| Siyaset Âlemi Alman Ordusu Ve Fransızların Telâşı Paris 21 — Meclisi Meb'usan Hariciye Encümeni, Almanyanın gizli silâhlanması meselesile İta- yanın askeri vaziyeti hakkında Ekkar - Ceneral Burjuva raporu- na ıtla hâsıl etmiştir. Rapor, bilhassa Almanyadaki gizli silâh- lanma teşkilâtile askeri hazırlık- lara ve komşu memleketlerdeki silâh imalâtına işaret etmektedir. Bu izahat, aza üzerinde şid- detli bir tesir yapmıştır. İtalyan kuvvetleri Faşist milisleri de dabil olmak üzere ( 1,100,000) kişiden mürekkeptir. Deniz ve kara tayyare-ilizinin — büyük terakkisi ayrıca nazarı dikkati celbetmiştir. Bu rapora göre Almanyanın vaziyetine gelince: Almanya, küçük zabit kadrosu yasıtasile iyi bir ordu hazırla- maktadır. Ayrıca Alman bütçe- sinde gizli askeri fasılları mevcut olduğu da ifşa edilmiştir. Encümen çarşamba günü toplanıp tahdidi teslihat münasebetile takip edi- lecek hattı hareket kararinı vere- cektir. ' Alman Borçlar, Hakkında Bir Teklif Berlin 21 — Salâhiyettar me- bafilde, sosyalist Lideri M. Blu- mun, Almanya tarafından şimdi- ye kadar tamirat namile verilen paraların beynelmilel bir hakem komitesi tarafından tesbit edil- mesine Alman hükümetinin rıza göstereceğini teklif ettiği söyle- nilmektedir. Maamafih — vaziyet gimdi şudur : Almanyanın borcu olup olma- dığı değil, Almanyanın borç wermek istememesidir. İngilterenin Fikri Lendra, 21 — Pariste icra edilmiş olan son Fransız - Ame- rikan konuşmalarına Londra.ı daha büyük bir dikkatle devam edilmiştir. İngiltere, borçluların Amerikaya karşı müttehit bir Kadının Fransız Ayan Ve Meb'usanı Alman Süs Ordu Teşkilâtile Almanya Moratoryomu Reddediyor Berlin, 21 — Nim resmi bir habere göre İngiliz Sefiri dün Alman Başvekili M. Brüning ile görüşerek kendisinden, Alman- yanın Hoover moratoryomunun bir sene müddetla temdidine razı olup olmadığını sormuştur. M. Brüning bu teklifi reddet- miştir. Lozan Konferansı Londra 12 — Hariciye ne- zareti bir mühtıra neşrederek Lozan Konferanda başlıca alâka- dar olan devletler arasındaki mü- kâlemelerin henüz bitmemiş oldu- ğgunu, bundan dolayı bu toplan- ma için tesbit edilen 25 kânunu- saniden evvel içtima yapılamıya- cağının bir daha anlaşıldığını bildirmiştir. Muhtıra, diğer konuşmalara devam edildiğini, takip edilecek sistem hakkında birkaç güne ka- kadar memnuniyeti mucip itilâflar elde edilmesinin Büyük Britanya hükümetince muhtemel olduğunu kaydetmektedir. Hariciye Nazırı Sir Con Si- mon İsviçreye hareket ederken lunmasına hemen hemen İüzum kalmamıştır. İngiliz Papazİarı Ve Borçlar Londra, 21 — Anglikan kili- sesi piskoposlarından on beş zat ile serbes kilise liderlerinden birçokları bütün hıristiyan millet- lere bir hitabede — bulunarak hiıristiyanları, beynelmilel borç- larla tamirat borçları tediyatının ilgası hususunda bütün nüfuzla- | İngilizlerin Hindistanda, Yeni Delhide vücuda getirdikleri garip şekilli Hint Umuml Valisi Lort DA l5 Val!lııd,ıî Japonlar Şanghaya Asker Gönderiyorlar Tokyo 21 — Şanghaydaki Ja- pon tebaası arasında günden güne artan endişeyi teskin etmek mak- sadile Şangbaya bir tayyare ile bir kruvazör, döt muhrip ve bir miktar bahriye silâhendazı gön- derilmiştir. —— Japon Meclisi Feshedildi Tokyo, 21 — Diyet Meclisi feshedilmiştir. Fesih kararından evvel muhalefet fırkasına hükü- met aleybinde ademi itimat reyi Meşgul O A et dairesi Radikal Sosyalistler Ve Kabine Paris 21 — Radikal-Sosyalist fırkasınm icra komitesi bir heyeti umumiye içtimaı halinde toplar- mış ve M. Heriyonun M. Briyana beyanı ihtiram edilmesi hakkım- daki talebini dinlemiştir. Ayni zamanda İyi muvazeneli Fransız bütçesini açık veren bir hale koys muş olan hükümete karşı da İti- mat edilmemesine karar veri- miştir. e . indistanda Yağmakerlik Jamnım, 21 — Serseri bir balde gezen Gugar kabilesi bir köydae beş ev ve mağazayi harap etmiş, posta eşyasını yakmış, sonra polis karakoluna taarruz ederek silâhları zapt ve bir mik- tar kâğıt para alıp savuşmuştur. - 0 izah etmişlerdir. Maliye nazırı, evvelki kabinenin mal! siyasetine şiddetle hücum etmiştir. » Tokyo, 21 — Umumt? İntiha- bat yapılmasına karar verilmiştir. İntihabatın 20 şubat veya bu luyorlar ni Bahsi Geçenlerde bir erkekli kadınlı ıkçı'tbı'ir yerde süs bahsi ve bilhassa kadınların, çalışan kadınların süs mevzuları bahsoluyordu. — Herkes birşey söylüyordu. Bazan okadar heye- can doğuyordu ki kimin ne söye lediği anlaşılmıyor, berkes bir ağızdan konuşuyordu : — Niçin efendim iş başka süs başka, — Hayır efendim her şeyin bir yeri vardır. — Kadın evvelâ — kadındır. Ondan sonra avukat, doktor, muallim, daktilo ilâh... dır. Sü- lenmiyen bir kadın kadın mıdır ? — Efendim, kadınlar süslem- mesin demiyoruz. Fakat yerinde süslensinler. Kadının sade geze- ceği zamanlar da vardır. tta lâzımdır da. — Aman efendim bune köh- ne, ne eski fikir, Düşünün bir defa... Daktilo makinesi başında veyabut herhangi bir büro önür- e saçı öndülesiz, tırnağı mani- kürsüz, yüzü boyasız, şöyle böyle giyinmiş bir kadının süsünü dü- şünün efendim. Ona kim taham- mül eder. O da dünyada kadın mıdır ? Sonra bir de itinah giyinmiş, — saçından — ayağının ucuna dar — kadın — ihtima- mini — gösleren — bir. kadının ayni masa başında zarafet ve in- yeri celiğini düşünün.. süsün olur mu? süs süstür: — Öyle ise mahkeme salon- larında, hastane koridorlarında, mektep dershanelerinde, ve ya- hut ta ticarethane ve bankalarda balo elbiselerile dolaşan kadım- lar görürsek hiç hayret etmeyelim — Tabil efendim, icap ederse oda olur, ondan ne çıkar. Süslenmi dın kadınlığını kaybeder. — Ve tabil beraberce dava- sını da kaybeder, di. Sizd i besa- yen Bunu söyliyen bir be bilmem amma ben kendi bıma bazan sözlerin heyecandan ve gürültüden araya karıştığına, dııııınıdığını kendi hesabıma çok memnun oldum. HANIMTEYZE -— TAKVİM —- ECUMA) WVakit JEzant | V. tt Akşam Jiz. — |17. 1: Yeta |i selia. 6 İmsak İtr. 25| s cephe almalarına kat't sürette | rmı kullanmıya davet eylemiş- | yerdirmemek için başvekil ile | tarihten az sonra — yapılması K mu İ lerdir. hariciye nazırı söz 'lll':t vaziyeti | muhtemeldir. | Musevilerln meyva bayramı | EDEBI TEFRİKAMIZ : ti düşündüm. edebilir miyim? detmişti; sesimde bunu kendisine Adam rıhıtçı oturmuştu. ve — Teşekkür ederim. anlatan bir şey vardı. düşünüyordu. Niçin, gazetesini her Herif cigara içmiyordu, hasta Samiası ne kadar narikti. AÇLIR otururken derin derin nefes aldı, yürümekten yorulmuştu ve söy- lendi: soyere- — Evet, evet, evet, evet, evet, evet, evet, evet, ah evet! Sesini duyunca, başımin içini bir rüzgârın süpürdüğünü sandım. Artık kunduralarım kunduralar- dan başka bir şey değildi. His- sediyordum ki biraz evvel yaşa- dığım şaşkınlık hali, uzun müd- dettenberi, belki bir iki sene- denberi tekâmül etmiş bir ma- tiye - yacidi . ve yavaş yavaş hafızamdan - siliniyordu. İhtiyara bakmaya başladım. Bu küçük adam beni neden Müellifi: Knut Hamsuan Mütercimi: P. S. alâkadar edebilirdi? Hiç. Belki elinde — tuttuğu — gazete, ilân sahifası dişarda duran — eski bir nusha, içinde —bir şey- ler görür gibi olduğum bir gazete. — Tecessisüm — uyandı ve gözlerimi gazeteden ayırama- dım, Hatta bana öyle manasız bir fikir geldi ki bu, garip, nev'i şahsına münhasır bir gazetedir. Merakım gittikçe artıyordu ve sıradaki — yerimi — değiştirdim. Bunlar, bir takım vesikalar, evrak mahzeninden tehlikeli bir surette aşırılmış kâğıtlar olabilirdi. Belki de gizli bir muahede, bir fesat şebekesinin — evrakıdır. — diye adam gibi tutmüyordu, gazetenin başlığını dışarıda birakmıyordu? Bu ne çeşit bir hile idi? Ne paha- sına olursafolsun elindeki paketi bir tarafa bırakmak niyetinde değildi, hatta cebine koymıya bile cesareti yoktu. Bu paketin içinde bir şeyler bulunduğunu iddia için elimi ateşe sokabi- lirdi, Havaya baktım. Muhakkak ki bu muammayı halledememek beni meraktan deli ediyordu. Adamla konuşabilmek için ceplerimde bir şey aradım, perukârın karnesini buldum, fakat yine — sakladım. Birdenbire - cür'etkârlığa — karar gözlerini tedavi için terketmiş olacaktı. qöıhıi kör gibiydi. — Çok teşekkür ederim, diye tekrar etti. Acaba gözleri uzun müddet- tir hasta mıydı? Belki de okuya- miyor muydu? Gazeteleri de mi? — Maalesef, gazeteleride e- kuyamıyorum, dedi. Adam bana baktı. Hasta göz- lerinin her biri camlı gibi perde- lenmişti, bakışı beyazdı, İstikrah verecek bir tesiri vardı. — Siz buralı değil misiniz? — Hayır. Acaba elinde tuttuğu gazeteyi de okuyamıyor muydu ? Bu sua- lime de cevap - verdi : - Geceleyin; herkes uyurken, bitişik odada yi tenı duyabilirdi. Nerede otur! sordu. Ani olarak kafamda bir yalan doğdu. — Olaf meydünı ? numarahı — Sahi mi? Herif Olaf meydanımı kanş karış biliyordu. Bir çeşme, bir hava gazi feneri, iki ağaç, her şeyi, hatırlıyor. Kaç numarada oturduğumu da sordu. 9 Garzetenin