Ziya Şakir Dördüncü Kısım No. 138 — SON POSTA Nasıl Doğdu ?.. Nasıl Yaşadı?.. 1-74 984 — Nasıl Öldü? Nâzım Paşanın Bir Telgrafı Sadraza- mın Kalbine Değil Osmanlı ordusu gibi asil ve şereflü bir — orduya, -dünya tarihinde hiçbir kıymet ve mevkü olmuyan - Hotanto ordusu efradına bile reva görülemiyecek bir hakaretti. Eğer bu hezimetin acısını çıkartmak - için mutlaka dövülecek ve yüzlerine tükürüle- cek kimselere Iüzum görüldü ise bunlar; —zavallı Türk evlâtları; zabitinin bir tek emrile seve seve canını feda eden ve cihan tar- hinde itaat, tahammül ve feda kârlıkla temayüz eden Türk ne- ferleri değil; onları aç, çıplak, n mahrum bırakanlar eolmak icap ederdi. Bir taraftan bu tarihi facıa devam ederken diğer taraftan da ordunun baş kamandanı omuzlar mudaki ağır yükü hafifletmek istiyor, İstanbula şu garip telgraf- BDameyi çekiyordu : Aynen ve harliyen Huzuru Sâmli Sadaretpenahiye Şark ordusu Kumandamı Ab- dullah Paşa Hazretlerile görüşü- dü. Ahval, lehülhamt zannolundu- ga kadar fena olmadığı birçok tet- kikat ve tezahürat ile anlaşıldı. (Bir yalnışlık neticesi olarak ev- velce kısmen dağılmış olan ordu), iki günden beri sarfedilen mesal #ayesinde epeyce İadei intizama muvaffak olmuştur. (Hâlâ bugüne kadar Kırkkilisenin ciheti cenu- biyesinde düşmandan memiştir. ( Düşmanın henüz ordu- muzu takip etmemesi ), ( beş gün evvel bulunduğu yerlerden İler- lemesi |) bunu teyit ediyor. Bu şerait dahilinde hal cereyan ederse, erduyu bümayunun (Biavnilkerim) birkaç güne kadar ( iadei inti- zam ile ihrazı — muzafferiyete muvaffak aolacağı ) me'mulükavt- dir. Çatalca hattının tahkimi için evvelce — iktiza edenlere — emir verilmiş olması, her türlü ihtimale karşı bir tedbiri ihtiyati olduğu maruzdur. 18 Teşrinevvel 928 Başkumandan Vekili Nâzım Sadrazam Ahmet Muhtar Pa- şanın kalbine biraz ferahlık veren Şo telgrafta, koca Başkuman- dan - Vekilinin düşman — vaziyeti hakkında söylediği sözler cidb- den şayanı hayretti. ( Beş gün evvel — bulundüğu — yerlerden ) hareket etmeyen ve Kırkkiliseden ileri geçemeyen düşman ordusu nasıl olmuşlu da korkunç bir heyöla kesilmiş; Şark ordusu er- kâmharbiye reisi sanisi miralay Ali Riza Beye: (Ahvalin — gittikçe — vehamet kesbeylediğine.. düşmanın vizeye taarruzda bulunduğuna nazaran karargâhi — umuminin — Çorlüya gelmesinin tehlikeden hali olma- dığına) dair bir telgraf çektir- mişti. Sadarete — çektiği — telgrafta, (birkaç güne kadar ihran muzaf- feriyete muvaffak olacağını me"- mulükavi) addeden Nâzım Paşa- nın bu sözlerini, Şark ordusu ku- mandanı Abdullah Paşanın kısa bir telgrah tekzip edivermişti. Düşmana yeniden bir taarruz derasma kalkışmak şu tarafa dur- Sun, orduyu geride daha emin Ferahlık Vermişti .. Hadımköy istasyonunda bir taktm zabilan mevzilere yerleştirmek için baş- kumandanlıktan çekilen telgrafa, Abdullah Paşa, gu cevabı ver- — Aynen ve harfiyen — Başkumandanlık vokületine Dördüncü kolorduya gönderil- miş olan haber zabitimizin ver- diği malümata mazaren — 1ö-teş- rinievve- 328 —akşamıma kadar (Pınarhisar - Kırkkilise - Yenice) hattının cenubundaki mıntakada (düşmandan eser olmadığı) ve kolordular — kıtaatının — harekete kadir olmadıkları maruzdar. Çorlu: 14-Teşrinevvel-328 Şark ordusu kumandanı Abdullah Nazım Paşa, bu telgraftan hiçbir şey anlamamış, Abdulah Paşayı makine başına çağırtarak muhabereye başlamıştı. Bu tari- hi muhabereyi de aynen ve har- fiyen naklediyoruz. Nâzıimn Paşa Soruyor Kolordular kıtaatının harekete kadir olmadıkları tabiri ne de- mek olduğu anlaşılamadı. - İleri- ye mi gidemezler?.. Yoksa, ge- riye mi gelemezler?.. Demektir. Dün akşamki telgrafınızda ha- rekete hazır bulunulduğundan bahe solunuyordu. Madem ki (düşman yok) — diyorsunuz; © halde ne yapmak istiyorsunuz. Mutasavyer hatta da mı gelemezsiniz? Harekâta kadır olmadığınızın sebebi nedir? Serian cevabımıza muntazırım. Abdullah Paşa Covap Veriyor: Kolordular, uğradıkları metaibi fevkalâde — dolayısile maddeten, ve geri yürüyüş sebebile manen mütezelzildirler. Bu halin tahfifini (ve bir haylı müddet aç kalmış olan kıtaatın) iaşesi için bir iki gün istrahata ihtiyaçları vardır. Bundan başka tekrar yürüyüşe devam, kuvvei maneviyeleri henüz lade edilmekte olan kıtaatın tek- rar elden çıkmasına bâdi olabilir. Mütekaddim telgraf muhteviyatı, Lüleburgaz — taburundan — haber zabitimizin — ifadesine matuflur. Kolordu kumandanları da — ayni fikirde bulunuyorlar. Harekete hazır olarak yalnız harbe iştirak etmiyen on yedinci kolordudur. Diğerleri, henliz efrat ve saire dö- küntülerini toplamadıkları cihetle harekete hazır değildirler. Neva- kısın itmamile harekete hazır olmalarına — ihtimam eylemeleri kendilerine tebliğ fedildiği arze- dilmişti. Sant 5,30 - Öğleden sonra Ayni zamanda birinci kolordu kumandanı Ahmet Abuk, ikinci kolordu kumandamı Ömer Yaver, dördüncü —kolordu — kumandanı Şevket Turgut Paşadan da bu | mealde telgraflar gelmişti. (Arkası var) -— ( Baştarafı 8 inci sayfada ) yapılacaktır. Asıl, ilmi mühim neticeler bu muayenelerden sonra meydana çıkacaktır. Zaro ağanın ölümünü duyan birçok Avrupa ve Amerika Üniversiteleri tıp fakük teleri, telgrafla İstanbul tıp fakük tesine müracaat ederek, Zaro ağaya nit mufassal raporlar iste- mişler, muhtelif dabili uzuvlarına dair birçok sualler sormuşlardır. Dün hkıfzıssıhha müzesi mulâj mütehassısı Halit Bey, Zaro ağa- nn yüzünün renkli bir ıııll;ı yapmıştır. Bu alçıdan maske, İstanbul V/Sıhhıî alma Komisyonu Zaro Ağanın Ölümüğrafında T hfnssılha müzesinde teşhir edi- lecektir. * Dün Zaro ağanın ölümü taf- silâtını verirken hastalığı hakkında Şişli çocuk hastanesi Başdoktoru Rıfat Beyin bazı izabatım nak- letmiştik. Bu izahat arasında bazı noktaların ş$u şekilde tavzihi icap etmektedir : * Kanda lire nisbeti elli san- tgram olduğu takdirde tabit telâkki — edilebili. Bu miktarın fazlasıdır ki marazi vaziyetler Sar e Müesseseler Satın- Reisliğinden : Akliye ve Asabiye hastanesi hastaları için kışlık elbise ve palto yaptırılmak Üzcre lüzum gösterilen 5000 metre yerli kumaşi olbaptaki nümune ve şartnamesi veçhile ve 24 Temmuz 934 Salı günü saat 14te kapalı zarf nsulile muamele yapılmak üzere münaka- saya konmuştur. İsteklilerin müracaatları. 43435,, Dünyanın En Mağrur Ve Sayla 9 En Mütevazı Adamı! İngiliz Kıralı geçenlerde bir gün sabahleyin erkenden mutadı veçhile, “Hayd Park,,ta beygirle dolaşıyordu, bir aralık gözüne beş altı yaşında bir bebek - İlişti, attan inerek çocuğu okşadı, sonra kucağına alarak beş on dakika dolaştırdı. Ayni günün akşamında bir | bando mızıka Ssarayın önünde çalıyordu, Kıral dinlerken hbatı- rına sevdiği bir hava geldi. Ha- ber göndererek çalınmasını rica etti. Sonra bandonun şefini ça- girtti, bir yaprak sigarsı verdi ve onunla epyice uzun bir musiki muhaveresine daldı. Resmimize — bakınız, — şapkalı zat İngiliz Kıralıdır. Karşısında mütebessim duran zat Avustralya tenis timinin kaptanı Mistr Wood- ful dur. Resim bu timin Windsor sarayını ziyareti esnasında bah- çede alınmıştır.. Bakınca yaş farkı müstesna, ayni seviyede bulunan iki dostun konuştuğun zannedersiniz. Filhakika İngiliş Kıralı “evinde,, ve günlük hayatında herhan; bir İngilir centilmeninden lır:-ı sızdır, kibar, mütevazı bir insan tipidir. Fakat onu bir de resmi vazifesini yaparken görünuz. O zaman dünyanın en mağrur, en azametli, en yanaşılmaz adamıdir, vaz'a tavrı: Misis Perron zevcinin kolunda kiliseden çıkıyor! İngilizlerin yüksek tabakaya mensup ailelerinde bir genç kızın cemiyet hayatına karışması me- rasime tâbidir: Mümkünse Kırali- çenin senede iki defa tertip ettiği kabul resminde kendisine takdim edilmesile başlar. Buna imkân bulunamadığı takdirde resmi bir aile ziyafeti mebde ittihaz edilir. Bunu müteakıp genç kız ebevey- ninin tensip edeceği ziyafet ve kabul resimlerine iştirakte ser- besttir. Fakat tuvalet hususunda basitliğe riayet etmek mecburi- yetindedir. Ayni suretle fazla pahah — mücevherat — takmaktan sarfınazar etmesi de zaruridir. Bu iki zaruret genç kızın evlendiği gün, ancak kiliseden çıktıktan sonra zail olur. Halbuki bu kaideye muhalif olarak Mis Pearson geçen gün evlenirken kiliseye mücevher takarak git- miştir. Bu hâdise o derece na- zarıdikkati celbetmiştir ki, gaze- telerde ehemmiyetle kaydedil miştir. — Devlet benim, diyen Fran- sızların meşhur on dördüncü Luilerini gölgede bırakır. Çünkü ©o dakikada sadece bir insan değildir, İngiliz imparatorluğunu temsil eder. Kim bilir, İngilizlerin Krallarına karşı besledikleri sar- sılmaz mubabbetin sebeplerinden biri de belki bu iki zıt sıfatın bir şahısta birleşmiş olmasıdır. | l Nikâh Merasiıı-ı;'n-ılnğilterede Dd de Elmas Takmak Bir Güzellik Saygısızlıktır Kıraliçesi İngilizler bu sene de bir güzek lik müsabakası yaptılar. Bu mev- kie getirdikleri Mis Veranika İnner isminde bir genç kızdır. Maamafih bu çeşit müsabakalar dünyanın hber tarafında olduğu gibi bu kasmında da tamamen sönmüştür. Ve öyle görünüyor ki, gelecek sene tekrar - edilecek değildir. —— Riyonda Telofon — Alfyon (Hususi) — Bütün na- | hiyelerin ve köy.ein — telefonla biribirine — ve ayrıca vilâyete bağlanması kararlaştırılmıştır. Te- lefon hatları bu sene içinde ikmal edilecektir.