ROMEN EDEBİYATINDAN : NEHRİN KARSISINDAN | Yazan : Victor PAPİLİAN | > Çeviren: Cavit YAMAÇ | Göğsünün sepetinde ihtiyar kalbi bir hamur gibi kabarmıştı. Şimdi burada Saü papazı, muh- tar, oşraf ve nehirin karşısından herkes olmalı ve ğörmeli! Güveylnin kolları arasından ay- rılarak ciddiyetle: — Onu ne zaman defnedelim? diye sordu, Kederin karşısinda er- kek kaldığını göstermek istiyordu. — Ne zaman istersen. Grozavul anlıyamadı. — Öyle ama, sizin âdetlere göre yas tutmalısın. Öğretmen ve müziği çağırmalısın... Sas imkânsız bir şeyin karşı- gındaymış gibi ümitşiz başını sal- ladı. — Marluca'yı sen buradan al götür, ve sizin tarafta, nehirin karşısında onu defnedersin... Grozavul'un aklı boş bir mah- zene kapanmış bir köpek gibi ba- şında ulumağa başladı, Etrafına sersem sersem bakındı, Eğer et- rafta tek bir kişi olsaydı utancın- dan derhal öleceğini hissediyor ve tek bir tabut yerine ; önmüun tana lâzım gelecekti. Horla:“ — Eve girelim de İbüğlı bağıtın bunu konuşalım, diyebildi. Fakar Valter bir sıçrayışta ka- pının önüne geldi ve sanki malı- nı vücudu ve kollarile muhafaza edecekmiş gibi onu durdurdu: — Tekin değildir, Grozavul amca > Attemis Grozavul, nehrin karşı 190 — Servetifünun — 2324 tarafına, evine, nasıl erdiğini bil- miyor. Sanki periler gibi toprak üzerinde değil, rüzgârın buharında uçuyor, kalbi ise sıkılarak zehiri büyük okka ile tartılacak bir va- ziyette idi. Evinin avlusu birdan ona pek tenha geldi. Acayip. Kı. zını evlendirip evinden çıkaralı üç sene olmuştu ve nibayet şimdi kızının gidişiyle evinin 18sız kal- dığının farkına varıyordu. Ev ona şimdi çok zayıf bir vücut üzerin- den düşecek geniş bir elbise gibi geliyordu. Ruhunun kederden eri- diğini hissediyor tıpkı don y&- ğının kor üzerinde eridiği gibi ve hepsi eriyecekti de eğer acı bir fikir tıpkı arkadan yakalıyan hay- dutlar gibi onu yakalamamış ol: saydı, Eğer Mariuca cin oluverirse! Artemie öfkelendi ve hırsla be- lini düzellerek bu yükü birden atmak ıstedi. Fakat bu fikir kü- çük ve ince olmuş bir vaziyette beynine takılmış ve onu oymıya ça- lışıyordu. Evi büyük ve 18sızdı ve dünya kurulalıdan beri cinler daima ıssız yerlerde belirmişlerdi. Ve kı zı bir köpek gibi papazsız defnet- mek... Bunu düşününce Artemie Grozavul birden korkudan titredi ve aklı başına geldi. Şimdi en 8- kıllı bir adam gibi düşünüyordu. Böyleydi. Sas papazı kızıyle alâkadar olmadıysa şimdi o nasil papaz Romitzan'ın önüne çıkacak- 119 Papaz Romitzan tabiatile onun yüzüne gülecek: — Sen başka tarikata karıştın. Sonuna kadar onu takib et... Ve sonunu pekâla biliyordu. Kızı kafnsı kesilen haydutlar gibi başsız mumeanz toprağa atılacaktı. Ve onun cin olmasından ne diye korkuyordu halâf Artemie Grozavul kederle kıy- ranıyor sanki onu belinden biri sıkıyordu öldürecekmiş gibi. Cinler gece, uykunun en tatlı yerinde evine gelip en fecii kötü- lüklerle insanı cezalandırır. Bütün ev eşyalarını darmadağın edip, kırar döker, şeytan tırnaklarını gözüne sokar ve bir huni ile da- marlarındaki bütün kanı emer, Allah korusun! Korkudan sersemliyen AÂrte- mie, haç çıkarırken kendine geli- yor. Çıkardığı haçların tesirsiz ol- duklarım pek alâ biliyordu. Bun- dan kurtulacak yegâne çareyi bi- liyor: Ölüyü gömdükten üç gün sonra beddualı vücudu çıkararak kalbine sivri bir demir saplayıp gözlerini çıkarmak kulaklarını ve sağ elini kesmek lâzım. Fakat bü- tün bu işi o yaşlı ve zayıf adam nasıl yapabilir? Ve böyle doğuran bir kadın gibi çile çekerken birden iyi bir fikrin kafasından doğarak kalbini hafiflettiğini hissetti, Süratle To- ma Oiucarel'e doğru yollandı. Bu delikanlı hem kuvvetli ve hemde dindardı. Ve sonra kızını sevmişti. Ve tehlike onuda gözetliyordu. Çünkü cinler asl hayatta sevdik-