SAA Üİ —— l b ı ! —— — —a - " BRRİ yi SA TamamR — SŞ TNE SA * SEERDE ŞA TÜNA Ü TÜPAREA TT çe TYYESEENR A geee 4-<v” G SON POSTA TEMMUZ 1914 Umumi Harp Nasıl Patladı ? Nakleden: H. R. — Kızım Doktor: Semi Ekreme — Ben Kıral Bulundukça Romanya —60— Yazan: Emil Ladviş Avusturyaya Karşı Harp Etmiyecektir! Memleketin sakin köylülerini oaları idare eden avukatlardan çok — daha iyi anlamış — olan Kral Karol zümrelerden birile açık bir ittifaka girmekten pek hazer ederdi. Şu kadar ki asırlar- danberi — milyonlarca — Romeni barındırmış olan — Transilvanya kıt'ası alınmak şartile Liberalleri elde etmek kabil idi. Esasen Liberaller maktul veliaht Fram suva-Ferdinandın tensibi mahsusu ile az çok sıkı bir ittifak teklif etmişlerdi. Fakat Kont Tiçoa razı olmamıştı. Zaten yeğeni ve veliahdı Fransuva - Ferdinandın — taraftar bulunması - itibarile bu fikri ihti- yar İmparator da kabul etme- mişti. Veliahdin katli bu itibarla Romanyada derin bir keder uyandırmıştı ve bu tabil idi, memleket büyük bir dost kay- bediyordu. Fakat Viyanadan Sırbistana gönderilen ültimatom bu haleti ruhiyeyi (birkaç saat içinde ) değiştirdi. Romanya daha dün Sırbistan ile elele yürümüş ve müştereken — bir — muzalferiyet kazanmışlardı. * Avusturya — deli — olmuş, dediler; bu kavganın sonu iyi gelmez. Şimdilik bitaraf kalı- narak, bu çarpışmanın — neti- cesinde, Transilvanya hakkındaki eski ve mubakkak emellerin da- ha kolay bir surette tahakkuk edeceğini düşündüler. Avusturya — sefiri — kendisine ültümatomun suretini okurken bu Alman kalpli Balkan Kıralı, se- firin sözünü yarı yerde kestir: — Bu, dünya harbi demektir! diye bağırdı ve siyast fikirlerine bir intizam verebilmek için bir- kaç dakika bocaladı. Belgrat cinayetinin bir. team- müt eseri olmadığına kani idi. Gizli ittifakının bulutlara doğru çekilip kaybolduğunu — hissede- miyordu. Birkaç gün soura Avusturya sefiri yeniden gelip kralın şerefi mevzuubahis olduğunu, kendilerile beraber yürümek mecburiyetinde bulunduğunu, çünki bir muka- velenin mukavele olduğunu söy- lediği zaman ihtiyar kral me- sai masasının Üstüne yığıldı, ağladı ve boynunda taşıdığı li- yakat nışanını çekti, kopardı. » O aralık Almanya İmparatoru Hobenzollern sıfatile Bükreşe he- men hemen tehditkâr bir telgraf çekti. Şurayısaltanat — kuruldu. Kral — Avusturya - ile — İttifaktan ba'setti. Lehteş yalmız tek bir kişi, Pie?re Karp rey verdi. Di- Kaçak et almayınız. Parça et almayınız Çünki hastalıklıdır. İPE î | Her tarafta deniz, kara ve hava faaliyeti vardı ğerleri kâffeten istinkâf ettiler ve müsebbip olarak Avusturyanın Belgrat üzerine bilâ ihtar yürü- müş olmasını ileri sürdüler. Fakat bunun bakiki sebebi Macaristandı; — Filvaki Roman- yanm — bu — düşmanı — sıkıntı- dan kurtarmak için —muavenet etmesi ne demektir? Kral tara- fından Romanya hudutlarını mü- dafaa ihtiyacında olmadıklarına dair verilen teminat tüccarların nelerine yetmiyor? — Krak — Ben kral bulundukça Ro- manya, Avusturyaya karşı harp etmiyecektir ,, dememiş midir? Fakat Fransız fikir ve ter- biyesile büyümüş olan Başvekil | “ İhtivar — hükümdarlar ı Bratyanu kendi kendine ölebilir. ,, ihtimallere Cem'ş ve her türlü kurşı yeni toplar ıımarlamışbr, maamafih bu sipa- riş tabil Krupa — verilmiştir. * | Sırbistana karşı kin ve son muharebedenberi de — Rusyaya karşı düşmanlık bissetmekte ol- ması dolayisile Bulgaristan Ak- manyaya taraftardır. Kendisine | kaybettiği vilâyetler temin olun- sa ittifakı müsellese geçecektir. Fakat bağlanmadan evvel bir sene tereddüt içinde vakit ge- î çirmişlerdir. ( Arkası var ) Ge en Bilnmecemiki Dogru Halledenler (Baş tarafı 6 inci sayfada) rtamektebi birinci sınıftan 350 dil, Küçükpazar Yavuzsinan 29 Niyazi Adana Seyhan mektebi beşinci sınıftan 161 Sabahattin, İzmir Ticaret Mektebi ikinci sı- niftan 75 Muzaffer, Kuüleli As- keri Lisesinden 359 — Necati Behçet, Ankara Erkek Lisesi talebesinden 137 Şükrü, Ada- na Ticaret Meketebi son sınıf- tan 189 Hikmet, Maltepe Askeri Lisesinden 2650 Ömez Bey ve Efendiler. Birar Âdet Kart Kazananlar Çenberlitaş Ortamektebinden 212 Lütfi, Maltepe Askeri Lise- sinden — 2539 Fahamettin, İs- tanbul — Kız 371 Hikmet, İzmir Keçecilerde | Şükran sokağında 3 Faik, Ada- na ortamektebi ikinci 382 Hüseyin Şadi, Eyüp orta- mektebi talebesinden 57 M, Fuat, Maltepe askeri lisesinden 2597 Hikmet, Yenibahçe Arpaemini Ortamektebinden | sınıftan | | mahallesinde 18 Hatice Mehmet, sınıftan 250 Orhan, Eyüp orta- mektebi talebesinden 224 Nihat Cemal,Kuleli askeri lisesinden 3855 Muzaffer, Pertevni isesi besinden 16 Halil, Adana Tica- ( M. Kemal, İsparta ortamektebi | son sınıfından 111 Mehmet, Çan- kırı örtamektep son — simifından 102 Salâheddin, Adana Ticaret | mektebi birinci sınıfından 46 Ali İhsan, İzmit Karabaş mahallesi | Yol sokak 44 Muammer, Ankara orta ticaret mektebi ikinci sını- fından 38 Mehmet, Sivas li- | sesi üçüncü sınıfından 2 Muzaffer | Yozgat Gazipaşa Mektebi tale- besinden Jale Gönül, Üsküdar | Kız San'at Mektebi 8 inci sınıf- tan 224 Müzehher, Ankara Gazi Muallim Mektebi — talebesinden 338 Hikmet, Uzunköprü Gazi Mahmut Mektebi dördüncü sınıf- tan 58 Nesim, Ankara Erkek Lişesinden 443 Mümtaz, Adana Ankara erkek ortamektebi birinci | ret mektebi son sınıfından 253 | | suma— İ Anlattığı hikâyeyi bitiren ar- kadaşımız içini çekerek : — Şimdi © eski arkadaşlar kalmadı ! Diye ilâve etti. | bazıları buna itiraz ettiler. Servet | hizmetçi kızın getirdiği kahveyi | tepsiden alarak : | — Şu kahvemi içeyim de size | bir fedakârlık hikâyesi anlatayım, dedi. Amma hepiniz dinliyecek- siniz ha! Dinliyeceğimize söz verdik. Zaten bu kış gecesinde iftardan sonra yapılacak başka bir şey yoktu. Servet kahvesini içtikten sonra bir cigara yaktı. — Benim Bahri isminde bir arkadaşım vardı, diye başladı. Mektepten çıktıktan şonra sene- lerce biribirimizi görmedik, Bir gün sokakta karşı karşıya gele- rek kucaklaştık. Aradan geçen zaman zarfında Bahri de benim gibi evlenmişti. Beni evine götür- dü. Karısma takdim etti. Karısı Behice H. isminde çirkin, haşin tabiatlı bir kadındı. Benim önüm- de kaç kere kocasına çıkıştı. Bir müddet oturduktan içimden: — Zavallı Bahri! Diyerek ayrıldım. Aradan bir ay geçti. Bir gün Bahri beni ziyarete geldi. — Aman düştüm! Mukaddemesile derdini anla- tarak bir ricada bulundu. Ertesi gün saat üçte Oranya İsminde bir kadınla Sketingpalasta ran- devüsü varmış. O zamanlar Bey- oğlunda Sketingpalas diye bir yer vardı. Hatırladınız değil mi? Her neyse.. Karısı son zamanlarda Bahrinin sık sık eve geç ge- mesinden — şüphelenerek — ken- disini gizlice takip ediyormuş. Bahri, ertesi gün Oranya ile yakalanacak — olursa bu kadr- nin benim metresim olduğunu ve benimle beraber geldiğini iddia edebilmek için benim de saat Üçte Sketingpalasta hazır bulunmamı rica etti. — Bu fedakârlığı | beklerim! Diyordu. Naçar razı oldum, | Ertesi gün Bahri Oranya ile Ske- | Hngpalasta bir locada oturuyor- du. Yanlarına giderek oturdum. Dereden tepeden bahsetmeğe başladık. Bahsin — en tatlı bir yerinde Bahrinin karısı sökün etmezmi? Ben hemen Orcam yayı alarak — palinağ yapmıya başladım, Arasıra yan gözle Bah- sonra kardeşim ocağına | senden Orta Mektebi birinci sınıftan 373 M. Nihat, Adana Orta Mektebi ikinci — sınıftan 362 — Mehmet Emin, - Son — Posta — kulüp azasından 463 — Neşet, İstan- buk — Tatbikat mektebi tale- besinden 36 Samim, —Adana Gazi ilkmektebi beşinci sımıftan 612 Saime, Eyüp Ortamektebi talebesinden 254 İsmail Ekrem, Ameli Hayat mektebinden 496 Münip, Adana Ortamektebi ikin- €i sınıfından 5 Ömer Kemal, Adana Hükümet cıvarında 306 numarada Mabmut Kemal Bey ve Efendiler. SON fedakâr * İçimizden | Avı: Bu Sütunda Hergün Nakıli: M. Feridun Fedakârlık rinin locasıma bakıyordum. Za- vallı çocuk bu aksi kadına der- dimi Aanlatacağım diye buram buram terliyordu. Şüphesiz ka- rısına diyordu ki: — Ayol, bu kadın arkada- şımın metresi.. Yanında getirmiş. Benim ne kabahatim var? Fakat Behice Hanım kaşlarını çatarak kocasına' pek - tatlı olmadığını tahmin ettiğim bir takım sözler söyledikten sonra kolundan çekerek alıp götürdü. Bahri gittikten sonza ben de Oranyaya veda ederek Sketing- ten çıktım. Bahrinin — başına neler — geldiğini pek — merak ediyordum. Fakat bu hadisedeun sonra arkadaşımın evine gitmiye cesaret edemedim. İki üç gün geçti. Birgün evde yemek yiyor- duk. Hizmetçi karıma bir mektup getirdi. Karım derhal zarfı aça- rak mektubu okuduktan sonra kızardı, sarardı ve ayağa kalkıp kâğıdı yüzüme fırlatarak ağlıya ağlıya gidip odasına kapandı. Hayretten — donakalmıştım. Ne oluyordu ? Mektuba şöyle bir göz ger- dirdim. Aşağı yukarı şu satırları ihtiva ediyordu: *“Hanımefendi, siz kocanızın ahval — ve — harekâtile — meşgul olmyabilirsiniz. Bu sizin bilece- ğiniz iştir. Fakat ben kocamın bana sadık kalmasını İstiyorum. Rica ederim Servet Beye tembih ediniz, kocami baştan çıkarmasın ve bir daha ona metresini takdim etmesin | ,, BEHİCE Bu mektup ailemizin içine bir bomba gibi düşmüştü. Karıma belki beşyüz kere bhakikati anlat- tım. Fakat inanmak istemedi. Ağ- ladı, İntihardan bahsetti, aylarca bana darğın durdu. Bugün balâ ©o vak'ayı hatırladıkça beni sada- katsizlikle itham ediyor.,, Servet — hikâyeslsl içimizden biri sordu: — Peki Bahri?.. oldu? Servet ceyap verdi: — Bahri, şüphesiz karısınaz hoş görünmek için olacak, bir daha benimle görüşmedi. bitirince Bahrı Bizim Daktılo Şark Yıldızı Selma Hanı- mın - hatıratı iki, Üç güne kadar bitiyor. Selma Hanımın — yerini, hergün — gördüğünüz bizim içli, hassas, ince daktilomuz alacaktır. BİZİM DAKTİLO: Kevser Hanımdır. Sekiz on seneden- beri başından geçmedik ma- cera — kalmamıştır. ( Bizim Daktilo sizi Selma Hanımın hatıratı kadar ve belki ondan ziyade alâkadar edecektir.