A 7 Şe Şİ İ amimi sisli Sahtbi ve müeasisi A. İğsan Tokgöz Neşriyat Müdürü : H. Fahri Ozamsoşyş Fiyatı 15 Krş. UYANIŞ SİYASİ — EDEBİ—İLMİ—SOSYAL— HAFTALIK GAZETE o Kuralaşa 1891 Ç EE VE TIFUNUN Yu Şi —ca 9) No. 2366 Talgraf : Servetifünun İlana! Telefon: 21013 25 Birincikânun 1941 Perşembe HAFT A HA S$S B I HAL | Cihan harbinin azgınlığı — İnsanların birbirini boğma itiyadı — Öyle derler : en fena hareketlerden sonunda selâmet doğar amma gafil olmıyalım — Milli birliğimiz her an kuvvetlenmelidir Yazan : Cihan harbi her gün daha ziya- de baş döndürüyor, dört tarafı karanlık gösteriyor ve gönül bulan- dırıyor. Keyif ve neşe denilen manevi gıdalar dahi, boğazdan mis deye inecek gıdalar gibi, gün geç- tikçe azalıyor ve daralıyorli Mü- barek yurdumuz gibi Umumi harbin ateşinden dışarda durmağa karar vermiş olan İsviçrenin gazeteleri de yazdıkları makalelerde hep soru- yorlar ; İnsanlık bu kadar ruh ve gönül azabına dayanırmı ? Kezalik insanlığın yeni nesli, mide gıdasına müteallik mahrumiyetler içinde sıh- hatinden ve kuvvetinden kaybede ede, büyürse on yıl sonra yetişecek delikanlıların halleri ne olacak ? yle yaş neşesiz bir muhit içinde yaşamak ruhi bir azaptır; aynı za- manda, hele genç yaşında iken vücudü besliyecek yiyeceklerden mahrum olarak büyüyenler, mutlaka türlü türlü hastalıklarla malül olur- lar. Gazeteler tekrarlıyorlar : İnsan- ların uğrayacağı bu ruhi ve sıhhi sukut akıbetinden ürkmek günü a- caba gelmiyecekmi?.. Bugünkü hâle bakarsak beklenen ürküntü hiç gö- rünürde yok !! Yakılıyor, batırılıyor, öldürülüyor. Sıfırdan aşağı 34 de- rece soğukta ve oldukları yerde Ahmed İhsan donup ölenlerden hüviyetleri tesbit olunanlarının sayısını bile yedi bin rakamla gösteriyorlar ve resmi ka- lemle ilân eyliyorlar. Zavallı mede. niyet ne oldu sana? Haniya bir tek adamın dikkatsizlik ve kaza eseri olarak ölümüne sebeb olduk- ları zaman haftalarla ve aylarla uğraşan adli kuvvetler, meselâ böyle bir felâkette tahrik olunmak lâzım- gelse acaba medeniyetle insanlık hakkında nasıl hüküm verir ? Kalemim yine kendiliğinden dur: du. Cihan harbi dünyayı öyle bir kıyamete soktu ki muharebenin ya- rattığı ve yaratacağı müthiş fclâ- ketleri düşünmek bile yukarıda bah- sedilen asabi sarsıntıları hissettiriyor. Neş'e kaçıyor. O zaten yok ya! Fakat uykular da bozuldu. Vaktiyle mektepte iken,ders yorgunlukların- dan uykumuz kaçardı. O zaman ba- na rahmetli Hanım ninem: “Tanı- dığın köse adamları hatırlamağa ve saymağa çabala, mutlaka uyur- sun, derdi, ve öyle olurdu. Dün akşam muhtelif gazetelerden ve muhtelif radyolardan aldığım ha- berlerden sonra uykuyu kaçırdım. Hadi büyük ninemin dediğini ya- palım ve bildik köseleri sayalım dedim. Eski ilâç hiç tesir yapmadı. TOKGÖZ İstanbul - 34 Birinoikdânun - 1941 Sabahleyin sersem halde uyanmış» tım. Değirmendereli bir köylü arı kadaşım geldi. Sıcak odada karşı karşıya oturduk: Köyde ne var ne yok ? dediğim zaman bana şu ceva bı verdi : “Hep evde ve bahçemde kendi işlerimle meşgulüm; kimseyi gördüğüm de yok sorduğum da yok! Dün evdeki fırını yaktık; benim buğdayın unundan ve haz bis zim bahçe mahsulü mısır unundan haftalık ekmeğimizi pişirdik? İşte size iki çeşitten birer tane getirdim, Bizim kadıncağız ebegümeci top» ladı; seversiniz biliriz, ondan da getirdim,,... Köylü arkadaş bazı kış- lık şeyler almak üzere çarşıya gitti, Bu sevimli köylünün ziyareti benim maneviyatımı çok yükseltti. Evet; işin doğrusu bu | Bütün dünya ken- disini ateşe attı ise ben ne yapa» bilirim ! Köylü gibi kendi işinle gü- cünle meşgul olmak, bir yeyip bin şükretmek lâzım! Hele benim gibi omuzuna birikmiş çok yılların yükü ve ağırlığı toplanmış olanlar için en doğru hareket bu olse gerek! Böylece ruhumu okşayarak bazı ga- zeteleri gözden geçirdiğim sırada Charles Maurras adlı meşhur Frans sız muhrririnin son yazdığı bir fık» — Lüffen sayıfayı çevirinit — 61 — Servetifünun — 2366