NUSHASI 5 Türk | Kooperatifçiliği Türkiye, biribirini dâfi unsurlar» dan ibaret şekilsiz rereleket olmak- tan çıkıyor. Yekpare kitle olmağa doğru ilerliyor. Bu ilerleyişte, şüphe yoktur ki,, kooperatifler baş vazifeyi göreceklerdir. , Fakat itiraf etmelidir ki, üç yıl ev vel şiddetli hamle ile başladığımız ve durmadan ileri gitmek üzere atıldığı Baz bu yeni yolda, ayağımıza bir şey ler dolaşıyor. Kooperatifçiliğimizi tevkif eden menfi âmiller mi var? Her cereyanı olduğu gibi kooperatilçiliğimizi de tereddüt kif ediyor. Tereddüt ediyoruz! Ko- operatifleri (halle) mu yapacaktır, yoksa (devlet) mi? Ve bu sebepten sems cereyan sür'atle yayılamıyor. İme bakılacak olursa, ilmin koo- peratifler hakkındaki mütaleası sarih tir: Liberal bir cemiyet içinde koo- peratifler, balk tarafından geli İı, idare edilmelidir. Kooperatifin mi- kübedinden halk mes'ul olmalıdır. Ancak böyle vücut bulan kooperatif ler yaşar. Fakat bizde, bu ilmi | şa karşı olarak, kooperatifler, birkaçı müstesna, devletin ve resmi mücsse- selerin elile vücut bulmuşlardır. Bu sebepten onları kuruluşlarından, iş lerinden ve getirecekleri menfaatler den şüphe edilebilir. Geçende bu mevzu üzerine bir münakaşa cereyan etmiştir. Türk ko operatifçiliği içinde filen çalışan İz- mir kooperatif âlemine mensup bir şahsiyet ile, İstanbul âli mekteple- rinde kooperatif tedris eden bir mu alim tirtiyor, Fakat münakaşann sonun- da iki taraf Fikirlerinde musir kalmış lar, kooperatiflerin halktan ve (aşa- ğıdan yukarı) vücude getirilmesini iltizam eden istikametle, kooperatif lerin devletten ve (yukarıdan aşağı) zumuna kani olan istikamet yaklaştırılamamıştır. Şu politika devrinde, bu mevzu yalnız bizi değil beynelmilel koope- ratif dünyasını da şiddetle alâkadar ediyor. Kooperatiflerde (bitaraflık), yani politikaya karışmamak ve poli. tika tarafnıdan bel' edilmemek taraf tarları ile, kooperatiflerin devlet ve politika tarafımdan işe göre sevkedil meleri lüzumu etrafındaki münakaşa larda (ilim mümessili ) birinci istika- meti tercih ediyor. Muasır beynelmi lel kooperatif cereyanının €n ileri ge len simalarından profesör Totomi- anz: “Kooperatiflerin bitaraflığı mu hafaza etmeleri en emin yoldur, di- ” o. Pratik hayata da bakılacak olur sa politikanın müdahale etmediği ko operatiflerin en kuvvetli oldukları görülür. İngiltere, Danimarka, Leveğ, enlândiya, İsviçre, Macaristan, Al- manyadaki kooperatiflerin diğer yer lerdekilere nazaran kuvvetli olmaları bildir. Bazı memleketlerde bu mües- #eseyi kazanmak kabil olmayinca, parlamentolarda, ayrıca (kooperatif partisi) adile ve muhtelif partilerin tifçi unsurlarile partiler yap- mak çaresine baş vuruluyor. Harp- ten evvel, İtalya kooperatiflerinin ba nilerinden olan Luzatti'nin İtalya | meb'usanından kendi riyasetinde ola rak 100 kişilik bir kooperatif partisi vücude getirdiğini, son da İngilterede bir kooperatif partisi aç mak geşebbüsünü bu münasebetle hatırlatmak kabildir. Fakat mutlak olarakesöylenebilir ki ne istihsal ve ne de istihlâk koope ratifleri politika ambiance') içinde meyve veremiyorlar.Kooperatifi iten politika, onu ancak bir noktaya ka- dar götürebiliyor. Ondan ötesine iler letemiyor. Kooperatif, zaten tarifi içinde mündemiçtir, hürlük esasile kurulan, (fert iktısadı) teşkilâtıdır. Fert iktisadının nihai gayesi müsait bilânçodur. © Üzerine giden bir teşkilâtı her lhze değişen po- litikaya istinat edememesi âşikârdır. tifte ideole ji artık bu değildir. Onda ikinci dere cede ve herhalde bulanmış bir ideolo ji peyda olur. Bulanma, politikanın kooperatifi muhasara etmesi, zaptet- mesi, sevketmesine göre çok veya az dır, Fakat herhalde, kooperatifin a- sıl pınardan gelen saflığı kaybolur. #a, kooperatifin devlet ve politika ile irtibatı olmaması da iktiza ediyorsa, Türk kooperatifçiliği ne yapacaktır? Muhakkaktır ki, bu gün mevcut 6- tuz bin azalı 300 kooperatif iktifa edemeyiz. (nüfusumuz 14 milyon). Bu kooperatiflerin büyük kısmının hakiki kooperatif olmadıkları malâm olduktan sonra, kooperatif vaziyeti mizi sür'atle ıslah etmek ve ileri gö- türmek lüzumu bir kat meydana çe kar. Nasıl çıkmasm ki, Bulgaristan (nüfusu 6 milson) fani olarak beş yüz Hin azalı 2000 köoperaife malik tir. 1,» Rusyadaki 107 bin ve ue de Almanyadaki 57 bin kooperatiften CUMA : 22 KANUNUSANİ 1932 6 ncı sene, No. 2138 KURUŞTUR Sahip ve Başmuharriri Siirt Meb'usu MAHMUT Umumi Neşriyat ve Yazı Müdürü ETEM İZZET Almanya ilk hamlede bir temas ordusunu hazırlamağa amadedir Lausanne konferansı kaldı. Fransa Amerika- daki altınları geri çekiyor.. Almanya'da efkârı umumiye son derece asabi bir hava içinde çalkanmaktadır.. PARİS, 21 A.A, — Ceneral Bour geois ile M. Eccard tarafmdan meb'- usan hariciye encümeninde Alınan teslihatına dair olarak verilmiş olan malümata müteallik bazı tafsilât; Almanya Versay munhedename- sinin ahkâmı hilâfına olarak küçük zabitleri sayesinde kuvvetli bir ordu hazırlamaktadır. Her sene mühim miktarı küçük. zabit yetiştirilmekte ve | talimlerini bitirir bitirmez yeni efrada mevkile- bakı- | Fransız gazeteleri Almanyanın Bârbe hasır bir vaziyette olduğunu açıkça söylüyorlar. Yukarıdaki resim bun- dan bir müddet evvel * Dresde'de Waffenring süvari teşkilâtının yaptığı askeri bir mitingde alınmıştır. Re- sim» Mareşal Mackenset'in hüssard kıyafetinde sabık süvarileri teftiş rini terketmek üzere orduyu terket- mektedirler, Bir de ordu . veyahut mmabedenin menettiği hususi mek- tepler tarafından yetiştirilmekte o lan zabitler de vardır. Almanya, efradı mühim bir ye- küna baliğ bulunan ve bedenen mü- kemmel bir vaziyette olan askeri zih niyeti yeni kıtaların ve mefsah alay- ların eski kadrolarının sık sık içtima- İarile takviye edilen ilk bir temas or- “aeeeesanasesaaeaaeeeaaeserasesesseeeesemeaaeesaseneaaaşeşeesseeessamemeeeeese | Grip salgını aldı, - yürüdü.. ——.— çok devair Başta Muhiddin B. olmak üzere bir rüesası ve ınemurlar vazifelerine gelemiyor.. Bazı mektepler kapandı TEE » : ye “ e M4 gar Sky im lüzum yoktur, Yalnız Bulga- bakan ginbetinde kalmak şartil, Tür kiyede 5000 kooperatif olmak iktiza ederdi, Mithat Paşanın 1862 — ğı (Ziraat kasaları) nı menşe e. gösterebilen Bulgar önümüzde dururken, ğe hac ktur. bal k eşkilitmz sür" için kâfi Filerimizee, “Türkiyede kooperatif a | tesisi işi, tarihi vazifesi dünya fırka- larından hiç birinde olmayan Halk mm. erin olabilir. Fırka, siya si mahiyetten çok fazla gk 4 ve terbiyevi bir m Av — almıştır. Türkiyedeki tek fırkalık, ğer memleketlerdeki tek. fırkalıkla makiz değildir. z a ap 0 gösterdiği halk tara tmdan kooperatif tesisi cereyanı ir- fan ve istihbar işlerine vereceğimiz İ itina ile beraber müvazi olarak bir ta raftan yürüyebilir, Bu yoldan uzun Grip, salgın halinde devam © diyor. Devairde hastalanarak vazifelerinden bir çok memur. lar ayrılmağa mecbur olmuşlar dır, Başta vali ve belediye reisi Muhittin Bey olduğu halde, be lediyede bir çok memurlar ra- hatsız bulunmaktadır. Beledi- ye Masraf müdürlüğünde gripe tutulmamış memur kalmamış gibidir. Diğer belediye muhase be şubelerinde de vaziyet aynı- dır. Mekteplerde de talebe ara- sında grip salgını vardır. Maa- rif doktorları, mektepleri geze- (Devamı 6 ncı sahifede) yz £ kendi cihazlarile, koope- ratif teşkilâtının sür'atle tekevvünü ve kendine bırakılması için en çabuk, &n nüfuzlu, en az kuvvet ziyamı mu cip olacak şekilde çalışabilecek ve Türk kooperatiflerini sevkedecek un surları yetiştirmek için mektep ve tecrübe müessesesi gibi ana vasıtala ir en kolaylıkla yaratacak, Halik far. kası olabilir. Halk firkası çok aktif © ve di memleketlerdeki fırkalardan çok namik vazifeleri: üzerine almıştır. Programı meydandadır. Bu itibarla. dır ki, memleketimizin esas bünyesi kooperatif i vücude getirecek olan sise yardım edebili Başlamlar noktaya dönerek ilâve edebiliriz ki, bagün iy dan süratle izalesi, ve kooperatifçili ğimizin sür'atle sağlam esaslara otur tulması, modern Türkiyenin tesis “ İRene Vincent,Eskişehirden ay- tarikile Fatih'e. kadar oto- |! mobille bir gezinti icra et- mişlerdir. Gazi Hr., avdette |i Şişliye kadar. gitmişler , ve İİ Karaköy tarikile saraya dön |! müşlerdir. Hâmillerle Müzakere Saracoğlu Şükrü B. dün Paris'e gitti Osmanlı borçları hakkında bâmil- lerle müzakeratta o bulunacak olan Saracoğlu Şükrü ve Nurullah Esat ettiğini — gösteriyor. dusunu seferber etmeğe amade bu- lanmaktadır. Bu faaliyete muvazi olarak büyük sanayi de teşkilâtım: vöcude getirme ğe devam eylemektedir. Bu sanayi makul istihzarat yapmak ve | fazla miktar esliha imal etmek | suretile Alman ordusuna kısa bir müddet zar fnda ihtiyacı olan esliha ve mühim. matı verebilecek kabiliyettedir. Ceneral, harp hüzizitilarile müte- (Devamı © iner sahifede) ği ” Beyler dün akşamki ekspresle Paris” İ e hareket etmişlerdir . Saraçoğlu Şükrü Bey istasyonda şehrimizde bulunan bazı meb'uslarla dostları tarafından teşyi edilmiştir. M. Malche Ankaradan geldi “ Mütehassıs değil, el birliği ile çalışa- cak adam!,, diyorlar Darülfünunun islahı için tet- kikatta bulunmak üzere celbedi len İsviçre'li mütehassıs OM. Malche, Maarif Vekâletile te- maş ederek dün (Ankara'dan şehrimize avdet etmiştir. Müte- b , dün Darülfünuna gitme miştir, Darülfünun emini Mu- ammer Raşit B, M. Malche'in Ankara'dan geldiğini gazeteler | de okuduğunu, kendisile görüş- mediğini söylemiştir. Tıp Fakültesi Antropoloji şefi ve Türk Antropoloji ensti- tüsü U, kâtibi Dr. Şevket Aziz B. M. Malche'ın vürudu müna- sebetile diyor ki: — “Bu sırada Darülfünunları sslah ihtisası namile bir ilim u- M. Venstra /Paraşüt Tecrübesi bugün Havadan aşağıya atıla- cak adam Eskişehirde de bir tecrübe yaptı Paraşüt tecrübeleri yapmak üzere Eskişehire gitmiş olan Belçika tayyarecilerinlen M. A- lexandre Venstra ve (Fransız tayyarecilerinden para: det etmişlerdir. M. Alexandre tayyarecileri- nin en kıdemlisidir. Şimdiye ka dar birçok rekorlar kırmış ve bir kaç mukâfat kazanmıştır. M. Venstra dün kendisile gö rüşen bir muharririmize demiş- tir ki: Eskişehirde, Türk tayya- recileri önünde muhtelif fabri- | kalar mümessilerinin iştirakile | M. Malche besi ormadığı için, tabiatile böy le bir mütehassıs ta yoktur. D; rülfünunumuzun © genişlemesi ve bereketli meyveler verebil- İli heyeti alaturka kısmı şefi # İsı kesildiği zaman babaları Al- | vet olunacak bu aşırı halkın bü müddet beklemek icap ederdi. Fırka, halbuki, Türk camiasının bars ve teşkilât ihtiyaçlarını itip ilerletebile. cek tek bir teşekkül olarak mevcut. devresini kısaltmağa yarayacaktır. Müderris Nizameddin ALİ bir çok tecrübeler yapıldı. Bu, adeta bir müsabaka idi. Müşa- (Devamı 6 iner sahifede) mesini elbirliğile düşünmek için garpten muhterem bir meslek- taş gelmiştir.” İlk Türkçe Kur'an bugün okunuyor.. Hafız Yaşar Bey “ Yasin ,, suresini Türkçe olarak okuyacaktır. Sabık Riyaseticümhur musi Yaşar Bey tarafından bugün f saat ikide Yerebatan camiinde 'ürkçe kur'an okunacaktır. Ha fız Yaşar Beyin kur'anıkerimi Yasin suresini intihap edeceği edilmektedir. Bı sure Türkçe şöyle başlamaktadır: “Esirgeyen, Bağışlayan Tan rı Adıyi la,; “Yasin. Hikmet ile dolu kur” an hakkı, sen muhakak gönderi len peygamberlerden birisin, doğru yol üzeresin. Kur'an ye- güne galip olan ve bağışlayan zalın indirdiği bir kitaptır. Bu- nunla peygamberlerin ardı ara ço zap sözü sabit olmuştur ve ilâ. Kur” öz dilimizle ur'andan öz dilimiz! Türkçe kur'anın tilâvet ols nacağı Ayasofya'da Yere- m camli. bir sabırsızlıkla beklediği iap etmeyeceği tahmin olunu- yor, Hafız Yaşar (Beyin ruhları tehziz eden usul ve tarzı tilâve ti şüphesiz ki türkçe aşırın ru- hani zevkini bir kat daha arttı- racaktır, Ve Hafız Yaşar Türki | yede Türklere kendi dillerile kendi iman kitaplarını okuyan ilk hafız olmak şerefini daim; muhafaza edecektir, Diğer bir çok bafızlarımızın da Hafız Ya şar Beyi takip edeceklerini, ar- tık hayrankârlarma kendi dille rile okumaya * başlayacaklarını ümit ediyoruz ve sanıyoruz ki bu suretle hem kendileri için, bem de vatandaşları için daha faideli olaçaklardır. San'attan menedile- cek ecnebi çok mu? Yabancılar ve yerli san'atlar Hafız Yaşar B: ümüzdeki içti z kabul edilecektir. Kanunda bazı tadi | Mât icrası ve unutulan bazı san'atların (Devamı 6 mer sahifede) gö, A RENAN Yİ AE aa Yazan: Falih Rıfkı I Şubatta Başlıyor Büyük harpte Suriye, Felestin ve Hicaz ida» resinin hikâyeler, fıkralarla yapılmış tarihi 60 Küsur Tablo Zeytindağı, Türkiye için ve Suriye için kaybolmuş bir tarihtir. Falih Rıfkı B., Cemal Paşanın Siyonist, S Arap, Ermeni ve bütün sivil işlerini görmekte E olan büroda çalışmış yegâne zabittir. Güzel E E görüşleri, kendine mahsus üslübu ile güzide AGLA KAKA AAA AAA AA CLK KACAK KALA AL muharrir İmperatorluğun son senelerini ve son sz — adamlarını canlandırıyor. z “.. Kayserin sofrasında çorba ve balık yedik. E E Bu, cephe gerisi yemeği idi. Hindenburg Bize o ak. B E şam sengin bir ziyafet verdi: Buna Cephe yemeği 5 deniyordu... g 5 a eli B nurmmmmunuunun amam ee e