23 Eylül 1933 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

23 Eylül 1933 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bir Kör Döğüşünün Kurbanı Gibiyiz Siyaset sahnesine baktığımız zaman müthiş bir kör dövüşüne şahit oldu- gumuzu görüyorur &yle bir dövüşki ne söyliyen belli, ne de dinliyen. Almanya - ile ittiham eder, dururlar. Son vak'a sabık Fransız Hariciye Nazırı Briyanın heykelini açarken yeni Nazır Pol Bonkurun söylediği bir nutuktur. Bu nutuk, daha evvel Nüremberg'te Alman Başvekili Hitle- rin irat ettiği: hitabeye cevap veriyor. Pol Bonkura göre — Almanya sulhü tehdit etmektedir. Binaenaleyh © ve onun gibi hareket edenler aleyhine zecri tedbirler alınmalıdır. Adolf Hitler ise — Nüremberg'te başlıca şu sözleri söylemişti: * Tarih önünde halkımızın askeri şeref ve haysiyetini iade etmiye ihti- yacımız yoktur., Çöünkü bu gşeref hiç bir harp meydanında elimizden alın- mış değildi. Bizim üzerimize kâbus gibi yüklenen bir tek namussuzluk vardır. O da ne şark venede garptan gelmiştir. Kendi milletimizden gel- miştir. —Allaha — çok şükür olaun ki şimdi onu tamir etmiş bulunuyoruz.,, Her iki tarafın sözlerini işittiğimiz Zaman esaslı bir ihtilâf mevcut olma- dığını görürüz. Şu halde mevcut an- laşamamazlık mereden — geliyor? - İki tarafın da biribirinin sözünü dinle- memelerinden, şu balde — dünyanın bir kör dövüşüne kurban gitmekte olduğunu iddia edebiliriz. — Süreyya Viley Post Ağır Surette Yaralandı Kinsi 22 — Dünya etrafında yaptığı devir seyahatinde vaktile rekor kırmış olan tayyareci Vi- ley Post, dün monore limanından havalandığı sırada tayyaresinin yere düşmesi yüzünden ağır su- rette yaralanmıştır. İtalyada İktısadi Vaziyet Roma, 22 (A.A.) — Milli ens- titü tarafından ne cdıleı bir is- tatistiğe göre İtalyada geçen Temmuz ve Ağustos aylarında sanayi âlemindeki faaliyette, ec- Hebi memleketlerle Hcaret mua- Mmelelerinde hissolunur derecede fazla bir canlılık görülmüştür. Siyasi Bir Ziyafet Paris 22 — Leh hariciye na- zın. M. Bek dün Leh elçiliğinde Başvekil M. Daladye ile Hari- Ciye nazırı M. Pol Bonkur'un Şerefine bir Öğle ziyafeti ver- Miştir. Reisicümhur M. Löbrün de M. Beke Lejyondonör nişanının bi- Tinci rütbesini vermiştir. Wısırda kabine Buhranı Kahire 22 — Başvekil Sıtkı P.ıı istifa ehıiwr — Fransayı — bilhassa bir misal olarak alabiliriz. Avrupa #ulhünün iki zt mihverini teşkil eden bu devletler mütekabilen biribirlerini Almanya Hak istiyor! SK S L SR LA D B Fakat İngiltere ile Fransa Arasında Anlaşma Hasıl Oluyor Londra 22 — İtalyan elçisi dün hariciye nezaretine gelmiş, Nazır Sir Con Simon ile görüş- müştür. Bu — mülâkatın, — Cenevrde silâhları azaltma işi hakkında Sir Con Simon'un İtalyan mümessil- lerile ve diğer murahhaslarla ya- pacağı konuşmaları kolaylaştıra- cağı zannediliyor. Biraz sonra Fransız elçisi de * gelerek Sir Con Simon ile ko- | nuşmuştur. anlaşıyorlar Paris 22 — Gazeteler bugün lera edilmekte olan Fransız - İngiliz mükâ- lemelerinin Paris ve Londra tezleri arasında bir yakınlık husulüne medar olacağını ümit etmektedirler. almanyanın emniyet hakkı Lerlin 92 — Amerika gazetecile- rine beyanatta bulunan Hariciye Na- zarı M. Nöyrat, Almanyanın diğer dev- letlerle aynı derecede emniyet hakkı olduğunu ehemmiyetle kaydetmiştir. Tan Gazetesine Gelinca Paris 22 — “Tan,, gazetesi | paris'te yapılmakta olan siyasi müzakerelere tahsis ettiği baş yazısında, bu mürakerelerin mü- sait bir surette devam ettiği fik- rini ileri sürmekte ve şunları söylemektedir: “İngiliz zimamdarları silâh kuv- vetlerinin kontrole tabi tutulması ve bu kontrolün tesirleri olup ol- madığını açıkça anlatmayı müm- kün kılacak bir tecrübe devresi lüzumu hakkında Fransanın ileri sürdüğü delilleri daha iyi kavrı- yor. “Eğer ingiliz hükümeti Fransız formülünü akla ve adalete uygun bulmuş ise bir anlaşmıya varmak imkân ve ihtimalleri eltemmiyetli surette artmış olur. ,, Fransa - Lehistan Aynı gazete Fransız - Leh mü- nasebetlerine tahsis ettiği bir ya- zısında da diyor ki: “ Vaziyetin bügünkü halinde Fransa ile Lehistanın harici te- şebbüs ve faaliyetleri arasındaki muvaziliği bozabilecek mahiyette birşey sezilmiyor. “Günün büyük mescelelerin hal- li hususunda her iki hükümetin anlaşarak müşterek teşebbüsler- de bulunmak ve Cenevre plânına uygun sürette hareket etmek is- tedikleri tahakkuk etmiş demek- Fir.y M « Burhan Cahit hazırlıklarımı yapı- | vaktim yok. Artık olursa oradan yazarım. kal Reşit. Heyecan ve tevinç içindeyim, Ahmet Rıfki Edebilonar işler vardı. Onun başında, onun işaret ettiği bir vazifeyi' yapmak en büyük borçtu. Millet önüne düşen büyük halâskâra emni- yetle sarılmıştı. Ahmet Reşit genç karısile her akşam vaziyet hakkında gö- rüşüyordu. Kararını ona da açtı. Gretta onua bütün — fikirlerini Bdi B KA e A BZ L LA A | ! meden: | Çalıştığımız İçin Evlenemiyoruz! *Çalışan iki genç kızız. Hayatta yegâne ümidimiz iyi bir evlenme yer parak mes'ut olmakta kaldı. Fakat bundan da günden güne — ümidimizi kesmek lâzum geldiğini anlıyoruz. Çün- kü galışan bir kızı hiçbir vakit iyi bir adamın almıyacağına kanüz. VHsasen simdiye kadar çıkaa talipler de bunu gösteriyor. Bu vaziyet karşısında ne yapabilirir, bize akıl öğretiniz. Bazen bu huyalı terketmek aklımıza geliyor, fakut bu- nun da münkün olmadığını anlıyor ve vaz geçiyoruz. Çok meyua ve ümit- BIZIR. Ankarada iki genç kız B- X Çalışan kızlar hesabına yük- seltilmiş acı bir feryat. Bu kızların iddiaları hem doğ- rudur, hem yanlıştır. Doğradur, çünkü bizde birçok erkekler henüz eski hodgâüm ta- assubunu terk etmemiştir. İsterki Peştedeki Macar harbiye mektebinin talebeleri Romada M. Musolini tara- -| karısı olacak kadın, evleninceye fından kahul edilmişlerdir. Resmimiz talebelerin İtalyan devlet adamına hâtıra | olarak ıık'ım ı—ıukınn bir altın baltayı gösteriyor. |— Rayhştag Yangını Davası Heyecanlı Safhasında Laypzig, 22 — Ra ştı[üğın- gininin maznunu van be, dün yapılan muhakemesinin baş- langıcından sonuna kadar şimdi- ki siyasi görü; dü; ini ıyı:dz?çinı ye lt“?“ıl.enm. v sualleri — | nefretle karışık bir sükütile kar- şılamaktan geri durmamıştır. Muhakemenin bir safhasında maznun gülmiye başlamıştır. Reis bu gülüşün sebebini sormuştur. Van der Lübbe “ bu muhake- meyi gülünç buluyorum da on- dan!,, cevabım vermiştir. Amerika Sovgyet Rusyayı Tanıyacak Mı? Vaşington, 22 — Cumhur Re- isi M. Ruzvelt Sovyetler birliği hükümetinin Amerika tarafından tanınması meselesini tetkik et- mi l.'lîlruıı:ıyı Nazırı M. Hul, bu tanışma işinin kararlaştırılacağı tarih hakkında henüz hiçbir ka- rar alınmadığını söylemiştir. Rusyavaki Fransız Nazırı Moskova'22 — Fransız hava işleri nazırı M. Kot, dün sabah Moskovadan ayrılmıştır. M. Kot dönüşte kief'e uğrıyacak ve Pa- rise avdet etmek üzere oradan bugün havalanacaktır. makul — buluyordu. TzreddM et- — Hay hay, dedi, Memleke- tin büyük davasında çalışacaksın | ve ben de senin hayatını paylaş- tığım için beraber — geleceğim, Kocamın vatanı benim vatanım- dır. Bana verilecek — bir vazile olursa onu da iftiharla — kabul edeceğim. Ahmnet Reşit Anadolunun cenup sahillerinden bir yere çıkmak için vapur tarifelerini altüst ediyordu ki ( Mustafa Kemal) — imzasile Ankaradan şu telgrafi aldı: | ı | | Muhıkeıııenıı birinci — celsesi saat 15 te tatil edilmiştir. Nevyork 22 — Dün akşam yüzlerce — komünist Laypziğ'de yapılan muhakemeyi protesto et- mek üzere Alman konsolosluğu önünde bir takım nümayişlere gi- rişmişler, M. Hitler hakkında düşmanca sözler sarfetmişlerdir. Laypzig 22 — Sinir hastalık- ları mütehassısları maznun Van der Lübbe'nin aklında bozukluk bulunmadığını söylemişlerdir. Lindbergin Paraları Meydana Çıktı! Brüksel 22 — Çalınmış bin İngiliz liralık bir bankan boz- durmak istiyen üç kişi tevkif edil- miştir. Araştırmalar neticesinde bu banknotun Lindberg tarafın- dan çocuğu kaçırmiş — olanlara fidyei necat olarak verilmiş olan bankmotlardan olduğu — anlaşıl- mıştır. Bir Bava Faciası Balermo 22 — Cenevr - Paler- mo hattında çalışan bir deniz tay- kadar kimse tarafından görülme- sin. Onun sesini ilk işiden erkek kendisi olsun. Halbuki hayata atılan kız her gün birçok kimse- lerle konuşuyor. Biraz daha ser- best bir hayat yaşıyor. Daha yakından görünüyöor ve mahre- miyetini kaybediyor. Bu sebeple de cazibesi azalıyor. Bu kabil erkekler çalışan kızlarla — eğlen- meği kabul ediyor, fakat evlen- meğe yanaşmıyorlar. Bu kızların iddiası yanlıştır: Çünkü bir genç kız için erkek- le tanışıp evlenmek yolları eskisl gibi mahdut değildir. Artık gö- rücü ile evlenen erkek kalmamış- tır. Erkekler hayat arkadaşlarını ya meclislerde, ya işte, ya eğ- lencelerde, veyahut umumi yer- lerde görüp seçiyorlar. İş hayatı, erkek ve kızların tanışmaları için en emin yerdir. Burada biribirini daha yakından tetkik edip anla- mak imkânına maliktirler Bunun içindir ki, iş hayatına atılan kaz- lar arasında evlenebilenler, mes'ut yuva — kuranlar — çoğalmaktadır. Evinde kapalı kızın evlenme ihti- mali daha azdır. Çıkan taliplerin fenalığına ba- kıp müteessir olmayınız. Evinde kapalı kalan kızlar içinde hiç talip bulamıyanlar vardır. Kaldı ki, işinizde ciddiyet ve vakarınızı muhafaza eder, çalış- manızda (âübalilik göstermez ve herkese hürmet tekin ederseniz, yaresi, Palermo limanında denize | iyi bir talip bulmakta güçlük inerken rıhtıma çarpmıştır. çekmerzsiniz. On iki yaralı vardır. Kazaze- ll aX delerin yaraları hafiftir. ——— —e li Kolmodin vasıtasile Ahmet Reşit Beye Milli mücadelemizin neticeleri- ne göre hariçte Çalışmak ve veri- lecek direktife intizar etmek üze- re (Gensve) e' naklediniz. Ahmet Re'ıl bu emri alır almaz derhal hareket etti. O akşam genç karı koca (Danzig) e geçmek üzere vapura bindikleri zaman Ahmet Reşit Gretta'nın alnından öptü: Sana çok teşekkür ederim Gretta, bir ecnebi kızla evlen- mekten yalnız bir noktadan kor- kardım. Memleketime ait şeylerde İstokholm'de — fabrikatör M. S. | | hisleri ve düşünceleri benden ay- B lER A İ rılır diyel! Sen hayatımın her adı- mini takip etmekle beni bu üzün- tüden kurtardın. Genç kadın her zamanki gibi samimi birer çiçek bahçesine benzeyen iri yeşil gözlerini koca- sına çevirdi: — Daima ve her yerde be- raber Reşit. Bütün servelimize rağmen en acı mahruümiyetlere katlanırım. Yeter ki sen mes'ut ol ! Ve büyük Mustafa Kemalin işaret ettiği yola doğru yürüdüler. Bitti Uluküy - 20 Eylül 1033 Burhan Cahit ll Gt d e

Bu sayıdan diğer sayfalar: