SİNGAPUR — 110 ncu sahifeden devam — sine birinci mevkiden yerler ver- mek, geçtikleri askerleri selâma durdurtmak gibi komik nezaket- ler de göstermişti. Bu gidip gelen heyetin ne te- şekkülünden, ne seyahatinden İs- tanbul'da kimsenin haberi yoktu; günkü Saray,bunu hususi teşebbüs mahiyetinde hazırlatmış ve güya bir hususi müslüman teşekkülü bu işi kendiliğinden yapmıştı, gazete lerde buna dair bir kelime yazıl- madıktan başka, mesele kimseye duyurulmamıştı. Osmanlı Misyöner hey'eti ara- gında benim aziz ahbabım iyi dü- şünür sarıklı:bir hoce vardı. O, bu vazifeyi, dünyayı gezip görmek &1- zusile kabul etmişti. Vardıkları yerden postu tatarı gibi tersyüzü- ne İstanbula çevrildikleri gibi geç- tikleri olsun gezemediğinden mah- zun olmuştu ve gelip seyahat ma- cerasını bana anlatmıştı, Bu zavalhların en güzel yol- sulukları Alman kruvazöründe geç- mişti.. Her uğradıkları limanları mükemmel gezmişlerdi; hele İngi- liz müstemlekesi olan Singapur'da gok iyi kabul olunmuşlardı. Singa- pur hâkimi olan, müslüman reisi hükümet, kendilerine davetler ver- mişti, Ahbabım, hoca bana yolenlu- ğunu hikâye ederken şöyle demişti: — En güzel günleri, Singapur- da geçirdik. Singapur hâkimi, ora- nın İngiliz müstemleksi olmasina rağmen müstakil hükümdardır. Bir mülâketta benden makamı bhilâ- febte basılmış dini kitaplar ve müs- haflar istedi. Bu nazik zata karşı çok mahcub kaldım. Acaba şu zata istediği kitapları göndertmek kabil olmaz mı? Bari seyahatten bir ne- tice çıkarmış ve sevaba girmiş olayım. Hocayı yanıma aldım. Ana ta- rafından akrabalığım olan vaktin Şeyhülisllâmı Cemaleddin Efendi merhuma götürdüm. İşi anlattık. Cemaleddin Efendi Singapur hâ- kimine din kitaplarının ihsan bu- yurulmasını Padişahtan istirham eyledi, Mucibince irade çıktı. He: nüz kapanmamış olan Matbasi Âmire ve Başmabeynci Osman Bey matbaşında kitaplar hazırlan- dı, sandıklandı, gümrüğe götürül- dü. Tam sevkoluna&cağı zaman Sa- raydan bir emir geldi. «İş'arı ahire kadar intizar'» emrolundu. İntizar müddeti dört ay geçti, benim bocanın sabrı tükeniyordu. Bir daha Şeyhülislüma başvurduk. Cemaleddin Efendi merhum beni hoca efendi ile Sarayda ikinci ka- rin Hacı Ali Paşaya gönderdi, Ha- cı Ali Paşa vasıtasile kitapların sevkini hoca istirham eyliyecekti. Bir gün sabahleyin Yıldıza git- tik; Hacı Ali Paşa Şeyhülislâm tarafından geldiğimizi haber alınca bizi derbal kabul eyledi. Sakal başları traşlı, gözleri sürmeli Hacı Ali Paşanın anber kokulu odasına girdik ve ben işi anlattım. Hacı Ali Paşa, sakalını okşadı: — Canım, Efendi hazretleri ni- çin sizi bana göndermiş; iş Singâa- pur hâkimine gidecek kitaplara ai değil mi? Malüm ya, bütün hâkimlerin mercii Makamı Meşi- hattır. Kendi emirleri altında olan bir bâkimin istedikleri kitaplar için zatı semuhileri doğrudan doğ- ruya meseleyi tesviye buyururlarsa daha münasib olur! Halifei ruyi zeminin ikinci ka- rini Hacı Ali Paşa, Singapur hâ- kimini, Kastamonu, veya Silivri hâkimi gibi Makamı Meşihata bağlı sanmıştı ! Arkadaşım hoca elimden çekti. Paşayı etekleyip çıktık ve hoca bana şöyle demişti: — Haydi savuşalım oğlum; ar- tık yapacak iş kalmadı, bu gözleri sürmeli herife Singapur hâkiminin ne olduğunu anlatmak hem Zor, hem ayıb olur! A.İ. TOKGÖZ 5 THOMAS BAİLEY ALDERİCH — 13 ücü sayfadan devam — vaktinin birçoğunu şiir yazarak geçiriyordu. Aldericeh'in “Küçük çanın şarkısı, adlı şiiri Nevyork'ta gazetede neşredildi. Bu şiir meç- muadan mecmuaya iktibas edilmek üzere bütün Amerika twatbustıul dolaştı, Artık hayat yolunu değiş- tirmek icab ediyordu. Amcasının yanından synlıp Nevyorkta bir matbaaya musahhih girdi. Ayni zamanda mecmualara yazdı. New York 'Tribune'ye barp muhabiri olarak yerleşti. 1866 da (Boston) ya gitti. Ve bir haftalık edebiyat mec- muasının tabiliğini yaptı. Bu ara- lık müteaddit mecmualara da yazı yazmaktan kendini alamıyordu, Takriben 15 yıl kadar sonra Atlan- tiç Monthiy'in tabiliğini bitiren Halmew'in yerine Alderich geçti. Boston'da o kendinden önceki nes- lin meşhur İngiliz edibleri olan Halmeş ve Langfellaur'u tanıdı. Çok sevindi. Çünkü müşfik kelblı, güler yüzlü ve hatırşinastı. Kışları Boston'da geçiriyor yazın başını alıp deniz kıyılarındaki yalılarını, çiftliğini, ve kâh malikânesini do- laşıyordu. Çiftliğine kendisi (Pan- kapag) derdi. Şiir kitapları arasında en önem- lileri (Baby Beli - (Küçük zil) (Yağmurdan evvel), (Marjorie'nin almanağı)dır. En mükemmel hikâ- yeleri (Marjorie Daw), (Durgun su trajedisi) bir de Seyahatnamesi var- dır: (Pankapag'dan Pesth'ye). Ports- month &keçlerini (Denize, yakın eski bir şehir) adlı kitabında top- ladı. 1907 de Mr. Alderich'in vefatın- dan sunra hatırasını taziz maksadi- le Nutter Hause adını verdiği evi hükümet tarafından satın alındı. Bütün mefruşat Alderich sağ iken durduğu yerlerde muhafaza edildi, San'atkârın hayatını canlandırmak için nesi eksikse tedarik edildi. O derece ki aağlında yatak odasında bir iskemle arkasına geçirmek âde- tinde bulunduğu ceketi bile giy- miye hazır bir vaziyette eski ye- rine geçirildi. Eski konağın kapı- ları ziyaretçilere açıldı. Orayı şöy- le bir gören hâlâ sanatkârı yaşı- yor sanır, M. Hulüsi DOSDOĞRU Gelecek Sayıda : TAKVİM Yazan; iy A A CAVİT YAMAÇ . 117 — Servetifünun — 2370