| | | | ğ | — Torbanın üzerindaki ketlsrden belli, send. nm gibi eskiden kalma bir kibarlık var Sonuncudan yüz kırk dört evvelki — sevgilime bir. mektup yazdım, dedimki: K Ramarzan gelmiş.. Minarelerde yanan kandilleri, bakkal dükkân- larının — camekânlarında — asddan güllâçları, iftar sofralarını süsli- yen reçellerile ramazan gelmiş. On bir ayın sultanını ben de gördüm., Fakat, ne kandillerin ışığında genin- gözlerindeki nuru ne gük- lâç dairelerinin sathında senin yüzündeki — beyazlık cazibesini, ne de hiçbir. gül reçelinde du- daklarının - kızıll ğındaki — tatlılığı bulabildim. Minareden minareye kurulan mahyalar alnına dökülen kâhküllerinin yanında pek sönük, Yirmi rekâtlık teravi naman, biran senin yüzüne bakmaktan daha az yorucu... Oruç tuttam. Bütün bir gün- Jük açlık sana karşı hissettiğim bir saniyelik tehassür kadar güç gelmedi... Yanına gelirken Karagöze giden bir çocuktan daha çok sevinç, — kirpiklerini teker teker sayarken doksan do- kuzlu tespih çeken bir mutekit- ten daha fazla buşü duyuyorum. Sahurda, kalbimin senin ismini anarak çarpmasından uyanıyorum. İmsak vaktini ağaran ufka bakıp hayalini görmek için bekliyorum. On bir ayın sultanından bana ne?. Ben gönlümün sultanını bekliyorum. — İ. H, KAŞ VE GÖZ Beni aldi bir keder, Kaşla göz aratsında.. Neler olmaz birader, Kaşla göz arasınca.. Gözlerim dalıp gitti, Kalbimi çahıp gitti, Ömrümü alıp gitt, Kaşla göz arasında.., Günlerce coşup taştık, Valahi biz de şaştık, Bilmem nasıl anlaştık, Kaşla göz arasında.. Önce ağlattı beni, Sonra aldattı benl, Bir gün de sattı beni, Kaşla göz araşında. Şoket Yerin Kulagı Var Arkadaşım bir genç kızı gös- terdi. — Bizim Suphinin nişanlısı!. — Nasıl olur, bu yerden bit- me bir şey.. Arkadaşim kolumu dürttü: — Aman yavaş, dedi, yerin kulağı vardır; duyar.. | doağru dürtüst göre- Anlamış Gezen akşam an birlila davetl'ydik.. davet'iler arasında M. B. de M. Böyin blr k ğİL bir mötre ötesini bile vardı. gözleri tro de- Banti- miyecek — de miyoptu. T fsn benim yaum” Bir ara'ık kulağyıma eğilerek: da oturmuştu. — Karşıma daki Hanımın dedi, diş- leri ne kadar gü- zel!.. Bunu nasıl göre- bild.ğini merak et tlm., — FPakat sizin gözlerin'z miyop- tar. uzaktan — nasıl gördünüz..” — Görmadim axb zim, İkKİ gaattir mil- tamadiyoo gülme- — Hayır, — Yazlık şapkamı gören san — sevğilimi hatırladim. — Şapkayı ao mu simiş 17.. bir gün berabear kıra gilmişlik üÜzerine olurup Mister Vak Vak yirmi sene evvel Amorika'dan İstan bula' gelmişti. Bu yirmi #ene içinde bir. kelime olsun türkçe — öğren me- mişti. Dün bana dort yandı. — Yirmi senedir burada yaşıyorum bâlâ memloket aha- Mel Hisamımı öğren- mediler,.. bu yüz- den herkesle ke- nuşmaktan mahru- muml.. Lüzum Var mı? Hanım ahçıya da- nıldı; — Son bu akşam Balıkları — yıksıma- dan plşirmişin. Böy- le şey olur muf,. — Niye olmasın Hanımelendi. Kot koca denizde seno- Terce yıkanmış ba- hi evde de bir defa daha yıkamı- ya hiç lüzum var sinden anladım. ezmişil. miı?.. Pisler Öğle Yemeğinde İl Paris'te İA -İ Allahverdi zadü Paris'e gitli, Ti- | * rönden iner inmez şüföre: : — Lüks otefl.. — Gürsen ne güzel bir kız.. Bembeyaz bir yüzü, simsiyah saçlari var.. İşte şu tırnak g- bi simsiyahi.. Valiz Bizlm İsmet Hu- lasi bir. sandıkçı dükkânının onünıdıı ken gayri İk- fl';::l içeriye baktı. — Buyurun, bir şey mi istiyorsu" nuz?.. — Bayır - şöyle bir baktım.. R — BSize şık bir valin verelim efen- dim.. — No İşe yarır yacak?. — Elbiselerinizi kayarsınız... İsmet Hulusi kız- di: — Alay mı ed- yorsunuz, dedi, el- biselerimi valize koyup kendim çıp- * lak aa gezeceğim?. | Dedi.. Allahvordi zade Franmz'ça | bilmezdi. Fakat Lüke otel her Jisanda Lüka otel demok olduğundan mera- mint kolaylıkla anlata bilmişti. Olomobil saatlarce giltiktan sonra | bir otolin ününde durdu. Takslmetre Allıhverdi zado Fransız İrankları ha- | Tindo fışır fişi> Sayıp verdi. Ertesi sabalı uyandığı zaman ötel- deki odasının penceresindan baktı. Karşısında görün n binayı tanır gibi oldu. Garsonu çağırdı: İşaretla Bbüu Dbinanın ne olduğunu sorda; — İttasiyon mösyül., İstasiyon ve Müsyö kolimeleri de her Hsandı malüm olduğu İçin Allah- verdi zade garsonun ne demk isteditin! anlamakta yine güçlük çekmemişti. Yalnız anlamadığı bir nokta kalmıştı. Kendi kendine dişündü: — Acaba şoför beni karşıdan kar- şıya geçirmek için meden saatlerce dolaştırdı? ... Moda Taammüm Ediyor | müthiş bir para yazvıştı.. bu parayı | — Ramazanda her akşam evde mükemmel bir WHtar, ge- ce de sahur yemeyi seneler- rdenbel âdet edindim Apartıman Apartıman — arar yorlardı. Bir tane buldular, — Kapıcı surdu: — Çocuklarınız var mıf. — Evet üç tane.. —Apartımanı ço- cukluya kliraya ver- miyoruz.. Bu girada. mer- divenden aşağı iki çocu4 koşa — koşa İndiler.. apartıman arayanlar kapıcıya.. — Ya bu çocuk- lar nedir?.. Dediler,. kapıcı mordivenden inen- lero baktı: — Onlar çocuk değil apartıman sa- bibinin. oğlu — ile kızıl.. Öğrenmiyen Kim — Şarkı süöylüyorlar.. eee aa — Son dlilsizlerin konuşdı ğundan anlarsın bök bakalım biribirlerine ne diyorlar.. —. I Naciye Hamım'ın — evlenmesi mevzuu bahsoldu: — Bir doktorla, — mühendis arasında tereddütte idi.. mihayet kararını vererek doktoru saadete kavuşturdu. Anlamıyan oldise diye hanım daha açık İzah etti: — Yani mühendisle evlendi. blr Müşteri Narede Gece yarısı birahanelerden birinin — önünden — geçiyordum. Kapının önünde bir piyano vardı. Bütün garsonlar piyanonun etra- fıma toplanmışlardı. Marak ettim. Acaba gece yarısından — sonra birahaneyi mi maklediyorlardı ?. Sordum : — Bu piyano meye gelmiş ? — Bir müşteri dışarı çıkmak istemiyordu. — Piyanoya yapıştı. Biz de piyanodan Aayıramadık. — Piyano ile beraber çıkarmak — istedik.. — Peki müşteri nerede? — Yine içeri kaçtı. Sigara Beş yaşındaki oğlu sigara Içiyordu, babası gördü:; — Bu sigarayı nereden buldun? — İstersen bir tane de sana vereyim baba, bende bir paket yar,. RAMAZAN MANİLERİ buraya Davulumu alayım mi ? Sokaklarda çalayım mı ? Küçük hanım bir parçacık, Bea yanında kalayım m ? Minareler mahye — kurdu, Gelen geçen hep okurdü.. Gel yüzüme gül amcık; Ne olursun findik kurdu?. Davulumu çaldım dan dan, Düşünmedim biçbir zamanı. ayı Ya girerim şimdi damdan.. Küçük hanım, küçük hanım.. Seni ister benim canım, Kalbinden bir bahşiş yolla; Beklemiye yok dermanim L. ' Davulcu | Doldurulmuş — Yüöz -senelik —papağan olur. müş.. — Ar söyledin. bende bir tane var.. Tam yüz elli senelik büyük babamın babasından kal- — miş. — Hâlâ konuşuyor mu?. — Hayır canım nasıl könü- — şacak; doldurulmuş papağan.. «