tesiyle ve nezaketiyle hepimizin yüreğini bir daha kazımıştı. Ken- disi dünyadan gitti ama onn tanı- yanların yüreğinde daima sevğile yaşıyasaktır, Merhum Leskovikli Hayrettin dahi nezaket ve insanlık itibarile gok yüksek âyardaydı. Servetifü- nunun başlangıcında tatlı güzel yazılar yazdı; sonra Fransızcası .kuvvetli olduğundan Sedaret baş- tereümanlığına geçti ve kırk yıl önce eski Ayastefanos yani Yeşil- köyde bir ev alıp yerleşti; Nar rettin ziyade natür ve sadelik âşı- kıydı. Dedik ya, natür ve sadelik sevenler mutlaka temiz ruhlu o- lurlar, Servetifünun ailesi ve tarihi Leskovikli erek em iade daima derin hüfmetle anacak Meşrutiyetin ilk dl ga- zetemizin 1000 numaralı nüshasını çok büyük itina ile çıkarmıştık. 1000 inci nüshada o zamanki yazı- sı arkadaşlardan hepsinin makgle- leri oldnğu gibi Hüseyin Suad'in ve Hayrettin'in dahi yazıları var- dır. Bu yazıları dahi bu kaftaki nüshamıza iftiharla nakleyliyoroz. Bu hefta içinde dünyadan ay- mlip giden ey henim sevgili arka- daşlarım: Sizler benim yüreğimin içindesiniz 9 ty sarfo- “lunan yarım asırdan fazla çalış- mânin tarihi dahi m “büyük hürmetle ve sevgiyle yâdeyliyecek- tir. Atalarımız vaktiyle çok iyi söylemişler, bu kubbede baki ka- Gaybubetinden, “Servetifünun, un acı duyduğu merhum Leşkovikii Hayrettin 218 —Sersetifünun — 2479 İzeak olan bir hoş aadadir. Dünya- nın bu acı ve kat'i hakikatlerini insanlar yaşadıkça anlar amâ 1939 danberi devam eden ve bütün ci- hanı kasıp kavuran muharebe işi daha iyi anlata, İnsanlar insan- lıktan ayrıldıkça, bu hatâ yükü- nün altında çökermiş ve sonra gö- çer giderlermiş derler! Bütün ci- han içinde kavrulduğu merhamet- sizlik ve şefkatsizlik altında çök- meğe başladı... Tanrı göçmekten korusun ! , * Hafta hasbıhalini bitirmeden atalardan kalma bir köylü &ö- zünü tekrarlamak istiyorum. Bu da bir teselli olur. Ben bu sâ- tırları yazarken kar fırtınası gö- rülmemiş surette devam eyliyor; soğuk sıfırdan aşağı 4 derece! De- mek eski söz doğruymuş: “Mart kapıdan baktırır, kazına kürek yak- tırır Iç. Ahmed İhsan TOKGÖZ “ServetifilMun, un 1000 - nci nüsha- sında, Leskovikli Hayrettin'in “Tanin, den dercedilerek çıkan yazısı : «Tanin» in makalei takdiriyesi, başka bir mütale daha, hatıra ge- tiriyor: Gazetelerimiz ve Servetifünun, asarı münteşire hakkında teşvikat- tau geri kalmıyorlar, Buna teşek- “kür, hepimizin borcudur. «Fakat bu hususta ibzal, ibtizali mucip oluyor. Bunun içiu pek ziyade ik- tisada riayet etmelidir, Hangi eser- ler lâyık ise, takdir ve tavsiye 0- lunmalıdır,» deniliyor, Filhakika, biz bn devri mesuda yetiştiğimiz için bahtiyarız ve bu bahtiyarlığı takdir ve tebeil etmi- yecek ferd aferide tasavvur bile etmek istemeyiz. Lâkin bu devire liyakatimizi ne ile ispat edeceğiz? Gazeteler, bizi ikaz etmezlerse.. biz eski muhit mütefessihimizden nasıl çıkabiliriz * Şahsiyat ve tari- zat, dünyanın hiç bir yerinde ma- kul ve makbul değildir. Lâkin vatanımız âsarı ciddiyeye muhtaç- tır. Bu âsarı ciddiyeye ihtiyacımızı, kim takdir ettirecek * Matbuat de- gil mi? Erbabı kalem ve iktidari- “miz yok değildir. Fakat neşri âsar için, kimde kudret ve cesaret var Henüz müelliflerin hayatını, muta- vasmt bir halde maişetini.. temin edebilecek bir (Şirketi telifiye) miz bile yoktur. Henüz iki bin nüsha satılabilecek ciddi bir kitap vücü- de getirmekte mütereddidiz. Henüz romandan başka bir şey okunmu- yor, Biz nasıl terakki edeceğiz! Milletin kısım mütefekkireynini çoğaltmak, efkârı umumiyesini ten» vir edecek neşriyatı cedideye delil ve rehber olmak... Memleketimizde birer mevkii mahsus sahsus sahibi olan gazetelerimizin, vatanımıza yapabileceği en kıymettar hizmet- tir. Bunlar için en mühim vazife: Âsarı münteşire hakkında evlâd vatanı uyandıracak, efkör memle- keti parlatacak mütalâat ve intl- kadat yazmaktır. Müelliflerin, mü- tercimlerin hizmetleri takdir ojun- mâlı. Fakat bütün kusurları da tadat edilmeli.. Kendilerine yol gösterilmelidir. İrşat, nasihet, hat- tâ müsheze ve tahzir gazeteleri- mizin vazifesidir. Bu bir mukad- des vazifei vataniyedir. Hürriyeti fikriye, Hürriyeti ka- lemiye.. Menafii bayatiyei vatanla kaim ve onunla mukayyettir. Ciddı kitapların mieeaidrmmi hulâsatan teşhir ve tenkid etmek, mütalâayini çoğaltmak.. Millette, efkârı münevvere yetişlirmek de- mektir. Bu hizmetin büyüklüğün- den bahsetmek abes değil midir? Bundan çekiuecek bir gazete var Bundan daha büyük bir hizmet ise.. ciddi eserlerin takdiri nisbe- tinde, diğer eserler hakkında kaârı kelâm ve belki ihtiyar süküttar. Gazetelerimiz bu hizmeti bihak- kın ifa edebilirler. Maddeten hiçbir acze mahküm değildirler. Manen ise bunun eeri azimi olur, Diğer milletlerin büyük gazeteleri gibi, her gazetemiz, her hafta, bir kaç sütununu âsar intikadına tahsis etmeli.. İnkılâbı Osmaniyenin şan veulviyetile mütenesib bir hizmeti ilmiye ve fenniyede bulunmalıdır. Avrupa gazetelerinde, bizim Tiring- vari kitap ilânlarımız gibi, ilân 0- kuduğumu hiç bilmiyorum. Bu usul ilânın bile, bilhassa taşrada, âsarı ciddiye intişarına mani oldu- unu temin ederim. Taşra halkı, bittecrübe yalan olduğuna kanaat getirdiği o ilânlar üzerine, nasıl kitap okur? Ve okumazsa, bu halk ne ile ve ne zaman tenviri fikir ve terakki eder” On oniki yaşlarında evlâdı vata- nın, onar yirmişer para verip forma forma reşimli romanlar almaları ise, insanı ağlataçak hallerdendir. — Devamı 220 inci sayfada —