22 Ocak 1942 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 7

| Amerikanın büyük edibleri |) THOMAS BAİLEY ALDERİCA | Yazan : M. Hulüsi DOSDOĞRU | Alderich çocukluk hikâyelerine başlık olarak “ Fena bir çocuğun hikâyesi ,, serlevhasını seçmişti. Halbuki kitabı okuyanlar onun ço çukken hiç te fena olmadığını gö- rürler, O belki yaramazdı, fakat fakat asla ahlâksız değildi. Kendi akranları ıle kavga etmez, hiç kim- geniu kalbini kırmazdı. Gürbüz, şen, canlı bir çocuktu. Alderich, 1836 Ağustosunda, Hawelis'den birkaç ay önce Ports- moutb'de New Hampshire'de doğ- du. Muharrir 1,5 yaşında iken ebe- veyni bir banka muamelesi yüzün- den New Orlean'ya göç ettiler. O- radaki evleri büyük bir bahçe or- tasına mevzu eski bir kârgir bina idi. Bahçede birçok incir, porta- kal ve âdeta orman hâlini almış manolya ağaçları vardı. Bu manzara küçük bir çocuğu oyalıyacak ka- dar çeşitli ve çeşniliydi. Tum'un babası çocuğunu ce- nupta yetiştirmek istemiyordu, O- na şimal ierbiyesi vermek düşün- ceşiyle çocuğu birkaç yıl sonra Portesmaut'a büyük babasının ya- nına gönderdi. Burada geçen hâ- diseleri 'Tom bilâhare yazdığı “Fe- ns bir çocuğun hikâyesi,, nde uzun uzun anlattı. Onu çok okuyan ve çok seven zamanının Amerikan ka rileri, adını kısaltarak Tom Bailey diye hitab ederlerdi. Muharrir, mu- harririn büyük babası Nutter, A- unt Abigial, Kitty Collins adlı iyi Kalbli İrlandalı besleme, Gypay isimli İngiliz midillisi ile bu neşe kaynağının efradı tamamlanıyordu. Tom'un konakta küçük bir yatak odası vardı ki onun bilâhare bize anlattığı üzere duvarları dünyanın hiç bir yerinde yetişmiyen garib şekilli yapraklarla güslenmişti. Her yaprak demetinin üzerinde kırmızı benekler bulunan sarı kuşlar tüne- mişti. Bir aralık hastalanan Tom orada mevcut tekmi) kuşları say- mış ve adetlerinin 268 olduğunu söylemişti. İki kuş duvara kâğıt kaplanırken yana geldiğinden on- ları hesaba katmamıştı, ( Bin- bir gece masalları) (Don Kişot) (Robenson Krozoe) gibi çocuk hi- kâyeleri onun da pek hoşuna gi- diyordu. Konağın bahçesinde bir kenara çekilir saatlerce başını bu meraklı romanlardan kaldırmaz- dı. Mektep sıralarında Tom birçok arkadaş edinmişti, Çiçek bozuğun- dan kalbura dönmüş yüzile Pepper Whitcomb ona ilk günü elmasın- vererek dost olmuştu, Charley Mar- den ki ona her zaman şekerleme, büber şekeri, reçel gibi şeyler ge- tirirdi. Tom da bunları kemeli afi- yetle yer ve ezber vazifesini yap- mıyan haylaz arkadaşını muallime söylemezdi. Kafadarları arasında Harry Blake adlı arkadaşı güçlü kuvvetli olduğundan onu kendisine muhafız seçmişti. Bunlardan başka Fred Langdan güzel saçlı Binny Wallace, Phil Adany, Jaok Herris ve daha birçokları onun her za- man düşüp kalktığı topluluğun şahıslarıydılar Çocukluk çağını 0- yun, neş'e ve tahsil ile geçiren Tom bir gün cenupta New Orlean da bulunan babasının ölüm habe- rini aldı. Ona doğruluk ve acar- lıkla kazanılmış büyük bir servet kalmıştı, Yaluız babanın değil, on- dan daha zengin olan büyük ba- banın da mirasına kondu. Bu 8i- ralarda kendisini kolleje hazırlıyan muharrir birden fikrini değiştirip çalışmıya karar verdi. Nevyorktaki amcadının yanına gitti. Fakat Tom — Devamı 117 inci Sayfada — Epigram denemeleri — Salf Faik Abasıyanık'a — “Semaver, de kaynadı “Sarnıç, ta oldu, pişti, Tam “Şahmerdan, olmuşken, “Maişet, derdine düştü. : ti — Yusuf Ziya Ortaç'a — “Binnaz, edebiyotta En yüksek yeri kaptı Derhâl... on beş yıl sonra İkinci tabı” yaptı. — Reşat Nuri Güntekin'e — Asi “Çalıkuşu,,yla Hudutsuz bir nam saldı. Yükselmeğe yüz tuttu Ve... “Gökyüzü, nde kaldı. Ziya YAMAÇ 113 — Servetifünun — 2370