21 Mayıs 1942 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 6

21 Mayıs 1942 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ahmed Rasim ve İstanbul — İ aralık İnler ip li hak- kında Bozuldu lânesi üftadegânın Evin yıktı felek biçaregânın şarkışı çıkmıştı: i Kemeraltı gülleri Kemeraltı, kule dibinden çı- karken, kötü şöhretli olan bir 80- kaktır. Bu öokakta, etekleri elle- .rinde açık saçık dolaşan kadınlara Kemeraltı gülleri denilirdi; fakat yüzlerine karşı söylendi mi haks- ret sayarlar, en kaba küfürlerle mukabele ederlerdi. Kemeraltı kopukları Kemeraltının, gülleri kadar ko- puklari da meşhurdu, Gece bu &0- kataki evlerden birine bir sarhoş düştü mü, sabahleyin, sokağın ko- pukları tarafından lâtarna faslı ile uğurlanırdı. İçlerinden biri de, elinde tepsi ile gelir: «Sabahlar hayır olsun beyim'» diye pareâ toplardı. Kuruşu atip da tepside “Tın!, dedi mi, lâtarna etrafında- kiler hep bir ağızdan: “Geçmiş olal.,, diye bağırışırlardı. Sokakta, iki keçeli, kopuk fidesi pirpiri ço- cukiaria dolmuş bulunurdu. Kıyafetler Erkek kıyafetleri — Şık efendi: Narçiçeği fes, kahverengi palto, beyaz yelek, Bismark pantalon, krem eldiven, camgöbeğinin ko- yusu üstü lâden benekli boyunbağı : Şık küçük bey: Dokuz numara fen, çekik kaş, serpme ben, ter be yık, dik ve önü yarım psrmak açık yaka, mavi ipek üzerine be- yaz kravat, siyah eldiven, alçı don- durmasi baston, çizikli siyah pan- telon, düz, lostrin fotinler. 4 — Servetifünun — 2387 Elli Yıl Evvelki Istanbulun Lügatı Kemeraltı gülleri - Kemeraltı kopukları - Kıyafetler - Kömürcü - Kömürcu sokağı - Köprü - Köprü memurları - Köprü üstü kahvehaneleri Yazan : Ahmed Bülend KOÇU Kopuk: Tek düğmesi kopuk yelek, yandan cebli pantalon, baş- parmağı yırtık ipekli çorap, yan- dımallah bir fanilâ, biri yüksek biri alçak iki omuz, hicran yum- raklarından çürük içinde kalmış bir göğüs, şıkır şıkır oynar bir çift kol, fıkır fıkır kaynar, bir gövde, Kadın kıyafetleri — Kadınlar ya çarşaflı, yaşmakl, yahut yel- dirmelidir. o Mesirelere o gidilince garşaflılarla yaşmaklılar ekseriyet- le arabalarda, yeldirmeliler para- şallerde, bağ srabalarındadır. Büyük valde ; Güvezimsi ferace, mangalkapağı yaşmak, eski usni yapılmış rugani yarım potin, elde tarçini şemsiye, Çarşaf renkleri; Elektirik «levi, yanar döner, akşam güneşi, parlak nefti, ördek başı, kumru göğsü, sincabi, ye moru ile karışık ipek dallı; şeftali çiçeği üzerine serpik sırma rengini andıran işle- meli, samâni, naghudi, şarabi, ekşi karadut, toz pembesi, zeytuni ve ilb... Hiristiyan kadınları — Şık Me- dam : Şapkada gül kurusu renğin- de kar topu gibi iki çiçek, arasın- dan parlak koyu eflâtuni bir tüsü ile iki tarafından al ebruli iki tüsü daha. Şapkanin kenarının bir az yukarında bir sira vişneçürüğünü andırır, gelincik alına benzer İey- Iâki çiçekler. beyazı çok, siyahı az bir tül. Galibarıdannaçığı, bom- balı, gerdan tarafından rüzgâr ile kabarık ceketimsi birşey, yanların- da horoz ibeğinin açığı dantelâlar. Belde tokali siyah ingiliz kemeri, pişmiş ayva bir jopon, ayaklarda bal rengi iskarpin. Çiçekli şapkalar : “İnsan çiçek- likte oturuyorum sanıyor. Şapka- lardaki çiçeğin haddü hesabı yok. Bazısı, menekşe sepetini ters giy- miş gibi, içi çiçekli, dışı sade, Kömürcü Kömürcü, İstanbulun ingafsız esnafından olmakla meşhurdur. “Kömürcüler karda, donda buram buram terler; lâtif, sıcak güneşli havalarda tiril tiril titrerlermiş,.. Kömür tozlu kürkünü rengince pek farkı olmıyan kulaklarına kadar çekip iskemlesinde oturduğu za- manlar “elip geçeni üşümeğe im- rendiriyor,, denilir. Kar yağacağı zaman kıyafet değişir, kömürcü kabadayı kesilir: “Sarı kürk, fesin üstünde kırmızı yazma, Şam ku- maşından gömlek, takma gümüş kordon silinmiş, belde şal, ayakta şalvar, konduralar boyalı, elde ma- yili beyazlı eldiven, dükkânda do- laşıp durur.., ve arada bir bağırır: - — Hay babam hay, Yağ! Şimdiye kadar nerede kaldın mu- barek!.. Kömürcü sokağı Kuledibinden çıkarken, Galata- nın kötü tanınmış sokaklarından biri. — Devamı 1l inci sayfada — TASHİH Evvelki sayımızda Halid Fahri Ozansoy'un “İstanöuldan Hataya, adlı yazısında bazı hatalar kalmış- tırş Mesölâ: Yurdumun ufuklarında yürümek ufuklarında, ve İskenderün İskenderiye olarak dizilmiştir. Tas- hih eder okuyucularımızdan özür dileriz.

Bu sayıdan diğer sayfalar: