silmilkemeinizeer iii Bir mucize SHAKESPEARE Yazan: Dragoş Protopopescu Çeviren: Cavit YAMAÇ H'pimizin içinde bir Shakespe- are yaşamaktadır. Bâzılarının içinde okunmamış bir Shakespeare yaşar ve bu hâdiseye İngilterede bile sık-sık tesâdüf etmek kabildir. Bâzılarının ise, içinde, bir iki pi- yeste seyredilmiş bir Shakespeare mevcuttur. Bâzıları, onda, Voltaire'nin «şar- hoş barbar»ını yahut daha kibar ve didaktikçesine: büyük bir ro- mantik, esasta Avrupa romantiz- minin atasını görürler; tenkide mü- temâil zihinleriçin işe o ihtira be Tatı olan bir mücittir : sanatta traji komiği yaratan kudrette serbesti dolu dramın muciddir ki bü- tün klasik estetiği yıkacak ve iki asır ve daha fazla zaman için hişbir muharririn Racine veyâ Cor- neille gibi yazmaya merak etmeyip kendisi Shekeaspenre, gibi yazma- aını temin eden bir mucit. Başka zihinler için, o sarhoşları ve palyaçoları ve «sokaktaki adam» denilenin hergünkü facialarıyle bi- zi hayrete düşüren büyük realisttir ; yahut da o İngiliz kırınının çiçek ve çimenine, kral ve askerlerine ve Massfield'in çok zeki bir surette yazdığı bir kitapçıkta büyük üstâdı için söylediği gibi Sir Toby Belch, Justice Shallow yahut King John daki piçe, yâni eserinde en çok ola- rak İngiliz görünenlere, sıkı olargk bağlı olan büyük bir ingilizdir. Nibayet,bâziları için, o südece «tat- lı Wil» yahut mecâzi olarak: «A- von daki yaban ördeği» «a sweet tongoe>», bir Tatlı Dilli, yâni sözün bir sihirbazı, mısralarında çeytani hermlar teptiren, hoş sözlü şâir, ve gemânın bütün sabahlarıyla anglo saxonların sert olan sessiz harfle- rini badana edendir. Öyleyse, bu yaban ördeğini ça buk yakalamanın çörelerini araştı” 306 — Servetifünun — 2386 ralım, Ve oğ, bizim aramızda ne aradığını soralım, Bizim şiirimizin bayağılında ve tereddisinde şiirinin tersâhlarca altında yatan! göllerde modern makineciliğin kömürlü kı- rında, insaniyet ve sükünet dolu bir asırdan gelmiş ve bugünün rw siyonalizm züppeliğinin, iktisadiya- tının ve siyâsetinin sefâleti içinde ne arıyor? Shakegpesre hakikaten, halâ a- ramızda yaşamakta mı? Eğer evet ise, ne mânada, ve ne biçim yaşi- yor? Çünkü, esasta, Shakespeare'ien meselede budur. A, sanatta ebediyet! Biliyoruz, mektepte de okuduk ki, bazı mu- herrirler vardır, mackintoş ailein- dendir,.. yâni Allah (veyahut bâzı münekkitler) tarafından bütün za- man ve zeminler için yaratılmış- lardır. Yüzyılların muhtelif münek- kitleri, o zamanlar, «psiho» fizik» lerini muhtelif tüplere koymuşlar, Edmund Henn (Makbel) de Paul Mounet (Yago) rolünde oradan da kendileri gibi klâsik o- lan kitaplara sızdırmışlardır. O va- kittenberi, dünya gençliği askeri stajdan önce, bir klâsikler stajı yapmağa mecburdurlar. Ve bilâğun tehlikeli çağında, Komedi Frantez”- in balkonlarındaki hizmetçi kızlar gibi, (bunların pazar günleri yapa- cak işleri yoktur) Fedr ve Hypo- lie yemin etmek mecburiyetinde- dirler, Sâdece hizmetçi kız ve baka- lorya paniğinin tâkip ettigi lise talebesi için değil, bütün fransız âlemi için bu Fedra ve Hypolite'in ne demek olduğunu sormağa ce- saret edemiyorum; ve bilhassa Corneille ve Racine, Almanya, İn- giltere, Ruaya ve diğer yerler için nedir ? İçmizde ne kadar yaşarlar ? Muhakkak ki, klâsik diye isim- lendirilen, ve kaybolmayan büyük şairler serisiyle, zamanımızın geçici modernismini karşılaştırarak bir mukayese yapacak olan bir etüd çok mühim bir eser olacaktır, çün- — Devamı 311 inci sayfada —