SON POSTA Abıiıı.HAııııııN Gön GÜNLERİ Abd ilhamit, İngiliz Liberal Fırksıı Türk Düşmanı Olarak Biliyordu O Fırkanın Bu Duşmanlıkla İftihar Ettıgı Söylüyordu NAKILI — ZİYA ŞAKİR Her hakkı mahfuzdur — 188 — 15 Ağostos 330 Geçmı güıı unuttum, Iıılmem hangi meseleden dolayı araların- da bir münakaşa olmuş, Necip Melhame kıralın yüzüne karşı: — Sen yalancısın... Demiş. Bana bunu kendisi söyledi. Abdul.hımıdıg bu sözlerini aynen kaydediyorum. Eğer yala- ni veyahut yanlışı varsa, günahı ve vebali boynuna olsun. (Arkası var ) 38 Ağuslos 9N Hergün muhtelif harp cep- helerinde inkişaf eden Alman zaferi, Abdülhamit üzerinde bü- yük bir memnuniyet hâsıl ediyor. Akşam biraz fazlaca rahatsız olmasına rağmen bu sabah yi- ne erkenden — salona — çıktı. Bermutat — gazetelerin barp havadislerini birer birer — tetkik etti. Başmakaleler ve siyasi mü- talcalar — arasında mukayeseler yaptı. Sonra, bu gece selâmlıkta alakoyduğu doktora haber gön- dererek kendisini muayene ettir- di. Gece sağ kulağında bir gü- rültü hissettiği için bir damla badem yağı damlattığını söyledi ve (aspirin ) ile, koklamak için biraz ( mantol ) - istedi. Bütün bu işler bittikten sonra Sıra musahabeye gelmişti. Ab- dülhamit, her zamanki gibi: — Büugön gazeteleri gördü- nüz mü? Diye söze başladıktan sonra, söze yine kendisi devam etti: — Almanlar, günden güne muzafferiyeti — artlırıyorlar. —Bu gidişle — İngilizlerin — burnunu izler, — şimdi de bizi çocuk — gibi aldat- mak istiyorlar. Haksız yere zab- tettikleri bizim zirhliları, güya harpten sonra bize iade edecek- lermiş. Hem de nasıl,eğer harpte kullanmazlarsa — aynen, şayet harpte kullamıpt ta bazı yerleri rahnedar olursa tamir ettikten sonra vereceklermiş. Sefir bunu Babıaliye söylediği gibi İzmir konsolosu da Valiye söylemiş. Bu zarhlılar, bize tam zamanında verilmedikten sonra neye yarar? Bununla bizi oyalamak - istiyor- lar.. Fransız kabinesi de düşmüş. Bana kalırsa, İngiliz kabinesi de düşecek. İngilteredeki (Liberal) fırkası, — bBizim — düşmanımızdır. Bunlar hep — Türk düşmanı (Gladestonjun çıraklarıdır. Onun fikrini takip ederler. Türk ve müslüman düşmanlığı bu fırkanın başlıca (medarı iftihar) ıdır. Ba- kalım Fransız kabinesine kimler gelecek? Allah vere bize düşman olan bir parti mevkiü iktidare gelmese idi.. Bir de, Talât Beyle — Fethi —Beye — canım sıkılıyor. Bulgarlara — inanıyorlar. Halbuki — (Kıral Ferdinand) n nekadar yalancı bir adam oldu- ğunu - bilmiyorlar. Onu, bana sorsunlar. — Kıralınm ne — sözü- ne, ne de en kat'i — teminatına hiç inanmamalıdır. Bir aralık (Necip Melhame Paşa ) - Bülga- ristanda memuren bulunüyordu, xlıldıııılın(?nu)ldi. Resminizi * e M Bize Gönderiniz, # * Size Tabiatinizi Söyliyelim... FERİDUN AD.L BEY: Zeki ve hassaslır. Merak — ettiği bir şey için | Üzülür, esra- rengiz hâdise- g4 İeri se.güzeşt ve — macerayi merak ve he- vesle — takip eder.Sevgi, kadın ve hayal mevzularını ihmal etmez, şıklık- tan tarzı telebbüse — riayetten hazeder. Bazan acul olur, bir şeyin zevahir kısmına uysallık gösterir. H 102 ATIF BEY: Nazik ve mül- tefittir. Şıklı- ğı ve tarzı telebbü» ria- yet eder, te- mlııınuıh- A Zamı sever, kt bherkesle — iyi |— geçinmek ta- © raftarıdır. Ka- din ve his — mevzularına lilnyt kalmaz. Muhatabıma hür- met etmesine mukabil hürmet ve hüsnü muamele bekler. B 103 HARAÇ EFENDİ: Uslu, sakin ve ter- biyelidir. Söz anlar, fenalık- | tan çekinir, kendi başına ataklık ve atılganlık yap- | maz, cömert- liğe mütema- " yildir. z 114 GÖNÜL HANIM: Çabuk hisseder — ve | mütessir olur, || Herkes hak- " kında samimi A olmak ister, | tenkide gele- | mer, süsü se- ver, güzel eş- yaya karşı zâ-« fi vardır, his we hayalini fazla işletir. Muhitini sıkmaz, gu- rur, kibir ve azamet yapmaz, tevazua mütemayildir. <X ğ et ğ Fotoğraf Tahlil Kuponunu 11 inci Sayfamızda bulacaksınız. 113 MEHMET ADNAN BEY: i Ciddt ve va- “ ma ve tarzı | telebbüsü usul- lerine ve me- | rasime riayet | eder. — Bazan S | iddiacı veinat- çı olur. His ve hayal mev- zularını cazip ve beyecanlı bulur ve alâkadar olur. 109 ALİ BEY:.Aıimklrdır. Ba- zan iddiacı ve | inatçı olur, ) eder, hazimkâr de- ğildir. Herkesle çabuk ahbap olmaz. 110 ADEM EF. Hassas ve hır- — çındır. Çabuk | alınır. Müte- olur. Ü Menfaatlerini israf — etmer, parayı mukte- sidane - sarfe- der, parasının I'e eşyasının kıymetini - ve hüsnü istimalini bilir. 105 HASAN BEY: A; baş- dırğâerkue uysallık gös- termer, kendi fikirlerini be- ğenir. Havai meşgalelere rağbet etmez. İğbirarı — de- vamlı — olur, iyiliklere kar- şı kadirşinaslık gösterir. Temizli- ıl ve intizami sever. 104 LİLİ ROB&T HANIM: Ze- | ea yöz | Konles, ölkeden çılgın bir - vazi- ŞARK YILDIZI Holivuta Nas'ı-ir Kaçtım.. Yıldızlar Arasına Nasıl Karıştım? 55 Ben, h ddetle başımı kaldırıyor ve is) âr bir vaziyetle Konte- e bakıyorum. O zaman yete geliyor. Elindeki - kırbacı kaldırıyor, benim atımın başına güdetli bir darbe indiriyor. * Provalar, pek uzun sürmedi. | İki saat zarfında Şşatonun dahili kısını — çevrildikten sonra, sıra harici sahnelere geldi. Elbiselerimizi tebdil ettik. At elbiselerini giydik. Yine Metöran- senin karşısında sıraya dizildik. Bu esnada kulağımın dibinde bir ses fısıldadı: — Bravo Matmazel... At e- bisesi size cidden çok yakıştı. Hakikaten Kontesten daha ziyade ilânı aşk edilmiye lâyık oldunuz. Diyordu. Başımı çevirdim, baktım. Meğer, biraz sonra âşık relünü oynıyacak genç iİmiş... Tabii, maksadını derhal anladım. Daha fazla bir şey söylemesine mâni olmak için, hemen kaşla- rımı çatarak: — Zannederim ki henüz oyun başlamadı Mösyö... Diye cevap verdim ve baş- mı, metöransenden tarafa — çe- virdim. O andada Mister Bravnun sesi işitildi: — Haydi bakahm.. Kontes Dimoli, ada hizmetçisi Maryan.. Kapının önüne.. Klarens * Bugün — talümize, oyun çok iyi gidiyordu. Kısa kısa prova- lardan soura makineler mütema- diyen işliyor. Sahneler birer bi- rer filime geçiyordu... Biraz ev- vel izah ettiğim gibi, merdiven- leri indik. Atlara bindik. Şato- nun kapısından çıktık. yolları, tarlaları geçtik. Koruya girdik. Mülâkat mevkine — geldik. Âşıkı bulamadık. Biribirimizden ayrılarak aramağa başladık. Ben fşıkla buluştam. Aşıkın söylediği (Âşıkane) sözleri tatlı tatlı din- liyordum, Tam o anda, kontes, atını sürerek geldi ve önümüze dikildi Artık burade sinema makine- lerile burun buruna gelmiştik, Üçümüzün de ayrı ayrı (Mimik)- leri alınıyordu. Nihayet, — Kontes, elindeki kırbacı şato tarafına işaret ede- rek haykırdı : — Mariyan! Marş... Bu emir, benim gururuma dokundu. Hiç aldırmadım. Bilâ- kis, atımın dizginlerini kastım ve yerimden kımıldanmadım. Metöransen Mister Klarens, emir veriyordu: — Haydi Kontes.. biraz daha hiddetli.. bir daha tekrar et. — Mariyan, Marş... — Haydi Mariyan.. Hiddet- len.. Başımı kaldır.. - Kontesin YAZAN: Selma Z. yüzüne bak.. Güzel.. Çok güzel. Haydi Kontes, kırbacı kaldır.. daha kaldır.. Bir saniye bekle.. Mariyan, dizginleri sıkı tut.. Ba- caklarını atın karnına yapıştır.. Sakın korkma.. Haydi Kontes, kırbacı şiddetle Mariyanın atının başına vur.. Kırbaç, bütün şiddetile at- mıin başına indi. Altımdaki mu- nis hayvan, hiç beklenilmiyen bu darbeden birdenbire sende- lendi. Sanki bir saniye, ne yapa- cağını düşünüyor gibi başımı kal- dırdı ve düşündü. Sonra, birden- bire iki ayağının üstüne kalkarak şahlandıktan sonra ok gibi ileri atıldı. Yüzüme ve gözlerime şiddetli bir hava tazyikı çarptı.. Gözlerim karardı. Kulaklarımdan — geçen uğultulu hava dalgalarının arasına birçok feryatlar karıştı: Sıkı dur.. — Bacaklarını atın karnma yapıştır.. — Sakın dizginleri bırakma.. — Atın boynuna sarıl... Fakat bütün bu sesler, git- tikçe uzaklaşıyor.. Taşlar, top- raklar, çalılar ve ağaçlar sanki hep benden kaçıyordu. Biraz evvel, altımda munis ve muti bir balde duran atım, şimdi kudur- muş bir canavara dönmüştü. Canının — acımasından - ziyade izzeti nefsinin rencide edilme- sinden mütcessir olan hayvan, mütemadiyen kendini ileri atıyor; sanki haksız yere gördüğü bu hakaretin acısını çıkaracak yer arıyordu. — Korkma.. ( Arkası var) BUGÜN— 2 kânunusani 932, Cumartesi, Rumi 20 kânunuevvel 1347, 22 Şaban 1350. GÜNEŞ — Doğuşu 7,18 Batışı 16,41 NAMAZ VAKİTLERİ — Sa- bah 5,48, öğle 12,18, ikindi 14,29, akşam 16,48, yatsı 18,26. Kasım — 55 ALKAZAR — Esir Melike ALEMDAR — Bir tango ARTİSTİK — Sevda mazaraları ASRİ — Zor nikâh EKLER — Şekerim ELHAMRA — Annl şolür ETUVAL — Haydıt şarkım FERAH — Koasar, varyete FRANSIZ TİYATROSU — Yunaa turupu GLORYA — Ölüm çenbert HİLÂL — Son bölük KEMAL B. — — Ruhum annem MAJİK — Dişi köpek MELEK — Âşıklar kulubü MİLLİ — Ren kızları OPERA — Fahişa ŞIK — Küçük daktilo DARÜLBEDAYİ — Maya ÜSKÜDAR HALE — Sacaru bti | Kad iköy SÜREYYA —Varşova kalesi Ekmeğinizi tarhnmzı.r Narh tartı üzerinedir. Aldanmayınız!..