Norvoçyınııı ıııl, hılıı ve en nefis M SON POSTa Kcyıf Vars Zehırler.. Keyif Veren Zehirlere Nasıl ( Baştarafı $ inci sayfada ) kalmış bir adam da suya kavuştuğu zaman ancak bu kadar sevinebilirdi! Madu — titriyen — ellerini — uzatir Müfettiş; — Yavaş, dedi; yav Sıra ile. demeli, Marali ,."ıı yük Pole randevü werdi; ılı-. Zavallı lıungı gevaj ıerıelhı er' alıyordu. ;ılı Oını MWFUNm. ikı idi. hiyanet cümemek ıu.u hıuı ıı- pamıyacaktı... Büyük bir ibtiyaç onu söylemiye, sevdiğime ihanete, onu en istemediği bir harekeli yapmıya sev- kediyordu., Çünkü mülettişin elindeki paket. cikler bu anda onun içia, sevgili #ervetten, vatandan, mamustao her, her, her şeyden çok daha kıymetli idi. Ve nihayet.. Dayanamadı. Göz- rıg'nn hıçkırıklar arasında istecilen zahatı verdi. Müfettiş dinlediklerini bir kâğıda yazdıktan sonra mevcut mükâfatı uzattı. Madu üstüste iki mefea, iki kuv- vetli ve derin nefes çekti; arlık sükün bulmuştu. Oturabildi. Birkaç saniye .ışkııı şaşkın bakınarak titredi. Son- ra çok sarboş kadınlara has çılgın bir kahkaha savurdu: — Bunun uğruna bir gün aşkımı, verebileceğim — hiç l:ııı- bile ele w* Otomaobilimiz, karanlıkça ve dar bir sokak başında durdu. Arkadaşım: — Burada! dedi. Az ilerdeki bir evin kıpıııııı çal- lık. Oldukça bir ve biri içeriye aldı. Sokaktan .'.E —ııılılzuı;: daha dır bir sofadan ik ye girdil '.îlmyı hbizmetçi, vııı—dıı diğer yi açtı. Bize döndü: iki gün evvel zavallı şu- —k!ı uyuyordu! dedi. Ve hıçkıra ura ağlıyarak yatağın önünde diz tü. Soluk dudakları — kapırdandı: ediyordu. Sonra: — Öldüğüm vakit gömecek kim- sem yar diye seviniyordum. Hal- buki o, benden evvel gittil! dedi. Sevgili efendisinin macerasını bü- #üc tafsilâtile anlatmakta bir teselli hemdert bulmuş iasaalar gibi bir hurür buluyordu; — Evvelki gün öğleden sonra'her vakitki gibi onu uyandırmıya gitmiş- t Uyanmadı; fakat hiç te ölüye benzemiyordu. Ölü hali yoktu onda.. Halbuki doktorlar fazla ercin çekerek öldüğünü söylediler ve Kansolosluğa haber verdiler. Resmi muamele bitsin, #nnesine gidip wasiyetini yerine ge- türeceğim. Çünkü bir gün bana: — Bu zarfı al, ben senden evvel rsem açarsın, İçindeki para, seni nyaya, doğduğum yere ı'llfcbılul ya gider, anneciğime öldüğümü haber verirsin! Hem bu İşi bilbassa bizzat senin yapmamı — istiyorum! ,, demişti! Sokağa çıktığımız zaman arka- daşıma : — Fakat nedu. miçin kendisini Behirliyordu sanki ? Gayet rahat ve Mes'ut yaşıyamaz maydi, nesi eksikti? üm, — Pek gibi bayattan bık- Buştı. v.'..'ı:'ı'ılıî. can bir müddet cen- Bette y u. Acı vuıııe:uı kıy& içinde öldürür! B =.::uılldıi.ildı'ıııı zehirin üzerinde M erocin bulduktları için tevkif ettikleri zaman gekmişti. İstintak esnasınde, sabah çektiği kuvvetli zehirin tesiri daha geçme- Miİşti. Bir Saat doğru ıuvlu!hıııeye =dınlıu|uıı haber aldı. Tesir hâlâ ııııı etmekte idi fakat hükime, sonra başlıyacak olan — şiddetli l-yı İçekmemesini temin etmesini Yalvardı: — Beni tedaviye gönderin! diye Şirpımyorku. — Malinizi muayenede söylersiniz! Sevabını aldı. Tevkifhanede muayenenin ertesi Babah olacağını söylediler: — Ve olur, dedi; hiç olmazsa bir Moktor - etirin! Bu r.casına kulak asan olmadı. Sabahki morfinin tesiri geçmiş ve duymiya — başlamıştı. Mütemzdiyen soğuk terler döküyor- &u. Vl:udı çol yııııııg, ıqılıı çok r H ll eeei ĞD Bd eĞ DÜDÜi BÜ — — eee ĞÜ ÜND e Büre Ü ÜĞÜDAL ĞÜ Alışılır Ve... Bozuktu. Saat dokuzda bir parça : ıyiı.ıı sabahin Üüçüne kadar #sürdü. Ve uyanış çok — dehşetli oldu. Adeta Kkafası patlıyor, kalbi GÜR — göğnmem t bür ” tareli daf Pazmozo tutulmuş gibi Ütriyordu. Fazla ateşi verdı. ve geley buhran arasında zavallı çocuk başımı duvar- Tara wur Jan ondan #Gsra ârltak bir şey ha- tarbyamıyordu. Çok sıcak bir banyo- dan sonra ancak — kendine gelebildi. ma anlatıyordur. Kendisini bay- hbalde bulmuşlar we derhal dakâeru laber — vermişler, banyoyu doktorum üzerine yapmışlar. Bu, onu bir zaman İçin teskin edebildi. Ve çok geçmeden, hararot bulran İ da. O halinde, en biçareyi oradan oraya dolaştırdılar, muamelesini gördüler akşam — üzeri muhakeme olacaktı. Mahkemede avu- katı onun tedavi için muvakkaten | tahliyesini istedi. Hâkim: — Pekâlâ, —yarın akşam evine gönderteceğimi! diye vadetti. Ve za- v.ug. tekrar tevkilaneye iade ettirdi. akşama doğru Jan hâkimin vadini gardiyana 58Pledi. ©: Elinizde bir kâğıt var wi? di- ye sordu. h:llıî .l:ıkyıı. A:ılı.ıı bir kere 'ıhıkınu. im daha gitmem! Pekâlâ, olur bir hıh":ıü | ıd:huıı gardiyan gözük- | hııı&ııın buhranı yine İ şiddetlenmişti. ."ğ— ediyordu. Neden | sonra ,_ıı.. gi emir — verilmesi ı.nım.ımu. rahat durunuz, yarın gi- deıekııuH dedi. vaziyette ıstırabının dinmesi İçin üünı dua etmekten başka yapacak bir gey kalrmmamıştı. Yere yuvarlandı, banyoya soktu- lar, biraz rahat etti; buhran tekrar bayladı, tekrar banyoya - koydular, ve bıııhıl sabaha kadar böyle devam etti. Nihayet ertesi günü kendisini mu- | ayene eden di B — Yine mi bir Ercinoman! dedi ve sordu: — Kin gönder ö nn — Dörtli — Dört mü? Eh öyle ise tehlikeli zaman geçmiş! harareli için bir şey içiriverirsiniz; gece de höcresinde işık bulundu run! “Harareti için kadar da ışık,... İşte tam dört günlük ıstıraptan sonra Janın kavuşab “ihtimam, ! gün Tibbiadli. başhekimi onu muayeneye geldi. Doeyesini tet- kik etti. Ve ıstırabını biraz teskine uğraştı. Onu hastaneye benrziyen bir yere naklettiler. Doktor, kaymamış portakal çiçeği ile uyku ilâcı verdi. Jan lık uyııyıbılııtye başlıyordu. bir gey, sabaha sahilhane gün ve saatten evvel İyi kalpli adliye dokterumun rapo- Tu üzerine mahkümiyetini tecil etti- ler. Rapor: — Burada bir gün daha tutulması doğru değildir, hastalık — şiddetlidir, #2 zamanda kuvvetli bir vereme çe- virebitir! diyardu. Döstum kısa bir. süküttan sonra: — Zawvallıyı ertesi günü hestanede ziyaret ettim, dedi ve içini çekerek ilâve etti: — Mustarip bir tebeasümle yüzü- me baktı ve şunları söyledi. “— Hapisbasedeki — trabımın Ş#iddetini gören ve sebebini anlıyan bir kaçakçı bana bir adres vermek İütfünde bulundu ve; *“ — Eğer siz bendea evvel çıkar- sanız oraya gidin, becim tarahımdan gittiğinizi söyleyin, istediğinizi verir- ler,, dedi ! ... Ne büyük lütufkârlık, değil mi? * Bu Da Bir Başkaşı.. — Doktor yine geldim ben ! — A u, lâkin siz duha beş ay evvel tedari edilmiştiniz. Hem bana da, bir daha kullanmıyacağımıza dair kat'i söz vermiştimiz ! — Evet amma hastalığım nüksetti. Acıya dayanamadım, kurtulmak için tekrar İğneye başlamak mecburiye- tinde kaldım, — Peki, merede buluyordunuz? — Hastanelerden birinde bir ope- ratör vardı. Kendisi de kullaniyordu. Ondan alıyordum. — Günde ne kadar kullanıyordunur? - — Altı enjeksiyonda 60 santigram, İğne yapamayınca buhran geçiriyor, korkunç bayaller'yörüyor, çalışamıyor, para, kazanamıyordum... O vaziyette morfin bulabilmek için hırsızlığa bile hazırlanmıştım, — Dosyanızda bir de çocuğunuz olduğu yazılı! — Evet. On yaşında bir oğlum varl. * e Her tarafım ağrıyor, başım gatlıyor, her saniye vücuduma sanki binlerce iğne birden sokuluyor gibi! «« Bir tutam çekince dehşetli is- yankâr oluyorum. Aileme bile ta- hammül edemiyorum. Çok sinirli oldum. »« Ölüm benim ıstırabımın yaniın- da hiç kalır... İşte, zehirin söylettiği sözler, ver- diği ıstıraplar bunlardır. Nıldıdon Naci Sıdıllıh | . BALIK YAĞI HASAN GÜL HANIM Haçtılar, Mücahitler, Fedailer Arasında 66 aa Yazanı — Ömer Riza ECZA DEPOSU Akkâ Metrepoliti Mukaddes Salibin Yanında Duruyor Ve Döğüşüyordu Fakat bu inilti ne kadar lık- sızdı! Bu adamlar burada su! su! Diye inliyeceklerine ne diye ken- di yurtlarına dönmeyi düşünmi- yor, mne diye taarruza geçiyor- lardı. Halbuki — karşıdan — yükselen sesler ne kadar canlı, ne kadar gürbüzdü! — Allah! Allah! midaları bü- tün fezayı ftvetiyordu. Bu seste hakkını tanıyan, hakkımı ihkaka azmeden insanların erkek ve kuv- vetli iradesi okunuyordu, Bunların kırşı-“ı hasımları ıılıva-e- rupa kıt'asının her küşesinden serserileri büsbütün bozmak - için yeni bir çare düşündüler. Ve ova- nın bütün kuru otlarına ateş ver- diler. Ortalığı öyle bir hararet basmıştı ki yazın kuraklığı, sıcak- hğı kat kat artmıştı. Hele ortalı- ği kaplıyan düuman Hıdıluı bo- re;:ıî.ı'dl:rhıı L-r hı;:; sürüyorlardı. Nihayet binbir ıstırap içinde geçen bir geceden sonra gün İ ordusu — yine saffıharp halini aldı ve iki cenahı ilerledi. Mücabitler onların bu hal ve hareketlerine hiç te aldır- madılar. Çünkü akıbet büsbütün belli idi. Çöünkü bu çöle düşen- ler, .bu sıcak de temmuzun th_ ııgnyııhr hıı halde elâkete Onun - için mücabitler beklcdîler. Hasmın cenahları teşekkül ederek - ilerle- sonra iki tarafa birden ve ikisini de mahvet- he değülü “Gümer doğdaktar | b tan ve yükseldikten sonra iş başka- laştı. İki tarafın mızrakları ve okları — işliyorken haçlılar bep şimal tarafındaki pınarlara var- mak l;h didiştiler ve mücahitler onlara mertebe - fırsat verir gı'H göründüler. Fakat haçlılar tam maksada varacak gibi oldukları sırada iş değişti ve ortalığı ansızın ok — salgını kapladı. Bunu müteakip ulgnlır v .. SATILIK İstanbul Evkaf Müdüriyetinden: 15 te İstanbul Evkaf müdüriyetinde İdare encümeninde sinde muhammen kıymetlerinin yüzde yedi buçuğu nisbetin zm-m;am"umum—ımd—mmm Kıymeti muhammenesi Mevkii Mahallesi Sokağı Emlâk No. sı Harita No. sı Lira Kuruş Eski Yeni 21158 25 Boğaziçi Kurüçeşme Kuürüçeşme caddesi — 105 119 4 16938 00 " " » 105 — 119/2 2 18459 00 ” 105 — 119/3 1 44530,. E ile Kurt ne tor - ı.ı.?nıı—.a.e-h’.îyd.— ğildi. İkisi de muvaffa- kiyetle tatbik etmiş, baçlıları ölüm, tuzağına sürüklemişlerdi. Toz du- Lnaî goılîn okadar i kimse kimseyi görmiyordu. Kurtla Doğan bu fırsattan deş, derhal tahliye olunmuşlardı. Onların karargâha varmala- rile yeni ve son derece şiddetli bir hamle başladı. Mücahbitler, tozu, dümamı yararak yürüyor ve hasımlarını ot biçer saf saf yere deviriyorlardı. lar pe- rişan olmuşlardı. Bu sırada Akkâ metrepolidi- nin sesi duyuldu. salibin etrafında bu Akkâ petropolidi mücevherle işlenen salibi dik bir tepeye dik- mişti. Haçlıların bağırdılar: — Mukaddes salibin etrafına! Hnçlılınu bu bareketile tari- hin iği muharebelerin en en biri başladı. Frenkler. ye'sin verdiği son kuvvetle — mücadele ı&yorlırdıl Mücahitler, kat'i bir zafer kazan- mak azmile — ilerlemekte, her müşküle katlanarak, her fedakâr- hığı göze A SAA kırıp geçirmi Ra'kıddu ııhhhı dikildiği dağ, vaktile Mesihin cebel mev'i- zesini irat ettiği yerdi. Mesih bu- rada, herkese sulh ve müsalemeti taysiye etmiş, kimsenin kimseye taarruz. etmemesini emretmişti. Onun vasiyet ve emrine hürmet göstermeyen, onun sözünü yerine getirmeyen taraftarları da, talih ukadderatın to) Haçlıların en son Üümidi ve mi bir. te- cellisi olarak ayni yerde mahvo- luyorlardı. (Arkası var) Boğaz!çinin en kıymetli ve şerefli bir mevkiinde bugün kömür depoları olarak kirada bulunan iki parça arsa ile bir parça arsa ve üzerindeki Mıktarı cinsi * 3296 metre murabbaı arsa ve üze- rindeki sahilhane 3242 metre murabbar arsa 3533 metre murabbat arsa Kuruçeşmede bir tarafı h'amuy caddesi ık mahdut lebideryada kâin sahilhaneden müfrez ve yukarda muhammen kıymetlerile mahalle, sokak, emlâk ve harita No. ları ve mıktarları yazılı ve halen kömür deposu olarak kullanılan arsalarla sahilhane ayrı ayrı satilmak üzere kapalı zarf usulile 2/Eylül/1933 tarihinden itibaren müzayedeye çıkarılmıştır. İhaleleri 30/Eylül/933 tarihine müsadif Cumartesi günü saat . Taliplerin müzayede ve münakasa ve ihalât kanunu ahkâm daire- teminatı muvakkatelerini ve teklif mektuplarını muhtevi zarfları tayin olunan İdare Encümenine tevdi eylemeleri ve haritalarını görmek ve şeraiti sairesini anlamak istiyenlerin her gün öğleden ulırık düşmanlarını -