ŞEN GÖNÜL SELT Ş —- Gidin, sorun. Vezirden telbis var mı, yabut başka bir kâğıt gelmiş mi? |*) Maksadı bulmaktı. Sadrazam münasip bir zamanda. takdim olunmak kaydile, bir kâğıt gön- derilmiş, yahut ocaktan ve sarrv haricindeki sultanlardan, damar- lardan, bendelerden arizeler gel- miş olabilirdi. O vakit kelimeler üzerinde düşünerek, maslabatlar hakkında vehmi ve hayali mülâ- hazalar yürüterek şu — sıkıntıyı belki uyutabilirdi. Giden adam, beş on dakika sonra, döndü ve efendisine bir mektup uzattı: — Bunu, dedi, Darüssaade Ağas kulun verdi. Getiren gö- rülmemiş amma mühim olduğu Üstündeki yazıdan anlaşılmış! Üçüncü wWlurat neşelenir gibi oldu. Kimden geldiği meçhul olan bir mektup ona, İyi tertip olunan bir masal gibi meraklı görünüyordu. Haremağasının sözü, mektup zarfının bile esrarlı ol- duğunu gösteriyordu. Binaenaley, gevk ile gözlerini zarfa dikti, mühim denilen yazıyı okudu. Kı- sa bir satır teşkil eden kelimeler, garabet düşkünü padişahı ciddi- leştirmiye, batta heyecanlaştırmı- ya kâfi gelmişti. Çünki o bir sa- tır, kürenin en kudretli adamı olduğuna — yıkılmaz »bir kanaat besliyen bu zavallı hünkârın © güne kadar görmediği, tasavvur #edemediği âmir bir edayı ihtiva #ediyordu. Evet,.. Meçhul adam, Osmanlı padişahına değil de alelâde bir adama hitap eder gibi davran- mıştı. Fakat kullandığı kelime- lerde hakaret yoktu, istihza yok- tu, istihfaf yoktu. Korkutucu bir azamet vardı. O adam kim ise “ Şevketlü, Kudretlü, Mahabetlâ Murat Han bin Selim Han bin Süleyman Han, Hazretlerile alâkadar ol- tuyarak Padişahın şahsımı, ma- kamını, ihtişamını ve her şeyini töyle bir ibarede icmal etmişti: Allahın kulu Murat Han - tara- haa! , .. Debdebelerin, — tantanaların, kuvvetin ve ceberutun örtemediği tek bir hakikat vardır : Fanilik!.. Zayıf olanlar, Acizler, avareler, kimsesizler, yani beşerin ekseri- yeti, bu hakikati her manzarada ve kendi hayatlarının her daki- kasında — görürler. Fakat kavi- ler, ancak müstesna demlerde gafletten veya tegafülden kurtu- labilip ebedi hakikatle gözgöze gelirler, Padişahlar, gafletin tim- salidirler, Çünki padişahlık an- cak gaflete istinat eder! Lâkin ölüm korkusu, nadiren de olsa, kendilerine - faniliklerini, bir gün soğuk bir laşeye inkılâp edecek- lerini ihtar ettikçe şaşırırlar ve biran için acizlerini anlıyarak, ta- GT Teşiilar iptüüni; rekmi muhabere eve gakinı da dereç ! mertebelere ayırmıştı. © cümleden olarak Babaliden saraya gön- ğlerller İetinnm terkerelerine “telhla der- oyalancak bir şey | tarafından | | O adam mektubuna şöyle başlamıştı: Allahın kulu Murat Han. biat önündeki hbiçliklerini hisse- derek ebedi kuvvetlerin takdisine koşarlar. Şu mektubun meçhul yazıcısı işte o ebedi kuvvete işaret edi- yordu. Sinirleri zaten bozuk olan Üçüncü Murat, faniliğinin ve ac- zinin yüzüne vurulmasından do- layı ancak heyecan duyabilirdi. Çünki Allahım kulu olduğunu in- kâr etmek elinden gelemezdi ve © kulluğu kabul ettikten sonra da bu mektubu yırtamazdı. Bina- enaleyh merak ile, hatta endişe ile zarfı yırttı. Büyük bir dikkatle mektubu okudu. Tuhaf şey!. Şimdi gülümsü- yordu. Onun zarftaki yazıyı oku- yunca biraz sararan çehresi açıl- mıştı. Gözlerine şule, dudaklarına da tebessüm gelmişti. Bir aralık bu tebessüm genişledi, genişledi, tannan bir kahkaha halini aldı ve açık ağzından şu kelimeler döküldü : — Neler oluyormuş ta habe- rimiz olmuyormuş. İşte oyun buna | derler, eğlence buna derler, Cüceleri sırık gibi heriflerin ya- | nağına tırmandırmaktan, sofalar- da at ve kısrak güreştirmekten ne çıkar? Böyle ince işler yap- malı ki gönül sıkılmasın. Ve sonra emir verdi; — Gün doğar doğmaz çavuş gitsin, Sipah hanına baksın. Edirneden kim gelmişse alsın, güzelce giydirsin, kuşatsın, sıcağa (kamama demek) götürüp yıkat- sın ve buraya getirip has mut- fakta karınlarını doyursun, bana haber verilsin! ( Arkam var ) —Ğ ÜN Son Posta, Hayir Seven- lere Hitap Ediyor (Baş tarafı 1 inci «ayfada ) — Bu çocuğun annesi, baba- | Hasta Göğüslü Annelarin İniltişi| « var mı? Cemiyetin salonu çocuk ve kadın kalabalığı ile dolmuştu. Burası adeta sefil ve bakımsız gçocuklarlaş — sapsarı yüzlerinde açlık okunan perişan kıyafetli fakir annelerin bir meşberi idi. İçinde bulundukları sefaletin far- kında olmıyan masum çocukların gıvıltısı ve çocuklarına bir bay- ram elbisesi koparmak istiyen anaların hasta göğüslerinin inil- tisi salonun sessizliğini yırtiyordu. Topkapı Fukaraperver cemi- ti 150 Fakir ga bayramlık âl— Wıuxumlnhuluı en fakir muhitlerinden biri olan Topkapı sakinleri bu haberi duy- duktan sonra cemiyete adeta hücum etmişlerdi. Cemiyetin mü- essislerinden, İsminin gazetelere yazılmamasını rica eden “ Dr. G. , Bey, bütün bu müracaatlar arasında hakikt muhtaçları tefrik ediyor |'ve bunların eline birer vesika veriyordu. Allah Rizası İçin Bize De! Dr. G. Beyin odasının kapı- sında büyük bir kaynaşma vardı. Kucağında ve elinde çocuklarını tutan anneler - biribirlerini — itip kakıyorlardı. — Allah rizası için bize de.. — Acele- etmeyin, daha sizi çağırmadılar, — İznim bitiyor, Rejide ame- leyim, sonra gelemem. — Hayır “evlâdtü, ikisi de Bldü. Rejiden kovulursam o da, ben de açlıktan ölürüz vallahi. — Bu kâğıdı bayram üstü gösterir, elbiseyi alırsın. — Allah ömlürler versin ev- lâdım. Allah da sizi memnun etsin, Cemiyet çok çocuklu, fakir anasız babasız ve mektebe de- vam eden çocuklara da yardım yapmaktadır. Gösterilen tehacüm — üzerine şimdiye kadar 150 çocuk kayde- dilmiştir. Cemiyet ancak 150 çocuğa elbise vesaire verebile- ceğinden bundan sonraki müraca- atçıların ağlama ve sızlamalarına dayanamıyor ve diyor ki : — Ne yapalım, kadromuz dol- du. Bayrama kadar çok ha- yırperverler cemiyetimize müra- caat edip teberrüde bulunurlar. Siz herhalde birkaç gün sonra yine müracaat edin. Belki sizin çocuğunuza da birşey yapabiliriz. Bu cevabı alan annenin yü- zünde evvelâ bir sukutu hayalin tesiri okunuyor, bunu gözlerinde parlıyan bir Ümit şulesi takip ediyordu : — Bunlara bakmak - sevaptır. Geçen sene de bayramda bunla- rın yüzünü siz güldürdünüz elbi- #6 ayakkabı verdiniz. Ris e İstanbulun ve memleketin en | Mektebindeki Aile babaları Çocuklarınızı inkişaf — ettirmek MA J istiyorsanız K'te l No. 6 OCAK ARKADAŞLARI Fransızca ve Almanca büyük filmini gösteriniz. ? film Berlin Talim ve Terbiye Akademisinin Alman milletine tavsiye ettiği filmdir. G REZLA va PÜFFY'nin ilk büyük sergüzeşt filmleri Nis karnavalı - Nlis bavallsinde çılgım bir tenezzlih - Sahrada bir aşk macerası G AR BO Dünakşam A S R İ sinemada Gösterilen ve meşhur vazihi sahne JACOUES FEYDER tarafındas vücuda getirilen PU flmlede, mükemmel oyunu de temaşakiramı teshir, tehyiç ve memanm etmiştir. Greta Garbo'nun bu filmdeki rolü, başka tarafından — temsil Bugün — saat 16 1-2 — matinesile hiçbir. kadın edilemezdi. suvaresinde b ZENGİN VARYETE NUMARALARI Bugün MELEK ve sinemaları, MAVRICE mevsimin en büyük - filmini ELHAMRA gösteriyorlar. GHEVALIER Tamamen Fransızca sözlü ve şarkılı ŞEN MÜLÂZİM Şimdiye kadar vücuda getirilen büyük temaşalı en güzel operetinde. Bugln sant 16,80 da matine Bnat 2140 da suvare SON OLARAK FRANSIZ TİYATROSUNDA DOUGLAS ve ZFNCİ HEYETİ 2 kasımlık ve 16 tabloluk muaxzam operet LOUİSİNA ! Ziraat Vekâletinde Ankara, 21 ( Husus! )—Ziraat Vekâleti Müessesat Umum Mü- dürü Âbidin Bey İzmir Ziraat teftişlerini bitir- dikten sonra Adanaya gitmeklen sarfınazar — ederek — şehrimize dönmüştür. Büyük Gaziye Hediye İzmir (Husus! ) — Şehrimizin 250 sene evvelki halini tasvir eden kara kalem bir levha, Bele- diye tarafından Gazi Hz. ne bediye edilecektir, Üdemişte Bir Fahrika İzmir ( Hususi ) — Ödemiş Urgancıları - kooperatifinin tesiz edecekleri fabrika yakında faa- liyete — başlıyacaktır. -Avrupaya sipariş edilen makineler bugün- lerde gelecektir. ç— —Z zengin ve hayır sahibi Insanları! Bu lâvhayı gözlerinizin önün- de canlandırdıktan sonra, "Son Posta,, sizden rica ediyor: Bu bayram Üstü, biraz eğlen- cenizden, bir parça gşekeriniz- den kesiniz. ve bu kimsesiz, sefil yavrulara — yardım edin_lx, (3, 5, 8) lira ile bir yavru giy- dirip bütün bir cihan değerinde dua alabilirsiniz. Bu, sizce pek kolaydır ve derhal yapmak eliniz- dedir. Toptan Hapis Bütün Bir Köy Halkı Hapse Mahküm Edildi , Kovno, 14 ( Kânunusani ) — Litvanya payıtahtına yakin kiü- çük köylerden birinin bütün e- kenesi hep birden hapse mah- küm olmuşlardır. Sebep devlete ait ormandan, bilâmüsaade odun kesmiş olmalarıdır. Köyün hapishanesi — hepsini birden istiap edecek kadar büyülk olmadığı için mabkümlar cerzala- rını münavebe ilo çekeceklerdir. 1,5 Milyon Lira Fransız Sokaklarına Bu Kadar Para Döşeyorlar Paris sokakları Avrupa pay- tahtları arasında en itinalı olan- lardan sayılır. Ekserisi asfalttır. Büyük caddeler tahta döşelidir. Parke olanı enderdir. Hele Adi taş olanı hiç yoktur. Buna rağmen Parls belediyesi son içtimamda #okakların bir kısmını daha güzelleştirmiye ka- rar vermiştir. Bu maksatla yapılan programın ilk senesi için kabul edilen tahsisat 1,5 milyoa Türk lirasıdır. * RAŞİT RİZA- tiyatrosu Şehtadebayında D Akçası anat t S0 da Kocamâ Bir metren